
ZEYNEP BAŞAR'DAN;
Sistemi açıp tercihleri yapmaya başlamıştım.
Umarım hayırlı bir sonuç olurdu.
Okullar sırayla yazarken kapı çalmıştı.
Bir bu eksikti...
Kapıyı açtığımda karşımda gördüğüm kişi ile afallamıştım.
"Semih Bey!"
"Müsade var mı?"
"T-tabii buyrun."
Ellerinde poşetlerle içeri girmişti. Bende arkasından gitmiştim.
"Mutfak ne tarafta."
"Şurdan geçin."
Poşetleri mutfağa bırakıp salına geldi. Açık olan bilgisayara baktığında;
"Üniversite tercihleri mi?"
"Evet."
Şaşkınlıktan cümle kurmayı unutmuştum.
"Hadi o zaman birlikte yapalım."
Bilgisayar çantasının içinden kendi bilgisayarını çıkarıp tercih sitesine girdi.
"Semih Bey bu siz misiniz?"
Aferim sana Zeynep bravo kızım. Semih Bey bu siz misiniz nedir ya?
"Evet benim ordan bakınca başka birine mi benziyorum."
"Peki iyi misiniz?"
"Hem de çok. Hadi gel de şu tercihleri yapalım."
"Sizde mi girdiniz sınava."
"Hatırlamıyorsun demek."
"Neyi?"
"Ani fren yapmasaydım sana çarpacaktım ya sende o gün bana ağzına geleni söylemiştin."
Şimdi hatırlamıştım. Bu oydu. Hayat gerçekten çok değişikti nerden ne çıkacağı asla belli olmuyordu.
"Hatırladım."
Sesim fısıltıdan farksız değildi. O gün ağzıma geleni söylemiştim ama pişman mıydım asla yine olsa yine aynı şeyleri söylerdim.
"Hangi bölümleri tercih edeceksin."
"Hukuk bölümünü yazacağım."
"Yakışır."
"Teşekkür ederim."
"O zaman ilk seninkini halledelim sonra benimkini yaparız."
"Hangi okulu başa yazacaksın?"
"İstanbul Üniversitesi."
"Zeynep belki abim teklif etmiştir bilmiyorum ama bizim okulda da okuyabilirsin."
"Evet Yiğit abi teklif etti ama kabul etmedim. Ben kendi hayalimdeki üniversite de okumak istiyorum."
"Peki o halde."
Benim tercihlerimi halletmiştik sıra Semih deydi.
"Siz hangi bölümü istiyorsunuz?"
"Bilmem aklımda bir bölüm yok."
"Ee nasıl tercih yapacaksınız o zaman?"
"Abimin zoruyla girdim zaten sonra dan karar verdim tercih yapmaya. Senin tercihindekileri yazalım illaki çıkar biri."
"Olmaz öyle açıkta kalırsan. Sıralama ve puan farkı var."
"Ne o senin tercih ettiğin okullara benim sıralamam yetmez mi onu mu demek istiyorsun?"
"Hayır Semih Bey. Öyle demek istemedim tabikii."
Kahkaha atmaya başladığında bende şaşkın şaşkın onu izliyordum.
Yok bugün bir garipti.
"Bu hareketine bayılıyorum."
"Anlamadım."
"Neyse boş ver hadi benim işimi de halledelim sonra bir şeyler yiyelim."
"Tamam ilk hangi okul."
"İstanbul Üniversitesi."
"Niye kendi okulunuzu tercih etmiyorsunuz?"
"Of çok soru sorma hadi Zeynep sıkıldım çok sıkıcı bir işmiş bu."
Gülmemek için kendimi zor tutuyordum.
Sonunda tercihleri hallettikten sonra mutfağa geçmiştik.
Semih Bey'in getirdiği poşetlerde abur cubur vardı.
"Zahmet etmeseydiniz Semih Bey."
"Filmin yanında iyi giderler."
"Film?"
"Ee bir film izleriz diye düşünüyordum."
"Semih Bey neden böyle davranıyorsunuz?"
"Makarnalar nerede?"
"Semih Bey, evimi nerden buldunuz?"
"Su kaynaya kaynaya bitecek."
Anlaşılan sorularıma cevap vermeyecekti. Daha fazla soru sormadan makarnayı çıkarıp verdim.
Makarnayı dikkatlice suya döküp karıştırdı.
İstemsizce onu bu şekilde izlemek hoşuma gitmişti.
"Salata malzemelerini yıkamaya ne dersin?"
Hızlıca kendime gelip salata malzemelerini yıkadım.
Ben yıkarken Semih Bey de doğramaya başlamıştı.
Kısa sürede sofrayı kurup yemeğimizi yemiştik.
Tabiki yemek esnasında sorduğum soruları yine geçiştirmişti.
Ben bulaşıkları makineye dizerken Semih Bey de atıştırmalıkları tabağa koyuyordu.
Filmi de seçtikten sonra içeriğe geçip filmi izlemeye başladık.
Filmde geçen o kadar güzel ve anlamlı sözler vardı ki...
•••
Normalde film izlemeyi sevmezdim ama bu film aşırı sarmıştı.
İzlemeye devam ederken birden filmi durdurdu ve gözlerimin içine bakmaya başladı.
"Sence aşk nedir?"
Sorduğu soru ile afalasam da belli etmemiştim.
"Neden sordunuz?"
"Senin düşüncelerini merak ettim."
"Bu konular hakkında pek düşüncem yok."
"O halde şöyle sorayım aşk illa yan yana olmak mıdır?"
"Hayır, aşık olan bir insan uzaktayken bile sever, hisseder. İlla aşık olmak için yan yana, el ele, göz göze olmak gerekmez. Uzakta olsa bile delicesine sevebilir bir insan, kokusunu hissedebilir en önemlisi de sevgisini hissedebilir."
Filmi başlatıp izlemeye devam etmiştik. Bu soruyu filmin ortasında sormasına anlam veremesem de bir şey demeden izlemeye devam ettim.
İlerleyen dakikalarda Semih Bey'in bana sorduğu soruyu film karakteri sormuştu.
Bakışlarım Semih Bey'e kaydığında;
"Bu filmi daha önce izlemiştim."
Daha önce izlediğim filmi hâlâ ilk izliyormuş gibi tepki veriyordu. Bu adam gerçekten çözülmesi imkansız biriydi.
Filmi bitirdiğimizde zaman baya geç olmuştu ve uykum gelmeye başlamıştı.
Koltuğa kafamı yasladığımda çok geçmeden bilincimi yavaş yavaş kaybetmeye başlamıştım.
Saçlarımda el hissettiğimde zorla bilincimi açık tutmaya çalıştım.
"Korkuyorum, yine aynı şeyleri yaşamaktan korkuyorum."
Tek duyduğum cümle bu olmuştu.
•••
Gözlerimi açtığımda kendimi odamda buldum. İyi de ben en son koltukta uyuya kalmıştım.
Allah kahretsin Semih Bey beni buraya getirmiş olmalı.
Şuan o kadar utanıyordum ki uykumun ağırlığına lanet etmeden duramamıştım.
Saçımı düzeltip aşağı salona indiğimde koltuğun üzerinde uzandığını gördüm.
Üstüne battaniye örtüp gideceğim esnada kolumdan el hissettim.
"Uyuyan güzel uyandı demek sonunda."
"Şey uzun zamandır pek uyuyamadığım için öyle şey olmuş."
Yüzünde tebessüm ile beni dinliyordu.
"Hadi hazırlan."
"Nereye?"
"Ayla yengem çağırdı. Hepimiz bir arada toplanacakmışız bizimde gelmemizi istedi."
"Bizim?"
"Evet bizim."
"Siz birlikte olduğumuzu mu söylediniz?"
"Evet nolacak ki?"
"Hiç canım, ne olabilir ki? Semih Bey ayıp oldu insanlara ama ya!"
"Bir sakin olur musun? Ortada hiçbir şey yok. Hadi hazırlan çıkalım geç kalacağız."
Of gerçekten insanı rezil etmekte üstüne yoktu. Ben şimdi nasıl insanların yüzüne bakacaktım tamam burdan bakılınca ortada pek bir şey yok gibi gözükse de öyle değildi olay.
Üzerime rahat bir şeyler geçirip salona geçtim.
Arabaya bindiğimiz de ikimiz de oldukça sessizdik.
Ben bugün neler yaşamıştım öyle?
Bu adam bana gıcık olmuyor muydu? Şimdi ne değişti de bir gününü benimle geçirmişti.
Ayla ablalara geldiğimizde utana utana içeri geçmiştik.
Hepsinin bakışları üzerimizdeydi özellikle Yiğit abi mutlu bir şekilde ikimize bakarken bakışlarımı öne eymiştim.
Ayla abla bu durumu fark edip;
"Hadi siz oturun biz sofrayı hazırlayalım. Gel Zeynep, Çise sende gel yardım edin azcık."
Mutfağa geçip öylece bekledim şuan elim ayağım birbirine dolanmıştı.
Çise ablanın alttan altta gülerek bakan bakışları da gözümden kaçmıyor değildi.
"Ee hadi kızım dökül bekliyorum kırk saattir."
"Noldu ki?"
"İşte onu sen bize anlatacaksın."
"Çise kızı bir sal. Utandırma şimdi anlatmak istese anlatır."
"Olmaz merak ederim."
"Bir şeyi de merak etme be Çise."
"Ayla küsücem hee."
Çok tatlılardı kaç yaşına gelmiş olurlarsa olsunlar hep böyle içindeki çocuklar tazeydi.
"Birlikte okul tercihi yaptık."
"Nee?"
"Çise abla az sessiz ol içerde duyacaklar ayıp olacak."
"Ee süper bir haber bu."
"Ben hangi okulları yazdıysam o da aynısını yazdı."
"Ohaaa!"
"Kızım büyük tepkiler vermesene."
"Aman be iki dakika sevindirme insanı Ayla tamam mı?"
"Abla ortada bir şey yok ki neye seviniyorsun?"
"Kızım sen saf mısın? Neden seninle aynı okulu tercih etti zannediyorsun?"
"Neden?"
"Seninle aynı ortamda bulunmak için."
Bu sefer kahkaha atan kişi ben olmuştum. Ayla ve Çise abla şaşkın bakışlarla bana baktıklarında;
"Abla yapma Allah aşkına birbirimize asla tahammül edemiyoruz ne aynı ortamı."
"Çise haklı Zeynep biraz gözlemle bak bakalım sana olan tavırları nasıl?"
"Tercihleri yaptıktan sonra yemek yedik birlikte ve film izledik."
"Tamam bunlar olmuş Ayla sana elti geliyor hayırlı olsun kardeşim."
"Vayy aferin kız iyi anlaşmaya başladınız demek ki."
"Ama aklıma bir şey takıldı abla."
"Söyle bakalım."
"Tam hatırlamıyorum ama ben film izledikten sonra uyuya kalmışım ve o an duyduğum bir cümle oldu. Korkuyorum, yine aynısını yaşamaktan korkuyorum dedi."
Ayla ablanın moreli düşmüştü.
"Abla iyi misin?"
"İyiyim güzelim."
"Sence neyden korkuyor olabilir ve bunu bana neden söyledi."
"Her şeyin zamanı vardır. Zamanı geldiğinde eminim ki Semih sana anlatacaktır."
Ayla ablanın bildiği ve bana söylemediği bir şey vardı ve bu durum beni iyice meraklandırmıştı.
"Hadi şu salataları koyun. Bende geliyorum."
Sofrayı kurduktan sonra yemeklerimizi yemeye başlamıştık.
Sohbet eşliğinde yemeklerimizi yedikten sonra bulaşıkları toplayıp makineye koymuştuk.
Yemek sonrası çayımızı da içip hepimiz evlerimize gitmek için ayrılmıştık.
"Hadi hazırlan ben seni bırakayım eve."
"Zahmet etmeyin Semih Bey ben kendim giderim."
"Olmaz geç oldu."
Ayla abla ve Yiğit abinin bakışları üzerimizdeyken o kadar mutlu duruyorlardı ki.
Evden çıkıp arabaya bindiğimiz de;
"Yarın iş görüşmem olacak bu iş oldukça önemli. Şirkete yakın yerlerde restorant ayarlar mısın?"
Mısın mı demişti o?
"A-ayarlarım."
"12.00 gibi olursa iyi olur."
Şaşkınlıktan dilim resmen lâl olmuştu.
Daha fazla konuşmadan beni eve bıraktığında bugünkü olanlar gözümün önünden bir film şeridi gibi geçip gitmişti.
AYLA KARAHANLI'DAN;
Bugün yorucu ama bir o kadar da güzel geçmişti.
Çocukları yatağına yatırıp bizde odamıza geçmiştik.
Yiğit yatakta uzanmış öylece tavanı izliyordu.
Yanına uzanıp başımı göğsüne koydum.
"İlerleme var."
"Evet hem de fazlasıyla. Zeynep ile konuştuk."
"Ne dedi?"
"Zeynep'in tercih ettiği okulların aynısını tercih etmiş."
"Semih okul tercihi mi yapmış?"
"Evet."
"Okumayacam öylesine girdim diyordu sınava."
"Demek ki bir şeyler yolunda gidiyor."
"Zeynep'e bakışları farklılaşmıştı. Umarım daha da iyi olur. Zeynep ne düşünüyor bu konuda güzelim."
"Zeynep'in aklı biraz karışık sevgilim."
"Neden kızı incitecek bir şey söylememiş dimi?"
"Yok ama Korkuyorum, yine aynı şeyleri yaşamaktan korkuyorum demiş."
Söylediğim şey ile Yiğit kasılsa da belli etmemeye çalışmıştı.
"Yine aynı acıyı yaşamaktan korkuyor."
"Evet sevmekten korkuyor. Çünkü sevdiğinde kaybedeceğini düşünüyor."
"Onu da birlikte aşacaklar. Ben eminim Zeynep, Semih'e çok iyi gelecek."
"İnşallah Yiğit gerçekten her ikisininde acı çekmesini istemiyorum artık. Zeynep'in durumu zaten ortada daha küçük yaşta acı ile baş başa kalmış. Semih zaten en büyük acıyı sevdiğini kaybetmesi ile yaşadı."
"Kardeşimin o halleri gözümün önünden hiç gitmiyor Ayla."
"Herkesin bir imtihanı vardır Yiğit. Semih'in de imtihanı sevdiği ile sınanmaktı bunu da atlatacak."
"Umarım."
Umarım artık acı çekmezdik, umarım artık her günümüz mutlu, huzurlu geçerdi.
Evettt bir bölümün daha sonuna geldikk❤️🩹 Semih Bey'imizin ani değişen hareketlerine ne diyorsunuuzz yorumlarda buluşalım❤️🩹
Keyifli Okumalar❤️🩹
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 4.6k Okunma |
343 Oy |
0 Takip |
46 Bölümlü Kitap |