
ZEYNEP BAŞAR'DAN;
Eskileri hatırlaması ile gözünden yaş akmıştı ve benim kalbim acımıştı.
Semih'i bu şekilde görmeye alışık değildim. O güçlüydü, mücadeleciydi bu şekilde değildi, benim tanıdığım Semih bu değildi.
"Kaç sene önce oldu?"
"2 sene oldu."
"Ve hâlâ toparlanamadın."
"Hayır, her yaptığım şeyde aklıma geliyor. Sanki birisini seversem ona ihanet edecekmişim gibi hissediyorum."
"Bu şekilde hayatına devam edemezsin ama."
"2 senedir yaşadığımı kim söyledi ki?"
Odada sessizlik hakimdi. Ne diyebilirdim ki? Sevdiğini kaybeden birisine ne gibi teselli verilirdi hiçbir fikrim yoktu.
"O nasıl biriydi?"
Sorduğum soru ile acı bir tebessüm etmişti.
"Tarif etmem mümkün değil. Ama çok merak ediyorsan onu kendinde ara."
"Anlamadım?"
"Senin gibiydi. Deli dolu bir kişiliği vardı. Hayattan zevk almayı bilen biriydi. Yeri geldiğinde dik başlı ve inatçıydı. Birisi damarına bassa bunu onun yanına asla bırakmaz hakkını söke söke alırdı. Çok sevecendi."
O kadar güzel anlatıyordu ki... resmen anlatırken gözlerinin içi parlamıştı.
"Peki ondan sonra neler hissettin? Hayatında ne gibi değişiklikler oldu? Önceden de mi böyleydin?"
"Ondan sonra hislerim yok oldu. Hayatım mahvoldu ve ben o hayatı kendi başıma tekrardan kurmaya çalıştım. Bir insan sevdiğini kaybettiğinde her şeyini kaybediyormuş ben bunu çok iyi anladım. O gittikten sonra elim, kolum, kanadım kırıldı."
Derin nefes alıp konuşmaya devam etti.
"Şuan nasılım, dışarıdan bakılınca nasıl duruyorum bilmiyorum ama ben böyle değildim, ben böyle olmak zorunda bırakıldım."
İkimiz de yaralıydık...
"Düzelmeyi hiç denedin mi?"
"Her yolu denedim. Abim psikoloğa götürdü ama hiçbir şey fayda etmedi ben daha da kötü oldum ve en sonunda şu illete bağlandım."
"Yeni mi başladın?"
"1 sene olmuştur."
"Peki bunu yaparken hiç kendini, sevdiklerini, aileni düşünmedin mi?"
"Bilmediğin çok şey var Zeynep. O zamanlar kendimi yalnız hissediyordum. Kendimden başka kimsem yoktu."
"Yiğit abi sana çok düşkün. Senin için her şeyini verebilecek durumda. Yeşim teyze de aynı şekilde. Ayla abla zaten ona diyecek sözüm yok. Bak iki tane yeğenin var hiç mi kendine yakın hissetmedin hiç birine."
"Bilmediğin çok şey var dedim ya. Bunlar sadece gördüklerin."
"Çözülmesi imkansız bir düğüm gibisin. Her konunun altında başka bir şey çıkıyor. Sen neler yaşadın böyle?"
"Çok zor zamanlardan geçtim hâlâ da geçmeye devam ediyorum. Ve bu zorlu süreçte kimseye güvenmeyen, hissiz, hayattan zevk alamayan birine döndüm."
Bu böyle olmayacaktı her konunun altından başka bir şey çıkıyordu.
En derinine inip anlatması gerekiyordu ve hâlâ şuan hazır olmadığını hissediyordum.
"Teşekkür ederim Zeynep."
"Niçin?"
"Beni dinlediğin için."
Sadece tebessüm etmiştim.
"Sana konuşma öncesi söylediğim şeyleri unut!"
Saniyesinde ne değişmişti de bu kadar katı olabilmişti?
"Hangisini?"
"İçimde hiç kimseye karşı sevgi yok. Hislerim yok boş boğazlık ettim sadece o kadar."
"Eminim öyledir."
"Evet öyle Zeynep başka bir nedeni yok. Sadece düşünmeden konuştum."
"İnsan kalbindekilerini, aklındakilerini dile getirir bunu unutma!"
"Belki de seni Cemre'ye çok benzettiğim için ona olan özlemim yüzünden öyle oldu nedenini bilmiyorum ama dediğim gibi hiç kimseye karşı içimde en ufak sevgi yok."
Seni Cemre'ye benzettim ne demek ya? Nasıl bu kadar düşünmeden konuşabilir?
Resmen Cemre'yi sende gördüm diye öyle dedim diyor. Böyle bir acımasızlık olabilir miydi?
O an içimden çok şey söylemek gelse de gözünün içine baka baka tek bir cümle söyleyebilmiştim;
"Sen benim için tam bir hayal kırıklığısın!"
Ona karşı artık söyleyecek tek bir cümlem, tek bir kelimem kalmamıştı. Onunla geçirdiğim her zaman israf gibi gelecekti artık bundan oldukça emindim.
Hastaneden çıkıp taksiye bindim. Sadece iki dakika ya sadece iki dakika normal insan olamıyor muydu?
Bir de aptal gibi üzülmüştüm. Hiç kimseye haddinden fazla değer vermemeyi bir kez daha öğrenmiştim.
Eve geldiğim gibi üstüme pijamalarımı geçirip yatağıma uzandım.
İstemsizce son zamanlardaki tavırları aklıma geliyordu.
Allah kahretsin ki önce aklıma sonra kalbime girmişti ve şimdide paramparça ediyordu.
Toparlanmam lazımdı, ayakta durup mücadele vermem lazımdı.
Bu şekilde davranıp hayatımı mahvedemezdim. Nasıl aklıma ve kalbime girmeye başardıysa öyle de çıkacaktı.
Düşünceler ile boğuşurken gözlerimin yavaş yavaş kapanıp uykuya dalmıştım.
•••
Telefon sesi ile gözlerimi açtığımda arayan kişinin Ayla abla olduğunu gördüğümde fazla bekletmeden telefonu açmıştım.
"Gülüm iyi misin?"
"İyiyim abla saol."
"Sesin hiç iyi gelmiyor ama. Hastanede de değilmişsin. Noldu bir sorun mu var?"
Gözlerim dolmaya başlamıştı. Allah kahretsin hayır ağlamayacaktım.
"İyiyim abla. Eve geldim."
"Ablacım bak sen iyi değilsin. Biliyorum seni canın bir şeye sıkılmış."
"Abla canım acıyor."
Güçlü durmaya çalıştıkça üstüme daha da yük biniyordu. Daha fazla güçlü durmaya çalışmayacaktım. Güçlü durmaya çalıştıkça nefes alamıyordum.
"Tamam sakin ol oraya geliyorum."
"Abla çocuklar."
"Yeşim anne bakar."
"Hayır abla gelme. Ben iyiyim."
"Sen bize gel o zaman."
"Hayır, gelemem."
"İçim hiç rahat değil ama böyle Zeynep."
"Rahat ol abla endişelenme."
"Telefonda anlat ablam dinlerim."
"Abla yine haddinden fazla değer verdim ve yine üzülen kişi ben oldum. Bu kadarını bilsen yeter."
"Semih mi?"
İsmini duymam ile omzum sarsıla sarsıla ağlamaya başlamıştım.
Daha fazla konuşamayacaktım. Telefonu kapatıp komedinin üstüne koydum.
Cenin pozisyonuna geçip ağlamaya devam ettim.
AYLA KARAHANLI'DAN;
Bu kadarı da fazlaydı. Bu kızın da bir canı vardı bu canı paramparça etmelerine izin vermeyecektim.
Semih Bey iyi olsun diye kızı göz göre göre mahvediyorduk.
Telefonu kapatır kapatmaz Yiğit'in çalışma odasına gittim.
"Konuşmamız lazım."
"Güzelim noldu, bir sorun mu var?"
"Daha ne olsun Yiğit? Sence de ortada bir sorun yok mu?"
"Ayla bir sakin ol bağırma şimdi çocuklar korkacak."
"Bıktım Yiğit! Anlıyor musun beni bıktım. Sizin kendi çıkarlarınız için başkalarının canını hiçe saymanızdan bıktım."
"Neyden bahsediyorsun yine? Dönüp dolaşıp aynı konuya mı geleceğiz hep!"
"Gerekirse evet! Siz bu kıza ne yaşatıyorsunuz öyle?"
Gözyaşlarımı daha fazla tutamamıştım. Zeynep'i ilk gördüğümde çok sevmiştim.
O kızın kaderi de bana benzerdi. İkimiz de ortak bir yarası vardı ailemiz...
Şuan onu o kadar çok iyi anlıyorum ki...
Kendini çaresiz, yalnız hissediyor ve bunu düşündükçe deliriyordum.
Yiğit yanıma gelip beni kendine doğru çekti.
Ondan kurtulmaya çalışsam da başarılı olamamıştım.
Başımı göğsüne koyup ağlamaya devam ettim.
"Önce bir sakin ol!"
"Yeter rahat bırakın şu kızı artık."
"Ayla'm bilmediğin şeyler var. Onlar artık eskisi gibi değil. Semih seviyor artık Zeynep'i."
"Neden Zeynep'in sesi kötü geliyordu o zaman. Neden bir kez daha haddinden fazla değer verdim ve üzülen ben oldum dedi? Bana bunu açıkla Yiğit! Bana o kızın akıttığı gözyaşların sebebini açıkla!"
"Ben Semih ile konuştuğumda onu sevdiğini söyledi. Mal herif mahvetti yine herşeyi kesin."
"İzin verme o zaman. Daha fazla mahvetmesine izin verme bir şey yap olaya el at ne duruyorsun Yiğit."
"Anne!"
Bakışların kapıya kaydığında Melisa ve Aslan'ı görmüştüm.
İkiside dolu gözlerle bir bana bir Yiğit'e bakıyorlardı.
"Baba tavda mı ediyosunuz?"
Yiğit çocukların yanına gidip onların boy hizasına geldi. Bende gözyaşlarımı silip yanlarına gittim.
"Hayır babacım. Kavga etmiyoruz sadece annenle biraz konuşuyorduk."
"Ama annem neden ağlıyordu?"
"Ağlamıyordum ki annecim. Sadece babanı özlediğim için sarılmıştım."
"Gözyeyin kızaymış anne."
"Bugün küçük civcivlerim biraz fazla mı meraklılar acaba. Hadi bakalım saat geç oldu pijamalarınızı giyip dişlerinizi fırçalayıp doğru yatağa."
"Baba bize masay okuy musun?"
"Okurum tabikii babacım. Hadi annenizi duydunuz işlerinizi halledin bizde geliyoruz hemen."
İkisi de odadan çıkmıştı.
Akmak için hazır bekleyen gözyaşlarım akmaya başlamıştı.
"Çocukları da üzdüm."
"Kendini suçlama Ayla'm."
"Hadi yanlarına gidelim. Sonra konuşuruz bu konuyu."
"Gidelim güzelim."
Çocukların odasına gidip yanlarına uzandık.
Yiğit masal anlatmaya başlamıştı.
Şuan bulduğum duruma baktım. Mutluydum, sevdiğim adam, çocuklarım vardı.
Bir ailem vardı. Çok çetrefelli yollardan geçsem de sonucu güzel olmuştu.
Umarım Zeynep içinde aynısı olurdu. Yaşadıklarına inat çok mutlu olurdu.
Eveeetttt bir bölümün daha sonuna geldiiikk🥳 bir sonraki bölümde görüşmek üzere❤️🩹 yorum ve oylarınızı bekliyorum❤️🩹
Keyifli Okumalar❤️🩹
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 4.6k Okunma |
343 Oy |
0 Takip |
46 Bölümlü Kitap |