
Sabahları artık daha erken uyanıyorum.
Hava hâlâ griyken, ev sessizliğe bürünmüşken, mutfaktan gelen tost kokusu bile hâlâ hayal gibiyken... ben Derin’in kapısını usulca aralayıp içeri giriyorum. Uyurken yüzü hâlâ melek gibi. Yorganın köşesi yine ayaklarının altında toplanmış, ayısı başının üstünde ters dönmüş.
Yanına oturuyorum. Elini tutuyorum. Sonra kendi karnıma doğru götürüyorum o minik eli.
“Senin orada henüz tanımadığın biri var,” diyorum içimden. “Ama o seni şimdiden tanıyor.”
Çünkü ben artık sadece Zeynep değilim.
İçimde bir kalp daha atıyor.
---
Testi ilk yaptığımda şaşkınlıktan ne yapacağımı bilemedim. Banyoda bir süre aynaya bakakaldım. Yüzümde garip bir ifadeyle, bir tebessümle, ellerim titreyerek.
Korktum mu? Hayır. Ama o kadar çok şey hissettim ki, neyin adı neydi ayırt edemedim. O an içimde, kendi çocukluğuma yeniden sarıldım. Bir şeyler tamamlanıyordu.
Ama bunu Semih’e nasıl söyleyecektim?
Ona sadece “baba oluyorsun” demek istemedim. Zaten o, çoktan bir baba olmuştu.
Ben ona, onun kalbinde hâlâ boş kalan son yerin de dolduğunu göstermek istedim.
---
Derin’le bir plan yaptık.
“Babama sürpriz mi yapıyoruz?” dedi heyecanla.
“Evet,” dedim. “Ama bu sürpriz... küçük değil.”
O gün Derin’in odasında kâğıtlardan küçük zarflar yaptık. Her zarfın içine bir şey yazdı Derin:
“En iyi sarılan kişi.”
“En güzel yumurta yapan adam.”
“Ben ağlayınca gülümseyen sihirbaz.”
Son zarfı birlikte hazırladık. İçine sadece bir cümle yazdım.
“Hazır mısın, baba? Bu sefer kalbin ikiye bölünecek.”
O zarfı, küçük ayıcığın boynuna ip gibi bağladık.
Semih işten döndüğünde Derin onu kapıda karşıladı. Elini tutup odasına götürdü. Her zamanki gibi heyecanla anlatmaya başladı:
“Bugün okulda resim yaptım, brokoli yemedim ama salatalık yedim, sonra ayım sana mektup yazdı!”
Semih gülümsedi. Ayıcığın boynundaki zarfı fark ettiğinde “Bu da mı brokoliyle ilgili?” diye sordu.
“Hayır,” dedim kapının kenarından, gözüm dolarak. “Bu, kalple ilgili.”
Zarfı açtı. Okudu.
İlkte ne olduğunu anlamadı. Sonra yavaşça yüzü değişti. Kaşları çatıldı, sonra çözüldü. Dudakları hafif aralandı.
Ve o an... gözleri bana döndü. Gözlerimdeki yaşlara. Kalbimdeki heyecana.
Elini karnıma uzattı.
“Gerçek mi?”
Sadece başımı salladım. Gözyaşlarım sessizce yanağımdan süzülürken, içimdeki küçük kalbin varlığı, artık kelimelerin ötesindeydi.
O an dizlerinin üstüne çöktü. Başını karnıma yasladı. Elleriyle sarıldı. Derin de geldi, “Ben abla oluyorum!” diye bağırdı.
Semih başını kaldırdı, sesi kısık ama netti:
“Ben daha ne kadar sevebileceğimi bilmiyordum... meğer bir kalbe dünya sığıyormuş.”
---
O geceden sonra bu evde bir şey daha değişti.
Artık kahkahalar bir kişiye daha çarpıp yankılanıyor sanki. Derin bana her sabah “Bebek uyanık mı?” diye soruyor. Semih, kitaplığı bebek kitaplarıyla doldurmaya başladı. Mutfakta her şey daha dikkatli hazırlanıyor, her yemek daha özenli. Ama en çok… her sarılma, artık daha uzun sürüyor.
Bu defa, biz gerçekten bir aile olduğumuzu sadece hissetmiyoruz.
Yaşıyoruz.
Her adımda. Her nefeste.
---
Geçen gece Derin uyuduktan sonra balkona çıktık Semih’le.
Sessizce oturduk yine. Rüzgar hafifti, yıldızlar sayılacak kadar çoktu. Elimi tuttu. Karnıma baktı. Sonra göğe.
“Zeynep,” dedi, “Biliyor musun? Sen benim evimsin. Ama artık... içimde bir şehir kuruldu.”
“Ve bu şehirde,” dedim gülümseyerek, “iki küçük ışık var. Biri Derin. Diğeri yolda.”
Gözleri doldu. Sonra güldü. “Bu kadar duygusal olmam normal mi?” diye sordu.
“Hamile olan ben değilim, unutma,” dedim kahkahayla.
---
Bu evde çatlaklar vardı.
Şimdi o çatlakların arasından güneş sızıyor.
Kırılmış aynalar hâlâ var belki.
Ama artık o aynalarda üç kişi gülümsüyor.
Ve dördüncü... kalbimde büyüyor.
Ben Zeynep.
Bir zamanlar sadece hayatta kalmaya çalışan bir kızdım.
Şimdi ise bir kalbin annesiyim. Bir adamın evi. Bir çocuğun güvendiği eli. Ve bir başka hayatın ilk melodisiyim.
Bir zamanlar gece uyanır, evin sessizliğini dinlerdim.
Şimdi uyanıyorum, ama bir sessizlik değil, bir mucize var yanımda.
Ve bu defa kendi sesimle fısıldıyorum:
“Hayat, yeniden başlıyor.”
Ve bir kitabın daha sonuna geldik🥹 sonraki bölümlerde Semih ve Derin kendi anlatımıyla bölümler olacak sonra da klasik yazar vedalaşması (geçici süre benden kurtuluş yok🤣) sonra da duyuru yapıp bir devri daha kapatacağız🥹
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 4.6k Okunma |
343 Oy |
0 Takip |
46 Bölümlü Kitap |