54. Bölüm

54. Bölüm

Sude Birer
sudebireroffical

3 Ay Sonra;

 

 

"Annem, Çise gelecek şimdi biz de hastaneye torunlarının cinsiyetini öğrenmeye gideceğiz. 1-2 saate geliriz."

 

 

 

Yeşim anne gözlerini açıp kapatıp beni onayladı. Ardından aşağı inip Çise'nin gelmesini bekledim.

 

 

 

Yiğit'in çok acil işi çıktığı için şirkete gitmek zorunda kalmıştı. Bende şirkete gidip oradan hastaneye geçecektik.

 

 

 

Kapı çaldığında kapıyı açtım. Karşımda gördüğüm kişi ile gözlerimden resmen kalpler çıkıyordu.

 

 

 

Sevgi'yi hemen kucağıma alıp öpmeye başladım.

 

 

 

"Oyy teyzesinin çiçeği hoşgeldin meleğim."

 

 

 

"Ooo Ayla Hanım pabucumuz dama mı atıldı?"

 

 

 

"Ee biraz öyle oldu!"

 

 

 

"Ondan önce ben vardır haberin olsun!"

 

 

 

"Şaka be aa hemen alınganlık yapıyorsun gel buraya taze anne!"

 

 

 

Çise'ye de sarılmıştım yoksa beni bir kaşık suda boğabilirdi kıskanç arkadaşım benim.

 

 

 

"Çise kendi evinmiş gibi rahat ol! Biz zaten 1-2 saate geliriz."

 

 

 

"Tamam güzelim hadi bakalım bizim miniklerin cinsiyeti neymiş bakalım."

 

 

 

Elini hafif belirginleşmiş karnıma götürüp okşamaya başladı.

 

 

 

"Yaa bak görürsün Ayla benim biriciklerim kız olacak."

 

 

 

"İkisi de mi?"

 

 

 

"Evet bak görürsün."

 

 

 

"Bir an Yiğit'i iki kız babası olarak düşündüm de yok olmaz. Sabrım dayanmaz."

 

 

 

İkimiz de kahkaha atmıştık. Birden aklıma gelen düşünce ile gözlerim dolmaya başlamıştı.

 

 

 

"Noldu Ayla'm?"

 

 

 

"Çise b-ben senden özür dilerim."

 

 

 

"Nerden çıktı bu şimdi?"

 

 

 

"B-benim yüzümden hiç bu hissi yaşayamayacaksın."

 

 

 

"Ayla şuan ne kadar saçmaladığının farkında mısın? O ne biçim bir laf!"

 

 

 

"Benim de payım var."

 

 

 

"Sen yeğenlerime dua et yoksa senin saçını başını yolardım. Sakın bir daha böyle saçma sapan şeyler yüzden üzme kendini."

 

 

 

Çise'ye sarılıp daha da çok ağlamaya başladım.

 

 

 

O bunu hak etmiyordu ama kısmen de olsa benim yüzümden bu durumdaydı.

 

 

 

"Hadi git sen kocanı bekletme."

 

 

 

Evden çıkıp arabaya bindim. Kısa sürede şirkete geldiğimde Yiğit'in odasına çıktım.

 

 

 

Bilgisayar başında o kadar yoğun gözüküyordu ki geldiğimi bile fark etmemişti.

 

 

 

"Dosyayı şuraya bırakabilirsin!"

 

 

 

"Sevgilim!"

 

 

 

Bilgisayardan kafasını kaldırıp gözleri gözlerimle buluştu.

 

 

 

Ayağa kalkıp yanıma geldi ve beni kollarının arasına aldı.

 

 

 

"Güzelim sen miydin? Fark etmemişim."

 

 

 

"Çok yoruyorsun kendini."

 

 

 

"Bu iş bizim için çok önemli. Bunu da hallettikten sonra bu kadar yoğun olmayacak artık."

 

 

 

Ellerimden tutup koltuğa oturttu. Yanıma oturup beni kendine çekti.

 

 

 

"Nasılmış bakalım bebeklerimiz."

 

 

 

"Saol Yiğit ya bende iyiyim."

 

 

 

Yanından kayıp diğer tarafa geçtim.

 

 

 

"Ne dedim ben şimdi güzelim?"

 

 

 

"Beni sormadan direk bebeklerini soruyorsun!"

 

 

 

"Güzelim olur mu öyle şey. Sen ayrı onlar ayrı."

 

 

 

Kucağına alıp elini karnıma koydu. Sanki babalarını hissediyormuş gibi hareketleniyordular.

 

 

 

"Hadi güzelim randavuya geç kalmayalım."

 

 

 

Şirketten çıkıp hastaneye doğru ilerlerledik.

 

 

 

O kadar heyecanlıydım ki heyecanımın tarifi yoktu.

 

 

 

"Yiğit sence kız mı olacak erkek mi?"

 

 

 

"Bence kızlarımız olacak."

 

 

 

"Çise de öyle hissetti biliyor musun?"

 

 

 

"Sen ne hissediyorsun sevgilim?"

 

 

 

"Ben erkek istiyorum. Tabi sağlıklı olsunlar orası ayrı."

 

 

 

"Sağlıkla gelsinler de gerisi hiç önemli değil."

 

 

 

"Aynen öyle güzelim. Yeter ki sağ salim kucağımıza alalım."

 

 

 

Hastaneye geldiğimizde direk olarak odaya girmiştik.

 

 

 

"Hoşgeldiniz."

 

 

 

"Teşekkür ederiz."

 

 

 

"Evet nasılsınız bakalım görüşmeyeli. Hamileliğiniz nasıl ilerliyor."

 

 

 

"Şuanlık bir problem yok hocam. Gayet iyiyiz."

 

 

 

"Karnınız belirginleşmiş bu da ikiz olduklarının bir avantajı mı desem yoksa dezavantajı mı bilemedim."

 

 

 

Tebessüm edip;

 

 

 

"Şimdiden zorlamaya başladılar ilerki aylarda kim bilir neler olacak."

 

 

 

"Son 5 ayınız Ayla Hanım sabredin."

 

 

 

"Aslında mide bulantısı harici pek zorlanmıyorum."

 

 

 

"Mide bulantılarınız da geçer ilerki aylarda. Asıl zor süreç sonraları."

 

 

 

"Bilmem mi? Yeni anne adaylarına bilgi verirken onları motive ederken kendim içten içe korkuyorum."

 

 

 

"Sizin mesleğiniz neydi Ayla Hanım?"

 

 

 

"Çocuk Gelişimi Uzmanıyım aynı zamanda anne baba eğitimcisiyim de."

 

 

 

"Oo süper o zaman size bahsetmeme gerek yok."

 

 

 

"Estağfurullah akıl akıldan üstündür."

 

 

 

"O hâlde sizi sedyeye alalım."

 

 

 

Sedyeye Yiğit'in yardımıyla uzandım.

 

 

 

Karnıma jel sıkıp cihazın başlığını gezdirdi.

 

 

 

"Cinsiyetlerini göstermiyorlar. Biraz zorlayalım bakalım minikleri. Çok rahatlar."

 

 

 

Cihazın başlığını hafif karnıma bastırdı ve bu durum inlememe sebep oldu.

 

 

 

Yiğit'in bakışları hemen beni bulduğunda onu rahatlatmak adına gülümsemiştim.

 

 

 

"Evet hazır mısınız?"

 

 

 

Kalp atışlarım dışarıdan bile duyulabilirdi şuan.

 

 

 

"Evet Ayla Hanım ilk sizden tahmin alalım."

 

 

 

"Ben erkek hissediyorum."

 

 

 

"Yiğit Bey siz."

 

 

 

"Ben kız hissediyorum."

 

 

 

"O halde tebrik ederim ikizinde hisseleri doğru bir kız bir erkek bebeğiniz olacak."

 

 

 

Sol gözümden yaş akıp gitmişti. Bu his bambaşka bir şeydi.

 

 

 

Yiğit dudağını sol gözümden akıp giden yaşa bastırdı.

 

 

 

Ardından alnımı öptü.

 

 

 

"Siz toparlanın Ayla Hanım."

 

 

 

Doktor yerine geçtiğinde biz de Yiğit ile sarılmış öylece ağlıyorduk.

 

 

 

"Bana aynı anda bu güzel iki duyguyu yaşattığın için sana çok teşekkür ederim meleğim."

 

 

 

"Kızımız ve oğlumuz olacakmış."

 

 

 

"Evet güzelim hem kızımız hem de oğlumuz olacak."

 

 

 

Sonunda kendimize gelebildiğimizde doktorun yanına gittik.

 

 

 

"Ayla Hanım arada bir kaçamak yapmış olabilir misiniz acaba?"

 

 

 

"Ne kaçamağı?"

 

 

 

Ayy allah kahretmesin şimdi anladım. Bir de kadının yüzüne salak salak bakıp ne kaçamağı diye soruyorum allahım kafa kalmadı.

 

 

 

Şuan yerin dibine girsem yeridir.

 

 

 

"Daha dikkatli olalım lütfen. 5 ay sabır."

 

 

 

"Peki hocam size kolay gelsin."

 

 

 

Yiğit'e bakışlarım kaydığında öküz gibi sırıtıyordu.

 

 

 

Ben sana gösteririm sırıtmayı Yiğit Bey.

 

 

 

Hastaneden çıktıktan sonra arabaya bindik.

 

 

 

Yiğit'in yüzüne bile bakmıyordum ben orda rezil olmuştum o orada sırıtıyordu.

 

 

 

"Güzelim neden yüzüme bakmıyorsun?"

 

 

 

"Sanane!"

 

 

 

Dayanamayıp kahkaha atmaya başlamıştı. Ay bu adam ne yaşıyordu ya ben burda utancımdan yerin dibine giriyordum.

 

 

 

"Ayla güzelim senden de bu soruyu beklemezdim be güzelim."

 

 

 

"Yiğit susar mısın? Zaten utanıyorum."

 

 

 

"Bak yüzüme!"

 

 

 

"Bakamam!"

 

 

 

"Niyeymiş!"

 

 

 

"Çünkü utanıyorum."

 

 

 

Ve yine kahkaha sesi. Allahım çıldıracağım sonunda bu kadar komik olan şey ne?

 

 

 

"Hadi hadi bak gözlerime."

 

 

 

"Yiğit bir daha gülers..."

 

 

 

Cümlemi tamamlayamadan dudağını dudağıma birleştirdiğinde gözlerim kapanmıştı.

 

 

 

Dokunuşları o kadar güzel, o kadar incitmekten korkar gibiydi ki...

 

 

 

İkimiz de nefes nefese ayrıldığımızda;

 

 

 

"Benim için o kadar çok şey ifade ediyorsun ki, günüm ne kadar kötü geçerse geçsin, seninle konuşmak ve yan yana olmak her şeyi mükemmel kılıyor."

 

 

 

"Benden bu kadar nefret ederken, hatta birbirimizden bu kadar nefret ederken nasıl bu hale geldik bilmiyorum ama iyiki böyleyiz, iyiki yan yanayız."

 

 

 

"Ben seni ilk gördüğüm an aşık oldum ama bunu söyleyemedim çünkü o zaman elde etmek istediğim şeyler vardı."

 

 

 

"İlk hangi özelliğime aşık oldun mesela?"

 

 

 

"Sesine aşık oldum, yüzüne aşık oldum, gözlerine aşık oldum ve en önemlisi sende bulduğum huzura aşık oldum ve bir bakmışım ki vazgeçilmezim olmuşsun. Bu hayatta asla vazgeçemeyeceğim şeyler var. Gözlerin gibi, ellerin gibi, sen gibi, seni sevmek gibi."

 

 

 

"Ne sevap işledim de Allah seni karşıma çıkardı bilmiyorum ama iyiki çıkardı ve iyiki benim yoldaşım oldun."

 

 

 

"Ömrümüzün geri kalanını hep iyikilerle donatacağız sana söz veriyorum. Çocuklarımızla çok mutlu bir hayatımız olacak."

 

 

 

"Sen yanımda olduğun sürece mutlu olmamam imkansız."

 

 

 

Karanlığımdaki tek ışık kaynağımdı şimdi ise nefes alma sebebim...

 

 

 

İvit sayın seyirciler bir bölümün daha sonuna gelmiş bulunmaktayız. Kitabı 2 hafta sonra muhakak final yapmam gerekiyor. Çünkü okulum başlayacak ve derslerim çok yoğun olacak sadece derslerime yoğunlaşmak istiyorum. Sizi hikaysiz bırakmamak adına ilk kurguladığım kitabı yayımlamaya başlayacağım. O kitabın adı da BU BENİM ÖYKÜM. Bunun da bilgisini vermiş olayım. Şuan zaten hali hazırda iki kitap birden yayımlıyorum diğer kitap İLKLERİMİN SAHİBİ. Eğer okumadıysanız bir şans verirsiniz dimiiiii. Off bu aralar çok fazla yazamıyorum. Eskiden olsa bir oturuşta 7-8 bölüm yazardım. Ama şimdi tek bölümü bile zor yazıyorum😬 ve bu bölümü yazarken şuan saat 04.20 ahahah deli gibi bölüm yazıyorum kafamda yeni bölüm kurguluyorum. Şuan uykusuzluktan ölüyorum ama herşey bölüm için😉 gündüzleri ne hikmetse ilham gelmiyor akşamları yazıyorum amanın neyse cınımmm çok konuştum yine bir sonraki bölümde görüşmek üzereeee🖤🌸

 

Bölüm : 17.11.2024 22:24 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...