
" Y-yekta." Sesle birlikte arkama döndüm ve yüzbaşının kas katı kesildiğini anladım. Yine bir kaosun kapısını aralamıştık anlaşılan. Yekta gözlerini açarak daha da yaklaştı karşısın da ki adama.
" Siktir! Hadi canım. Arat sen misin lan ." Onlar birbirine anlamak ister gibi bakarken yanımdan tekrar bir hıçkırık sesi geldi ve ardından da kısık , titrek bir ses duyuldu.
" Yekta bizi götür buradan ne olur. Bitsin artık bu hasret götür bizi ailemize." Bunlar neyden bahsediyordu biri bana da açıklayabilir mi? Ben olaya Fransız kalmış bir şekil de onları seyrederken Yüzbaşı hala olayı kavrayabilmiş değildi.
" Hass siktir! Nasıl , nasıl oğlum 2 yıl oldu lan 2. Şehit düştü araba patladı dediler Arat nasıl olur bu?"
" Ş-şuradan bir, çıkalım." İyi değillerdi ikisi de çok yorgun ve bitkin gözüküyordu. O yüzden duruma el atmak zorun da kaldım.
" Komutanım konuşacak halde değiller. Karargaha dönelim sonra sorularınızı sorarsınız." Diyerek kendine gelmesi adına konuştum. Benim konuşmamla sanki beni yeni fark ediyorlarmış gibi üçünün de bakışları bana döndü. Ya sabır . Yekta bana tedirgin bir şekilde bakarken dayanamayıp tekrar konuştum.
" Komutanım adamı çözmeyi düşünüyor musunuz yoksa kollarının kopup kendisinin yere düşmesini mi bekliyorsunuz?" Haklı bir soruydu bence. Resmen elini ağzına kapatmış ve dedikoducu teyzeler gibi gözlerini kocaman açmış karşısında ki adama bakıyordu. Söylediklerim işe yaramış olacak ki kendine gelip zincirleri açtı. Anahtarı ne ara bulmuştu acaba. Yüzbaşı adamı çözünce yanımda ki kadın bir anda adamın yanına koşmuştu.
" Arat abi iyi misin? Canın çok yanıyor mu? Dayan nolur biraz daha dayan gidicez kurtulduk bak geldiler. Gelirler demiştin geldiler." Yüzbaşı kadını kolundan tutup adamdan uzaklaştırmıştı.
" Mizgin tamam sakinleş bir şeyi yok iyi, daha da iyi olacak merak etme. Kara telsizden Albaya ulaş helikopter iste." Başımla onaylayıp üzerine doğru gittim. Dibine girdiğim de yine gözlerini kocaman açmış bana bakıyordu.
" Kızım napıyorsun milletin için de?" Diyerek saçma bir soru sordu.
" Komutanım telsizi en son cebinize koydunuz ya hani." Diyerek amacımı belli ettim. Kendine gelmek adına sirkelenip telsizi bana uzattı.
" Aklımı aldın kızım ne diye öyle geliyorsun uzaktan istesene."
" Rahatsız mı oldunuz komutanım?"
" Senden rahatsız olmam. Heyecanlandım amına koyayım. Kendimi yatakta terk edilmiş gibi hissettim." Tövbe çekerek yanından uzaklaştım.
" Yuva bir , Karan iki konuşuyor."
" Yuva bir dinlemede."
" Komutanım iki rehinemizi de sağ salim aldık ama kulaksızı elimizden kaçırdık. Dönmek için helikopter istiyoruz."
" Aslanlarım benim. Hemen gönderiyorum kızım dikkatli olun."
" Emredersiniz komutanım!" Demiş ve telsizi kapatmıştım. Geri yanlarına geldiğim de ikisi de yaralı olan adamın koluna girmişti ama kadın da kötü gözükdüğü için onlara yaklaştım.
" Mizgin hanım izniniz olursa ben yardımcı olayım. Siz de kötü gözüküyorsunuz." Sözlerimle bana dönmüş ve başıyla beni onaylamıştı. Onun çekilmesiyle birlikte ben kolunun altına girmiş ve destek olmuştum. Alttan bir şekil de yüzüne baktığım da bir tanıdıklık hissi kaplamıştı içimi ama takmadan önüme dönüp devam ettim. Mağaradan çıktığımız da timin etrafı güvenliğe aldığını fark ettim. Bizi gördüklerin de hemen yanımıza gelmişlerdi.
" Komutanım biz alalım isterseniz." Diyerek ilk defa doğru konuşan Berkerle ben çekilirlen Yekta kesinlikle izin vermemiş ve helikopterin ineceği alana doğru yürümeye başlamıştık. Yaralı oldukları için helikopter oldukça yakın bir alana inmiş ve beklemeden biz de binmiştik. Rahatlamanın etkisiyle kendimi olduğum yere bıraktım. Evet yine yerdeydim ve boylu boyunca uzanıyordum. Dışarıdan bakan birisi yaralının benim olduğunu düşünürdü. Bu sefer kimsenin konuşmayacağını düşünürken o yanıma gelmiş ve endişeli gözlerle bana bakıyordu.
" İyi misin ,nooldu kötüleştin mi , su vereyim mi ?" Peş peşe sorduğu sorularla ters ters yüzüne baktım.
" Komutanım bir rahat mı bıraksanız beni? İyiyim bir sorun yok." Sözlerimle o da bana ters bir bakış atmış ve tekrar kendi yerine oturmuştu. Başka bir sorun vardı ki sürekli yanında ki adama bakıp , bakışlarını bana çeviriyordu. Şu an hiç takacak halim yoktu vallahi. Karargaha bir gitsek hiç bir şeye bakmadan uyuyabilirdim. Tam uykunun kollarına kendimi bırakacaktım ki helikopter inişe geçti. Camdan baktığım da karargaha indiğimizi gördüm. Kaşlarım çatıldı bu görüntü karşısında.
" Komutanım hastaneye gitmemiz gerekmiyormuydu?"
" Süpriz yapmamız gereken birisi var. Ambulansla buradan gidilecek hastaneye." Anlamasam da kafamla onaylayıp toparlandım ve çantamı sırtıma taktım. Helikopter indiğinde yaralıları düzgünce indirip hepimiz tek sıra dizilmiştik.
" Karan timi, bir Yüzbaşı , bir Üsteğmen , iki Teğmen , üç Asteğmenle görevi başarı ile tamamlamış olup emir ve görüşlerinize hazırdır komutanım!"
" Rahat! Elinize sağlık aslanlarım."
" Sağol!"
" Dinlenmeye geçebilirsiniz."
" Emredersiniz komutanım!" Ben tam karargaha gidecekken Yektanın kolumdan tutmasıyla durmak zorunda kalmıştım. Başıyla ileriyi göstermesiyle o tarafa baktım. Alparslan koşarak bize geliyordu. Tam yanımıza geldiğin de bana odaklanmaktan etrafına bakmamış olacak ki gelen sesle birlikte ikimiz de o tarafa döndük büyük bir şokla.
" Abi!" Abi kim abi burada abi diye kimse yoktu bence , ne abisi ulan benim de beynimi durdurmuşlardı. Sesle birlikte Alparslan donmuş bir şekil de ikiliye bakmaya başladı. Gördüklerine inanamıyor gibiydi ki düşündüğüm şey ise bence inanamaması da normaldi. Ben hala üçlüyü izlerken Alparslan kendine gelmek ister gibi irkilerek gözlerini açıp kapatmaya başladı. Sanırım hayal gördüğünü falan düşünüyordu. Sarsak bir adım atıp ikiliye yaklaştı. Hala gerçekliklerini ölçmek ister gibi bize döndü.
" Yekta, bana bir tokat atsana kendime geliyim." Ben daha ne olduğunu anlamadan alan da bir " Şap " sesi duyuldu. Gerizekalı gerçekten de tokat atmıştı.
" Yuh amına koyayım öyle mi vurulur. Lan osmanlı tokadını yedim hala aynı yerlerin de duruyorlar Yekta ben kafayımı yedim nooldu lan ?" Yekta tam ağzını açacaktı ki ortam da benden başka bir kadın sesi yayıldı.
" Alparslan abi biziz. Yanlış görmüyorsun. Anlatacağız ama ilk önce Arat abiyi bir hastaneye mi götürsek çok işkence gördü." Ben daha olayı kavrayamamışken duyduğum cümlelerle olduğum yere çivilenmiştim.
" Kardeşim , Aratım sen misin aslanım?" Siktir! Koca bir Siktir! Bir tane daha abi vakası mı yaşıyacaktım. Ortam da bir tane daha "şap " sesi duyuldu ama bu sefer ki benden gelmişti. Bir an boşluğuma gelmiş ve elimi anlıma vurmuştum.
" Güzelim sen neden kendine vuruyorsun ? Deseydin senin kendine gelmen adına ben Yektaya vururdum." Boş boş baktım yüzüne.
" Konu bu mu gerçekten?"
" Haa doğru değil de konuşuruz . Herkes bir kendine gelsin hallederiz."
" Ne yaparsanız yapın ben odama gidiyorum uyuyacağım." Demiş ve attığım adım havada kalmıştı. Resmen köpek yavrusu gibi ensemden tutmuş ve yanına çekmişti.
" Nereye küçük hanım? Böyle kaçabileceğini sanıyorsan yanılıyorsun. Yanımdan ayrılmıyorsun." Ters ters bakmakla yetinecektim ki diğer taraftan gelen sesle bunun pek mümkün olmadığını ve ortalığı birazcık kızıştırmaktan zarar gelmeyeceğini düşündüm.
" Valla Alparslancım hasta haliyle göreve geldiği yetmiyormuş gibi bir de helikopterde yerde gidip geldi. Söz de dinlemiyor iyilikten de anlamıyor." Diyerek beni resmen küçük çocuk gibi şikayet etmişti. Alparslan Yektanın sözleriyle bana dönmüş ve hayırdır der gibi kaş göz yapmıştı.
" Valla dedikleri doğru da kendi yaptığından hiç bahsetmiyor. Görev ayağına beni öptü." Demiş bulunmuştum. Alparslanın anın da Yektaya dönmesiyle boynunun kütürdediğini duymuştum. Ooovv sanırım Yektanın hayatını kaydırmıştım. Yekta bana kocaman gözleriyle bakarken Alparslanın ona attığı bakışlarıyla kendine gelmiş ve dibim de bitmişti.
" Güzelim ne yapıyorsun yaa beni mi öldüreceksin? Neyse Behlül kaçar." Demiş ve yanağımdan öperek topukları kıçına vura vura kaçmıştı. Tabi Alparslan durur mu peşine o da koşmaya başlamış ve bir taraftan da bağırıyordu.
"Ulan sen nasıl benim kardeşimi öpersin at hırsızı. Geceyi kendi timime alayım da gör sen ırz düşmanı." Onun sözleriyle üstüme dönen iki çift göz hissettim ve aynı anda iki ayrı ses duyuldu.
" Gece mi?"
" Kardeşim mi?"
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 23.77k Okunma |
1.7k Oy |
0 Takip |
36 Bölümlü Kitap |