22. Bölüm
Sude / Küçük Bir Anlaşma / 21. Bölüm

21. Bölüm

Sude
sudesi

Saat akşam 9 civarı evden çıkmıştık, Isac ve Austin tam anlamıyla rüya çiftimdi. Sohbet etmesi o kadar keyifliydi ki saat ne zaman akşam olmuştu onu bile anlamamıştım. Isac bir bilgisayar mühendisiydi ve evden çalıştığı için beni gezdirmek için gönüllü olmuştu, daha doğrusu plajda yanımda uyumak için.

Seve seve kabul etmiştim, yeni arkadaşlarımla arabaya bindiğimde havanın hala 40 derece olmasına şaşıyordum.

Üstüme giydiğim mavi renkteki elbise yeni yanmış ve kıpkırmızı olmuş tenime biraz da olsa rahatlık sağlamıştı, her yerim acıyordu ama bundan memnundum. Yüzümde silemediğim hoşnut bir gülümseme vardı, nihayet kendimi gerçek anlamda tatilde gibi hissedebilmiştim.

Aklıma Damien geldiğinde göğsüme oturan hissi görmezden geldim, onu düşünemezdim. Düşünmemeliydim, bu çok mantıksızdı.

Onunla sadece 1.5 haftam geçmişti, oysa günün 24 saatinde onu düşünür olmuştum.

Göğsümdeki sıkıntıyı biraz olsun dindirebilmek adına derin bir nefes almaya çalıştım, saçlarımı omzumdan geriye iterken Isac radyodan bir müzik açtı. Bu düşüncelerimin susamasına fayda sağlardı işte.

“Nereye gidiyoruz?” Diye sordum öne uzanırken. “Kumsalda bir club var, oraya gidelim. Kokteylleri mükemmeldir, bayılacaksın”

Memnun bir şekilde geriye yaslandığımda telefonumu bugün elime hiç almadığım aklıma geldi, çıkarıp önce maillerimi sonra da sosyal medya hesaplarımı kontrol ettim. Aklıma gelen şeyle biraz olsun utansam da merakıma yenik düştüm ve instagram’a Damien’ın adını ve soyadını yazdım, başta bir şey bulamadım.

Ama sonra Tina’yı aratıp takip ettiklerine bakınca onu buldum, 100 kişiyi bile takip etmiyordu ve hesabı kullanmadığında çok belliydi. En son fotoğrafı 2 yıl önce yazlık bir yerde çekilmiş arkadan bir fotoğraftı, o olup olmadığını bile fotoğrafı yaklaştırmaya çalışarak anladım. Derken rezil bir şey oldu, aptal parmaklarım araba lanet bir yerden geçip sarsılınca fotoğrafa çarptı, o anı resmen yavaş çekimde gördüm. Adamın fotoğrafını beğenmiştim, aptal gibi adamın fotoğrafını beğendim!4

Beğeniyi anında geri aldım, beni göremezdi değil mi? Benim kadar hızlı olamazdı sonuçta. Kendi kendimi sakinleştirmeye çalıştım, beğeniyi geri aldığımda gizli gizli ona bakmaya çalıştığım daha çok belli olmuştu işte!1

Kendimi bir yerlerden atmanın tam sırasıydı şimdi, en iyisi ölmekti…

Damien bunu gördüyse rezil olmuştum, dahası onun dilinden kurtulamayacaktım ki bu en kötüsüydü.

Gözlerimi kapattım, başımı koltukta geriye yaslarken görmeyeceğine kendimi inandırdım. Adam elinde telefonla instagramdan gelecek bir bildirimi beklemiyordu ya, muhtemelen şu an bir toplantıdaydı ya da biriyle yemekteydi. Belki de bir randevudaydı, o da bir seçenekti elbette.

Bu düşünce mideme bir sancı girmesine sebep oldu, vücudumun buna verdiği tepkiyi fark edince kaşlarımı çattım. Kendime gelmem gerekiyordu, ben böyle bir kadın değildim.3

Ellerimle oynarken şimdiden içim sıkılmış, olumlu havam dağılmıştı. Neyse ki araba durdu, başımı iki yana sallayarak düşüncelerimi dağıtmaya çabaladım, kapıyı açıp topuklu sandaletlerimin üstünde düzgünce dururken aklımdan Damien’ı atmaya çalışıyordum.

“Neyin var senin? Hayalet görmüş gibisin?”

Dedi Austin bana tuhaf tuhaf baktığı zaman, halimi fark etmişti. Hafifçe kulağına eğildim “az önce sahte sevgilimin fotoğrafına bakarken yanlışlıkla beğenmiş olabilirim”

Austin bir ıslık çaldı “yapılmaması gereken bir hata, çok acemisin Nora”

“Hatırlatma bile, acaba hesabımı mı kapatsam?”

Güldü, sonra beni kolumdan tuttu ve diğerini de Isac’e uzattı. Bizi Club’ın girişine götürürken yüksek sesten kulaklarımın gece boyunca ağrıyacağını anladım.

Açık alandaki mekan son derece gürültülü ve bir o kadar da eğlenceli görünüyordu, herkesin dans ettiği alandan zar zor çıkıp masalardan birine geçtiğimizde garson hızlıca siparişlerimizi aldı.

Üçümüz saatlerce dans edip içerken kafam dağılmış ve Damien’ın görmesinden korktuğum bildirimi de tamamen unutmuştum. Bunda hafif sarhoşluğumun ve sıcak çarpmasının da etkisi olabilirdi, yine de umurumda değildi. Isac ve Austin’i dans edenlerin arasında bırakıp masaya döndüğümde kalan içkimden boğazımı serinletmek adına bir yudum aldım, o sırada masadaki telefonumun ekranı aydınlandı.

Baktığımda kalbim yerinden çıkacak gibi oldu, Damien 2 kez aramıştı ve iki mesaj bırakmıştı. Kesin görmüştü işte, kesin!1

Korka korka mesajları açtım.

“Neredesin sen?” 22.04

“Nora, şu telefonu aç” 22.13

“Bilerek mi yapıyorsun?” 22.56

Ardından bir kez daha aramıştı, saate baktığımda 23.07 olduğunu gördüm. Neyi bilerek yapıp yapmadığımı anlayamayacak kadar kafam yerinde değildi. Telefonum elimde tekrar titremeye başladığında başta açmamayı düşünsem de aramaya devam edeceğinden emin olduğumdan açtım.

“Efendim” dedim. Müzik sesinden beni duyup duyamadığından bile emin değildim.

“Neredesin?”

Kaşlarımı o görmese de çattım. “sana da merhaba ukala şey”

“Nora, iyi misin sen?”

“Çok iyiyim, niye aradın ki sen beni?” Kelimeleri yuvarlamadan konuşmaya çalışıyordum.

“Konuşmamız lazım”

“Tamam, konuşalım” dedim. Bir süre sessizlik oldu, bu sırada geleb garsona boş bardağımı gösterip aynısından istedim.

“Telefonda konuşmak istemiyorum”1

“Niye ki? Çok mu önemli?”

“Önemli”

“Ama buradan konuşmak zorundayız, istersen mesaj at. Belki telefonda söylemeye utanıyorsundur” dedim. Neyi kastettiğimi ben bile bilmiyordum, şu an düşünmediğim kesindi. Gözüm hala dans eden Isac be Austindehdi, bir an önce telefonu kapatmak ve eğlenmeye dönmek satıyordum.

“Ne konuşacağımı düşünüyorsun ki sen?” Sesinden gülüyor gibi bir tını yakaladım.

“Bilmem, söylemedin ki”

“Sen sarhoş musun Nora?”

“Değilim Damien, belki de öyleyim ama bu ilgini neye borçluyuz.”

“Bu gizli gizli fotoğrafımı beğenip sonra da geri almanı açıklıyor tabii” dediğinde bir an gözlerim şaşkınlıkla aralandı.

“Ben öyle bir şey yapmadım!”

“Öyle mi? O zaman şu an iki tane herifle fotoğraf paylaşan Nora Winslow senin ikizin mi?”

Elimle başıma hafifçe vurdum, ben bir aptaldım.

“Neyden bahsettiğini bilmiyorum” dedim hızla. Sonuna kadar inkar etme planını uygulayacaktım.

“Kimlesin sen”

“Damien, sen beni kıskandın mı yoksa?” Dedim uzata uzata. Gülmeye başladım, elbette öyle bir şey olmadığının farkındaydım ama sarhoş yanım onunla eğlenmeye bayılmıştı.

“Bana konum at, konuşmamız gerekiyor”

“Hayır gerekmiyor, ama iyi bir mekan arıyorsan sana tabii ki konum atarım. Ben iyi bir arkadaşım” sonra durdum “ya da sevgiliyim, şu an hangisi olmalıyım” diye sordum.

“Konum Nora”

“Adımı söyleme şeklinden nefret ediyorum” diye homurdandım.

“Neden?”

“Çünkü çok seksi bir şeymiş gibi çıkıyor ağzından”

Damien bir an sustu, sonra bir nefes verdiğini işittim.

“Hatırlat da seni daha sık sarhoş edelim, eğlenceli oluyormuşsun”

Cevap vermedim, onun yerine gelen içkimden koca bir yudum daha aldım. “Ben hep eğlenceliyim” sonra bir şey demesine fırsat vermeden

“Arkadaşlarım çağırıyor, kapatmalıyım” dedim.

“Konum at, geliyorum”. çat diye telefonu kapattı. Sırf meraktan, belki de küçücük bir yanım onu görmek istediğinden, çok büyük bir yanım da doğru düzgün düşünemediğinden konum attım. Sonra da geri yerime, Austin ve Isac’ın arasına döndüm. Onlarla dans ederken aklımda ne Damien ne de buraya geliyor oluşu vardı.

Müziğin sesi giderek daha da yükselirken ve insanlar birbirine daha çok yaklaşmışken burada sonsuza kadar kalabileceğimi fark ettim, ben Londrada doğmuştum ama kesinlikle yaz insanıydım. Aradan kaç dakika geçti bilmiyorum ama Austin biraz soluklanmak için yanımızdan ayrılmıştı, Isac beni belimden tutup çevirdi. Birlikte dans ederek sohbet ediyor, seslerimizi duyurmak için boğazımız acıyana dek bağırıyorduk.

“Austin bana tatlı hikayenden bahsetti, bence bunu yazmalısın” bir kahkaha attım.

“Yaa tabii, sonra beni tazminatla tehdit etsin yine”

“Kim?”

“Kim olacak, yakışıklı sevgilim” ona göz kırptığımda sesini duyurabilmek için bana doğru eğildi.

“Yakışıklı olduğu detayını atlamıştık ama senin aklına ilk bu geldiğine göre” hafifçe uzaklaşıp bana baktı. “Ben öyle bir şey demedim, olan bir gerçeği dile getiriyorum sadece”

Dans etmeye devam ederken beni döndürüyor, belimden tutup başkalarına çarpmamı engelliyordu. Ben de onun ellerinden tutup ayak uyduruyordum, erkeklerin de bu kadar eğlenceli olabileceğini unutmuştum. İkisi mükemmel bir eğlence arkadaşıydı, bunun için Helenanın neden her yaz buradan dönmek istemediğini anlayabiliyordum.

Isac beni döndürüp kendine çekerken “Austinden iyi dans ettiğin kesin, sevgilim kazık gibi”1

Gülmeye başladım “adama haksızlık etme, gayet iyi”

Göz devirdi “bunu ona söylediğimi sakın söyleme, günlerce gönlünü aldırır”

Onlarınki gibi bir ilişki isteyebilirdim, birbirlerini yormuyorlardı ve Isac Austin’in hayatındaki herkese bu kadar tatlı davranıyorsa ideal biriydi.

Austin yanımıza döndükten saniyeler sonra, koluma biri dokundu. Döndüğümde gördüğüm yüz bir an nefesimi kesse de kendimi toparlamaya çalıştım.

“Damien” dedim saçma bir şekilde. Başka ne diyecektim ki? Damien bir an bana, üstümdeki elbiseye sonra da omzumdaki Austin’in koluna baktı.

Austin ve Isac onu yeni fark etmiş olmalıydı ki dans etmeyi bırakıp bize döndüler.

“Nora, bir sorun mu var?” Dedi Isac az önceki tavrından tamamen farklı bir sertlikte.

“Bir sorun yok, sevgilimi almaya geldim”1

Bir an aldığım nefes boğazıma tıkandı “Damien” diyebildim uyarırcasına. Ama o bana değil yanımdakilere bakıyordu, Austin kendini gülmemek için zor tutar gibi suratı şekilden şekile girmişti.

Isac için beyninde bir ampul yanmış gibi oldu diyebilirdim, yüzü yumuşadı.

Damien bir şey demeden kolumu yakaladı ve beni arkadqşlarıma şaşkın şaşkın bakarken o kalabalıktan çıkardı. Arkasından, daha doğrusu tuttuğu kolumun ardındqn düşmemeye çalışarak yürürken homurdandım “Düşüp bir yerimi kırarsam seni de öldürürüm Damien”

Beni duymazdan geldi, sessiz ve daha karanlık bir koridora girdik, nerede olduğumuzu bile anlamadım. Sonra beni bir duvara doğru çekti, sırtım duvara hafifçe çarptığında tam önümde durdu. Bir kolunu duvarda başımın üstüne yasladığı için vücudunun altında kısılmıştım. Kokusu genzime dolduğunda gözlerimi kapatmamaya çalıştım, şu an ne kadar yakışıklı olduğunun farkında mıydı acaba? Üstünde beyaz bir gömlek ve kumaş pantolon vardı, her zamanki gibiydi ve buraya çok aykırıydı. Karşısında yazlık mavi elbisemle komik görünüyor olmalıydım.1

“Ne yaptığını zannediyorsun sen?” Dedi, gözlerim söylediği şeyden çok dudaklarının nasıl hareket ettiğindeydi. Acaba onu öpsem sinirlenip anlaşmayı bozar mıydı?

“Arkadaşlarımla dans ettiğim zannediyorum?” Dedim başımı yukarı kaldırırken. Yüzüm onunkine daha çok yaklaştı fakat o da ben de geri çekilmedik.

Üstüme eğilmişti, bedeninin sıcaklığını aramızda santimler olsa da hissediyordum.

“Arkadaşların?”

Başımı salladım, gözlerini bı kadar yakından görmek içinde ela beneklerin olduğunu fark etmeme sebep oldu, büyüleyiciydi. Birinin gözlerinden bu kadar etkilendiğimi hiç hatırlamıyordum, dikkatimi dağıtıyordu.

“Arkadaşlarınla sürekli bu kadar samimi mi dans edersin sen?”

“Samimi?” Dedim bu sefer ben de onun gibi.

“İzlediğim kadarıyla ona sürtünmekten fazlasıyla hoşnuttun”1

“Ne zamandır izliyorsun?” Sorduğum sorular onun sinirlerini bozuyormuş gibi bir an gözlerini kapatıp açtı, bu hoşuma gitti, uğraşmayı sevmiştim.

“Nora” dedi tuhaf bir tonda, sonra bakışları tekrar vücuduma indi. Elbiseme anlayamadığım bir bakışla bakınca “Ne var?” diye sordum.

“Kimdi onlar?”

Bu konuşmadan sıkılmıştım ve uykum geliyordu, içeriden hala müzik sesi geldiğinden dikkatimi toplayamıyordum.

“Seni ilgilendirmez Damien”

“İlgilendirir, orada birileriyle bu kadar samimi olacaksan ilgilendirir”1

Kaşlarımı çattım, üstüme daha çok eğildiği için hareket dahi etmeye cesaretim yoktu.

“Ne alaka bu seninle?”

“Buradayken benimle sevgilisin unuttum mu Nora? Biri seni benim gördüğüm şekilde görse buradan dönemeyiz”1

“Miamideyiz Damien, kimsenin beni göreceği falan yok. İtibarını bu kadar düşünmene gerek yok yani”

“Buradayken benimlesin Nora, başka kimsenin sana o şekilde dokunmasına izin veremezsin”

“İstediğime istediğim izni veririm, abartma Damien. Anlaşma yaptık diye sahibim olduğunu mu düşündün sen” gülmeye başladım. Sinirleniyordum ve başım dönmeye başlamıştı.

“Öyle bir şey dediğim yok, biri fotoğrafınızı çekse uğraşacak olan benim. Adam seni yiyecekti” daha çok gülmek istesem de yüzümü sabit tutmayı başarabildim.

“Sanane bundan? Biri fotoğrafımızı Miami’de bir clubta mı çekecek? Sen buraya neden geldin hem?”

“Konuşmak için, ama bu saçmalığa son vermem de iyi olmuş”

Gözlerimi devirdim, Damien’ın arkasından geçen biri ona çarptığında göğsü benimkine çarptı. Bedeni tamamen üstüme kapandığında yüzümüzün arasında milimler kala durdu ve aklım tam anlamıyla başımdan gitti. Bakışlarım yüzünün her noktasında dolaşırken dudaklarına odaklanmamak öyle zordu ki, gözlerine bakabildiğimde o da benim dudaklarımı izliyordu.1

Bir an bana doğru eğildi, nefesi benim nefesime karıştı. Beni öpecekti, dudakları benimkilere yaklaşırken gözlerimiz buluştu, dudaklarımın arasından titrek bir nefes kaçtı. Kalbîm göğsümde deli gibi çarpıyordu ama Damien’ın bakışları saniyeler içinde değişti ve kendini hızla geri çekti. İkimizi de o andan çekip aldığı için neredeyse şükredecektim. Vazgeçmiş olmalıydı, ya da ne yaptığımızı fark edecek kadar bilinci açıktı.2

“Evde konuşuruz, eşyalarını al çıkalım”

“Niye ya?!”

“Çünkü burada sen alkolden ayakta bile duramayacak vaziyette konuşmak istemiyorum, eve gidelim orda konuşuruz”

“Ben zaten buradan çıkıp eve gideceğim”

“Benim evime Nora, otele gideceğiz”

“Sen git, ben eğleniyorum” onu itip kollarının arasından çıkmaya çalışsam da beni yakaladı, bana resmen sarılmış vaziyetteydi. Yüzümü buruşturdum “Ne?” Diye sordu kaşlarını çatarak.

“Sırtım acıyor Damien, yandı ve sen şu an o koca ellerinle sırtıma işkence ediyorsun”

Çıplak omzularımı süzdü, gözlerinin değdiği her yerim karıncalanıyordu sanki.

“Eşyalarını alalım, sonra da gideriz”

“Benim zaten kalacak yerim var Damien, bu konuşma yarın sabahı bekleyebilir”

“Hayır bekleyemez, hem sen iki tane herifin evinde mi kalacaksın? Ben sana otel ayarlamak istediğimde gurur yapıyorsun ama iki herifin evinde kalırken umurunda değil mi?”2

“Onlar arkadaşım, sen değilsin.”1

“İki tane adamla kalamazsın, otele gidiyoruz. Konuşacaklarımız var”

“Beni sinirlendiriyorsun Damien, başımın etini mi yiyeceksin sen böyle?” Onu bir kez daha ittirdim, neyse ki bu sefer geçmeme izin verdi.

“Yarın sabah seni ararım” sonra arkamı dönüp girişe tekrar yöneldim. Oturduğumuz masaya ilerlediğimde Isac ve Austin beni gördü, daha doğrusu bakışları arkamdaki bir noktaya kilitlendi.

“Arkadaşınızı bu gecelik götürüyorum, işimiz var” dediğinde sinirle ona döndüm, o bana bakmadan masada duran çantamı aldı.

“İyi geceler” dedi diğer ikiliye bakmadan, doğrudan gözlerimin içine bakıyordu. Öyle mi istiyordu? Ona işkence etmekten zevk alırdım, gülümseyerek arkadaşlarıma döndüm.

“Yarın plajda görüşürüz Isac” dedim. İkisi de bana sarıldı, Austin’in kulağına eğildim. “Bundan Helenaya bahsedersen ölürsün”

“Sen nereye gidiyorsun” elini belimden çekmeden kulağıma eğildi.

“Ruh hastası herifin yine bir yerlere gitmesi gerekiyor sanırım, bunu ona ödetirim” dedim. Damien yerinde kıpırdanmaya başlamıştı. Hala sarılan Austin ve bana bakıyordu.

“Bence bu adamı sonuna kadar kullanmalısın, her anlamda” dedi.

Kolunu hafifçe sıktım “terbiyesiz”

Geri çekilirken gülüyordu. Madem beni eğlencemden ediyordu, ben de onu sonuna kadar darlayacaktım. Bu üç günün sonunda benden kurtulmak için her şeyi yapacaktı, onu isteklerimle boğacaktım. Madem bana muhteşem bir tatil sözü vermişti öyle olsundu, canı istediğinde beni ordan oraya sürükleme sırasını bana devretmişti.

Onlardan uzaklaşıp Damien’a döndüm.

“Yarın eşyalarımı Austin’in evinden aldırırsın”

Onu beklemeden çıkışa yürürken peşimden çantamı da alıp gelmesi içten içe kıs kıs gülmeme sebep oluyordu.

Kapıda bekleyen arabasına bindim. “Kararımı değiştirdim, verdiğin muhteşem tatil sözünü tut. Tatilimi ve eğlencemi sürekli bozmandan sıkıldım, bunu telafi etmek zorunda olan sensin”

Bacak bacak üstüne atarken gözleri bir an bunu yaparken bana takıldı.

“Eğlenceni mi bozdum?”1

“Evet, belki bu gece gelmesen daha fazla eğlenirdim”

“Ne tür bir eğlenceden bahsediyorsun?”

Kendi kendime güldüm ve ona döndüm “Bence ne kastettiğimi çok iyi biliyorsun”

Dudağının kenarı yukarı kıvrıldı, bir eli direksiyondayken bana doğru uzandı. Koltukta geriye sinmemeye çalıştım, alkol kesinlikle cesaret falan vermiyordu.

“Eğlenceni telafi etmek zorundaysam bunu halledebiliriz” dedi. Gözlerim şaşkınlıkla açıldı, nasıl böyle yanlış anlayabiliyordu.3

“Pislik yapma Damien” diye burun kıvırdım, ama o hala yüzüme bakıyordu.

“Rüyanda görürsün” dedim sinirle.

Bana gülümsedi, bu kasıklarımda bir sancıya sebep olacak türden bir gülümsemeydi. Dudakları o kadar baştan çıkarıcı görünüyordu ki o dudakların tenimin üstündeyken nasıl hissettireceğini düşünmeden edemedim.1

“Ondan eminim” Sonra arabayı çalıştırdı ve beni de arabadan atlama isteğimle baş başa bıraktı.1

 

 

oy vermeyi unutmayın dostlar, yorumlara bekleniyorsunuzzz

Bölüm : 14.04.2025 18:39 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...