49. Bölüm
Sude / Küçük Bir Anlaşma / 41. Bölüm

41. Bölüm

Sude
sudesi

Kapı çaldığında Damien ile dudaklarımız birbirine temas etmişti bile, irkilerek geri çekildiğimde ondan memnuniyetsiz bir mırıltı yükseldi. Göğsüm hızla inip kalkıyordu, suç üstünde yakalanmış bir çocuk gibi bir an ne yapacağımı bilemedim, Damien alev alev yanan gözlerini üstümde gezdirirken elbette böyle olması normaldi.

“B-ben kapıya bakayım” neredeyse kucağında oturuyordum, bu yüzden hızlıca kalktım ve koşar adımlarla kapıya gittim. Helena’nın neşeli yüzüyle karşılaştığımda içim biraz olsun rahatlamıştı, Owen olmasından korkmuştum resmen.

“Senin yüzün niye kıpkırmızı, koşudan falan mı geldin Nora?”

“Sence koşudan gelebilir miyim Helena? Damien’ı benim yanıma yollarken nerede olduğumu tam olarak biliyordun”

Gözlerini devirip içeri girdi. “Rica ederim tatlım”

Bakışlarını salona doğru dikti “Burada mı?” Fısıltıyla çıkan sesi yalnızca ikimizin duyabileceği seviyedeydi, başımı salladım.

“Ben de iş konuşmaya geldim zaten, Damien çağırdı” bana göz kırpınca ben de bir kaç kez gözlerimi kırpıştırarak ona baktım. Beni umursamadan içeri girdi, kapıyı kapatıp peşine takıldım. İş konuşmak derken neyden bahsediyordu?

“Selam Damien, yüz yüze tanışabileceğimizi düşünmüyordum” Helena akıllı gözlerini onun her yanında gezdirdi, arkadaşımın ona şu an 10 üzerinden puan verdiğine emindim.

“Yardımcı olduğun için teşekkür ederim Helena, geldiğin için de” Damien kalkıp onun elini sıktı, Helena yemek masasına yürüdü ve çantasından bilgisayarını çıkardı. Damien ayakta durup bana baktı

“Hadi, işimiz var” dedi masaya geçmem için hafifçe belimden tutup ittiği sırada.

“Ne işimiz var seninle?”

“Anlatacağım” nazikçe sandalyemi çekip beni oturttu. Helena yanımdaydı, Damien karşımdaki sandalyede oturdu, 4 kişilik yuvarlak yemek masamda komik görünüyordu.

“İmzayı atmak için hazırız, Noraya sen mi anlatmak istersin ben mi anlatayım” dedi Helena sinsi gülümsemesini gizlemeye tenezzül bile etmeden.

“Ne imzası? Beni bir 3 haftalık anlaşmaya daha mecbur etmiyorsun herhalde Damien?” Dedim. Bunun için mi gelmişti? Yardıma mı ihtiyacı vardı?

“Yardıma ihtiyacın varsa arayabilirdin, yine saçma sapan bir sözleşme hazırlatmana gerek yoktu” dedim sinirle. Damien önüme bir sözleşme uzattığında bakmadım, bu muydu yani? Adam onca yolu yine ve yine iş için gelmişti, bazı şeyler hiç değişmiyordu.

“Şuna bir baksana sen, ön yargıdan ölmek üzeresin hayatım”

“Sen de bu işin içindesin ya Helena, pes diyorum” öfkeyle kağıdı önümden ittirdim. Damien her an gülecekmiş gibi bana bakıyordu, gamzesi ortaya çıkmıştı. Kaşlarım daha çok çatıldı.

“Sence bu komik mi Damien?”

Kollarını birbirine doladı, oturuşu az önceki ciddiyetinden tamamen yoksun bir hal aldı. “Birazdan komik olacak güzelim” son kelimesine takılı kalan zihnimin masum yanını tekmelemek istedim.

Helena kağıdı yeniden önüne çekti, öfkeli gözlerimi Damiendan çekip kağıda şöyle bir bakınca ağzımdan bir hayret nidası kaçıverdi.

Yazar sözleşmesi…

“Bu ne böyle?” Kağıtları elime alıp okumaya başladım, bildiğim bir yayın eviydi bu. Damien ile ne ilgisi olabileceğini anlamadım.

“Seninle ne alakası var bunun?”

“Damien yayın evi kurmuş, amerikada. Merak etme bu işi torpille falan yapmadık, dosyalarını editöre kendim teslim ettim, Damien ile tanıştığını kimse bilmiyor, orası için sıradan bir yazarsın şimdilik.”

“Ne? Sen yayın evi mi kurdun Damien?”

“Yatırımımı doğru yere yaptım o kadar, iyi bir yazar olduğunu biliyordum. İyi bir ortak olduğunu da biliyorum, adil olacağını düşündüm”

“Benim kitaplarımı çıkarmak için yayın evi mi kurdun sen?” Şaşkınlıktan gözlerim yuvalarından çıkacaktı.

“Amerikada imza günü düzenleyeceğine söz alırsak anlaşabiliriz”

Ağzımı açamadım.

“Benim değil ayrıca, her şey Brian’ın üstünde. Ben sadece destek oldum, patronun Brian olacak yani.”

“Yani sen olacaksın, Brian’ın patronunun kim olduğunu unutmadım Damien. Kesinlikle olmaz, bu saçmalık”

“Neden olmazmış, çok iyi editörlerle çalışıyor, üstelik 1 haftada kaç yazarla anlaştıklarından senin haberin var mı Nora? Bu iş öylesine bir iş olsa ben kabul eder miydim? Adam senin için yayın evi kurdu!” Son cümlesini sessiz söylemeye çalışsa da elbette herkes duymuştu.

Utançtan yerin dibine girecektim, gerçekten girecektim.

“İşlerin benim yüzümden sarpa sardı Nora, düzeltmeye çalışırken bana izin ver. Sana yardım edeceğim, eskisinden daha iyi olacak. Bu işte benim olduğumu unutacaksın, bir şey olduğunda Brian ile iletişime geçmeniz gerekiyor zaten. Ben sadece kurucuyum o kadar” dedi.

“Teknik olarak bu iş kendi emeğimle olmamış oluyor Damien, şu ana kadar böyle bir şey yapmadım. Yapmak istemiyorum, bir yayın eviyle illa ki anlaşacağım. Böyle büyük bit zahmete girmene gerek yoktu, çok teşekkür ederim ama istemiyorum”

Masadan kalktım, Damien bir şey söyleyecek gibi olsa da Helena onu durdurdu.

“Bunu biraz düşüneceğiz Damien, hemen reddetmiyoruz. En azından benim fikrim de önemli değil mi Nora?” Dedi bana beklenti içinde bakarken. Bir şey demedim, sesimi bile çıkarmadım.

Helena mutfağa girdiği zaman Damien ile yalnız kaldık. Ona bakamıyordum, o kadar fazla düşünce vardı ki zihnimde ona odaklanamadım bile.

“Akşam işin var mı?” Diye sordu bir anda.

“Hayır yok”

“Seni 8’de alacağım, itiraz etme.”

“Etmeyecektim zaten. Senin işin yok muydu?”

“İşim buydu Nora, ne yazık ki tahminimden kısa sürdü. O yüzden bana vakit ayırabileceğini umuyorum”

Hala masanın kenarında duruyordum, gerginliğim bir türlü azalmadı.

“8’de hazır olurum” dedim.

Damien yerinden kalktı. Masadaki sözleşmeyi önüme doğru sürükledi.

“En azından düşün, bir yerle anlaşacağını biliyorum. Bunu bilmemek için aptal olmak gerekiyor. Yine de sana güzel fırsatlar açacağıma eminim, önüne gelen bir fırsatı sadece benden geldiği için değerlendirmemezlik yapma.” Gözüm sözleşmeye kaydı, yanımdan geçtiğinde kolu hafifçe benimkine sürtündü. Kapıdan çıktığını duyduğumda ancak nefes alabilmiştim.

“Bu etkileyiciydi” Helena kalçasını mutfağın girişine yaslamış bana bakıyordu.

“Arkamdan iş çevirmen kadar değil” dedim ona bakarken.

“Arkandan iç çevirmedim, beni aradığında çoktan bir yayınevi kurmuştu Nora. Üstelik kaç yazarı bünyelerine aldığını görsen şaşırırsın, sence araştırmadan sana söyler miydim? O çok akıllı bir iş adamı, ciddiyim. 1 haftada yaptığı şeyleri görsen etkilenirdin, üstelik hepsi senin için. Bu şimdiye kadar gördüğüm en romantik şey”

Gelip yanıma oturdu, hülyalı bakışları kalbimin daha da hızlanmasına sebep oldu.

“Bunu romantiklikten yapmadı, onun yüzünden berbat olan hayatımı düzeltmeye çalışıyor. Tamamen vicdan yükü olabilir”

Helena gözlerini devirdi. “Sen öyle san, beni aradığında şok oldum Nora. Kabul etmeyeceğini biliyordu o yüzden sana söylemek için buraya gelmesini beklememi söyledi, o zamana kadar sözleşmeyi bana okuttu. Yayın evini senin için kurmuş olabilir ama bunun öylesine bir şey olmaması için çok uğraştı, imza günleri, yazar toplantıları, baskılar biliyorsun hiç bilmediği bir sektör ve aldığı editörleri bile kendi araştırdı. Kaç kez bana sorduğunu sayamadım bile, üstelik benim bile anlamadığım bit iş! Hepsini sen rahat et ve başarı kazan diye yapıyor. Vicdan yükü olsaydı bu meseleyle bizzat ilgilenmezdi, bir yayın evini arayıp seninle anlaşmalarını söyleyebilirdi, asla öğrenemezdin ve bu en kolay çözüm olurdu. Ama böyle bir şey yapmadı, buna torpil diyor olabilirsin ama dosyalarını gönderirken kimseye senden bahsetmemesini söyledim, tek şartım buydu. Karışmamasını söyledim. Eğer editörler dosyalarını beğenmeseydi asla çalışmayacağımızı da söyledim. Bu yüzden hala kimse seninle Damien arasında bir ilişki olduğunu bilmiyor.”

“Aramızda bir ilişki yok zaten” dedim panikle.

Gülmeye başladı “Amerikada olanlardan bahsettim hayatım, yayın evi de amerikada ya hani”

“Ah, anladım. Dürüst ol Helena, sence onunla yeniden bir iş yapmak doğru mu? Üstelik torpil yok diyorsun ama bu yayın evini benim için kurduysa nasıl olmayacak?”

“Sen teklifi reddettiğinde kapatılmayacak yayın evi Nora, çoktan baskıya giden kitaplar bile var. Yakından takip ediyorum, Brian her konuda bana bilgi veriyor. 1 haftadır beynim patladı düşünmekten, Damien işin içinde olmayacak. Söylediği doğru, teknik olarak patronun olabilir ama üstünde ya da yayın evinde yatırımcı olmaktan başka bir rolü yok. Bunu da senin için yaptı, asla kabul etmeyeceğini biliyordu”

“Sen bu işe olumlu bakıyorsun yani?”

“Hem de nasıl, Brian ile konuştum, gelecek ay için hazırladığım takvime birebir uyulacak şekilde imza günleri düzenlenebileceğini söyledi. Kitapların amerikaya da dağıtımı olacak, bu çok güzel bir fırsat Nora. Gerçekten senin için bir yayın evi kurmuş bir adamı reddedeceğine inanamıyorum” dedi sinirle.

“Menajerin olarak söylüyorum, kabul etmek zorundasın. Kariyerin için, okuyucularını daha fazla bekletirsen kaybedeceklerin olacak. Kitaplar çok da sabırla beklenebilen şeyler değil.”

Başımı koltuğa yasladım, evim hala Damien gibi kokuyordu.

“Düşüneceğim” dedim sonunda. Tarafsız bir şekilde düşünmeye çalışıyordum ama işin içinde Damien olması elbette objektifliğimi yok ediyordu.

“Akşam için sana kıyafet seçmeliyiz, burada oturup durmayı bırakalım.” Elimden tutup beni yukarıdaki odama sürükledi.

Dolabımı açtığında ona engel olmadın, elbiselerimin hepsini yatağa atmaya başladı.

“Daha nereye gideceğimizi bile bilmiyorum Helena, elbise seçmek için erken değil mi?”

Başını iki yana salladı, hala dolabı karıştırıyordu. “Seksi bir şeyler olsun, onu Londraya taşınmaya ikna edeceğimiz kadar etkileyici olmalı”

“Abartma Helena” bir kahkaha attım. Arkadaşım her an beni neşelendirebiliyordu, çok şanslıydım.

“İşte bu! Bunu aldığımızı bile unutmuştum”

Çıkardığı elbiseye baktım “Kesinlikle olmaz!”

“Niyeymiş? Harika bir elbise”

“Fazla gösterişli Helena, istemiyorum. Ayrıca adam beni sürekli elbiselerle gördü zaten. Davete gitmiyoruz, bu elbise gereksiz”

“Hayır değil, bunu giyeceksin. Konu kapandı. Gidip bir duş al ve şu salak Owen’ın enerjisinden arın. Sonra da seni randevuna hazırlamam için bana izin ver, bunu en son 18 yaşında yapmış olabiliriz”

“Bu bir randevu değil!” dedim beni banyoya ittirmesine müsaade ederken. Bir yandan da gülüyordum. Hızlı bir duşun ardından Helenanın çıkardığı elbiseyi giydim, koyu kırmızı derin v yakalı uzun bir elbiseydi. Dümdüz olmasına karşın gerçekten seksi bir elbiseydi bu yüzden Damien ile bunu giymek kötü bir fikirdi…

Yine de başka bir elbise için dolabıma gittiğimde Helena müdahale etti ve beni makyaj masama oturttu.

“Brian başka bir şey söyledi mi? Damien ile ilgili yani?” Diye sordum merakla.

“Yani, iş konuştuk sadece. Ciddi bir adam, onunla sizin dedikodunuzu yapabileceğimi sanmıyorum” dedi.

“Brian çok tatlıdır, çalışması rahat biri olacağına eminim” dedim.

“Çalışması zor kişilerle de hallettiğimi biliyorsun Nora, bana güven. Bu iş her konuda sana iyi gelecek, özellikle de dünyada daha fazla satılacaksa”

“Henüz kabul ettiğimi söylemedim”

Kırmızı rujum kapağını kapattı ve tatlı bir sesle konuştu. “Edeceğini biliyorum”

Saati kontrol ettim, 8 olmak üzereydi. O sırada telefonum çaldı.

“Hadi bakalım, ilk gerçek randevunuza geç kalma” ayakkabılarımı giyerken Helenayı duymazdan geldim, onu ne olursa olsun bunun bir randevu olmadığına inandıramayacaktım nasıl olsa.

Kapıdan çıktığımda Damien arabaya yaslanmış bekliyordu, siyah bir pantolon ve beyaz bir gömlek giymişti, beni gördüğünde yüzünün ifadesinde bir şeyler değişti. Gözleri elbisemde oyalanırken yanına varmıştım.

“Selam” dedim onu her gördüğümde yaptığım gibi.

Yutkunduğunu gördüm, aynı anda ellerimin buz kestiğini hissettim. Damien’ın bakışında gördüğüm şey hoşuma gitmişti.

“Selam” dedi sonunda. Kapımı açtığında gülmeye başladım.

“Yavaş ol Damien, yoksa ben de bunun bir randevu olduğunu düşünmeye başlayacağım”

“Hmm, kim düşünüyordu ki?”

Pencereye baktım ve bizi izleyen Helenayla göz göze geldim, Damien de aynı şeyi yapınca Helena panikle içeri kaçtı. “Ah, anladım” dedi Damien.

Başımı iki yana sallayarak arabaya bindim.

Damien arabayı bildiğim ve çok sevdiğim şık bir restoranın önüne pak ettiğinde terleyen ellerimi elbiseme sildim.

Belki de bu gerçekten bir randevuydu?

 

 

selam dostilerr, nasılsınız? Bölümü sevmişsinizdir umarım, oy vermeyi ve yorum bırakmayı unutmayın lütfenn. Kocaman öpüldünüz!!!

Bölüm : 18.07.2025 15:17 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...