51. Bölüm

42. Bölüm

Sude
sudesi

Ne kadar derin nefes alırsanız alın ciğerlerinize yeterince oksijen gitmediği ve sürekli kalbinizin ağzınızda attığı anlar olurdu. Aldığım nefes vücuduma yetmiyordu, beynimin doğru düzgün çalışması için yeterli değildi o yüzden gece boyunca yaptığım her hareketi bu bahanenin arkasına sığınarak gözlemleyecektim.

Damien sessizdi, arabadan indiğimizden beri hiç konuşmamıştı, önüme bırakıp gittiği sözleşme hakkında da tek kelime etmemişti. Sindirmem için bana zaman mı tanıyordu acaba diye düşünmeden edemedim.

Restorandan içeri girerken hafifçe belime koyduğu elini görmezden gelmeye çalıştım, bu aklıma istemsizce o geceyi getirdi. Vücudum dokunuşu altında yay gibi gerildi, yine de ellerinen kaçmamak için direndim ve garsonun bizi yönlendirdiği masaya oturdum. Damien tam bir centilmen gibi sandalyemi çekmiş ve ben oturduktan sonra karşıma yerleşmişti. Bu ciddiyeti biraz dağıtmak ve işkencemi sonlandırmak için “Bu akşamı neye borçluyuz? Yoksa gözümü boyayıp beni ikna etmeye mi çalışıyorsun?”

Alaylı ses tonum onu gülümsetti. “İyi bir yatırımcı olduğumu biliyorsun, iş bağlamak istediğim birini elbette yemeğe çıkarıp biraz etkilemeye çalışabilirim”

Gözümün önüne gelen bir tutam saçı kulağımın arkasına sıkıştırdım. Gözü bu hareketime takıldı, ne zaman saçlarımla oynasam bunu yapıyordu. Gözlerinde bir şeyler değişiyordu resmen.

“Tüm bunlar iş için yani? Yine?” Sesimde dargınlıktan eser yoktu, aksine hala gülümsüyordum. Rahat bir tavırla geriye yaslandı.

“Ne için olmalı?”

Sorusu karşısında gözlerimi kaçırmamaya çalıştım, beni sıkıştırıyordu.

Neyse ki bir garson siparişimizi almak için yanımıza geldiğinde gözlerimi kaçırmaktan daha iyi bir fırsat geçti elime.

İkimiz de yemek siparişi verirken konu dağıldı, masada baş başa kaldığımız zaman “İşin başına Brian geçtiyse, senin bir bağlantın yoksa buraya neden Brian gelmedi?”

Damien’ın yeşil gözlerinde oyuncu bir ifade gezindi.

“Seni görmek istediğimi tekrar tekrar söylemem mi gerekiyor?”

Gülümsedim. “Beni böyle tatlı sözlerle kandıramazsın Damien, madem iş ortağını etkilemek için yemeğe getirdin o zaman iş konuşacağız. Bu bir iş yemeği öyle değil mi?” Geriye yaslandım “Deden ne söyledi? Anlaşmamız işe yaradı mı?”

“Evet, anlaşmamız değil ama senin söylediklerin yaradı. Ona amcamın seni tehdit ettiğini söylediğinde şirketin kime geçmesi gerektiğini anlamış. Hırstan gözü kör olmuş ve genç bir kadının hayatına burnunu sokan birilerinin babamın büyüttüğü ve emek verdiği herhangi bir şeye ortak olamayacağını söyledi, yani anlaşma işe yaradı ama pratikte değil. Senin sayende oldu”

“Buna sevindim, hakettiğini almış herkes” bu sözüm üstüne gülümsemesi büyüdü.

“Hisseleri aynen olduğu gibi kalacak, ne olursa olsun çok az fa olsa hala şirkette hakları var. Sana yaptığı şeyi düşündükçe hâlâ delirsem de kuzenlerimi de düşünmek zorunda kaldım.”

“Bence zaten deden ona fazlasıyla ödetmiş bunu, amacına ulaşamadı. Bu yeterli”

Başını iki yana salladı. “Seni düşürdüğü durumdan haberim olsaydı en başından hallederdim Nora, bana anlatmalıydın.“ onu susturdum.

“Bunu daha kaç kez söyleyeceksin Damien? Anlatmak istemedim, çünkü” bir an durdum. “Boşver, keyfim kaçıyor”

Masada öne eğildi. Dikkati tamamen üstümde olduğu için gergindim. “Ne söyleyecektin Nora, devam et?”

“Bu konuyu kapatabilir miyiz?”

“Hayır kapatamayız, söyle artık”

Sıkıntıyla iç çektim. “Anlatmadım çünkü sen beni hastaneden kovduktan hemen sonra oldu. Sana hiçbir şey anlatmak istemedim, bu yüzden bir daha neden anlatmadığımı sorma. Aramızda öyle bir samimiyet olmadığına eminim”

Sert ses tonum aramızda bir süre asılı kaldı, söylediklerimden pişmanlık duymadım. Sadece dürüsttüm işte. Damien da bunlardan etkilenmemiş gibiydi, ne ifadesi değişti ne de geri çekildi.

“Aramızda artık o samimiyet var, bana her şeyi anlatabilirsin. Özellikle de benim yüzümden hayatında büyük değişiklikler oluyorken”

“Umarım bir daha böyle bir şey anlatmak zorunda kalmam” dedim gülümsemeye çalışarak.

“Kalmayacaksın” ciddi ses tonu karşısında ne diyeceğimi bilemedim, onun bu güven veren halleri beni utandırıyordu. Neden bilmiyorum ama onun yanında kendimi güvende hissetmek bile tehlikeli gelir olmuştu. Buna alışmaktan korktuğumdandı belki, sonunda üzüleceğime emindim. O ve ben tamamen farklıydık, uyumsuzduk. Yine de bu onu deli gibi istediğim gerçeğini değiştirmiyordu.

Damien’ın yüzüne dalmış bakarken onun da beni izlediğini fark ettim, bir boğaz temizleme sesiyle ikimiz de transtan çıkarcasına irkildik. Garson elinde tabaklarımızla başımızda dikiliyordu, servislerimizi yaparken konuşmadık.

Sonunda sessizliği bölen Damien oldu. “İş konusunu daha fazla açmayacağım ama arkadaşın Helena işinde inanılmaz iyi. Şirketimde çalışmasını isteyeceğim türden biri”

Gülümsedim. “Bunu onun yanında sık sık söylemelisin, en sevdiği iltifatlardan biridir”

“Birlikte çalışırsak neden olmasın”

Yemeğimle oynamayı kestim ve ona döndüm. “İçim bu konuda hiç rahat değil Damien, yayın evinin kurucusu olduğun ortaya çıktığında yan yana resimlerimiz konulacak. Sevgilisi yayın evi değiştirdiğinde ona yeni bir yayın evi kuran milyarder olarak anılacaksın. Ben de öyle anılacağım. Bunu ön görmek can sıkıcı.”

“Sen burada iyi bir yazar değil misin Nora? Eğer amcam işine karışmasaydı yayın evi değiştirmek istediğinde sana teklif getirecek yerler olmayacak mıydı? Neden bunları düşünmek ve durumun normal olduğunu kabullenmek yerine en kötüye odaklısın?”

“Çünkü ne olacağını düşünmek zorundayım”

Yüzü sabırla beni izledi. “Düşünebilirsin, bunu anlarım. Ama çevrenin tepkisine odaklanmak yerine kendine odaklan. Sen bana yardım ettin, iş konusunda. Ben de sana ediyorum, Helena’nın istediği gibi kimse benimle olan bağlantını bilmiyor. Çalışan kimse kurucunun kim olduğunu da bilmiyor, bunu gizli tutmaya devam ederim. Gizli yatırımcı olarak kalabilirim, benim için önemli olan bu değil. Ortaya çıkarsa da bu önemli olmaz, yetenekli sevgilisi için jest yapmış biri olurum. Sen de hayatına devam edersin”

Güldüm. “Biz ne zaman ayrılacağız Damien? Anlaşma bitti farkındaysan”

“Şu an pek seni bırakmaya niyetim yok”

Yanaklarım utançla kızardı, kendimi doğru düzgün kontrol bile edemiyordum onun yanında.

Cevap vermek yerine yemeğimle oynamaya devam ettim.

“Nerede kalıyorsun bu arada? Ne kadar kalacaksın?” Diye sordum. Amacım hemen gidip gitmeyeceğini öğrenmekti.

“Bilmiyorum, işe bağlı. Bir kaç gün daha buralardayım.”

“Seni gezdirebilirim” dedim bir anda. O saniye dilimi ısırdım, ne diye böyle bir şey teklif etmiştim ki sanki?

Yine de Damien usulca “Olur, eğer uygunsan”

Artık uygun olmadığımı söyleyemezdim zaten. Başımı sallayıp onaylamakla yetindim, tüm gece Damien ile ilk defa didişmeden sohbet ettik. Nasıl yazarlık kariyerine atıldığım hakkında uzun uzun konuştuk, beni merak etmesi ve her şeyi pür dikkat dinlemesi hoşuma gidiyordu. Gözlerim istemsizce hareket eden dudaklarına, ara sıra ellerini gezdirdiği saçlarına kayıyordu. Saat 1’e yaklaşırken ikimiz de yemeğimizi bitirmiş ve restorandan çıkmıştık. Arabaya giderken Damien Brian ile konuşuyordu. Sohbetlerinin arasında bana “Brian seni özlemiş Nora, ne zaman döneceğini soruyor” dedi. Hafifçe kahkaha attım.

“Benimle çalışacaksa buraya taşınması gerektiğini söyle” dedim.

Arabaya bindiğimizde Damien benim evime doğru sürmeye başladı.

“Otelin buraya uzak mı? Taksiyle dönebilirdim” dedim.

“Saçmalama Nora, merak etme ben de senin gibi sokakta kalmayacağım”

“Kalsan da ben sana bir oda karşılığında sahte sevgililik teklif etmeyeceğim Damien, rahat olabilirsin” ona sataşmam karşısında yüzünde bir sırıtış oluştu.

“İkinci raunda hazırdım aslında, eğlenceli olabilirdi”

“Ne çabuk şakaya vurmaya başladın bunu, şirketi alana kadar bana kök söktürdüğünü unutma Damien, gülümsemekten ağzım ağrımıştı. Üstelik fotoğraflar sonsuza kadar peşimizi bırakmayacak”

“Benimle sevgili gibi gözükmekten bu kadar mı rahatsızsın yani?”

Başımı camdan dışarı çevirdim, rahatsız mı? Keşke olsaydım…

“Yani, yalan sonuçta” diye geveledim.

Damien bir şey demedi, inkar etmesini bekleyen minik bir yanım hayal kırıklığına uğrasa da gerçek buydu.

Evimin önüne geldiğimizde Damien arabayı park etti. “İş konusunda ne düşünüyorsun?” Diye sorduğunda ona döndüm.

“Sabırlı biri olduğunu düşünmüştüm”

“Öyleyim zaten Nora, hala sabrediyorum” dedi. Bakışları vücudumda gezindiğinde elektrik çarpmış gibi bir ürperti tenimi yaladı geçti. Artık neyden bahsettiğimizi bile bilmiyordum.

“A-ğırdan alıyorum.” Dedim saçma bir şekilde. “Farkındayım, sana uyum sağlamaya çalışıyorum” dedi. Ses tonu giderek daha can alıcı bir hale geliyordu, işten bahsediyor gibi değildi.

Elbiseme bir kez daha göz attı, sonra ben daha ne olduğunu bile anlayamadan yüzünü yüzüme yaklaştırdı. “Yine de bu gece bu elbiseyle ağırdan almamı epey zorlaştırdın” ağzım birkaç kez açılıp kapandı. Nefeslerim hızlandı, Damien her konuştuğunda kan boynuma hücum ediyordu.

Bana biraz daha yaklaştığında dudakları benimkilere hafifçe sürtündü, nefesi sıcacıktı. Damien arkamdaki kapıya uzanıp açtı ve bir klik sesi duydum.

“Bu gecenin sadece iş yemeği olarak kalmasını istiyorsak arabadan inmelisin Nora” sesi yumuşacıktı, karşısında inlememek için dilimi ısırmam gerekti.

“P-peki” dedim yeniden kekeleyerek. Ama Damien geri çekilmedi, bir süre daha gözlerimi izledikten sonra başını eğdi ve omzuma cayır cayır yanmama sebep olan bir öpücük kondurdu.

“İyi geceler” dediğini zar zor işittim.

“İyi geceler”

Arabadan indikten sonra topuklularımın üstünde düzgünce durmaya çalışarak eve girdim, anahtarı deliğe birkaç kez takmaya çalışmak zorunda kalmıştım. İçeri girip sırtımı kapıya yasladıktan sonra arabanın uzaklaşma sesini duydum.

Elimi göğsüme koyunca nabzımın ne kadar sert attığını hissettim, bundan korksam da yüzümdeki gülümsemeyi silemiyordum.

 

selam dostilerrim, nasılsınız?? Bölümü beğenmişsinizdir umarım, oy ve yorum bırakmayı unutmayın. Şimdiden teşekkürler öpüldünüüüüz. -Sude

Bölüm : 19.07.2025 23:01 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...