Damien yeşil gözlerini üstümden bir saniye olsun çekmiyordu ve tek yaptığımız bir masada dikilip içkilerimizi yudumlamaktı, sıkıntıdan patlamama çok az kalmıştı.
Gözlerimi kaldırıp onun insana kendini küçücük hissettiren gözlerine diktim.
“Ne?” Dediğinde kafası karışmış görünüyordu.
“Yüzümde. Aradığını buldun mu? 20 dakikadır baktığına göre bir şey bulmaya çalışıyor olmalısın” dedim.
Ağzını bir şey söyleyecek gibi açsa da bana cevap vermeye tenezzül etmedi.
“Alışverişin iyi geçmiş gibi, çiçekli elbiselerinle vedalaşmışsın” dedi üstümü süzerek. Yüzüme dışarıdan bizi izleyenlerin sevgilime cilve yaptığımı düşüneceği ama Damien’ın kesinlikle samimiyetsiz olduğunu anlayacağı bir gülümseme kondurdum.
“Çiçekli elbiselerimi sadece tatil için almıştım ve onları senin sıkıcı davetlerin için harcamamaya karar verdim”
“Doğru karar olmuş” dediğinde yüzümdeki sırıtış silindi.
“Neden yanına birini bulamadığını da anladım, uyuz herifin tekisin. Ayrıca şu yüzüne biraz gülümseme gelse belki bu kadar insan gelip seninle konuşmaya çekinmezdi” deyiverdim. Kaşları çatıldı, vücudunu tamamen bana çevirdi.
Ben de onun taklidini yapıp tamamen ona döndüm.
“Uyuz herifin teki olmanı mı soru-“
“Nora” dedi ciddi olmam için. “Bu kadar insan dediğin kısım?”
“Arka masada duran kadınla adam geldiğimizden beri kendi aralarında konuşup senden düzgün bir bakış bekliyor. Ya gelip seninle iş konuşacaklar ya da yalnızca selam vermek istiyorlar. Ama buz gibi durduğun için sana selam verirlerse suratlarına bir yumuruk yiyeceklerinden korkuyor da olabilirler” dedim.
Cümlem bitmeden arkamdaki masaya bir bakış attı, yüzü yumuşamadı ama bakışlarında bir şeyler parladı.
“Neyi?” Dedim masum masum, içkimi dudaklarıma götürdüğümde bardağımı izledi. Bakışı kanımda bir şeyleri kaynattı.
“Nora” dedi adımı hafifçe uzatarak, kanımdaki şey daha da harlandı.
“Gözlem yeteneğim iyidir” dedim omzumu silkerken.
“Haklısın, bir süredir şirketle çalışmak isteyen bir firmanın sahipleri.” Dedi. İçkisinden bir yudum aldığında onu izledim.
“Yani diye bir şey yok, neden buraya baktıklarını açıkladım”
“Yine de yüzün buz gibi duruyor” dedim. İçimden gülmek geçiyordu, bu adamın gülme kasları çalışmıyor olabilir miydi?
Bir an şaşırsa da kendini hızla toparladı.
Gömleğinin yakasını düzeltiyor gibi yaptığımda elimin altındaki bedeninin kasıldığını hissetsem de yüzünde mimik oynamadı.
“Gülümse, sevgilin sana dokunurken yüz kaslarını yumuşatmalısın.” Dedim yakasında elimi gezdirmeye devam ederken. Gülümsemedi ama yüzü yumuşadı. Sonra elini belime attı ve ben anında gerildim. Belimi tutan eli sıkılaştığında geri çekilmek için hamle yapamadım.
Yüzünde bir gülümseme oluştuğundaysa bu sefer şaşırma sırası bendeydi, gülümsemesine değil, bunu tamamen sahte yapmasına rağmen bu kadar içten gözükebilmesine şaşırdım.
Bedenim onunkine yaslanınca ince elbisenin kumaşının altından bile hissedebildiğim sıcaklığı tüm bedenimdeki tüylerin diken diken olmasına sebep oldu, yüzümü sabitlemeye çabaladım.
Saçlarımdan kaçan minik bir tutamı parmağına doladığında nefesimi tuttum. Onu ittirmek istiyordum, tanımadığım, hakkında sadece ne iş yaptığını bildiğim biriyle saçma sapan bir duruma girmiştim ve şu an onun kolları arasında duruyordum. Ben böyle biri değildim, kesinlikle değildim ve kendim gibi davranmıyordum. Bir anda bu düşüncelerle yüzüm ısındı, tenimi ateş bastı sanki.
Rahatsızlığımı o da fark etmiş olacak ki belimdeki elinin tutuşu daha rahatlatıcı bir hal aldı.
“Bu kadar korkmuş görünme, dediğin şeyi yapıyorum sadece. İşe yarıyor gibi” dediğinde bakışları arkamda bir noktaya sabitlendi.
“İyi akşamlar” bir adam sesi onun ellerinden kurtulmamı sağladığı için neredeyse sesli bir nefes verecektim.
“İyi akşamlar” dedik ikimiz de hafifçe.
Sonraki konuşmaları dinlemedim, ilgimi de çekmiyordu. Adam ve eşinin bir şirketin sahibi olduğu ve uzun zamandır Damien’dan yatırım için fikir almak istedikleri kısımdan sonrasını etraftakileri izleyerek geçirdim.
Adamın eşi sohbetin bir kısmında bana döndü.
“Sizinle de tanışmak bir zevk hanımefendi” dedi. Kadın 50’li yaşlarında görünüyordu, sesi insanın uykusunu getirecek kadar tatlıydı.
“Sizinle de öyle, çok zarifsiniz” dedim. Bana gülümsedi.
“Uzun zamandır bu tarz davetlerde Damien ile birilerini görmemiştik doğrusu, biraz şaşırdığımı söylemem gerekiyor” dedi şakayla karışık. Gergin bir gülümsemeyle ona baktım.
“Ben bu tarz şeylere biraz yabancıyım, Damien da beni katılmam için zorlamıyordu” dedim. Keşke ne zamandır birlikte olduğumuzu prova etseydik diye düşünmeden edemedim. “Bugün onu yalnız bırakmak istemedim, ara sıra güzel elbiselerimi giymek için kendime fırsat tanıyorum” dedim Damien’ın boşta duran elini tutup hafifçe sıkarken. Dikkatinin kadınla benim sohbetime dönmesini sağladım, en azından yanlış bir şey dememe engel olmalıydı.
“Ne zamandır birliktesiniz?” Dedi kadın.
“4 ay oluyor” Damien cevapladığında hafifçe öksürmeye başladım.
Damien koca ellerinden birini dışarıdan nazik görünecek, benim açımdan ise uyarı niteliğinde olan bir şekilde çıplak sırtıma koydu.
“Evet, içki boğazıma kaçtı” dedim gülümserken. Gözlerimle ona ölümcül bir bakış atsam da istifini bozmadı.
“Ah, sonunda birlikte görülmek için an kolluyordunuz demek” dedi adam gülerken.
“Norayı sıkıcı iş davetleriyle boğmadım diyelim, böyle yerlerden hoşlanmıyor” diyerek neden 4 aydır hiçbir şekilde bir yerlerde görünmediğimize açıklık getirdi.
Onlarla biraz daha sohbet ettikten sonra yanımızdan ayrıldılar. Hışımla ona döndüm.
“4 aydır birlikte olduğumuzu keşke söyleseydin hayatım” dedim.
“Birini bir yere getiriyor ve onunla poz veriyorsam insanların 2 günlük bir şey olduğunu düşünmesini istemedim”
“Sanki daha önce yapmadığın şey” dediğimde kaşlarını kaldırdı.
“Sen hakkımda çıkan haberlere fazla ilgi göstermişsin sanırım” dedi.
“Mafyatik bir şey olmadığından ancak emin oldum” dedim.
“Olayın ne senin? Ne bu anlamıyorum, 2 günlük olmasını istemedin ama 3 hafta sonra buradan yok olacağım için de beni seçtin?”
“Evet, bir şey için bu bana gerekli.” Dedi.
“Mesela geldiğimizden beri etrafına bakıyorsun ama hala fark etmedin. Gelen herkes ya evli, ya da düzgün bir ilişkisi var.”
“Ne?!” Gülmeye başladım, hatta kahkaha atıyordum.
“Damsız girilemez konseptli bir iş daveti için mi 3 haftalık bir sevgili arayışına girdin?”1
Gözlerini devirdi “Bunu sonra konuşuruz, gülümsemeni bozma” dedi. Yanımıza gelen biri fotoğrafımızı çekerken Damien beni kapana kısılmış hissettiren kollarını etrafıma dolamıştı.
Fotoğrafçı adam gittiğinde ondan ayrıldım, hızlanan nefesimi fark etmemesi için dua ediyordum. Bir de bunun için diline düşemezdim.
“Ben lavaboya gidiyorum” dedim. Çantamı masada bırakıp salonun çıkışına ilerledim. Görevli birine lavabonun yerini sorup bulduktan sonra bir kabine girip kapıyı kapattım.
Stresten bayılacaktım, ben yalan söyleme konusunda berbattım, üstelik burada sadece söylemekle de kalınmıyor üstüne bir de rol yapılıyordu. Daha da berbattım…
Helenaya mesaj attığımda kısa süre sonra telefonum çaldı.
“Bilmiyorum, iyi galiba. Ama bundan hiç hoşlanmadım” diye itiraf ettim.
“Biraz abartıyorsun bence, sakin ol. Ayrıca bir iki story atsana sen, insanlar tatlı yazarlarından haber bekliyor. 1 haftadır ölü taklidi yapıyorsun canım” dedi. Eh, en yakın arkadaşınız menajeriniz olunca sosyal medyanıza bile karışıyordu.
“O olsun o zaman, kitap nasıl gidiyor?” Diye sordu.
“İyi, aslında bakarsan çok iyi. Burada olmak zihnimi açtı sanırım” dedim.
“Güzel, süpersin bebeğim. Devam et ve zihnine daha çok ilham gelmesi için eğlen. Sana bunu arkadaşın olarak söylüyorum.” Dedi.
Telefonu kapattıktan sonra çıktım ve ellerimi yıkadım. Salona geri döndüğümde Damien ön tarafta adının yazdığı bir masaya oturmuş, çantamı da masanın üstüne almıştı. Ne centilmen ama!
Gidip yanına oturduğumda bana baktı.
“Konuşma yapılacak” dedi. Bunun bir bağış kampanyası için düzenlenen bir gece olduğunu ekranda yazan yazıdan anlasam da insanlar sadece iş konuştuğundan bir yanlışlık olabileceğini düşünmüştüm, meğer bunu gecenin sonuna saklamışlardı.
Yanımıza birileri gelip oturduğunda Damien’ın yanına yine 50’lerinde görünen başka bir kadın oturdu. Damien ona saygıyla selam verdi.
“Merhaba tatlım, ben Rose” dedi. Gülümsedim ve uzattığı elini sıktım.
“Nihayet yanında bu kadar güzel bir hanımefendi gördük Damien” dedi otoriter bir sesle yanımdaki adama. Damien hafifçe gülümsemekle yetindi.
Onlar kendi aralarında sohbet ederken ben de konuşmayı yapan ve bağış kampanyasından bahseden kadını dinliyordum. Sonra Damien’ın bacağıma hafifçe dokunan eliyle ona döndüm.
“Siz ikiniz nasıl tanıştınız?” Diye sordu kadın, siyah bir farla buğulanmış mavi gözleri merakla bana bakıyordu.
“Bunu Nora anlatsa daha iyi olur bence, ben böyle şeylerde fazlasıyla kısa kesiyorum” dedi Damien beni sinir edecek kadar neşeli bir gülümsemeyle bakarken.
“Senin iyi olduğun tek konunun toplantılar olduğuna eminim Damien” dedi kadın gözlerini devirirken, sonra bana döndü.
Harika, nasıl tanışmıştık acaba?3
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
21.78k Okunma |
2.48k Oy |
0 Takip |
45 Bölümlü Kitap |