
Cody Her zaman soğukkanlı olanımız olmuştu. Babam, o ve ben evde tek başımıza iken babam bir anda düşüp bayıldığında ben panikten ambulansın numarasını bile unutmuşken Cody büyük bir sakinlikle babamı koltuğa taşımış ve Zede’i arabayla gelip bizi alması için aramıştı. O zamanlar ben küçüktüm ama Cody de çok büyük sayılmazdı, 16 yaşındaydı ve ben o zaman bile onun bu kontrollü yanına hayran olmuştum. Babam kalp krizi geçiriyordu, Cody onun gömleğinin düğmelerini çözmüş ve nefes almasını sağlamıştı, ben ise bir köşede sadece izlemiştim. Arabada babamı hastaneye götürürken yol boyunca ellerimi tutmuştu, tıpkı şimdi olduğu gibi.
Ön koltukta ona dönük bir şekilde oturuyordum, bir eli direksiyonda diğeri ise iki elimi birden avucuna hapsetmişti.
”İyi olacak” Dedi benden çok kendine hatırlatır gibiydi.
Gözyaşlarımın dinmediğinin o da farkındaydı.
“ İyi olacak Dina” Diye yineledi. Aynı anda ellerimi tutan eli sıkılaşmıştı.
Başını bana çevirdi, bal rengi gözleri endişeyle kısılmıştı. Onun da en az benim kadar korktuğunun farkındaydım. “Sen ne zaman Zade’e bu kadar düşkün oldun?”
Şakayla karışık sözleri tamamen beni gülümsetmek amacıylaydı, dikkatimi dağıtmaya çalışıyordu.
”Ona aşığım” Diye itiraf ettim. Cody’nin göğsü hızla inip kalktı.
“Biliyorum bunu görüyorum” Dedi. Başını tekrar direksiyona çevirdi. “Bu yüzden artık sana kızamıyorum bile”
Kalan yol boyunca konuşmadık, Cody arabayı öyle hızlı kullanıyordu ki ellerimi tutan elini sımsıkı kavramıştım.
Hastaneye vardığımızda ikimiz de koşarak danışmaya gittik ve yoğun bakımın üçüncü katta olduğunu öğrendik. Yine koşarak üçüncü kata çıktık, yoğun bakımın önünde Victoria’yı bir hemşire ile konuşurken gördük. Bizi gördüğünde omuzlarındaki gerginliğin gözle görülür biçimde azaldığını fark ettim. Yanında kimse yoktu, ailelerimiz uzakta olduğu için böyle durumlarda bir başımıza kalıyorduk. İçim burkuldu, “O nasıl?” Diye sordum vakit kaybetmeden. Victoria’nın gözleri şişmişti.
“İyi ameliyat yeni bitti, iç kanaması varmış geldiğinde ama ameliyatta durdurmuşlar. Şimdi iyiymiş, birkaç ezik ve kırık kolu dışında bir problem yokmuş” Dedi. Midemin kasıldığını hissettim. Keşke bu yağmurda beni almak için hiç gelmeseydi diye düşünmeden edemiyordum.
Bu düşünceyle gözlerimi tekrar dolmaya başladığında Victoria hızlıca bana atıldı ve boynuma sarıldı. Sırtımı telkin edici bir şekilde sıvazladı.
“İyi olacak tatlım” Dedi. O ve Cody kesinlikle bu konuda iyilerdi, kontrollerini hiçbir zaman kaybetmiyorlardı. Belki de içeride yatan benim sevgilim olduğu içindi bilmiyorum. Yine de onların böyle olması beni de rahatlatıyordu.
Cody sessizce “Ben bize su alıp geleyim siz de oturun artık” dedi.
O koridorda ilerlerken bedeninin gerginlikten nasıl kasıldığını gördüm, O da hala çok endişeliydi.
Victora ile birlikte Koltukları oturduğumuzda “Kazanın nasıl olduğu hakkında bir fikirleri var mı?” Diye sordum.
“Sanırım yağmur çok şiddetli olunca karşıdan gelen arabayı görmemiş” dedi. “Çarpmamak için direksiyonu kırınca yoldan çıkmış”
İçim bir kez daha pişmanlıkla doldu.
“Beni eve bırakmıştı” dedim. Vi elini bacağıma koyup yatıştırıcı bir şekilde sıktı.
“Olabilir tatlım, Bir önemi yok, şu an iyi” dedi.
“Birazdan amcam burada olacak, önce haber vermek istemedim ama annem çoktan onu aramıştı” dedi. Derek fazlasıyla korkmuş olmalıydı. Üstelik onun da sağlığı yeni yeni toparlıyordu, yine de oğlunun kaza geçirdiğini elbette öğrenecekti.
birlikte beklerken çok geçmeden herkes geldi. Kaç saat geçtiğini bilmiyorum ama sabah olmuştu artık.
Victorianın annesi bize eve gitmemizi söylese de ne Cody ne de ben gitmeye yeltendik, nasıl gidecektik ki zaten? En azından normal odaya alındığını görmemiz gerekiyordu, sonra bir şekilde onu görürdük.
Başımı Cody’nin omzuna yaslamış otururken aklıma yine bir hastanede Zade ve benim böyle oturduğumuz geldi. Kendimi ona en yakın hissettiğim anlardan biriydi belki de, yakınlaştığım. Gözlerimi kapatıp bunu düşünürken nihayet doktor geldi. Derek doktorla konuşurken kalbim küt küt atarak bekledim.
“Bir kaç saate normal odaya alacağız, şu an bir sıkıntı görünmüyor. Yaraları için ilaçlarını alırsınız, kolundaki alçı iki ay kalacak” dedi. İyi olması dışında ilgilendiğim bir şey yoktu, Cody derin bir oh çekti.
“ben gerekenleri alıp geleyim” dedi Cody doktorun yanındaki hemşireye yönelip. Kadın onun eline reçete tutuştururken ben de Derekle beraber doktoru dinliyordum.
Bir kaç saat sonra sonunda Zade’i normal bir odaya aldılar ama kalabalık yapmamak için beklemek zorundaydım, ne kadar istemesem de. Zade’in babası ve amcası onu gördüğünde uyandığını söylediler, onlar varken odaya girmek istemiyordum, kendimi tutamayıp ağlayacağımdan da korkmuştum bu yüzden onlar çıktıktan sonra Victoria girmem için beni odaya ittirdi. Arkamdan da kapıyı kapatıp ikimizi baş başa bıraktı.
Yatakta yüzü pencereye dönük olduğu için beni görmemişti ama ben onu görüyordum, kolunda omzuna kadar bir alçı vardı, sol kaşında bir kesik vardı ve pansuman yapılmıştı.
üst vücudu çıplak olduğu için göğsündeki sargıyı da görüyordum, nefesimi tuttuğumu fark ettim ve onun bana dönmesine sebep olacak şekilde seslice dışarı verdim.
bana döndüğünde kısık gözleri parıldadı, bu bakışa kalbim erimedi desem yalan olurdu.
“Selam” dedim beceriksizce, sesim çatallanmıştı.
“Burada mıydın sen?” Dediğinde hızlıca yanına gidip boynuna sarıldım, onu incitmemeye dikkat etsem de kokusuna ihtiyacım vardı.
Sağlam koluyla belimi sardığında saçlarıma bir öpücük kondurdu.
“Beni çok korkuttun Zade” dedim. Gözlerimden sicim gibi akan yaşları durduramıyordum.
“İyiyim hayatım” dediğinde içimde bir şeyler koptu.
Geri çekilip alnımı onunkine yasladım. Başparmağıyla yanağımdaki yaşları silerken tenime değen elleri buz gibiydi.
gözlerimi onunkilere diktiğimde buna rağmen rahat olduğunu gördüm “iyiyim” dedi tekrar.
“İyi görünmüyorsun” dedim.
Hafifçe güldü, gülünce gözlerinin kenarında oluşan çizgileri hafızama kazıdım. Onu kaybetme korkusunu içimden atamamıştım.
Buz rengi gözlerini benimkine dikti.
“ben hep iyi görünürüm” dedi. Ona yalandan kaşlarımı çattım, “Egonla başa çıkabileceğim bir günde değilim Zade” dedim.
Belimdeki elini hareket ettirerek sırtımda gezdirdi, tenime değdiği her noktada minik minik karıncalanmalar yarattığının farkında bile değildi.
Dudaklarıma yaklaştığında nefesi tatlı bir esinti gibi benim dudaklarımı istila etti. “Bu günü not edelim, benimle baş edemeyeceğini itiraf ettiğin tek gün”
Güldüm, gülüşümü dudaklarıyla kesti ve bana yakıcı bir öpücük verdi. Geri çekildiğinde dudaklarına minik bir öpücük daha kondurdum. “Seni çok seviyorum, sakın bir daha bunu yapma” dedim.
“Daha dikkatli olurum” dedi. Kapı açıldığında ona biraz yer açmak adına geriye kaydım, Victoria ve Cody içeri girmişti.
“İyi görünüyorsun Zade” dedi Victoria gelip ona hafifçe sarılırken.
Zade alaylı bir gülümsemeyle bana döndü. “Söylemiştim”
ona gözlerimi devirmekle yetindim. Cody rahatsızca yerinde kıpırdandı, Zade bakışlarını ona çevirdiğinde Cody “Geçmiş olsun Zade” dedi. Başka ne diyeceğini bilemiyor gibiydi. Victoriaya döndüm “Biz biraz hava alalım mı?” Dedim. İkisini kesinlikle yalnız bırakmamız gerekiyordu.
“Kesinlikle” dedi ve kapıya yöneldi, ben de peşinden seğirttim.
Odadan çıkıp kapıyı kapattığımızda “Neydi o öyle?” Dedi Vi kahkaha atarak.
“Sorma, resmen kavgalı iki sevgili gibiler” dedim. Victoria koluma girdiğinde aşağıya inen merdivenlere yöneldik.
“Sen iyi misin?” Diye sordum. Kendimden ona soracak fırsatı bile bulamamıştım.
“İyiyim, onu gördüğümde daha iyi olacaktım zaten.” Dedi. İkisi kardeş gibiydi, bu yüzden Cody’e bir şey olsa ne hissedeceğimi düşünerek onun soğukkanlılığına bir kez daha hayran oldum.
“Sence düzelirler mi?” Dedim.
“Düzeldiler bile Dina, Cody’nin halini görmedin mi? Panikten ölecekti, en yakın arkadaşı kaza geçirdi. Üstelik arabanın halini sen görmedin ama biz gördük, tamamen hurda” dediğinde göğsüm korkuyla inip kalktı. Bunu fark ettiğinde yüzünü buruşturdu. “Korkma, öncesinde bilerek söylemedim. Ben yeterince korktum ve senin korkmanı istemedim” dedi.
“teşekkür ederim Vi, mükemmel bir arkadaşsın” dedim.
Yüzümün önüne düşen bir tutam saçı kulağımın arkasına atarken gülümsedi, kedi gözler yeniden alışkın olduğum parıltısındaydı.
Biraz hastanenin dışındaki bankta oturduk, konuşmaları için yeterince zaman tanıdığımızı düşünerek tekrar yukarı çıktığımızda Victoria anne ve babasını dinlenmeleri için kendi evine götüreceğini söyledi. Onunla vedalaştıktan sonra biraz kapının önünde oyalandım çünkü içeriden pek ses gelmiyordu. Sonunda cesaretimi toplayıp kapıyı açtığımda dondum kaldım.
Cody, Zade’in yatağının yanına çektiği koltukta oturuyordu ve ikisi Cody’nin kucağında duran bilgisayarda her ne varsa kahkahalarla gülüyorlardı. Beni fark etmediler bile, bu içimi öyle rahatlattı ki uzun zamandır aldığım en tatmin edici nefesi aldım.
Sonunda!
oy verip yorum bırakmayı unutmayıın, şimdiden teşekkürler.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 38.9k Okunma |
2.77k Oy |
0 Takip |
41 Bölümlü Kitap |