
Evde Zade’in odasından onun için temiz kıyafetleri bir çantaya koyarken onun kokusuyla dolu olan odaya göz gezdirdim. Onu bu evde görmeyi çok özlemiştim, onunla didişmeyi bile özlemiştim. İki gündür hastanedeydi ve babası yanında kaldığı için onunla pek görüşememiştim. Bugün babası ısrarlarımız sonucu eve dönmüştü ve gece yanında ben kalacağımdan dolayı Cody ve Vi de eve gitmişti. Ona gereken eşyaları ve istediklerini koyduktan sonra kendi odama gittim ve üstümü değiştirdim. Bir sweat ve tayt giydikten sonra çantama kitapları mı da attım. Haftaya finallerim başlıyordu ve ben neredeyse hiçbir şeye çalışmamıştım. Gece Zade uyurken bunlara bakmalıydım yoksa kesinlikle kalacaktım.
Evden çıkıp bir taksiye atladıktan sonra hastaneye varmıştım, Zade’in bilgisayarı yanındaydı ve eminim yine çalışıyordu. Sağ kolu kırık olduğu için ona yardımcı oluyordum fakat pek izin verdiği de söylenemezdi.
Vücudundaki morluklar biraz da olsa iyileşmeye başlamıştı, bu beni rahatlatıyordu. Cody Zade’in yanından bir dakika bile ayrılmamıştı, aralarının nihayet düzeldiğini görmek haftalardır üstümdeki yükü kaldırmıştı.
Odasına girdiğimde tahmin ettiğim gibi bilgisayarını dizine dayamış çalışıyordu.
“İşkolik olman hiç hoşuma gitmemeye başladı” dedim. Beni görünce mavi gözleri neşeyle parladı.
“Mecburiyetlerimiz var” dedi.
“Neyse ki çalışma hayatına atılmama 3 yıl var” dedim. Gülümsemesi büyüdü “tadını çıkar” dedi.
Elimdekileri koltuğa koyduğumda o da bilgisayarı masaya bıraktı. Ceketimi çıkarıp yanına oturdum, bana yer açtığında sırtımı yastığa yasladım ve birlikte yan yana uzandık.
“Daha iyi misin?”
“İyiyim, bunu her gün 20 defa soruyorsun bebeğim”
“Emin olmaya çalışıyorum sadece”
Ellerimden birini tutup dudaklarına götürdü ve nazik bir öpücük bıraktı.
“İyiyim, seni burada tutmak istemiyorum ama. Gece eve gitsen olmuyor mu?” Dediğinde ona kızgınca baktım. “Olmuyor tabii ki, seni burada yalnız bırakacak değilim Zade. Kaç gündür yanında kalmak için bekliyorum zaten” dedim.
Gülümsedi “yarın eve geçiyoruz zaten, orada da görüşürdük” dedi.
“Susacak mısın artık? Beraber kalma fırsatımızı teptiğine inanamıyorum” dedim alınmış gibi yaparken.
“O fırsatı hiç kaçırmak ister miyim? Kolumun kırık olması pek konforlu olmuyor ama” dedi koluna bakarken.
“Bir süre idare edeceğiz artık” dedim imalı imalı. Gülüşü muzip bir hal aldı “sürekli benimle ilgileneceğin bir ayımız var desene, bu slçıyı hiç çıkarmasalar daha iyi olabilir” dediğinde onu hafifçe ittim. Canı acımış gibi yüzünü buruşturdu ama sağlam kolunu tutuyordu. Tam bir oyuncuydu…
“Çok beklersin”
Ona döndüm ve dudaklarına kendimi iyi hissetmeme yetecek kadar tatlı bir öpücük kondurdum.
“Bir şeyler izleyelim mi?” Diye sorduğumda kapattığı gözlerini açtı.
“Buna devam etsek olmaz mı?”
Yanaklarım kızardı, Zade’in bu hallerine asla alışamayacaktım. Saçlarımdan bir tutamı parmağına doladığında kanım kaynadı, onu özlemiştim. Evde olmasını, benimle uğraşmasını, her şeyi.
“Hımm, biraz daha iyi olduğundan emin olana kadar reddetmek zorundayım” dedim. Bu dediğimi hafifçe gülümsedi yine de dudaklarıma uzatıp minik bir Öpücük kondurdu. Birlikte bir dizi açıp izlerken Z hafifçe göğsüme yaslanmıştı ve ben de ellerimi onun yumuşak saçlarında gezdiriyordum. Yaşadığımız onca saçmalık sonunda kendimi ilk defa rahat ve huzurlu hissediyordum.
“Cody ile aranızda özelliğiniz gördüm” dedim.
“ özür diledi, sanırım kaza geçirmem bir noktada iyi de oldu” dediğinde saçından bir tutamı çektim.
“ saçmalama, korku onun bir şeyleri anlamasına yardımcı olmuş demek ki” dedim.
“elbette ben de özür diledim, seninle geçici bir şey yaşamadığımızı anladığı içim rahatladığını düşünüyorum” dedi.
“Bunun geçici bir şey olacağını asla düşünmedim zaten” diye eklediğinde kalbim mutlulukla çarptı. “Biliyorum, bunun sonuna kadar gitmesini istiyorum” dedim. Daha fazla bir şey konuşmadık zaten gerekte yoktu, birlikte dizi izlerken yeterince iyi hissediyorduk.
Zade uyuya kaldıktan sonra ben de biraz ders çalıştım ve koltukta biraz olsun uyumaya çalıştım, sabah erken uyandığım için yine ders çalışmaya devam ediyordum.
“ sınavların mı var?” Zade’in uykulu sesini işi işittiğim de ona döndüm. Saçları karman Çorman da ama hala çok yakışıklı görünüyordu.
“ evet haftaya başlıyor, zamanım olunca çalışmak istedim” dedim.
“ keşke burada kalmasaydı evde daha rahat olurdun” dedi mahcup bir şekilde.
Güldüm “ bu mahçup hallerine alışmaya başladım Zade, hep böyle tatlı ol” dediğimde sırıttı.
“Tatlı olduğumu düşünüyorsun yani?”
Gözlerimi devirdim, yüzündeki aptal sırıtmayla çok komik görünüyordu.
“ artık sevgili olduğumuzun farkındasın değil mi? Yani benimle böyle ugrasmaya ihtiyacın yok”
“ ama çok hoşuma gidiyor, bunu bırakmaya niyetim yok” dediğinde başımı iki yana salladım ve gülümsememi bastırmaya çalıştım. Kapı açıldığında konuşmamız bölümdü. Victoria içeri elinde poşetler ve bir buket çiçekle girdiğinde gülümsedim.
“dünyanın en tatlı kuzeni nasılmış bakalım?” Dediğinde sesi küçük bir çocukla konuşuyormuş gibi yumuşacık çıkmıştı.
“ iyiyim canım gelmene gerek yoktu bugün çıkıyoruz zaten” dedi Zade. Victoria onu görmezden geldi ve elindeki poşetleri açmaya başladı. “ size kahvaltı ve kahve getirdim, ayrıca Odanda bir hasta çiçeği olmadığını fark ettim bu yüzden çiçek getirdim” dedi.
Onu izlerken enerjim yerine gelmişti bile.
“ hasta değilim çünkü”
“Hastasın, bak kolun kırık” Vi çiçekleri onun üstüne fırlattığında bir kahkaha attım.
“Çok kibarsın bebeğim” dedi Zade çiçekleri kenara koyarken. Victoria kahvelerden birini bana uzattı ve koltukta yanıma oturdu.
“ kodu birazdan gelecek işe gitmeden seni görmek istedi” dedi Zade’e doğru.
“Gelsin, beni görmeden geçirdiği en uzun dönemdi. Bu kadar dayanabilmesine şaşırmıştım” dedi Zade ukala bir biçimde. Haklıydı da, ikisinin aralarının bozuk olduğu tek bir an bile olmamıştı. Ayrı geçirdikleri bir gün bile olmamıştı hatta, gerçekten Cody’nın bu kadar sinirli kalabilmesi şaşırtıcıydı.
Onlarla sohbet ederken doktor gelmişti bir sıkıntı olmadığını eve gidebileceğimizi söyledi. Kısa süre sonra ben Victoria Cody ve Zade Cody’nin arabasıyla eve gidiyorduk. Cody tüm eşyalarını yukarı kadar taşıdı ve daha sonra işe gitmek için yanımızdan ayrıldı.
Zade koltuğa uzanırken ona daha rahat etmesi için odasındaki yastığını getirdim. Yastığı değiştirmesine yardımcı olduğum zaman tüm bu süre boyunca beni gülümseyerek izledi.
“Niye öyle bakıyorsun?” Diye sordum.
Elim hala yastığın üstündeydi, kolumu yakaladı ve beni pek de nazik olmayan bir biçimde çevirdi, kucağına oturttu. Bacaklarım iki yanındayken göğsüm heyecanla dolmuştu.
“Ne yaptığını sanıyorsun sen?” Dedim yapmacık bir kızgınlıkla.
“benim kadar senin de dinlenmeye ihtiyacın, biraz oturmalısın”
“Burada mı?” Diye sorduğumda sesim alay eder gibi çıksa de kesilen nefesimden heyecanlandığımı anladığını biliyordum. Gözleri yüzümün her noktasında gezindi.
“Seni özlediğimi daha ne kadar söylemem gerekiyor?”
Dudaklarıma eğildiğinde eli sırtımda baştan çıkarıcı bir şekilde geziyordu.
“Ben ikna olana kadar” dedim.
“İkna etmek için pek çok şey yapabilirim” nefesim kesildi, yanaklarıma hücum eden sıcaklığı görmesine izin vermemek için dudaklarına yapıştım.
oy ve yorumları unutmayıın, biraz tatlı bölümler okumanın vakti gelmişti
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 38.9k Okunma |
2.77k Oy |
0 Takip |
41 Bölümlü Kitap |