1. Bölüm

ÖLÜM VE SONRASI

SUİYESİNİNHİKAYESİ
suiyesininhikayesi

ÖLÜM VE SONRASI


 

“ Bazı ölümler, bir son değil; Tanrı’nın seni yeniden yazmaya karar vermesidir.”


 

Okumaya başlamadan önce düşüncelerinizi yazarsanız çok mutlu olurum.


 

Keyifli Okumalar…

 

 

 

Herkes kendi yaptıklarından sorumludur bu hayatta, kendi kalbinin ekmeğini yer insan.

Herkesin kendi hikayesi vardır. Başrolünde kendi olan, sonunu kendi belirlediği bir hikaye...

Yaşam ile ölüm arasındaki ince çizgidedir insan, oradan oraya savrulup durursun. sonra bir bakmışsın, içinde ukte kalan milyonlarca hayallerle birlikte ölmüşsün.

İnsan beyni ölmeden önce yedi dakika boyunca anılarını izletirmiş, en mutlu olduğu anılarını...

Oysa ben bir kabusu izliyordum şimdi, hoş ölüp ölmediğimi kavrayamıyorum. Tek hissettiğim bütün kanımın kafamda açılan o koca yaradan bardaktan boşanırcasına akışı. Her yer kan gölüne dönmüştü...

Her yer benim kanıma bulanmıştı.

Bütün yaşamım geldi gözümün önüne; ailem geldi, beni sevdiklerini sandığım arkadaşlarım, sevdiğim adam...

Sonra bir karabasan gibi üstüme çöken katilim geldi, yani kocam...

Ben Hanzade ARIKAN ailemi kaybettiğimde on sekizinci yaşındaydım. Onları kaybettiğim gün her şeyimi kaybettim ve buna rağmen o var dedim beni sevmese de delicesine aşık olduğumu sandığım adam var dedim.

Ve ben o adamı unutmak için evlendiğim adam yüzünden canımı verdim.

Sevilmek istemiştim sadece. Herkese istediğini veren bu hayattan sevilmeyi istemiştim sadece...Oysa kim ailesinin şımarık kızını, sosyetenin aptal sürtüğünü, onun takıntılı aşığını sevebilirdi ki. Ben sevilen biri dışında her şeydim yani.

Beni bu hayatta koşulsuz seven sadece ailem vardı ve ben şimdi onların yanına gidiyorum...

Ha unutmadan eklemek isterim; Ben hatalarımın bedelini canımı vererek ödemiş biriyim. Şunu söylemek isterim ki hata yapmak, insana mahsus bir özelliktir. hata yapmayan insana insan denir mi?

 

****

 

Büyük bir aptallıkla yaşadığı hayatında yeni bir sayfa açmak istemişti sadece... Boşanmak istemişti ve yeni bir hayat için hazırlık yapmaktı tek gayesi.

Büyükbabasından ve ailesinden kalan koca serveti kaptırdığı kocası yüzünden bu haldeydi .

Acımasızca dövülüp bir hiçmişcesine atılmıştı o merdivenlerin dibine, bu da yetmezmiş gibi defalarca kez vurulmuştu kafası ahşap zemine hem de zemini kıracak, paramparça edecek kadar sert bir şekilde.

Hanzade' yi elde edene kadar, onu karısı yapana kadar melek gibi bir adamdı kocası Alaz Dağkıran, tek amacı Hanzade' nin servetine konup onu adam yerine saymayan ailesinin gözüne girmekti. O da böylesine aciz, acınası bir adamdı işte. Alaz Dağkıran'a şizofreni* tanısı konduğunda daha on iki yaşındaydı, tanısı konulduğu ilk andan beri dışlanmıştı hep, oysa biraz ilgi görse belki daha hafif yaşardı bu hastalığı ama ailesi yediremedi kendine, sorunlu çocuklarını yok saydı. Alaz Dağkıran ise ailesinin yaptığı hatanın bedelini Hanzade'ye kesmişti.

Alaz için Hanzade takıntı yaptığı bir kadındı. Sosyetenin en zengin ailesinin kızıydı o sonuçta. Ne kadar sevilmese de statüsünden dolayı bir çok kişiden üstündü Hanzade ne de olsa o bir aristokrat torunu, soylu bir kızdı.

Ölürken, gözlerini kapatacak kadar mecali yoktu Hanzade'nin. İçi keşkeler ile doluydu, içi pişmanlıklarla doluydu.

Onu seven kimse yoktu bu hayatta. En zoru da unutulmaktı ve o unutulmanın en dibindeydi

Son enerjisini açık kalan gözlerini kapatmaya harcadı ölürken göreceği son şey alışmış olduğu karanlıktı...

Ve ailesinin şımarık kızı, sosyetenin aptal sürtüğü, Hanzade ARIKAN son nefesini vermişti.

Ya da o öyle sandı…


 

***

HANZADE ARIKAN’DAN

 

Ne başlangıcı var bu karanlığın ne de sonu... Uçsuz bucaksız bir yoldayım, koca bir ağaç okyanusuyla çevrilmiş her yanım, bu okyanusu yaran ince, uzun yolda kim veya neyden kaçtığımı bilmiyorum...

Tek bildiğim kaçmam gerektiği...

Korktuğum şeyin arkamdan geldiğini biliyorum durup yüzleşmek yerine kaçıyorum, neden... Ben neden kaçıyorum... Ben neden korkuyorum...

Sonra bir şimşek misali iniyor bütün bedenime o korkunç ses...

"Karıcığımmmm!" iğrenç sesi kulaklarımı yalayıp geçerken, bacaklarımdaki bütün güç çekilip alınıyor benden, olduğum yere çakılıyorum.

Arkamı dönecek cesareti bulduğumda, onunla göz göze geliyorum ölümümü getireni görüyorum. Korku bir kamyon misali çarpıyor bedenime ve kendimi karanlık zeminde sırt üstü uzanır pozisyonda buluyorum.

Bütün dünya değişiyor sanki.

Burada buluyorum kendimi, o merdivenlerin dibinde. Öldüğüm noktada, kanımın içinde yatarken buluyorum kendimi. Ben böyle mi ölüyorum, bende yarattığı psikolojik ve fizyolojik tahribat o kadar büyük ki ölümümün acısını bile hissedemiyorum yoksa gerçekten öldüm de Tanrı bana nasıl öldüğümü mü gösteriyor, anlayamıyorum.

" İnsanlar, daha küçücük bir tohumken Tanrı onlara bir kalem ve bir defter verdi. Kendi hikayelerini yazsın diye, bir çoğunuzun Kader adını verdiği defterin varlığını ve amacını çok yanlış anladınız ve anlattınız insan evladı."

Çok naif bir ses geldi kulağıma, içimi huzurla dolduran bir sesti. Bir meleğin sesi gibiydi.

Sesinden sonra görüntüsü geldi gözümün önüne, ölü yatan bedenimin başında beni izliyordu. Çok güzeldi, çok... Beyaz dalgalı saçları omuzlarına dökülüyordu. Açık mavi gözleri, küçük burnu ve dolgun dudaklarıyla bir meleğe benziyordu.

Bu yaşadığın Tanrı’nın senin için yazdığı kader değil. Bu yaşadığın senin kendi defterine yazdıklarındır insan evladı”

Bana doğru eğildikçe değişti görünümü o, o... o şimdi annem gibi görünüyordu sol gözümden düşen bir damla göz yaşını hissettim iyice eğildi gözyaşımı parçalanmış ve benim kanıma bulanmış ahşap zemine düşmeden narin elleri ile sildi.

"Sana annen gibi gözükebilirim, ama annen değilim insan evladı. Ben sadece ölmeden önce görmek istediğin kişinin yüzüyüm. "

İnce, narin elleri kanıma bulanmış saçımı okşamaya başladı eli her saçıma değdiğinde görünümü değişiyordu o... o... Annem oluyordu, babam oluyordu, abim oluyordu... Ve en sonunda kendimi gördüm onda. Elleri saçlarımdan gözlerimin üstüne geldi. Narin elleri gözlerimi kapatmadan önce naif sesini bir kez daha duydum.

"Henüz değil insan evladı. Şimdi sıra Tanrı’nın sana yazdığı kaderi yaşamakta. Ve unutma insan evladı ! Boğazına kadar karanlığa battığında, seni senden başkası kurtaramaz"

Sonra bir ağrı girdi beynime ve bütün dünya tepetaklak oldu sanki. Tek görebildiğim yine karanlıktı.

Koca, sonsuz karanlık...

 

 

 

 

 

********

 

 

Uzun bir aradan sonra herkese merhaba büyük bir sabırla beni beklediğiniz için teşekkür ederim

Keyifli okumalar


Bol bol yorum yapıp, beğendiyseniz yıldızlayıp ve takip ederseniz çok mutlu olurum. Beğenmediğiniz yerleri güzel bir üslup ile belirtirseniz çok mutlu olurum.

iyi okumalarrrrr<3<3<3<3<3

sevgilerimle<3<3<3<3<3

 

 

 

 

 

NOT: BU HİKAYE HER ŞEYİYLE BENİM KURGUMDUR. HERHANGİ BİR HİKAYEDEN ALINMADI, UYARLANMADI. TÜM HAKLARI ŞAHSIMA AİTTİR.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 02.02.2025 17:41 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...