evlilikler, yalnızlıklar, umutlar

Selamün aleyküm. Bismillah.

Bu satırları yazma ihtiyacı duyuyorum. Bilgisayar başında, yanımda bir bardak çayla söze gireyim.

Bu kitabı çok severek yazdım. Benim kıymetlilerimden biri oldu. Herkes gibi ben de Emin'e derin bir sevgi besledim, o benim yavrucağım. İki yıllık bir maceranın ardından finale de vardık. Fakat bütün bu süreçte ve sonunda dikkatimi çeken bir konu var ve ona değinmek istiyorum. Hadi gelin biraz konuşalım!

Herkes evlilikler ve ilişkiler konusunda o kadar ümitsiz ki! Aman Allah'ım.
"Emin sadece bir kurgu"
"Böyle ilişkiler ve böyle adamlar zaten sadece kitaplarda olur"
"Gerçekte var mı böyle evlilikler"
gibi ve bu manalara çıkan bir çok yorum aldım. Gerek kitabın satırları arasında, gerek özelden mesaj kutuma...

Sevgili dostlar. Farkındayım, bu dönemde olumsuz içerik ve haberlere fazlasıyla maruz kalıyoruz. Sosyal medyaya hacet dahi yok. Büyüklerimiz bize kendi evliliklerini öyle bir anlatıyor ki, bütün genç kızlar evlilikten korkar oluyor. Koca derdi (!), anlaşmazlık, ev işlerinin yükü, tartışmalar, kaynana kaynata, görümce, o, bu, şu.... "Bekarlık sultanlıktır," "Aklınız varsa evlenmeyin, babanızın evinde oturun" "Prensesler gibiydim ben baba evinde" lafları falan :) Ve dahası. Anlatıyorlar da anlatıyorlar. Bütün olumsuz deneyimler, problemler, tartışmalar, sıkıntılar, dinleyip durmadık mı bu güne dek gerçekten de? Evli olanlar, bekar olanlara evlenmeyin diyor; bekar olanlar evlenmek isteyip evlenemiyor. Karmaşık bi döngü. En kötüsü ise evlilikten korkutulan, uzaklaştırılanlar bence.

Burada naçizane kendi fikrimi ve birikimimi aktarıyorum. Sizinkilere de saygı duyarım ama lütfen bana bi kulak verin. Birine yıllarca "mavi kötü, mavi sıkıntılı, mavi şöyle böyle, maviden uzak dur" derseniz doğal olarak o da tedirgin olur, uzaklaşır, ön yargılar biriktirir. İşte bana yazan onca kişinin de evlilik konusunda hâli bu. Evet, "SORUNSUZ İLİŞKİ YOKTUR" ve yine evet, çok fazla olumsuz deneyim yaşayan ve anlatan var. Ama inanın, insan sadece evlilik konusunda değil, her konuda olumsuz deneyimlere takılıp dertlenmeye, ahlanmaya, anlatmaya çok müsait bir varlık. Birinin başı ağrıyorsa mesela, diğeri hemen "sen bir de benim migren ağrılarımı gör" deyiverir. Bizim toplumumuz maalesef ki acı deneyimlerini ve olumsuzlukları da birbiri ile yarıştıran bir yapıya sahip.

Bunu bir kenarı koyalım şimdi. Şuraya da bi göz atalım: Evli olup da mutlu olanlar, daha doğrusu "MEMNUN" olanlar da var. Ama o zaman neden diğerleri kadar sesini çıkarmıyorlar, dimi? E nazar değer gülüm. Hem mahremiyet diye bişey var. :D Bu işin biraz da şakası ama gerçekten de evliliğinden memnun olanlar ses çıkartmadığı için terazinin diğer kefesi boş görünüyor. Oysa öyle değil. (Bir çok evli mutlu arkadaşım var, Allah daim eylesin: yeni nesil evliliklerde daha şanslı bence, annelerimizin hikayelerine çok takılmayın sadece ders alın)

Bu konuda izlemeniz için size değerli hocam Medaim Yanık'ın bir belgeselini önereceğim. "Mutlu Evliliklerin İzinde" ismi. 13 bölüm, 13 hikaye. Çok da keyifli izlemesi. Ben zevkle seyretmiştim. Linki de aşağı bırakıyorum. Mutlaka bakın. İyi bir ilişkide ne lazım, iyi bir ilişki nasıl olur, bunun dinamikleri neler, göreceksiniz. Gerçek çiftler üzerinden hem de. Kimi çiftçi, kimi doktor, kimi köyünden dışarı çıkmamış, kimi dünyayı gezmiş ama ortak yanları var: evliliklerinden ve eşlerinden memnun olmaları. "Bu nasıl mümkün?" sorusunun cevabı da onlarda. (yani evet mümkün arkadaşlar, umudunuz tazelensin) Belgesel size cevabı versin. Uzunca burada anlatmayayım. O kadar olumsuz deneyimden sonra biraz olumlulara da şahitlik etmeyi hak ediyorsunuz bence. Bunu izlemeyi 'kendiniz için' yapın derim. Evliler, 'ilişkimi nasıl iyileştirebilirim' diyerek, bekarlar da 'umut olsun' diye izleyebilir.

Şimdi bu da bir kenarıda dursun.

Atladığımız mühim bir ayrıntı var. "Böyle bir insan gerçekte yoktur ki" diye öyle emin şekilde söylüyoruz ki! Ne münasebet yahu. Allah, O yüce, kudretli, azim, büyük, gücü her şeye yeten Zât, gerçekten de bize uygun, bizi sevecek, bize böyle değer verecek, sağlıklı bir ilişki yürütmeye çalışacağımız bir İNSAN bir Eş yaratamaz mı sizce!? Yaratabilir tabii dimi. Niye mümkün olmasın yahu? Sen iste sadece. Sen dua et.

Bir hocam bir sohbet sırasında anlatmıştı. Arkadaşı varmış, bu hanımefendinin bir sürü kriteri varmış müstakbel eşi için. "Şöyle olsun, böyle olsun..." Sonra diyormuş ki "Ama benim kriterlerime uygun birinin dünya üzerinde var olduğunu sanmıyorum." Aslında sizinki de bu misal. Yahu neden var olmasın? Koca dünya. Ve daha da koca-büyük Allah. Ne yani O'nun kudreti böyle birini yaratmaya - var etmeye yetmez mi? Haşa. Niye bu ümitsizlik, niye bu 'isteklerimizi gözümüzde büyütme' durumu? Farkında olmadan yanlış bi yaklaşım sergiliyoruz aslında. Bu hikayeyi dinlediğimde ben de etkilenip bakış açımı değiştirmiştim. Mümin ümitvar olmalıdır. Umutlu olmalıdır.

"Ben kulumun zannı üzereyim" demiş ayrıca Rabbimiz. Biz ona ümitvar yaklaşırsak o da bize ona göre karşılık verir. "Rabbim bana uygun birini elbette karşıma çıkaracak, huzurlu, muhabbetli bir ilişkim, güzel bir evliliğim olacak" dersek, o uğurda çabalayıp dua edersek, zannımız bu olursa, bunun karşılığını buluruz. Ama yok, tersine, ümitsizce, olumsuzluklara odaklanarak, "Benim istediğim gibi biri yoktur, varsa da beni bulmaz, karşıma çıkmaz, nerde bende o şans, hem bu devirde var mı öyle evlilikler" dersek de bu zannımıza göre alırız cevabımızı.

Demem o ki her konuda da bu evlilik konusunda da zannımızı güzel tutalım.

Biz kendimizi iyi bir eş olmaya hazırlar, Allahtan da nasibimizi ona göre istersek, kapılar açılacaktır. Nimetlerinden bizi mahrum etmeyecektir. (Bazen buna rağmen bazı ilişkiler imtihanımız olabilir elbette, bu da ayrıca Rabbimizin takdiri, teferruata girmeden genel konuşuyorum, olmaması için de dua edelim ayrıca)

Şimdi size bir dua bırakıyorum. Eminim başka dualar da vardır. (Araştırıp bakması sizde) Kendi özel dualarınızı da oluşturabilirsiniz ayrıca. Dua nasibin anahtarıdır. Kaderin kapılarının da. Her namazdan sonra bunu okuyabilirsiniz.

"Ey Rabbimiz! Bize eşlerimizden ve zürriyetimizden gözümüzü aydınlatacak, gönlümüzü sevindirecek sâlih kimseler ihsân eyle! Bizi takvâ sahiplerine önder yap!" (Furkan suresi 74. ayet)

Şimdi, kendimizi nasıl hazırlayalım derseniz eğer, öncelikle iyi bir insan olmaya, iyi ilişkiler kurmaya çalışarak. Çevremizle nasıl ilişkimiz varsa eşimizle de çok farklı olmaz. O yüzden güvene dayalı, iletişim becerilerini güçlü tuttuğumuz, gereksiz alınganlıklardan uzak, gerektiğinde affetmeyi bilen, gerektiğinde ilk adımı atan, sorunları zamanında ve güzel bi üslupla konuşup ifade eden (vs vs) biri olmaya çalışarak.

Youtube'da evlilikle alakalı daha çok video vardır. Bakınız. Ferhat Aslan'ın videoları mesela çok iyidir. Kemal Sayar da. Kendi tanıdığınız uzmanlardan, hocalardan da evlilik konusunu dinleyebilirsiniz.

Ama ben size ben bir kaç kitap önerisi bırakmayı boynumun borcu olarak görüyorum.

Dr. Medaim Yanık - Mutlu Evliliklerin 7 Özelliği

Mustafa Ulusoy - Evlilikler Yalnızlıklar Umutlar

Mustafa Ulusoy - Yakınlık

Sevgi Dolu Bir Ev - Zeyd Eş-Şami

Dr. Medaim Yanık - Dest-i İzdivaç

Dr. Medaim Yanık - Kim Kimle Evlenirse Mutlu Olur?

Secdede Son Nefes - Halit Ertuğrul

Şu an aklıma gelenler bunlar.

Allah hepimize ehline, dengimize, muhabbetle birbirimize yarenlike deceğimiz bir eşe denk getirsin. Evli olanların da yuvasına selamet, huzur, gönüllerine birbirlerine karşı muhabbet koysun.

Selametle.