
Merhabalar efenim, ne yazık ki yeni bölüm değil, Güvercin'in 53. Bölümü yazım aşamasında ama bugün sizlere Kraken Kapanı'nın ilk bölümünü yayınladığımı söylemeye geldim. Biliyorsunuz ki Kraken Kapanı, SAT komandolarıyla ilgili bir asker kitabı olacak. Eğer ona da bir şans vermek isterseniz diye de 1. Bölümden bir kesit paylaşmak istiyorum.

🐙🧜♀️
Rauf ile iskeleye gittiğimizde havanın tuzlu kokusu yüzüme çarptı. Ahşap iskele, zamanın ve denizin yıpratıcı etkisiyle hafifçe gıcırdıyordu adımlarımız altında. Çevremde yosun tutmuş halatlar, paslanmış zincirler ve denizin dibinden çıkarılmış eski, yosunlu ağlar vardı. Her adımda tahta plakaların aralarından denizin karanlık mavi derinliği göz kırpıyordu.
Ben önde o arkada bir şekilde durduğumuzda sırtımı denize doğru çevirip kaşlarımı kaldırdım. Adımlarını bana doğru yöneltti.
“Sualtı Akrepleri zordur; bu tim yıllardır kendi kurallarıyla döner.”
Bana doğru attığı her adımda, bende geri geri yürüyordum. Sırtım yavaş yavaş, neredeyse istemeden, denize daha da yaklaşıyordu. Ahşap iskele hafifçe sallanıyordu; rüzgârın taşıdığı tuzlu hava burnuma dolarken kalbim hızla çarpmaya başladı.
“Ve ben, yeni gelen birinin bu kuralları altüst etmesine izin vermem. Bu çöplükte benim sazım çalar.”
Sözleri, rüzgarla birleşip iskelede yankılandı. Gözlerinin içine baktım; orada hiyerarşinin, disiplinin ve geçmişin ağır yükü vardı. Burası sıradan bir üs değil, yılların izlerini taşıyan bir kale gibiydi. Her tahta parçası, her halat, her paslı çivi bu kuralların sembolüydü.
Son adımımda dengeyi kaybettim. Ayağım tahtanın ucundan kayarken, nefesim boğazıma düğümlendi. Suya düşeceğimi sanmıştım ki Rauf’un elleri kollarıma yapıştı. Sert ama sarsılmadan tuttu beni. Bir çekişte gövdemi kendi merkezine aldı. Burnunun ucuna kadar sokuldu yüzü. Kalbim bir anlığına duracak gibi oldu.
“Burası Kraken’in alanı, Miraç.” dedi. Sesi, dipten gelen uğultu gibiydi. “İçeri adım attığın zamanı hatırlarsın ama ne zaman kapanın dişlerine takıldığını fark etmezsin. İşte o yüzden, burada yaşamak değil, hayatta kalmak esas kuraldır.”
Kraken.
O sadece bir lakap değildi.
Rauf’un varlığı, denizin en karanlık noktasında nabzı atan kadim bir gücü andırıyordu. Gözleri, pusuda bekleyen bir canlının gözleriydi. O, bu üssün sualtı canavarıydı. Ve ben, onun bölgesinde nefes alıyordum. Tam ellerini kollarımdan çekeceği sıra hızla yerimizi değiştirdim. Gövdemi bir kaldıraç gibi kullanıp ağırlık merkezimizi bozdum. Dengesi şaştı. Tahtanın kenarı altından kaydı. Kontrolünü kaybedip suya devrildi.
Dudaklarımda oluşan tatminkâr bir gülüşle köpürmüş suyu izledim. Soğuk dalgalar Rauf’un etrafında kapkara bir girdap gibi kıvrılırken, yüzeye çıkan ilk şey onun gözleriydi. Öfkeyle bıçak gibi keskinleşmiş ama bir o kadar da şaşkın.
Elleriyle iskeleyi kavradı, gövdesi sudan yükselirken üzerindeki kıyafetlerden süzülen damlalar tahtalara tok tok çarptı. Göz göze geldiğimizde içimde bir kıvılcım çaktı. Korkmuyordum. O an, ona ait olduğunu sandığı bu alanın tam ortasında, kendi alanımı çizdiğimi biliyordum.
“Kapanın dişleri sivri olabilir, Rauf...” dedim, dudaklarımda ince bir eğriyle. Sesime bir parça sarkazm yerleştirdim ama o parça bir neşter gibi kesti havayı. “Ama sanırım biri onu biraz gevşek bırakmış.”
O an gözlerinde bir şey kıpırdadı. Belirsiz ama tehlikeliydi. Dalgaların arasında devinen bir gölge gibiydi. Çenesini sıktı; yanak kasları titreşti. Ellerini kan çekercesine yumruk yaptı. Cevap vermedi. Belki içinde fırtınalar kopuyordu ama dışarı sızan tek şey, öfkenin sessizliği oldu.
Ona sırtımı dönüp yürümeye başladığımda adımlarım tahtalarda yankılandı. Her adımda, arkamda yükselen gerilimi sırtımda hissettim. Tüm sualtı üssü susmuş gibiydi. Rauf’un gözleri sırtıma saplanmıştı; bunu görmeden bile biliyordum. Onu alt etmiş sayılmazdım belki ama sınırı çizmiştim.
Ve o çizgiyi, ilk kez biri onun yerine çekmişti.

| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 29.29k Okunma |
1.47k Oy |
0 Takip |
88 Bölümlü Kitap |