Helüü, beklemiyordunuz değil mi? Bu gece eğer bir sıkıntı ve teknik arıza çıkmaz ise bölüm yayına girecek ama öncesinde size küçücük bir kesit vermek istedim. Bölümün ana tema müziği 'Never Surrender' olacak. Sizler için kesit sonuna sözlerini bıraktım. O halde sizleri fazla bekletmeden kesite göndereyim;
Keyifli okumalar.
^
Bakışlarım Caner ile kesiştiğinde tek kaşımı kaldırıp sıkıntılı bir nefes bıraktım. Gözlerimi kırpıştırıp çenemi dikleştirdim ve çenemle sigara içme alanını işaret ettim. Caner, kafasını sallayıp ayağa kalktı. Ayağa kalkıp yürümeye başladığım sıra peşimden gelen adım seslerini işitiyordum. Sigara içme alanına çıktığımızda ellerimi ceplerime soktum ve kaşlarımı çattım.
“Kıyam nerede?” diye sorguladığımda gözlerini kısarak arkamda bir noktaya baktı. Kaşlarıyla o noktayı işaret ettiğinde ellerimi ceplerimden çıkartıp bir hışımla arkamı döndüm. Seri adımlarla Kıyam’ın saklandığı ağaca doğru yürümeye başladım. Kıyam ve Sessiz’in olduğu noktaya vardığımda kaşlarım, alnımın ortasında bir çukurun derinlemesine açılmasını sağlamıştı.
“Bütün bunlar olurken, siz ne bok yiyordunuz?”
Kıyam’ın gözleri kurduğum cümle ile irileşirken Sessiz’in boğazını temizlemesini işittim. Bir anda ona dönüp sağ elimi yumruk yaptım.
“Evin önüne kadar gelen birisi varken, siz ne bok yiyordunuz lan!” diye dişlerimin arasından tısladım. Omzumda bir el hissettiğim anda omzumdaki ele bakıp Caner’e gözlerimi büyüttüm.
Caner, ürkekçe bakan gözleriyle elini omzumdan çektiğinde yeniden Sessiz’e baktım. Bir an için sessizlik oldu. Kıyam'ın gözleriyle gözlerim buluştu; derin ama aynı zamanda terkedilmiş bir bakıştı. “Sizi uyaracak kadar erken fark edemedik,” dedi, ama bu cümledeki çaresizlik, bana tüm gerçeği fısıldıyordu. İçlerinde bir eksiklik vardı, bir savunmasızlık. Bir şeyleri kaçırmışlardı ve şimdi bunun bedelini ödemek zorundaydılar.
Yumruk yaptığım eli havaya kaldırıp işaret parmağımı çıkarttım.
“Sizin yüzünüzden içimizden birisi yaşam savaşı veriyor..."
Koyduğum son noktada görüşmek dileğiyle...
Geceyi al
Take on the night
Sabaha ulaşmak için, oh, oh
To reach the mornin', oh, oh
İsimlerimizi yazacağız
We'll write our names
Kan ve şeref içinde, oh, oh
In blood and glory, oh, oh
Ah kalplerimiz korkmuyor
Oh, our hearts are unafraid
Kendi kaderimizi kendimiz belirliyoruz
We're makin' our own fate
Ve beklememize gerek yok
And we don't need to wait
Biz yükselen bir anka kuşuyuz
We're a phoenix risin'
Savaşan küllerden
From the ashes fightin'
Cesaretimiz tırmanıyor
Our courage climbin'
Asla ama asla teslim olmayacağız
We'll never, never surrender
Bu bizim savaşımız
This is our battle
Artık gölgede kalmayacağım
Won't stay in the shadows now
Yarın için yaşıyorum
Livin' for tomorrow
Asla ama asla teslim olmayacağız
We'll never, never surrender
Ateşin içinden yürüyorum
Walkin' through fire
Bizi daha güçlü bırakacak, oh, oh
Will leave us stronger, oh, oh
Ve yorulabiliriz
And we might grow tired
Ama batmıyorum, hayır, hayır
But not goin' under, no, no
Bütün zincirleri kırıyorum
Breakin' all the chains
Yerimizi almanın zamanı geldi
It's time to take our place
Yerimizi almanın zamanı geldi
It's time to take our place
Bütün zincirleri kırıyorum
Breakin' all the chains
Yerimizi almanın zamanı geldi
It's time to take our place
Yerimizi alma zamanı
Time to take our place
Ah kalplerimiz korkmuyor
Oh, our hearts are unafraid
Kendi kaderimizi kendimiz belirliyoruz
We're makin' our own fateW
Kendi kaderimizi kendimiz belirliyoruz
We're makin' our own fate
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
18.17k Okunma |
1.08k Oy |
0 Takip |
68 Bölümlü Kitap |