14. Bölüm

Şeritimi kim kopardı lan

Sultan Şendoğan
sultane_sendogan

inek ovasıı uyann" diye bağırarak içeri giren kara'ya tim küfrederek uyandı." Höst ya insan böyle uyandırılırmı" diye homurdanan ziyayala ,kara gülerek keremin yatağına ilerledi tek o uyanmamıştı.

" Askerr uyan len" diye keremin kulağına bağırınca,kerem şaşkınca

gözlerini açıp hortlak görmüş gibi karaya baktı," evet tim Yusuf komutanımın emri var on dakikaya gelmezlerse,kulaklarınızı keserim diyor,time yeni asker geliyormuş,onu karşılayacağız,çabuk olun,"dedi ve gitti. " Ömer başkanım şehit oldu ya onun yerine geliyor değilmi" diye sordu ziya safça " evet" diye yanıtladı güney.ve hepsi ünüformasını giyip hazırlandı bahçeye indiler

Sıraya girdiler.

" Hayırlı sabahlar tim "

"Sağol "

" Nasılsınız "

"Sağol "

"Sizde sağolun bir beş dakika ya gelir arkadaşınız,biliyorsunuz karım doğum yapacak onun için üç günlük izin aldım,zar zor yeni gelen arkadasınız geçici süre basınızda komutan olacak sonra kendi rütbesine döner" dedi nefes nefese

Eyşan elini kaldırarak söz istedi ,Yusuf gözleriyle söyle der gibi kırpıştırdı " konutanım ablama iyi bakın yeğenimide bol bol öpün" dedi Yusuf gülümseyerek başını salladı.

Yusuf'un eşi eyşanın ablası gül dü.

 

Askeriyenin kapısı açılınca,bir asker belirdi,yüzünde gözleri hariç tüm yüzünü ve saçlarını kapatan bir siyah maske vardı, kahverengi gözlerinde kızıla çalan noktalar vardı tuaf bir göz rengiydi,gözleri büyük olmasına rağmen sert bakıyordu,time doğru yaklaşıp durdu ve yönünü Yusuf'a doğru çevirip asker selamı verdi,

" Astsubay kıdemli üst çavuşCeylan kızılkaya, Türkmenistan emrinizde komutanım " diye bağırdı,

Gülümsedi Yusuf nadiren gülümserdi

" Nasıldın asker" diye sordu

" Sağol komutanım " dedi

" Yolculuk nasıl geçti"

" İyi komutanım "

Yusuf time doğru dönüp konuştu

" Arkadaşınız türkmen göçmeni,kısa bir süre önce ,batıumda görev yapıyordu,önemli başarılara adım atmışlığı var, şimdi ben gidiyorum,Ceylan'dan bir şikayet duyarsam gerisini siz biliyorsunuz,

Ceylan gerek kalmaz kendisi küçük rütvedeki askerlere komutanlık yapmıştı verdiği cezaları bilmek istemesiniz şimdi gidiyorum Allaha emanet " dedi Yusuf ve gitti.

 

" Hoş geldin başkan üsteğmen Alper sarı ordu" dedi alp öne çıkarak ceylan kafasıyla selam verdi.

"Asteğmen kara kaya adana"

"Teğmen barış Abay Gümüşhane"

"Astsubay kıdemli üst çavuş eyşan yüksel Erzurum"

"Astsubay çavuş güney mercan Mardin" diye herkes kendini tanıtırken " geçmi kaldımm," diye bağırarak sıraya koşan ziya geldi,sıraya yeni giren ziyaya tim alışkan bakışlar attı.

" Erken bile geldin dadaş"

***

" Mavili" diye bağıran Elif'in yanına koşarak gittim, " ya dün bir hasta vardı , hamile Kontörlü vardı bugün gelmedi dün numarasını bıraktı bir arayı versene" dedi elindeki kağıtı bana uzatarak,elindeki kağıtı alıp numarayı yazıp aradım,

Ücüncü çalışta telefon açıldı.

 

" Alo?"

" Alo merhaba ben doktor mavi

Konturolünüz varmış neden gelmediniz " diye sordum

" Hastaydım gelemedim" dedi şaşkınca gözlerimi açtım

" Hanfendi zaten hasta olduğunuz için gelecekmsiniz ya" dedim bizi dinleyen elif gür bir kahkaha attı.

" Tamam o zaman bugün köye geleceğız zaten uğrarız yanınıza" dedim ve telefonu kapattım her salı,köylere gidip oradaki kücük sağlık ocaklarında insanları muayene ederdik.

 

"Neyse gelde köylere gidip yorulmadan bir kahve içelim kahveler benden" diyen elife sevgi folu bakışlar attım,ve beraber kantine gidip oturduk ,kahvelerimizi yudumlarken abim aradı

" Alo abim" dedim gülümserken

" Abim ,gülüm nasılsın " dedi

" İyiyim abim sen nasılsın " diye sordum

" İyiyim gülüm" dedi tam o sırada arkadan bir kadın sesi geldi

" Barışş" diye bağırdı

" Geldim baskann" dedi ve telefonu kapattı abim.

Neydi şimdi bu dayanamayıp alperi aradım.

" Alp "

"Mavişim"

" İyimisin"

" İyiyim deniz gözlüm"

" Biraz önce abim aradıda bir kadın sesi geldi sonrada hemen telefonu kapattı,ne oluyor" diye sordum,Alpin gülüsü geldi kulağıma,Alper gülünce bende kaşlarımı çattım.

" Bir şey olduğu yok be güzelim,

yeni bir asker geldi bizim time,

Ceylan kızılkaya diye daha önce komutanlık falan yapmısta

Yusuf komutanımında karısı doğum yapacakmış,izin alıp şehre gitti,

Başa da ceylan geçti şimdilik bizimkilere kan kusturuyor işte," dedi

Korkuyla gözlerimi açtım

" Abime bir şey yapmadı değilmi" dedim korkuyla ,Alp güldü,

" Ah nerde o günler" dedi

" Alper"

" Tamam ya bağçede çiçek ekili bir yer vardı,şerit dolamıştık ,güney ,ziya ,barış üçlüsüde nasıl yaptıysa şerti koparıp çiçekleri ezmişler,ceylan başkanda,

Üçünü el ele tutuşturdu şerit gibi çiçeklerin etrafında bekletiyor"

" Ne"

***

1,saat önce askeriye

" Bir şey mi oldu başkanım" dedi Alper ,ceylan tüm timi aniden çağırıp sıraya dizmisti.

 

"Dün bu çiçeklerin etrafına dollatırdığım şert kopmuş ve çiçekler ezilmiş?" Dedi gözlerini kısarak

" Allah Allah bak sen şu Allah'ın işine nasıl oldu ki" dedi ziya ,ceylan bakışlarını y çevirince aniden susup önüne döndü " nasıl koptu lan o"

Diye bağırınca güney ,ziya barış üçlüsü göz göze geldi ücüde aynı anda

" Açıklayabiliriz" dedi

Ceylan sabı diler gibi burun kemiğini sıktı," oğlun kıskaca şeriti kopartıp çiçekleri nasıl ediniz"dedi

" Şimdi başkanım şey oldu,şey yaparken şey şey olduktan sonra şeritler şey oldu" diye bir açıklama yapmaya çalıştı ziya,

" Sağol ya çok açıklayıcı bir şey oldu

Adamakıllı anlatın lan şunu"

" Ya komutanım şimdi şöyle oldu,biz gece nöbeteydik,Sonra çalıların arasından bir ses geldi,bu iki ödlek korktu ,bende cesur bir asker olduğum için, bakmaya gititm sonra olan oldu" dedi barış nefes nefese

" Peki ne oldu" diye sordu Eyşan

" Sonra barış şeritlerin olduğu yere gitti bir baktık şeritlerin üzerine uçmuş salak yakalayacağım diye," dedi güney " peki o neymiş" diye sordu ceylan" kaplumbağa küçücük kaplumbağanın üzerine bir atladı görmeniz lazım gören denizde köpek balığı boyğuyor sanardı "diye güldü ziya," siz ücünüz şeritlerin olduğu yerde bekliyorum,geç kalanın topuğuna sıkarım"

 

Bölüm : 26.05.2025 00:52 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...