Tam bir ay olmuştu. O gün yazdıklarından sonra genç kızı ne kafede görmüş ne bir mesajını görmüştü. Özlemi artık hat safhaya gelmişti. Kötü bir şey mi yapmıştı acaba, yoksa kıza bir şey mi olmuştu diye düşünüyordu. Ama iki seçenek de ona doğru gelmiyordu.
Büyük ihtimalle kız onu merak ettiği için kitabı bitirmeye çalışıyordu. Ama bu uzun süre çoktu. Artık onu görmeliydi. Her zaman ki gibi aynı masasında oturmuş, kızın her zaman oturduğu ama şuan boş olan masaya bakıyordu pür dikkat. Sonunda sıkıntıyla derin bir nefes çekti ve kafasını masaya koydu. Gözlerini kapattığı an onu düşünmeye devam etti. Ne olmuştu? Neden yazmamıştı? Daha milyonlarca soru. Aslında biliyordu ama sorguluyordu işte.
Omzunda hissettiği hafif dokunuş ile sıkıntılı bir nefes çekip arkasını döndü.
"Ne var?" diye çıkıştı omzuna dokunan kişiye ama anında pişman oldu. Haftaları hasret kaldığı yüz karşısında ona şaşkınca bakıyordu.
Uzun süre bakışları birbirinde kaldı. Özlem giderdiler bütün ayın hasretiyle.
"Bitti!" dedi kız sadece ve elinde ki kağıt topluluğunu ona doğru uzattı.
"Ha!" şaşkınca bakmaya devam etti oğlan. Kızın yüzünde sıcacık bir gülümseme vardı. Kağıt tomarını onun göğsüne bastırdı ve çocuğun eline tutuşturdu. Son kez bakıp kendini kafeden dışarı attı. Nefes nefese kalmış bir şekilde kafenin duvarına yasladı sırtını. Koşmamıştı, yorgun da değildi ama içinde bir şey vardı. Onu nefes nefese bırakmıştı. Bu yüzleşmenin verdiği heyecan, biraz da korkuydu. Kendine gelmeye çalıştı bir süre. Az da olsa toparlanınca evine gitti.
Çocuk kafede öylece kalmış ve kızın ardından bakakalmıştı. Yüzüne yerleşen gülümseme ile kağıtları masaya koydu ve okumaya başladı.
Okudu okudu okudu. Bütün gece, hikaye bitene kadar kaldı kafede. Ama bitmedi. En son sayfa kız ile çocuğun birbiri ile tanışmaları ile bitti. Kendileriyle özdeştirmişti onları. Onlar da tanışalı kaç gün olmuştu ki. Onlar da ne olacağını bilmiyordu. Bir mi olacaklardı,yoksa iki yabancıdan farksız mı?
Devam etmeliydi. Kız eğer onu istemeseydi bu hikayeyi ona vermezdi.
Koştu çocuk, sevdiği kadına koştu, nefessiz kalana kadar koştu, sevdiği kızda nefes almak için koştu. Çokta uzakta olmayan kızın evine gelmişti bile. Heyecanı ve koşmuş olduğundan iki kat nefessiz kalmıştı. Bir süre dinlendi apartmanın önünde. Sonra üstüne bir çeki düzen verdi ve 5.kattaki zile bastı. Bazen kız geç saatlere kadar kafede duruyordu ve oğlan onu eve gidene kadar takip ediyordu ve sağ salim eve gittiğine emin oluyordu. Beşinci katta oturduğunu ise apartmandakilere sorarak bulmuştu.
Kapının açılması ile demir kapıyı açtı ve apartmana girdi. Asansörü çağırıp beşinci kata çıktı. Her katta gerginliği daha da artıyordu. Asansör sanki ona inat hızlıca çıktı katları ve beşinci katta durdu. Aralık kapılı apartman dairesinin önünde durdu. Biliyordu geldiğini. Aralık kapıyı açıp sıcak evin içine adım attı. Dışarıda ki soğuk havaya inat içerinin sıcaklığı içini ısıtmıştı.
Salon olduğu yer olarak düşündüğü odaya girdi. Kız içeride arkası dönük bir şekilde ayakta bekliyordu. Ayak sesleri ile ona döndü.
Sıcacık bir gülümseme karşıladı onu. Daha bir kaç gün önce çorba bıraktığı kasiyerden kim olduğunu öğrenmiş ve iki gün boyunca onu izlemişti. Her gün o kafeye gidip kızın oturduğu boş masayı izlemesi ve geç saatlerde eve dönmesi... Ona olan sevgisini hissettirmişti. Kız ona aşık değildi ama ondan etkilendiği doğruydu. O yüzden ona bir şans vermeye karar vermişti.
"Ee ne diyorsun? Kız ve oğlanın hikayesi nasıl başlayacak." diye sordu merakla genç kız.
"Nasıl olmasını istersin? Yazar sensin." diye sorarken ona bir adım daha yaklaştı.
"Bilmem."dedi kız utanarak başını öne eğdi ve ayaklarını izlemeye başladı. Alp hızla ona yaklaştı ve kızı göğsüne hapsetti.
" Çok güzel olsun. Çok mutlu."diye fısıldadı kulağına. Anında beline dolanan kollar ile huzurlu bir gülümseme bahşetti dudakları ona. Teşekkür etti her şey için. Bu mutluluk için.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |