9. Bölüm
Elif sura / Kızıl Kurt ve Kızıl Anka / ~Yeni Bir Başlangıç~

~Yeni Bir Başlangıç~

Elif sura
sura0007

Selam arkadaşlar, uzun bir aradan sonra yeniden hikayeme başladım. Umarım bu sefer kalemim daha çok beğenilirrr❤️❤️. Lütfen düşüncelerinizi yorumlara yazmayı unutmayınnn:)).✨

 

🐺

 

Pencereden vuran ışık ve annemin sesiyle gözlerimi araladım. Telefonu elime aldığımda saatin 7 olduğunu görmemle yatakdan fırladım.

 

Alarm kurmuştum ama ben off unuttum mu acaba hızlı bir şekilde yüzümü yıkadım hızlı olmam lazımdı çünkü uçağım saat 7'deydi nereye mi gidiyorum Mardin'e çünkü oraya atanmıştım.

 

Ben bir öğretmendim ve şimdi abimlerin yanına Mardin'e gidiyordum. Abimler ise askerdi Buğra ve Tuğra abilerim onları çok özlemiştim. Banyodaki işlerim bitince hızlı bir şekilde dolabımın başına geldim dünden hazırladığım kıyafetlerimi çıkardım siyah dar ve biraz mini bir elbise üstüne beyaz bir gömlek giyecektim fakat oranın nasıl bir havası olduğunu bilmiyordum ama yinede giyeceğim.

 

 

Hızlı bir şekilde kıyafetlerimi giyip masamın başına geçtim saçlarımı düzleştirip az bir makyaj yaptım ve boy aynadan kendime baktım güzel olmuştum tek eksik çizmelerimdi onlarıda dışarıda giyecektim.

 

Daha fazla geç kalmamak adına hızlı bir şekilde valizimi alime almıştım ki masamın üzerinde ki kırmızı üzerinde ay ve yıldızın olduğu fularımı gördüm onu unutmamalıydım fularımıda aldıktan sonra son bir kez odama baktım özleyeceğim kesindi ama gitmem gerekliydi.

 

Eğer biraz daha kalırsam hiç gidemezdim o yüzden odama bakmayı bırakıp odamdan çıktım geç kalmamak adına hemen dış kapının önüne geldim ve diz altımda biten siyah topuklu botlarımı giydim.

 

Hızlıca asansöre binecektim ki karşı kapınında açılmasıyla duraksadım. Sabah sabah gördüğüm insanla resmen kanım çekilmişti, beni baştan aşşağı süzdü "ay sabah sabah ne bu süs püs" dedi ve gene sabahımın içine etti sevgili yengem, gözleri bu sefer bavuluma takıldı "nereye kız bu saatte, evden mı kaçıyorsun?" bu kadın neden hep böyleydi.

 

Göz devirmeme isteğimi zor tutmuştum "yok yenge ben atanmıştım ya o yüzden" daha fazla lafını dinlememek için asansörün kapısını açtım ve içeri girdim tabi o da arkamdan bindi.

 

İlk defa ne laf sokmuştu ne de delici bakışlarıyla bana bakıyordu. Sadece önüne odaklanmıştı, ineceğimiz kata gelince kapıyı güç bela açıp indim. Hızlı bir şekilde binadan çıktım, annem beni aşşağıda bekliyordu. Annemin yanına doğru ilerledim gözleri dolu doluydu, anneme biraz daha yaklaşıp sıkı sıkı sarıldım üzülmemesi için, annem yumuşak bir insan olduğu için böyle şeylere çok üzülürdü.

 

"Kendine dikkat et yaramaz kızım, kimseye inanma, abilerinden başka kimseyle gitme hep abilerinin yanında ol onlar seni korur" demişti. annem titrek sesiyle annem bana ne zaman yaramaz kızım dese gözlerim dolardı çünkü annem bunu dediği zaman ya bana kırgın yada üzgün olurdu "anne ben artık büyük bir kızım 25 yaşımdayım" dedim üzgün bir sesle.

 

 

Annem dolu gözleriyle bana baktı ve tekrardan sarıldı. Gitmek istemiyordum ama gitmek zorundaydım, yoksa geç kalacaktım beklediğim taksi de gelince "kendine iyi bak annem seni çok seviyorum" dedim.

 

Annem de gözlerime bakıp ellerimi tuttu "sende kendine iyi bak Asu'm bende seni çok seviyorum" arkamdaki arabanın korna sesiyle annemden güç bela ayrılmıştım. Ben annemden ayrılınca yengem annemin yanına geldi uzaktan bizi izlemişti.

 

Taksideki adam arabadan inip bagajı açtı bende o sırada arabaya biniyordum adamda arabaya bindikten sonra "nereye gideceksiniz hanımefendi" diye bir soru yöneltti "hava alanına gideceğim" dememle araba çalışmıştı. Son kez anneme bakıp el salladım.

 

Telefonumu açıp baktığımda saatin 7:50 olduğunu fark ettim neyse ki uçağım dokuzda kalkıyordu, iş saatleri olduğu için yollar biraz yoğundu. Hava limanının önüne geldiğimizde ödemeyi yapıp arabadan indim taksici de inip bagajdan valizimi verdi. Hızlı bir şekilde içeri geçip kahvaltı yapabileceğim bir yer aradım.

 

Neyse ki çok fazla dolanmadan bir yer buldum. Yüzümdeki vatan gülüşüyle kahve ve yiyecek bir şeyler yemek için içeriye girdim. Peşimden gezdirmek istemediğim valizimi oturmak istediğim masanın yanına koydum. Kasaya gidip sıra beklemeye başladım, sıra bana geldiğinde bir mocha ve sandviç aldım.

 

Aldıklarımı tepsiyle birlikte bana uzatan kıza tebessüm ederek tepsimi aldım ve oturacağımasaya doğru ilerledim. Elimdeki tepsiden kafamı kaldırdığımda bir adamın oturacağım masada kitap okuyarak kahvesini içtiğini gördüm ister istemez kaşlarım çatıldı.

 

İlerleyip elimdeki tepsiyi masaya bıraktım ve adama bakarak "burası benim masamdı ama" dedim tek düze bir sesle. Adam elindeki kitabı indirip tek kaşını kaldırarak "ismin mi yazıyor" neden sabah sabah bununla uğraşıyorum ki ben ya.

 

Birşey söyleme dürtüsüyle "hayır ama ben buraya valizimi koymuştum" bir yandan da elimle valizimi işaret ediyordum. Adamın bakışları kısa bir süreliğine valizime dokundu ardından tekrara bana baktı ve "olabilir" tekrar kitabına uzandı ve kitabına kaldığı yerden devam etti.

 

Sorun çıkarmak istemediğimden dolayı, oturabileceğim başka bir yer var mı diye etrafa bakınmaya başladım ama malesef yoktu. Sandalyeyi çekerek oturdum ve cebimden telefonu çıkarıp rehbere girerek aramam gereken numaraya tıkladım, bekledim bekledim ama bir türlü açan olmadı.

 

Of layarak telefonu sertçe masaya bıraktığımda karşımdaki adam kitabını göz hizasından indirerek bana baktı ardından kahvesinden bir yudum alarak "inatçı birisine benzemiyorsun, küçük kız" içimden sanane, zaten burası benim yerim, demek geldi ama kendimi zor tuttum.

 

Kahvemden bir yudum alarak "zaten inatçı biri değilim, oturacak yer yok farkındaysan" sesim sinirli çıkmıştı. Tekrar telefonuma uzandım ve aynı numaraya bu seferde mesaj attım ama mesajın iletilmemişti bile. Bu sefer göz devirerek telefonu masaya bıraktım. Adam hareketlerimi izliyordu ardından kaşlarını çattı ve "asabisinde biraz" içindem sabır diledim, şu an uğraşacak daha büyük dertlerim vardı. Abimler telefonuma bakmıyordu.

 

Açlıkdan başım dönmeye başlayınca sandviçime baktım ama içinde dometes vardı. Yapacak birşey olmadığı için dometesleri çıkardım ve bir ısırık aldım. Karşımdaki adam ise tekrar kitabına yönelmişti. Ben bir yandan kahvemi içip bir yandan da sandviçimi yerken karşımdaki adamın yanına takım elbiseli bir adam geldi ve dışarıyı işaret ederek "patron, sizinle konuşmak isteyen biri var" dedi.

 

Karşımdaki adam ayağa kalktı ve tam gideceğine sevinirken arkasını dönüp elini uzattı "ben Yusuf" şaşkınca bir eline birde yüzüne baktım ne yapacağımı bilmeyerek bende elini tuttum ve "Asu" dedim kısaca. "Tanıştığıma memnun oldum, Asu" ardından minik bir baş selamıyla arkasını döndü ve takım elbiseli adamla gitti.

 

Çok geçmeden uçağım için anonslar yapılmaya başladı. Hemen yanımdaki valizi ve çantamı alarak kontrol alanlarına doğru ilerledim, kontrollerden geçip valizimi teslim ettikden sonra uçağa doğru ilerledim. Oturacağım koltuk numarasının yanına geldim ve oturdum, ardından başımı yaslayarak gözlerimi kapatmıştım ki sol tarafımda bir hareketlilik oldu. İstemsizce gözlerimi açıp yan tarafıma baktığımda ise onu gördüm.

Bölüm : 02.07.2025 12:21 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Elif sura / Kızıl Kurt ve Kızıl Anka / ~Yeni Bir Başlangıç~
Elif sura
Kızıl Kurt ve Kızıl Anka

6 Okunma

2 Oy

0 Takip
1
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...