1. Bölüm

Giriş: 17 Haziran Gecesi

Sylph
sylph

Keyifli okumalar dilerim🤍

Her şeyi 18 Haziran gecesi bitecek şekilde planladım. Ben Risin Aven. Aven hanesinin hüküm sürdüğü illegalitenin biricik mahkumu… yani evlatlığı, parçası olduğum bu zincirden kaçarak kendime yeni bir hayat kuracağım.

 

“Hangi zincir” ve “kimden kaçıyorum?” Sorularına yanıt verecek olursam bunu şu şekilde açıklığa kavuşturabilirim.

 

Derin bir suç siciline… affedersiniz derin bir tarihe sahip olan Rus kökenli Aven hanesinin şu anki efendisi ve Aven Elektronik Ltd. yöneticisi olan saygın iş adamı Raskol Aven. Evet, ondan ve onun adının geçtiği her şeyden tiksiniyorum.

Tabii ki bu süslü sıfatlar onun illegal yüzünü gizlemek için birer paravandı. İnsan kaçakçılığı, organ ticareti, insan ticareti ve kadınlar üstünden kazabilecekleri her şey. İnsan üstünden her türlü pisliği yapabilecek kadar merhametsiz ve şeref yoksunuydu.

 

Bu adamın esaretine 6 yaşlarındayken evlatlık edinilerek düşmüştüm. Ondan öncesini istesemde hatırlayamıyorum ve sonrasınıysa istemesem de kafamdan atamıyorum. İlmek ilmek işledi kafamın içerisine o adam. Tırnaklarıyla kazıdı beynime insanların birer hayvan olduklarını ve öldürmenin doğanın kanunu olduğunu. Bu şekilde benim için daha kabul edilebilir göstermeye çalışıyordu insan öldürmeyi.

 

İşte bu şekilde geçti yıllarım. İlk önce çeşitli teknik ve sanatta dövüşmeyi öğretti. Ilginçtir ki okumayı ve yazmayı öğrenmeden önce bunda ustalaşmıştım. Sonra sırasıyla öğrettikleri detaylanmaya başladı. Artık mevzu dövüşmek ya da kendini korumak değildi. Hayati bölgelere odaklı saldırmamı ve en kısa sürede en az hamlede bulunarak karşımdakini etkisiz hale getirmemi istiyordu. Buna alıştığımdaysa sonraki adıma geçti.

“Nasıl bir gölge olunur?” Sessiz ve nefessiz. Renksiz bir duman gibi fakat düşmanın ensesinde. Bunu öğrenmenin kolay olduğunu ve kısa sürdüğünü söyleyemem fakat en zoru bu değildi. Bir insanı nasıl parçalamam ve saklamam gerektiği hakkında öğrendiklerim bundan daha zordu. Şimdi düşününce iğrenç ve mide bulandırıcı geliyor kulağa ama geçmişe baktığımda bunları yaşadım. Çok garip geliyor şimdi ben bu satırları yazarak içimi kâğıda dökerken. Gerçi neden yazdığımı sorsanız ben bile tam olarak emin değilim. Sanırım içimi dökmek beni rahatlatıyor.

 

Neyse hazır vaktim varken biraz daha anlatayım. Ben bu iğrenç öğretilere beynim yıkanmadan dayanabildiğimi sansam da iş saha görevlerine geldiğinde sepetin dibi delindi. Bu garip bir deyim mi oldu acaba… neyse yani açıklamak gerekirse göründüğü gibi olmadığını fark ettim.

 

Saha görevi dediklerim de futbol sahası değil bahsettiğim şey görevler. Çeşitli sebeplerden olabilsede genellikle infaz görevi için gönderirdi beni. Karşımdaki suçlu mu, suçsuz mu bakmadan sadece görevimi yerine getirmem gerekti. Onlarca insan, onlarca masum görünüşleri ve çığlıkları kafamdan gitmiyor. Hak edenleri öldürmek benim için dert değil ama o şerefsizin istediği masumların katli. Kendi pis egosunu masumların canıyla tatmin ediyor.

 

Sabrediyorum sadece, dayanıyorum çünkü az kaldı. Bu gün 17 Haziran gecesi ve yarın okulumun mezuniyeti var.

Eğitmenlerimden birinin kızı olan Aida’yla kaçmak için plan yaptık. Açıkçası liseye onun ikna kabiliyeti sayesinde gidebildim liseye kadar gidebildiğim tek yer eğitim alanı ve görev sahalarıydı. Artık borcumu ödeme sırası.

 

Böylece mezuniyetten sonra onun kaçmasına yardım edeceğim, ardından da beraber şehiri terk edeceğiz. Çoktan yetişkin sayıldığımız için kanunen bir yaptırımda bulunamazlar. Böylece her şeyden uzakta tertemiz bir sayfa açabiliriz kendimize. Aida şarkıcı olmak istediğini söyledi fakat bunun zor olacağını biliyoruz çünkü sahnede olmak yerini açığa çıkarırdı. Ben de… bilmiyorum.

Henüz ne yapmam gerektiğine karar vermedim. Belki de okumaya devam edebilirim. Evet düşününce gerçekten de…

 

Peki artık insan gibi hissedebilir miyim? Elimdeki kanla masummuş rolü yapabilir miyim? Sıradan biri gibi yaşayabilir miyim?

Ama şunu biliyorum ki gitmeden önce o şerefsizden bana ve diğer masumlara yaptıklarından dolayı intikam alacağım! Onu ölmekten beter yapana kadar durabileceğimi sanmıyorum. Kahretsin sanırım onun o pislik kompleksi bana da bulaştı!

 

Evet bütün düşündüklerimi ve hissettiklerimi yazdığıma göre şimdi seni nereye saklayalım güzel kâğıt. Biliyorsun ki benim sırlarımı saklıyor ve bana ortaklık ediyorsun. Bulunursan hepimizin başını belaya sokarsın.

Hmm… şimdi düşününce sanırım seni yakmam daha doğru olur. Üzgünüm kâğıt ama sana güvenmediğim için değil, yanlış anlama. Yakalanma riskini alabileceğimi sanmıyorum!

 

Anlık gelen bir düşünceyle kitaba giriş yazmak istedim. Olayların öncesiyle alakalı kısa bir olmuş oldu…

Okuduğunuz için teşekkürler🫶🏻

 

Bölüm : 12.05.2025 21:33 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...