5. Bölüm

5. Bölüm

The_Older
the_older

Anonim: Okulda elime telefon aldım diye ağzıma sıçacaklarına eminim.

Anonim: Ama ben şu anda burada sana yazıyorum.

Anonim: Yakalanmayayım bari.

Anonim: Şu ana kadar inanır mısın

Anonim: Birine zorbalık yaptığınızı hiç görmedim!

Anonim: Kafanız estiğinde yapıyorsunuz sanırım.

Anonim: LFMFMMF

Anonim: Bugün seni tırnak içinde "arkadaşlarının" yanında görmedim.

Anonim: Küstünüz mü acaba?

Anonim: Neyse neden hâlâ yazıyorsam...

Anonim: Hepiniz otistik olduğunuz için.

Anonim: Ama sen daha farklı bir otistiksin diğerlerine göre.

Anonim: Moralın mı bozuk?

Anonim: Ama ben böyle sizlere bulaşamam ki.

Anonim: Senin de bir yandan kızmam lazım bana.

Anonim: Ooooof.

Anonim: Moralın bozuksada engeli kaldırdığında görürsün.

Anonim: Üstün yeteneklerinle (döverek) iki dakikada gelir moralin.

Anonim: Ben de o zaman sizin mallıklarınızla ilgilenmeye devam ederim.

Anonim: Senin yazacağın yok yine.

Anonim: Herkesin haddini bildiren kişi bana yazamıyor...

Anonim: Neyse ben kaçar, birileri geliyor. (12.09)

Görüldü...

Anonim: Aha yakaladım yine. Bilmiyorum biliyor musun ama sen bakınca bana bildirim geliyor. (12.13)

Anonim: Sen cidden inanıyorsun her şeye.

Anonim: Sen beni engellememiş miydin ya?

Anonim: Görüldü atmak ayıp oluyor ama...

Anonim: Beni sevdiğini bu kadar belli etme. Naz yap biraz. Clgöcövö.

Anonim: Bir şey soracağım.

Anonim: Sen şimdi basketbol takımının kaptanısın.

Anonim: Hem de sözde zorba.

Anonim: Ama seni bu kafayla nasıl kaptan yaptılar anlamıyorum.

Anonim: Ben olsam yapmam seni kaptan falan.

Anonim: Gerekirse seni o takımın yanından bile geçirmezdim.

Anonim: Allah korusun,

Anonim: Her an takımdakilerin başına bir şey gelebilir çünkü.

Anonim: Ne bileyim belki yanlışlıkla kafalarına basketbol topu yerler (kesinlikle yanlışlıkla olur).

Anonim: Görüldü atıp yazmayan ilk grubun zorba liderleri.

Anonim: Genelde sövmeden, beni bulmadan durmaman lazım.

Anonim: Zorbalar böyle yapmaz mı?

Anonim: Korktun mu?

Yazıyor...

Çevrimiçi...

Yazıyor...

Otistik lider: Kim korkuyormuş?

Otistik lider: Ben mi?

Otistik lider: İşine git.

Otistik lider: Hem senin zorbalardan beklentin ne?

Otistik lider: Birincisi basketbolculuğuma kimse laf edemez.

Otistik lider: Takıma aldılar çünkü güzel oynuyorum.

Otistik lider: İkincisi; zorba demeyi de bırak.

Otistik lider: Tanımadığın kişilere karşı çok ön yargılısın.

Otistik lider: Üçüncüsü; korkak değilim.

Otistik lider: Korkak olduğumu kim olduğunu söylemeyen biri mi söylüyor?

Otistik lider: Yaptığım şeyleri görüp gel.

Otistik lider: Umurumda bile değilsin.

Otistik lider: Sen sadece... (12.18)

Anonim: Hııı? (12.20)

Anonim: Bir şey yazacaksan devamını getirmelisin.

Anonim: Sen sadece anonim olarak yazan ne?

Anonim: Yazmayacaksın sanırım.

Anonim: Tamam.

Anonim: Bana ne ki.

Anonim: Size şerefsiz olduğunuzu söylemiş miydim?

Anonim: İnsanları üzecek, önemsemeyecek, kıracak kadar şerefsizsiniz.

Anonim: Bunu kırıldığı için söylemedim. Sakın öyle düşünme.

Anonim: Öylesiniz diye söyledim.

(Otistik lider kişisini engellediniz)

Otistik lider: Pollyanna gibi olan birisin. Masum. (Mesaj iletilemedi.)

_________

Telefonumu sinirle sıranın üzerine koydum. Neden sinirlendiğimi ben de bilmiyorum. Sinirlendim işte. Bir şey yazıyorsa devamını getirmelisin. Veya hiç yazma.

Sen şimdi niye sinirlendin canım benim. Çocuğa yazan sendin. Kırıldın mı yoksa?

Ne alaka, neden kırılacakmışım. Ben kırılmam. Hele ki böyle biri yüzünden. Kalpsiz ve duygusuz.

Sırada oturmuş boş boş etrafıma bakıyordum. Öğlen arasıydı ve içeride birkaç kişi anca vardı. Ne kadar güzel ya. Sadece boş boş oturuyorum.

Kapının aniden açılmasıyla içeriye okulun dedikoducu kızının girdiğini gördüğümde istemsizce göz devirdim. Yine kim bilir ne gereksiz konu olmuştur. Arkasından da gözümün nuru, canım kankam olan Ela da hızla kapıdan girdiğinde cidden ortada büyük bir şey olduğunu anlamam uzun sürmemişti. Herkes ayaklanırken ben de merakla ayağa kalktım. Okulun dedikoducusu nefes nefese söze girdi.

"A- Aşağıda kavga var." dediğinde gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Düşündüğüm kişiler olamazdı değil mi?

"Nee! Kim?" dedi sınıftan biri yüksek sesle. Bu soruyla birlikte Ela yanıma geldi ve söze o girdi.

"Düşündüğünüz kişiler." demesiyle şoka girmem bir oldu. Neden girdiğimi ben de bilmiyordum. Hep yaptıkları bir şey aslında ama bu sefer farklı gibi içimden bir ses beni uyarıyordu.

Herkes Ela'nın dediği şeyle birlikte aşağı inerken olduğum yerden ben de hareketlendim. Ela'yla birlikte merdivenlerden aşağı inerken "Neden? Nedenmiş biliyor musun?" dedim, merakıma yenik düşerek. Yürümeye devam ederken aşağı inen merdivenleri bitirmiştik. Ela olumsuz anlamda kafasını sallarken sadece "Bilmiyorum." dedi.

Okulun kapısından dışarıya çıkmamızla bahçede herkesin orada olduğunu gördüm. Etraflarını sarmışlardı. Ela ile kalabalığa doğru ilerledik. Hocaların hiçbiri daha gelmemişti. O kadar kalabalıktı ki; bağrışlar, tezahüratlar, çığlıklar seslerin hepsi iç içe girmişti. Arkadan bakmaya çalıştık, korkuyla. Parmak ucumda kalktım son çare görerek, o da olmayınca içlerine daldım. Ela arkamdan "Nereye?" dediğini duydum. O da arkamdan gelmeye çalışıyordu. Kalabalık arasında ilerlemeye çalıştığımda en sonunda görüş açıma girmiştiler. Ağzımdan istemsizce bir çığlık koparken, karşımdaki manzara şaşırtıcı derecedeydi. Yüzü gözü darmadağınık olmuştu hepsinin. Herkes etraflarında toplanmış destek edenler, kayda alanlar, kan tutup bayılanlar. Ama tek şey vardı; herkes seyirciydi.

Tek değişik olan Emir'in sevgilisi olarak söylemediği ama sevgilisi diye bilinen: Pırıl. Ne yapacağını şaşırmış bir şekilde ağlıyordu. Üzgünüm Pırılcığım ama böyle bir sevgilin varsa bunlara alışmalısın.

Otistik ve arkadaşlarından oluşan dört kişi ve okulun bazı takım oyuncularından oluşan basketbol takımı grubunun oyuncuları olan; Toprak ve arkadaşlarından oluşan altı kişi bildiğiniz birbirlerine girmişti. Korkuyla onlara bakarken Toprak'ın Emir'in yüzüne bir yumruk atmasıyla yüzü varla yok arasında sola kaydı. Umarım burnu kırılırdı. Şerefsiz. Toprak'ın yüzünde sırıtış yer alırken Emir'in elmacık kemiklerinin kasıldığını gördüğümde anında Toprak'ın yüzüne attığı yumrukla geriye sendeledi. Diğerlerinin de farkı yoktu. Cem, Yılmaz'ın ağzını burnunu kırmakla uğraşıyordu. Toprak'ın arkadaşı Serkan ise Gökay'ın kasıklarına attığı bir yumrukla geriye sendelemesini sağlamıştı.

Kavga devam ederken olay yerinden uzaklaşıyordum ki arkadan müdür yardımcısının sesi geldiğinde olduğum yerde kalakaldım. Öğrencilerin hepsi o yöne döndü. Kavga edenler dışında.

"Ne oluyor burada yine! Ayrılın." dediğinde öğrencilerin hepsi geçmesi için kenara çekiliyordu. Müdür yardımcısı sinirle Emir'i Toprak'ın üstünden kaldırırken bir yumruk daha atmaya kalkınca yumruğu atamadan geriye doğru itildi edebiyat hocası tarafından. Herkes birbirinden ayrılırken "Hepiniz!" dedi dişlerini sıkarak müdür yardımcısı, "Odama. Hemen!" deyip herkesi arkasında bırakırken her iki grup da birbirine sinirle bakıyordu. Müdür yardımcısı gelmediklerini görünce "Gelin dedim lan! Ne bekliyorsunuz orada. Siz güzel bir dersi hak ediyorsunuz!" dediğinde bu sefer hepsi müdür yardımcısının arkasından yürümek zorunda kaldılar. Pırıl da dahil.

...............................................................

Bugünkü 5. bölüm oldu flfllllllfff

yarın iki bölüm atmayı planladım

Bölümlerimdeki düşüncelerinizi merak ediyorum.

Lütfen yorum yapın kitap hakkında düşüncelerinizi merak ediyorum...

Bu arada WhatsApp kanalımıza katılmak isteyenler bana özelden veya bu yorumun altına yaza bilir.... Seviliyorsunuz

 

Yeni instegram hesabıdır şimdi ekledim neredeyse tüm bölümlere!!; arttheolde

Bölüm : 25.08.2024 19:26 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...