
10. Bölüm: Yeni Düzenin Sahibi
Gökyüzü, Kara Orman’ın üzerindeki kara bulutlarla kaplanmıştı. Kıvılcımlar saçan kırmızı gözler, geceye meydan okurcasına parlıyordu. Cenk, kara kanatlarını açarak, korkutucu bir gölge gibi dünyaya doğru süzüldü. Hızı arttıkça çevresindeki hava basıncı titreşiyor, ardında karanlık bir iz bırakıyordu.
Dünyanın ışıkları altında, terkedilmiş bir arka sokakta bir adam duvara yaslanmış, gökyüzüne bakıyordu. Sırtındaki yırtık ceket ve kirli yüzü, onun zor bir hayat yaşadığını gösteriyordu. Bir zamanlar kudretli bir şeytanken, şimdi sıradan bir insandı—Luci.
Cenk, ağır adımlarla yaklaşırken gülümseyerek konuştu:
“Vay vay vay… Bak hele, kimleri görüyorum? Gökyüzünün kudretli efendisi, cehennemin en büyük lordu… Ne hale düşmüşsün Luci? İnsanlardan bile daha zavallı görünüyorsun.”
Luci, başını kaldırıp gözlerini kıstı. Cenk’in aurası ezici bir baskı yayıyordu. Önceden Luci’nin yanında bir piyondu, şimdi ise… her şey değişmişti.
Luci’nin sesi soğuk ve kontrollüydü: “Beni küçük düşürdüğünü mü sanıyorsun Cenk? Gücümü elimden aldılar, ama ben hâlâ…”
Cenk, sözünü kesti: “Hâlâ ne? Bir hiçsin. Güçsüzsün. Artık şeytan bile değilsin. Hadi, bana meydan oku! Hayır, hayır… Onu bile yapamazsın, değil mi?”
Luci’nin gözleri bir anlığına öfkeyle parladı ama kendini tuttu.
Cenk, ellerini arkasına bağlayarak sahte bir saygıyla eğildi: “Ama merak etme, eski dostum… Sana bir şans vereceğim. Son bir şans. Artık sen benim adamım olacaksın, ben senin değil.”
Luci dişlerini sıktı. Cenk’in sesi, her kelimede daha da küçümseyici bir tını kazanıyordu.
“Daha yeni başlıyorum Luci. Artık yeni bir düzen var, yeni bir lider var ve o kişi benim. Kara Büyüler Kitabı’nın tüm sırlarını çözdüm. O kitap, benim şeytanlığımı bambaşka bir seviyeye taşıdı. Ve sana söyleyeyim… Cadılar hiç de fena müttefikler değil.”
Luci’nin yüzü gölgelenirken Cenk sırıttı.
“Beni hep küçümsedin, değil mi? Hep bir emir eri olarak gördün. Ama işte buradayım. Sen dünyada hayatta kalmaya çalışırken ben evreni yöneteceğim.”
Luci, içindeki öfkeyi bastırmaya çalışarak soğukkanlılıkla sordu: “Ne istiyorsun Cenk?”
Cenk hafifçe gülümsedi:
“Sana bir görev veriyorum, Luci. Eğer kabul edersen, belki seni tekrar adam yerine koyarım. Biliyorsun, şu dünyada bir gökbilimci var. Melekler ve şeytanlarla takıntılı biri. Senin gibi biri için ilginç bir müttefik olabilir. Onunla tanış ve onun üzerinden bana fayda sağlayacak bir şey bul. Eğer başarısız olursan… Eh, o zaman seni tamamen tarihten silerim.”
Luci, Cenk’in gözlerindeki tehditkâr parıltıyı görüyordu. Kaçışı yoktu. Oyunun kuralları değişmişti ve bu yeni oyunun sahibi artık Cenk’ti.
Luci başını kaldırdı ve hafifçe gülümsedi: “Anlaşıldı. Gökbilimciyle tanışacağım. Ama unutma Cenk, her oyun bir gün tersine döner.”
Cenk kahkaha attı: “Bunu görmek için sabırsızlanıyorum, eski dostum.”
Luci içinden yemin ederken, Cenk kanatlarını açarak tekrar gökyüzüne yükseldi. Kara ormanın laneti artık sadece orayı değil, dünyayı da sarıyordu.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 2.43k Okunma |
304 Oy |
0 Takip |
73 Bölümlü Kitap |