2.Sezon - 19. BÖLÜM: GÖLGELERİN DANSI VE GECEDEKİ EĞLENCE

19. BÖLÜM: GÖLGELERİN DANSI VE GECEDEKİ EĞLENCE

Melda, Lale, Selin, Defne ve Sude, gökyüzüne yükselen ışıkların arasında nefeslerini düzenlemeye çalışırken, İstanbul’un hareketli gecesi onları sarıp sarmalıyordu. Bar olayından sonra biraz rahatlamaya ihtiyaçları vardı ve Lale ısrarla bir plan yapmıştı.

“Tamam, bence şimdilik bu Luci meselesini bir kenara bırakmalıyız.” Lale, ellerini beline koyarak meydan okuyan bir şekilde gülümsedi. “Eğer gerçekten geri dönüyorsa, biz de güçlerimizi toplayıp en iyi halimizle savaşmalıyız. Ama bunun için önce… eğlenmemiz lazım!”

Defne kaşlarını kaldırdı. “Gerçekten mi? Daha birkaç saat önce ölüm tehlikesi atlattık.”

Sude hafifçe güldü, ama gözlerinde yorgunluk vardı. “Belki de Lale haklıdır. Son zamanlarda sadece savaş ve stratejiyle meşgulüz. Unutmamamız gereken bir şey var… Biz hâlâ genç kızlarız.”

Selin sessizce başını salladı. “Bir gece dinlenmek bizi daha güçlü yapabilir. Ama fazla dağıtmayalım.”

Lale’nin yüzü anında aydınlandı. “Muhteşem! O zaman hadi… önce biraz alışveriş yapalım, sonra bir partiye katılıyoruz!”

SOKAK IŞIKLARI VE ALIŞVERİŞİN BÜYÜSÜ

Kızlar, İstanbul’un en ünlü alışveriş caddelerinden birine adım attıklarında Lale mutluluktan gözlerini parıldatıyordu. Lüks mağazalar, şık vitrinler ve ışıl ışıl sokaklar, onları gerçeklikten bir anlığına uzaklaştırmıştı.

Lale, ilk mağazaya girer girmez Melda’nın koluna yapıştı. “Sana muhteşem bir şey bulacağım!”

Melda göz devirdi. “Ben savaş kıyafetleriyle daha rahatım.”

Lale kaşlarını çattı. “Tatlım, savaş kıyafetleriyle bir partiye katılamazsın. Gel, dene şu elbiseyi!”

Selin aynanın karşısında zarif bir siyah elbise denerken, Defne spor tarzından şaşmayarak koyu mavi deri ceket almıştı. Sude ise köşede kendine siyah bir hoodie bakıyordu, ama Lale ona kaşlarını çatıyordu.

“Sude, partide hoodie mi giyeceksin?”

Sude omuz silkti. “Ben karanlığın temsilcisiyim.”

Lale, bir süre düşündükten sonra ona uzun, gotik tarzda bir elbise uzattı. “Tamam, bari biraz şık bir karanlık ol.”

Sude gözlerini devirdi ama elbiseyi aldı.

Birkaç saat içinde hepsi hazırdı. Gecenin içine karışmaya hazırdılar.

İSTANBUL’UN ÇILGIN GECESİ

Parti, Boğaz’ın kıyısında, tarihi bir köşkte düzenleniyordu. Müzik tüm binayı doldurmuş, insanlar dans ederken ışıklar gökyüzüne yükseliyordu.

Melda, girişte durup etrafına bakındı. “Bunu gerçekten yapacak mıyız?”

Lale elini tuttu. “Evet, çünkü bunu hak ettik!”

Kızlar dans pistine yönelirken, Defne ritme ayak uydurmaya başlamış, Selin müziğin akışını hissederek hafifçe gözlerini kapatmıştı. Sude ise arka tarafta bir içki alırken, Lale onu pistin ortasına çekti.

Melda başını sallayarak güldü. İlk defa kendini savaşın baskısından uzak hissediyordu.

Ama o anda, sırtında bir ürperti hissetti.

Bir şey… ya da biri, onları izliyordu.

Kalabalığın arasına dikkatlice baktığında, bir çift koyu renk göz onunla buluştu.

Ve adam hafifçe gülümsedi.

Tehlike henüz geçmiş değildi. Ama bu gece onların gecesiydi.

Ve kimse bunu mahvedemezdi.

DEVAM EDECEK…