
21. BÖLÜM: GECEYE GÖMÜLEN SIRLAR
Terk Edilmiş Depo – İstanbul
Kızlar, Emir’in peşinden sessizce ilerlerken Melda’nın içini garip bir huzursuzluk kaplamıştı. Bu adamı tanımıyorlardı. Ona güvenebilirler miydi?
Lale, kollarını kavuşturarak homurdandı. “Biri bana neden eğlenceli bir geceden terk edilmiş bir depoya geldiğimizi açıklayabilir mi?”
Defne kaşlarını çattı. “Lale, ciddi bir şey öğrenmek üzereyiz. Biraz ciddiyet.”
Lale, dramatik bir şekilde iç çekerek “Tamam, tamam ama bu tipik bir korku filmi sahnesine benziyor,” diye mırıldandı.
Sude, gözlerini devirdi. “Eğer burada bir katil varsa, önce ona dalan ben olurum. O yüzden rahat ol.”
Selin, depoyu gözleriyle tarayarak Melda’ya yaklaştı. “Burada bir büyü izi var. Bunu hissediyor musun?”
Melda başını salladı. “Evet… ve bu hiç hoşuma gitmiyor.”
Emir, sonunda durdu ve kızlara döndü. Gözleri gölgelerden hafifçe parlıyordu.
“Şimdi beni dikkatle dinleyin,” diye başladı. “Çünkü söyleyeceklerim hayatınızı değiştirebilir.”
Lale kollarını açarak sırıttı. “Oh, harika. Sanki hayatlarımız zaten yeterince çılgın değilmiş gibi.”
Melda, Lale’ye keskin bir bakış attıktan sonra Emir’e döndü. “Bizi neden buraya getirdin?”
Emir derin bir nefes aldı. “Çünkü Luci yalnız değil. Onun dünyaya sürgün edildiğini biliyorsunuz. Ama kimse onun burada ne kadar güçlü müttefikler edindiğini bilmiyor.”
Selin, kaşlarını çatıp merakla sordu. “Ne tür müttefikler?”
Emir, gözlerini karanlık köşeye kaydırdı. “İnsanlar… ve eski tanıdıklar.”
Defne hızla adım attı. “Eski tanıdıklar mı? Açık konuş!”
Emir, derin bir nefes aldı. “Üç büyük cadı. Onlar sadece Luci’yi cezalandırmadılar. Onun bir piyon olarak kullanılabileceğini gördüler. Gücünü elinden aldılar ama ona bir fırsat sundular. Eğer dünyada belirli bir gücü açığa çıkarabilirse, yeniden yükselmesine izin verecekler.”
Melda’nın nefesi kesildi. “Ne?”
Lale şaşkınlıkla araya girdi. “Ama Luci zaten bizimle uğraşıyordu. Ne kadar daha fazla güç istiyor?”
Sude, dişlerini sıkarak fısıldadı. “Demek laboratuvar baskınlarının sebebi buydu…”
Emir başını salladı. “Evet. Luci’nin tek ihtiyacı olan şey, kayıp enerjisini geri kazanmaktı. Ama bunun için bir taşıyıcıya ihtiyacı var. Bir bedene.”
Melda’nın gözleri büyüdü. “Bir bedene mi?”
Selin hızla ekledi. “Yani Luci’nin eski gücüne kavuşması için birine ihtiyacı var?”
Defne, yumruklarını sıktı. “Kim olduğunu biliyor musun?”
Emir bir an duraksadı. Sonra yavaşça cevapladı. “O kişi… henüz belli değil. Ama Luci birini seçtiğinde, o kişi ya karanlığa boyun eğecek… ya da sonsuza kadar yok olacak.”
Lale, ürpererek kendini tuttu. “Bu çok korkutucu oldu.”
Melda, kaşlarını çatıp derin bir nefes aldı. “Luci’yi durdurmamız gerekiyor.”
Ama tam o anda, depoda bir gölge hareket etti.
Sude hızla döndü. “Bizi izliyorlar.”
Defne, bileğini kaldırarak şimşek gücünü çağırmaya hazırlandı. “Kim var orada?”
Karanlık bir kahkaha yankılandı. “Ah, ne kadar tatlı. Bilgiyi aldınız ve şimdi beni durdurabileceğinizi mi sanıyorsunuz?”
Işıklar bir anda patladı. Kızlar geri çekilirken, gölgeler içinden biri belirdi.
Siyah Cemal.
“Bence artık eğlencenin başlama zamanı geldi,” diye fısıldadı ve birden havaya sıçradı.
Melda, ışık gücünü aktif hale getirirken hızla bağırdı: “Herkes savunmaya geçsin!”
Ve savaş başladı.
DEVAM EDECEK…
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 2.43k Okunma |
304 Oy |
0 Takip |
73 Bölümlü Kitap |