22. BÖLÜM: MELEKLERİN İNTİKAMI
Melda, Lale, Selin, Defne ve Sude, birbirlerine bakarak bir an durdular. İçlerinden Melda, büyük bir kararlılıkla bir adım öne çıktı. Hızla elini gökyüzüne doğru kaldırarak ışık güçlerini harekete geçirdi. Bütün grup aynı anda kanatlarını açtı.
Melda, sarı ışığı yansıtan kanatlarıyla, “Bunu bitiriyoruz, Cemal.”
Lale, buz mavisi kanatlarını savurarak, “Şimdi benim sıram.”
Selin, zaman ve ses gücünü birleştirerek, “Hadi bakalım, hiç kimse bizimle başa çıkamaz!” dedi.
Defne, yıldırım gücünü çağırarak fırtına gibi kanatlarını hareket ettirdi. “Bundan kaçış yok.”
Sude, gölge alevlerini çağırarak ateşle dolmuş kanatlarını savurdu. “Kimse bizim yolumuzu engelleyemez!”
Gölge Cemal karanlık gözleriyle onları izlerken gülümsedi. “Lucinin istediği beden burada, ama onun öyle kolayca alabileceğini sanıyorsunuz. Benim gücüm, düşündüğünüzden çok daha fazlası.”
O anda Gölge Cemal hızla elini havaya kaldırdı ve karanlık bir dalga gönderdi. Kızlar, bu karanlık dalgayı defetmek için güçlerini kullandılar ama dalga bir anda tüm grubu sararak geri savurdu. Savaşın şiddeti arttıkça, aralarındaki bağ daha da güçlendi.
Melda, ışık gücünü kullanarak etrafını aydınlattı ve Cemal’in karanlık dalgalarını yok etti. “Bizi zayıf sanma, Cemal. Işıkla her şeyi yeneceğiz.”
Lale hızla ileri atıldı, buzdan zırhlar yaratıp gölgeyi kırarak Cemal’i sıkıştırdı. “Artık karanlık burada hüküm süremez!”
Selin zamanın akışını hızlandırarak bir ses dalgası gönderdi. “Hızlı düşünmek zorundasınız!”
Defne, yıldırımlarını yönlendirdi ve fırtına etkisi yaratarak Cemal’i düşürmeye çalıştı. “Güçlerimle seni yakalayacağım!”
Sude, ateş gücünü sonuna kadar kullanarak etrafındaki karanlığı alevlerle temizledi. “Yavaşlamayı mı bekliyorsun?”
Ancak her saldırıya rağmen Gölge Cemal, onların güçlerini savuşturmayı başardı. Kızlar, her birinin gücünü el birliğiyle kullanarak Cemal’i zor durumda bırakmaya çalışıyorlardı ama karşılarındaki düşman beklediklerinden çok daha güçlüydü. Cemal gülümsedi ve bir anda enerjisini yoğunlaştırarak bir patlama yarattı.
Melda, “Bu yetmez, daha fazla güç kullanmalıyız!”
Tam bu sırada, aniden bir yıldırım çakması duyuldu ve Cemal’in bedeni ışıklar içinde kayboldu. Kızlar, korku ve şaşkınlık içinde birbirlerine baktılar. Cemal’in kaybolduğunu düşündükleri anda, Lucinin planını fark ettiler. Cemal’in bedeninde bir şey vardı; Luci’nin istediği bedenin, o anda tam anlamıyla şekillendiği bir andı.
Lale ve Selin, birbirlerine bakarak düşündüler. “Bu… Luci’nin planı olmalı.”
O anda, her şeyin farkına vardılar. Luci’nin istediği beden Gölge Cemal’in bedenine yerleşmişti ve kızlar bunun farkına varamazken, Lucinin amacına ulaşmak için adım adım ilerliyordu.
Gökyüzü Kenti - Aynı Zamanlarda
Gökyüzü Kentinde, melekler hastalanıyordu. Bu hastalık aniden, Luci ve Doktor Zerrin’in ortak çalışmasıyla başlamıştı. Gökyüzünde, meleklerin güçleri birer birer tükeniyordu. Ruhu zayıflayan melekler, aniden gücsüzleşiyor, bedenlerini kaybediyorlardı. Ancak bu olay, Melda ve arkadaşlarının farkında olduğu bir durum değildi.
Gökyüzü Kentinde, hastalanan melekler ve güçlerini kaybeden varlıklar gözle görülür bir şekilde çoğalmaya başladığında, Lucinin amacı gitgide daha netleşiyordu. Luci, Zerrin’in büyüsüyle gökyüzü kentindeki melekleri yavaşça etkisi altına alıyor ve onların gücünü çalıyordu.
Savaş devam ederken, Melda ve arkadaşları, insanlarla ve Gölge Cemal’le karşı karşıya kaldılar. Her biri, melek formunda savaşırken, etraflarındaki insanlar birer birer onların kim olduklarını fark etti.
Defne, insanlardan gelen bir saldırıyı savuşturdu. “Bize saldıranlar insanlardan mı?!”
Sude, sinirle bağırarak, “Evet, ama bundan daha da kötüsü var. Bizi gören herkes, melek olduğumuzu anlayacak!”
Lale, panik içinde, “Bu bizim için tehlike yaratır. İnsanlar bu gerçeği fark ederlerse…”
Selin, bir anda zaman akışını hızlandırarak, “İnsanların fark etmeleri, diğer melekler için de kötü sonuçlar doğurur!” dedi.
Her geçen saniye, Gökyüzü Kentindeki melekler için durum daha da kötüye gidiyordu. Hastalanan meleklerin sayısı artarken, Lucinin planı tam olarak işlemeye başlıyordu.
Melda, derin bir nefes alarak, “Daha fazla vakit kaybetmemeliyiz. Savaş devam etmeli.”
Ve tam bu sırada, Gölge Cemal yeniden karşılarında belirdi. Bu kez çok daha güçlüydü, çünkü Luci’nin istediği beden, onun içine yerleşmişti.
Cemal, karanlık bir gülüşle, “Bu bedeni gerçekten seviyorum. Bu, Luci’nin beklediği güç.”
Melda, kanatlarını savurarak ışık gücünü yoğunlaştırdı. “Luci’yi durdurmalıyız. O bizim için tehlike!”
Lale, buzla donmuş bir kalkan yaratarak, “Evet, bu savaş daha yeni başlıyor.”
Selin zamanla her hareketi anında hızlıca çözümlemeye çalışarak, Cemal’e doğru hızla ilerledi. “Bizim zamanımız şimdi.”
Defne fırtına yaratıp Cemal’i yerinden sarsmaya çalıştı. “Hadi bakalım, bitirelim bu savaşı!”
Sude, ateş gücünü yoğunlaştırarak Cemal’in etrafını saracak şekilde hareket etti. “Bundan kaçamayacaksın.”
Gölge Cemal karşılarında durdu, karanlık gücü etrafını sardı ve o anda büyülü bir patlama yarattı. Işığın gücü, karanlığın karşısında sınanıyordu. Ve kızlar fark ettiler ki, her hamlelerinde Luci’nin amaçlarına doğru bir adım daha yaklaşmak zorundaydılar.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
1.57k Okunma |
196 Oy |
0 Takip |
73 Bölümlü Kitap |