
23. BÖLÜM: YENİ GÜÇLERİN YOLU
Melda ve arkadaşları, gölge Cemal’le olan savaşı geride bırakıp, sakin bir şekilde Melda’nın ailesinin evine doğru yola çıktılar. Bedenleri yorulmuştu, ama akıllarında hala büyük bir belirsizlik vardı. Cemal’in kaybolmuş olması, Luci’nin planlarının ne kadar ileriye gittiğini ve onları ne kadar tehdit ettiğini gösteriyordu. Ancak, bir yanda da güçlerini birbirlerine destek olarak kullanma kararlılıkları vardı.
Evde, hep birlikte sessizce oturdukları bir anda, aniden bir soğuk rüzgar esti. Kızlar, birbirlerine bakarak gerildiler. Bir anda, evin dış kapısı hafifçe çaldı.
Melda, tedirgin bir şekilde kapıyı açtı. Kapının önünde bir figür duruyordu. İnsan formunda, zarif bir duruş sergileyen bu kişi, Melda’nın gözlerinde tanıdık bir parıltı bırakıyordu. O kişi, Bade’ydi.
Melda, şaşkınlık ve mutlulukla onu kucakladı. “Ablam, sen misin?” diye fısıldadı.
Bade gülümsedi ve başını onaylarcasına salladı. “Evet, ben geldim. Artık burada olmamın vakti geldi.”
Kızlar, bir anlık sessizlik içinde Bade’yi izlerken, Bade adımını evin içine attı. “Dünyadaki ve Gökyüzü Kentindeki dengeler çoktan bozuldu. Luci’nin amacı ise giderek netleşiyor. Her geçen gün, karanlık daha da güçleniyor.”
Melda ve arkadaşları, Bade’nin söylediklerini dikkatle dinlediler. Bade, Melda’nın ablasıydı; eski kadim bir melekti ve evrenin içindeki dengeyi koruyan güçlerden birine sahipti. Yıllar sonra, Melda’nın yanında olmak için insan formunda dünyaya gelmişti.
Bade, yavaşça devam etti. “Güçleriniz önemli. Ama şu an, bu seviyede dünyayı ve Gökyüzü Kentini kurtarmanız mümkün değil. Bunun için her biriniz, kendi şehrinizde eski kadim meleklerin güçlerine ulaşmalı ve bu güçleri tekrar harekete geçirmelisiniz.”
Kızlar, Bade’nin söylediklerini anlayamaz bir şekilde dinlediler. Her biri, güçlerini daha da geliştirebilmek için heyecanlanmıştı, ancak aynı zamanda korku da içindeydiler. Eski kadim güçlere ulaşmanın ne kadar zor ve tehlikeli olabileceğini biliyorlardı.
Lale, hafifçe endişeyle, “Ama, bu güçleri nasıl kazanacağız? Ne gibi tehlikelerle karşılaşacağız?” diye sordu.
Bade, sakin bir şekilde cevap verdi. “Her birinizin şehri, kadim meleklerin güçlerine sahip eski toprakların üstünde yer alıyor. Ancak bu güçlere ulaşabilmek için sınav vermeniz gerekecek. Bu, her birinizin içsel gücünüzü, cesaretinizi ve kararlılığınızı sınayacak bir yolculuk olacak. Bu süreç, zaman alacak ve birçok engelle karşılaşacaksınız. Fakat başarılı olursanız, güçlerinizi en yüksek seviyeye çıkarabilir ve Luci’yi durdurabilirsiniz.”
Selin, gözlerini kısarak, “Peki, eğer başarısız olursak?” diye sordu.
Bade’nin yüzü ciddileşti. “O zaman, karanlık güçler her şeyin üzerine çökecek ve sizin için geri dönüş olmayacak. Her şey sona erebilir.”
Defne, nefesini tutarak, “Bu gerçekten korkutucu. Ama eğer bunu başarabilirsek, her şey değişebilir mi?” dedi.
Bade, başını sallayarak gülümsedi. “Evet, doğru. Sadece birbirinize güvenerek ve güçlerinize sahip çıkarak başarılı olabilirsiniz. Birbirinizi kaybetmediğiniz sürece, hiçbir şey sizi durduramaz.”
Sude, gözlerini aralayarak, “O zaman bu sınavı geçmek zorundayız. Güçlerimizi en yüksek seviyeye çıkarmalıyız,” diye söyledi.
Kızlar, her biri içindeki korkuyu yenerek kararlılıkla başlarını salladılar. Yeni güçlere kavuşacakları için heyecanlıydılar ama aynı zamanda tehlikeli bir yolculuğa çıkacaklarını biliyorlardı. Artık, evrenin dengesini sağlamak onların ellerindeydi.
Bade, onlara son bir bakış attı ve “Bu yolculuk, kolay olmayacak. Ama hep birlikte hareket ettiğiniz sürece, zafer sizin olacak. Şimdi, hazırlanın. Zaman daralıyor.” dedi.
Gece ilerledikçe, Bade’nin söyledikleri kızların akıllarında yankılandı. Melda, ablasının yanındayken huzurlu hissediyor, ama aynı zamanda bu yeni görevin sorumluluğu ağır geliyordu. Zorlu bir yolculuğa çıkacaklardı, ancak Melda, birlikte her zorluğu aşabileceklerine inanıyordu.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 2.43k Okunma |
304 Oy |
0 Takip |
73 Bölümlü Kitap |