

25. BÖLÜM: ZAMAN ADASI’NIN GÖLGESİ
Zaman Adası - Bilim Şehri
Kızlar, Zaman Adası’na vardıklarında, etraflarında büyüleyici bir manzara vardı. Adanın her köşesinde, bilim ve bilgiyle iç içe geçmiş bir atmosfer hâkimdi. Zeki melekler, zamanın akışını değiştirebilecek kadar güçlü bilimsel keşiflerde bulunmuşlardı. Her biri, farklı yeteneklere sahipti ve bilimin sınırlarını zorlayan araştırmalar yapıyordu.
Selin, adanın merkezine doğru ilerlerken, içindeki karışık duygulara hâkim olmaya çalışıyordu. Zaman Adası, onun için her zaman hem bir umut hem de bir kabus olmuştu. Burası, onun geçmişini ve büyüdüğü yeri hatırlatıyordu. Güçlü ve zeki bir ailesi vardı; babası atomları ayırma ve birleştirme gücüne sahipken, annesi kendini karınca kadar küçük yapabiliyor, adanın tüm bilimsel çalışmalarına katkı sağlıyordu. Fakat Selin, bu mükemmel aileye rağmen daima geride kalmış, arkadaşları ve akrabaları tarafından zorbalığa uğramış bir çocukluk geçirmişti. Her zaman dahi hissetmeyen, yalnız bir çocuk olarak zamanını geçirmişti.
Adada her şey yolunda gibiydi, ancak Selin içsel bir huzursuzluk hissediyordu. Yine de, eski evini ve çocukluğunun geçtiği yerleri görmenin verdiği bir nostalji vardı. Bir an için gözlerini kapatarak, geçmişteki o yalnız anlarını düşündü. Tek başına gittiği, kendi bilimsel deneylerini yaptığı yerleri hatırladı. O zamanlar bile her şeyin nasıl değiştiğini hayal ederdi. O küçük çocuk, her zaman bir adım geride kalmıştı. Ancak şimdi her şey farklıydı. Güçlüydü, kararlıydı ve yeni bir amacı vardı.
Birden, uzaklardan gelen yüksek sesler Selin’in düşüncelerini bölerek, korku dolu bir his uyandırdı. Ters yöne dönüp bakarken, bir grup şeytanın, Kara Orman’ın yaratıklarıyla birlikte Zaman Adası’na doğru ilerlediğini gördü. Birkaç saniye içinde, adanın sakin atmosferi korku ve kaosla yer değiştirdi. Şeytanlar, Zaman Adası’na saldırmıştı.
Selin, hemen arkadaşlarına bağırarak, “Bize saldırıyorlar!” diye haber verdi. Gökyüzü Kenti’nden gelen o karanlık tehdit, Zaman Adası’na ulaşmıştı. Kızlar, hemen harekete geçmeye başladılar, ancak Selin, bir an için duraksadı. Zaman Adası’na dönerken, geçmişinin yaralarını yeniden hissediyordu. Ailesi, burada ona her şeyin yolunda olduğunu, ama onun için ne kadar zor olduğunu hiç anlamamıştı. Fakat şimdi, bu adada yapması gereken daha büyük bir görev vardı.
Zaman Adası’nda, bilimle uğraşan melekler birer birer etraflarındaki bu kaosa karşı koymaya çalışırken, Selin’in varlığı, bazı eski arkadaşları tarafından alaycı bir şekilde karşılandı. “Sen mi geldin, Selin?” diyerek, onu küçümseyen bakışlarla izliyorlardı. Zaman Adası’ndaki eski çevresi, onun ne kadar “farklı” olduğunu anlamamıştı. “Bilimle uğraşan, ama bir yere varamayan kız.” diye fısıldayanlar vardı. Ancak Selin, bu alaycı bakışları görmezden gelerek, dikkatini sadece savaşa ve Zaman Adası’nı koruma görevine verdi.
Zaman Adası’ndaki bilginin gücü, Selin’in eski ailesinin mirasından başka bir şey değildi. Babasının atomları ayırma ve birleştirme gücünden, annesinin kendini karınca kadar küçük yapabilme yeteneğine kadar, tüm bu güçler şimdi Selin’in elindeydi. Ama geçmişi, yıllar süren yalnızlık ve küçümsenmeler, onun içindeki gücü açığa çıkarmayı zorlaştırıyordu. Bir zamanlar karanlıkta kalan ve kimse tarafından fark edilmeyen bir çocuk olan Selin, şimdi kendi gücünü bulmak zorundaydı.
Zihninde hızla hesaplamalar yaparak, zamanı değiştirmeye odaklandı. Birkaç saniyelik bir anı sabırlı bir şekilde bekledikten sonra, zamanın dokusu değişmeye başladı. Etrafındaki her şeyin akışı hızla değişti. Zaman Adası’ndaki her melek, Selin’in gücünün farkına vararak, ona destek olmaya başladı. Şeytanlar ve Kara Orman yaratıkları, adanın kapılarına kadar gelmişti. Zaman Adası’ndaki her şey değişiyordu, ancak Selin bu sefer yalnız değildi. Arkadaşları yanındaydı.
Şeytanlar Zaman Adası’na saldırırken, Selin, arkadaşlarıyla birlikte savaşa hazırdı. Kızlar, Selin’in liderliğinde bilim ve gücün birleştiği bir direniş için adanın her köşesinde savaşacaklardı. Selin, bir kez daha geçmişindeki travmaları geride bırakıp, Zaman Adası’na hükmetmeye kararlıydı. Ancak bu defa, geçmişteki alaycı bakışlardan çok daha güçlüydü.
———————————————————
Zaman Adası’ndaki hava, beklenmedik bir şekilde kararmıştı. Şeytanlar, her bir köşeyi adeta ateşle sarmış, kara orman yaratıklarıyla birlikte adayı kasıp kavuruyorlardı. Adanın sakinleri, bir zamanlar huzur içinde çalıştıkları bilimsel laboratuvarlarda şimdi ölüm kalım mücadelesi veriyorlardı. Koruyucu bekçi melekleri, şeytanların saldırısına karşı koymaya çalışıyor ancak her geçtikçe daha da güçsüzleşiyorlardı. Şeytanların kudreti, dünya üzerinde onlara inananların artmasıyla birlikte artmıştı ve artık bu gücü durdurmak neredeyse imkansızdı.
Zaman Adası’nda ki evlerin çoğunun ışıkları sönmüş, birçok melek yere düşmüştü. Melda, Lale, Defne ve Sude, şeytanların güçlü darbelerine karşı koymaya çalışıyorlardı ancak her birinden bir adım daha geriye düşerek, zayıf düşmeye başlamışlardı. Şeytanlar çok güçlüydü, çok sayıda ve her birinin gücü, her geçen an biraz daha arttı.
Selin, bir köşede gözlerini kapatarak zamanı geri almak için odaklanıyordu. Yavaşça zamanın dokusuyla oynayarak, geçmişe dönmeye çalıştı. Her denemesi başarısız oldu. Zihni bulanıyor, gücü tükeniyordu. Her geri dönüş, ona daha da fazla zarar veriyor, kalbi yavaşça kırılıyordu. Kaybolan arkadaşlarının ışıkları, zamanın içinde kaybolan anılar gibi geride kalıyordu. “Neden başaramıyorum?” diye mırıldandı. Kaybettikçe daha da güçsüzleşiyordu.
Her geri dönüşte, kayıplarını görmek, içindeki gücü yok ediyordu. Ancak bir şey fark etti. Bir zaman, kendini bu kadar zayıf hissedebileceğini asla düşünmemişti. Gerçekten de kaybettiği her şeyin, onu daha da yıkmasına izin vermek istemiyordu. Bir çözüm bulmalıydı, bir çıkış yolu.
Birden aklına bir fikir geldi. “Zamanı sadece geri almak değil, başa sarmalıyım!” diye düşündü. Bir an için, bu kararın ne kadar riskli olduğunu fark etti, fakat artık başka bir seçeneği yoktu. Eğer şeytanlar adaya ulaşmadan önce zamanın akışını eski haline getirebilirse, her şeyin değişebileceğini düşündü. Ama bunun büyük bir bedeli olacaktı.
Bütün gücünü toplayarak, zamanın akışını bir kez daha değiştirmeye karar verdi. Bu sefer, yalnızca geçmişe değil, Zaman Adası’na ulaşmadan önceki anlara kadar gitmeyi deneyecekti. Gövdesi titriyor, her saniye daha fazla güç kaybediyordu ama buna rağmen vazgeçmedi. Zamanı geriye aldı ve adaya daha başlamadan önceye döndü.
Zihninde geçen sayısız görüntü arasında, Zaman Adası’na ilk geldiği anı hatırlayarak nefesini tuttu. Adanın kapıları yeniden açıldığında, her şey taze ve yeni gibiydi. Selin, yeniden başlamak üzereydi. Dönüş yolunda, bu kez kararlıydı. Bir kez daha, Zaman Adası’nın güvenliğini sağlamak için her şeyi göze alarak, eski güvenlik gardiyanlarına talimat verdi.
Şeytanlar, adanın kapılarına doğru yaklaşırken, Selin her biri için amansız bir savunma planı yaparak onlara karşı koymaya karar verdi. Etrafa yayılan pembe ışıklar, hızla her köşeye yayıldı. Selin, artık yeni bir güç hissediyordu, kadim meleklerin güçleri, ruhunu sarıyordu. Bir anda, Zaman Adası’na, zamanın dokusunu değiştiren bir kudret geldi.
Zaman Adası’nda hiçbir şey olmamış gibi bir sessizlik hâkimdi. Selin’in etrafında ışıklar yükselirken, diğer kızlar şaşkınlıkla ona baktılar. Melda, Lale, Defne ve Sude, Selin’in etrafında oluşan bu güçle birleşerek, daha önce hiç hissetmedikleri bir gücü duyumsadılar. Bu, kadim meleklerin gücüydü. Artık Selin, zamanın ötesinde bir güce sahipti. Yeni kadim melek ruhu gücünü elde etmişti ve ultramix modunda bir melek formunda dönüştü. Işığının gücü, Zaman Adası’nı savunmak için yeterli olacaktı.
Selin, gözlerini açtığında, yeni gücüyle etrafındaki tüm zaman dokusunu hissedebiliyordu. “Artık durdurulamazsınız!” diye bağırarak, kadim güçlerini kullanmaya başladı. Zamanın akışı hızla değişiyor, her şeyin yönü Selin’in kontrolüne giriyordu. Şeytanlar, her saldırıya geçtiğinde, Selin onlara karşı koyuyor, ışığıyla her darbeyi geri çeviriyordu.
Bütün Zaman Adası, Selin’in gücünden beslenerek yeniden doğmuş gibi oldu. Şeytanlar, her karşılaştıkları engelle karşılaşınca bir bir geriye çekilmeye başladılar. Adanın gücü, Selin’in yeni formuyla birleşerek her geçen an büyüdü. “Zamanı değiştiren güç artık benimle,” diyerek, Selin, şeytanların son direnişini kırmak için harekete geçti. Güçlü, kararlı ve her şeyden çok sevdikleri Zaman Adası’nı korumak için savaşıyorlardı.
Sonunda, şeytanlar Zaman Adası’na adım atamadan, geri çekilmeye zorlandılar. Zaman Adası kurtulmuştu. Ne olduğunu anlayamayan Zaman Adası, her şeyin başlamasından hemen önceye dönmüştü.
Bu sayede Selin ultramix formunda tam anlamıyla bir “Zaman Meleği” olmuştur.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 2.43k Okunma |
304 Oy |
0 Takip |
73 Bölümlü Kitap |