2.Sezon - BÖLÜM 5: LUCİ’NİN YENİ KRALLIĞI

BÖLÜM 5: LUCİ’NİN YENİ KRALLIĞI

Dünya, gökyüzünün soğuk adaletinden yoksundu. Melekler diyarında düzen ve kurallar hâkimdi, ancak burada… Kaos hakimdi.

Luci, dünyaya düştüğünde soğuk, pis kokulu bir sokakta gözlerini açmıştı. Bir zamanlar şeytanların lideri olan bu varlık, şimdi kir pas içindeki insanların arasında, basit bir ölümlü olarak sürünüyordu. Güçleri elinden alınmıştı. Kanatları kaybolmuştu. Hatta büyü bile yapamıyordu. O artık bir insandı.

Düşkün bir kralla alay eder gibi, kader de onunla alay ediyordu. İlk birkaç gün açlıkla savaştı. Zengin restoranların çöplerinden yiyecek toplamak zorunda kaldı. Bir gün elinde kalan son bozuk paralarla bir sandviç almak için bakkala girdiğinde, yanındaki iri yarı adam onu kenara iterek cebindeki parayı çalmıştı.

Luci yere düştü. İnsanların bakışları ona döndü, ama kimse yardım etmedi.
Eskiden Luci’nin emriyle titreyen iblisler vardı, şimdi ise bu dünyada kimse onun varlığına bile önem vermiyordu.

Ama Luci pes edecek biri değildi. O bir liderdi.

Ve bu dünyada da bir krallık kuracaktı.

SOKAĞIN KRALI DOĞUYOR

Luci, günlerce, haftalarca dünyayı gözlemledi. Zayıf olanlar eziliyordu. Güçlü olanlar kazanıyordu. Bu, gökyüzündeki düzenin tam tersiydi.

Ama bir fark vardı. Bu dünyada zeka, en büyük silah olabilirdi.

Luci bir plan yaptı.

Önce, şehirdeki evsizleri, serserileri ve dışlanmışları gözlemledi. Onların dünyasını öğrendi. Geceleri çetelerin nerelerde dolaştığını, kimlerin gerçekten tehlikeli olduğunu, kimlerin liderlik edebileceğini anladı.

Ve bir gece, bir grup kapkaççının lideri olan Gölge Cemal ile tanıştı.

Cemal, Luci’nin ona katılmasını bekliyordu. Ama Luci gülümsedi ve “Hayır,” dedi.
“Ben size katılmayacağım. Siz bana katılacaksınız.”

Ve böylece, Luci’nin yeni krallığı doğdu.

Sokak hırsızlarını, yankesicileri, kimsesizleri, kaçakçılığı ve dolandırıcılığı bilenleri tek tek kendi tarafına çekti. Kendi kurallarını koydu.
• Kuralları takip etmeyen, cezalandırılacaktı.
• Güçlü olan hayatta kalırdı.
• Luci, en güçlüydü.

Kısa sürede, şehirde “Gece Efendisi” diye anılmaya başladı. Küçük bir hırsız grubu, suç dünyasının en büyük çetesine dönüştü.

Ama Luci’nin asıl amacı hala meleklerdi. Gökyüzünden onu dünyaya atanları, insanları ve şeytanları ayıran düzeni yok edecekti.

Ama önce… Daha fazla bilgiye ihtiyacı vardı.

———————————————————-

MELEKLERİN DÜNYASI - DERS SONRASI

Melda ve arkadaşları, güç dersinden çıktıklarında hala nefes nefeseydiler. Simülasyon sırasında yaşananlar, dersin basit bir eğitim olmadığını göstermişti.

Kendi içlerinden birileri onlara karşıydı.

Geniş okul koridorlarında yürürken, Lale saçlarını geriye atarak iç çekti. “Bunlar iyice kudurdu. Sırf biz daha güçlüyüz diye saldırıyorlar.”

Sude kaşlarını çatıp, duvardaki devasa vitray pencerelerden dışarı baktı. “Yalnız değiller. Aras, Beren ve diğerleri… Onlara destek veren daha çok kişi var.”

Defne, elini yumruk yaptı. “Bizi tehdit olarak görüyorlar. Bunun nedenini hepimiz biliyoruz.”

Kimse konuşmadı.

Çünkü biliyorlardı.

Melda, insanlarla çok yakındı.
Cenk, bir şeytandı ve Melda onunla bağ kurmuştu.

Bazı melekler için bu kabul edilemezdi.

Düşmanlarını giderek arttırıyorlardı.

Selin, sessizliği bozarak konuştu. “Önemli olan ne düşündükleri değil, bizim ne yapacağımız. Biz savaşçıyız. Eğer bize savaş açarlarsa, kazanacak olan biz oluruz.”

Melda gülümsedi. İşte bu yüzden Selin, her zaman en soğukkanlılarıydı.

Ancak, koridorun sonunda bir grup öğrenci onlara doğru yaklaşıyordu. Aras ve ekibi.

Lale gözlerini devirdi. “Of, yine mi?”

Aras gülümseyerek durdu. “Güzel savaştın, Melda. Ama bu sadece başlangıçtı.”

Melda, Aras’ın gözlerinin içine baktı. “Başlangıçsa, sonunu düşünemiyorum bile.”

Gergin hava iyice yoğunlaştı. Bu iş burada bitmeyecekti.

Ancak o sırada, okulun kulelerinden biri aniden titredi.

Herkes yukarı baktı. Gökyüzü bir anlığına karardı.

Bir şeyler oluyordu.

Ve kimse, bunun bir savaşın ilk sinyali olduğunu bilmiyordu.