8. Bölüm
Serhat / Gölgelerin Ardında / 8. Bölüm: Umbragen

8. Bölüm: Umbragen

Serhat
thiswhoo

Sabah olmuştu, Samy sonunda uyandı, ama işine gitmek istemedi, odasında yatağındayken doğrulup oturdu, ellerini yüzüne sürerek kendine gelmeye çalıştı. Nerdeyse öğlen olmuştu, telefonuna baktı mesajlarla dolmuştu, hiç bakmadan yatağın üzerine salladı telefonu, Samy ayağa kalktı, bir kaç adım atığında gardırobun aynasında kendini gördü, öylece bir süre kendine baktı.

Evde kimse yoktu, kardeşi Rina okuluna gitmişti Annesi ve babası, işindeydi. Samy, evde tekti, ne yapacağını bilmiyordu. Bir anda dün gece, yaşananlar aklına geldi, “Ah… Bu geçekmiydi. Şimdi ne yapacağım?” arkasını dönerek yatağının üzerinde duran telefonunu aldı, “Luis… Onunla konuşmalı mıyım?” o anda evin kapısı çaldı. Samy, bir anda irkildi, “kim bu?” diyerek evin salonuna doğru gitti.

Kapının tam önündeydi, kapıya barak bekledi, “Kapı çalmıyordu değil mi? Yanlış duydum,” kafasının içindeki düşüncelerle oyalanırken kapı bir daha çaldı, Samy yerinden hafifçe sıçradı. Kapının ardından konuşma sesi geldi, “Orda olduğunu biliyorum, Samy, kafeye gittim orada yoktun,” dedi, Samy sesi tanıdı, “Luis…” sessizce fısıldadı. Samy,nin seçeneği yoktu, yavaşça açtı kapıyı. Karşısında duran Luis’e baktı, direkt gözlerine baktı, maviydi, kırmızı gözlerini gizlemek için lens takmıştı.

Samy yine de şaşkındı, Luis ilk defa evine gelmişti, “Luis, ben gelirdim,” dedi. Luis, adım, adım yaklaşarak, “Hayır gelmezdin, ama sorun değil, seni anlıyorum,” dedi, Samy nin yanından geçerek içeri eve girdi. Samy hiç kıpırdayamadı öylece kalmıştı, sonra kendini toparladı, arkasını dönerek Luis,’e baktı, konuşmaya başlayacaktı ki, Luis konuştu, “Endişelenme ben kimseye zarar vermem, dedi, Samy’nin hemen, aklından dün acı içinde Luis’in öldürdüğü adamı gördü.

Luis salonda ki tekli koltuğa geçerek oturdu, “En azında masum, iyi insanları,” diyerek ekledi. Samy şaşkına uğradı, sanki aklını okuyordu. Luis konuşmasına devam ederek, “Samy ben, sana anlatacağım, sonra sen karar ver, kararın ne olursa olsun, uyacağım. Şimdi karşıma gel otur,” dedi. Samy Luis’in karşısındaki koltuğa geçerek oturdu, halan tuhaf hissediyordu, ama Luis’in söyleyeceklerini de merak etmişti, derin bir nefes aldı, “Luis, gerçekten, kimsin?” diye sordu.


Luis, samy’nin gözlerine baktı, bir süre sonra dün yaşanan olaydan sonra ne yaptığını anlattı, Thadeus, ve amacını, Violeti, anllattı. Samy anlamaya çalışarak, Luis’e baktı, “Yani, Violet, bir Tanrıça mı?” merakla baktı şaşkındı. “Luis gülümsedi, sanmıyorum, Samy, eğer Tanrı yada Tanrıça var ise böyle biri değildir sanırım,” dedi, anlatmaya devam ederek, “Violet Umbragen denilen varlık. En azından o bana öyle dedi, “Beni çok uzun, yıllar önce çocukken yanına aldı, ben ise ölüyordum, ölmek istemiştim. Violet beni alaral büyüttü,” Luis düşünceli bir şekilde, devam etti, “Karanlık içimde öyle yer aldı ki, çocukluğumda ki insan halimi hatırlamıyorum.” Samy’e dikkatlice baktı, “Samy, bunu sana anlattım ama sende, kimseye bahsetme, olur mu?”

Samy başını onaylarcasına salladı. Luis ayağa kalktı, “Şimdi artık, gitmeliyim, ama sen düşün Samy karar ver, ben senin arkadaşın olmaya devam etmek isterim, kararının ne olduğuna karar verdiğinde, söyle bana,” dedi, evin kapısına doğru yürürken, “Kararına uyacağım” diyerek kapıyı açtı. O anda Samy seslendi, Luis…” koltuktan kalktı kapıda duran Luis’e baktı, “Tamam kabul ediyorum, Luis, seninleyim ben, senin ne olduğun bir önemi yok, sen arkadaşımsın,” dedi. Luis gülümsedi, “Peki Samy şimdi yine de gitmeliyim, beni nerede bulacağını biliyorsun,” dedi, sonra kapıdan çıkarak gitti.

Samy koltuğa geri oturdu, artık içi rahatlamıştı, derin bir nefes alarak koltuğa yaslandı, artık eski haline geri dönmüştü, yaşadığı tuhaftı ama devam etmek istedi.

Luis ve Samy eskisi gibi her zamanki gibi birbirleriyle zaman geçirdiler, her şey normale dönmüştü.


****************
Lumigen
Yıkılmış bir boyutun içinde, kırık aynaların tozları hâlâ havadadır.
Luis ve Gloria'nın mücadelesi sona ermiş, Thadeus’un bedeni hareketsizce yerde, Violet kapalı kaldığı boyıtta dizlerinin üstünde sessizce kalmıştır.

Birden... Boyutta ki karanlıkta ışık hüzmesi belirdi.
Violet gözlerini kıstığında, karanlıkta ince ince ışık süzülür.
Bu ışıltı, karanlık boyuta ait olmayan saf, parlak, sıcak bir enerjiyle belirir.

Karanlığın derinliğinden bir silüet belirir.
Tüm varlığı parlayan, tanıdık ve yüce bir ışık figürü.
Aurel’in yansıması.

Aurel ışığın içinden, sesi yankıyla
“Violet... Dengeyi bozmaya çalıştın. Floragen’i yok etmeye kalkıştın.” Boyutta sesi yankılandı.

Violet’in, sesi hâlâ o soğukkanlı alaycılığı taşır.
Yüzündeki ifade küçümseyicidir, ama gözleri kısa süreliğine irkilmişti. Violet kısık bir sesle “Hı... Buradan çıktığımda yok edeceğim. Merak etme.” Dedi

Aurel’in parlayan gözleri biraz daha yoğunlaştı. Yüzünde acıma değil, bilgelik ve haklılığın taşıdığı bir ağırlık vardır. Başını iki yana yavaşça sallar. “Floragen’i yok etmek için Naturislerin hepsini yok etmen gerekirdi. Ama başaramadın. Çünkü bu boyuta seni kapatan bir Naturisti, ve hâlâ hayatta. Işık uyanıyor, Violet. Işık uyanıyor… Ve bende geri döneceğim.” dedi. O anda Aurel’in yansıması yok olur. Geriye yalnızca titreyen ışık çizgileri kaldı ve karanlığa gömüldü.

Violet dişlerini sıkar, kaşlarını çatar. “Buna... izin vermeyeceğim.”


Kırık aynanın parçaları, sanki çağrılmış gibi yerden yavaşça yükselir. Her biri sessizce dönerken yansımalar bozulur, yeniden şekillenir… Luis’in kırdığı ayna, ağır ağır yeniden birleşir. Ama bu kez... daha karanlık, daha yoğun, daha iç içe geçmiş bir karanlıkla. Aynadan dışarı sızan gölgemsi bir varlık belirir. Dumansı ve biçimsizdir... ama hedefi nettir. Thadeus.

Gölgemsi enerji yerde hareketsiz yatan Thadeus'un bedenine girer. Yerde birden derin bir nefesle uyanır. Gözlerini hızla açar, kalkar, nefes nefese kalır. Gözlerinde tanıdık bir parıltı vardır, Artık yalnızca Thadeus değildi.

Violet sessizce yaklaşır. “Git... ve o kolyeyi bana getir.” Sesi Thadeus’un mekanında soğuk bir yankı gibi yayıldı.


****************
Ignis Lux
Astrum Şehrinde çok eski biyük bir kütüphanede, William ve Elena, iki arkadaş, bir şeyi fark etmişti. Kütüphane nin derinlerinde, bir kitap buldular. Kitabın sayfaları boştu ama içimde Yıldız şeklinde bir kolye buldular. Ignis Lux, Ateş Mührü. Elena şaşkınca eline aldı, ama birden kolye parladı ve içinden yüzlerce ışık hüzmeleri yükseldi. Kütüphane nin her yerini aydınlıtan ışık hüzmeleri her yere dağıldı.

Sonra ışık hüzmeleri Astrum Şehrin dört bir yanına dağıldı. Lumigen’in ışığı uyanmıştı ve salınmıştı. Lumigen halan geri gelemezdi ama onun gücü, ılık hüzmeleri başı boş bir şekilde, karanlığın ve ışığın dengesinin daha da bozulmasına sebeb olacaktı.

Violet Aurel’i yok edince, ışığın güçleri üç objeye hapsolmuştu. Kolye bunlardan biriydi.

~~~~~~~~Son~~~~~~~~

Lumigen: Spectre Corps


Umbragen: Karanlık Deney

Bölüm : 02.06.2025 07:48 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...