20. Bölüm

19- İyi Bir İnsan

Zei
thvrely

Sude ile Okyanus'un konuştuğu gün.

Sude derin bir nefes alarak elindeki kâğıt bardağı evirdi çevirdi, emin olmak ister gibiydi.

"İstemiyorsan anlatmak zorunda değilsin," dedim ona güven verircesine. Sadece gülümsedi. "Anlatmak zor bir şey değil ki. Zaten bu olayı birçok kişi biliyor, sınıftakiler de biliyor. Tabii Orçun çoktan gitti ama..." diye mırıldandı.

Sanırım gerçekten de ağır bir konuydu. Dalıp gitmesi, burukça gülümsemesi... her şey aslında geçmişin derin izlerini taşıyordu. Gözlerinden bile gözüküyordu, okunuyordu bütün bunlar.

"Onuncu sınıftaydık. Ben Orçun'dan hoşlanıyordum ama asla söyleyemiyordum. Kabullenmesi biraz zordu. Orçun zor çocuktu. Herkesle takılmazdı, kızların suratına bile bakmazdı hatta."

Derin bir nefes aldı. Kahveye bakarken dalıp gidiyordu.

"Onunla arkadaş olan kızlar da bir elin parmağını geçmezdi, zaten arkadaş olduklarıyla da gerçekten arkadaştı. Aralarında bir şey olmazdı."

Bardaktaki dumanı tüten kahveden bir yudum alıp bakışlarını bana çevirdi.

"Bir ara aramızda bir diyalog geçti, derslerle alakalıydı. Sınava çalışamadığını falan söyledi. O zamanlarda da ben sınıftakilere konu falan anlatıyordum. İsteyenlere de notlarımın bir kopyasını veriyordum, o şekilde çalışıyorlardı."

Okula on birinci sınıfta gelmiştim, sebebi de ailemizin ölümüydü. Bu yüzden de Sude'nin anlattığı hiçbir olaya şahit olamamıştım.

"Benden ona ders çalıştırmamı istedi. Çok panik oldum. Sınava bir gün kalmıştı ve bilirsin, matematik sınavları önemli oluyordu. Özellikle de Kürşat Hoca'nın soruları oldukça zor oluyordu. Benim de matematik ortalamam doksan dokuzdu. O gün Orçun ile bir kafede buluştuk, ona ders anlatmaya başladım."

Burukça gülümsedi. Harbi seviyordu bu çocuğu.

"Saatlerce ders çalıştık. En sonunda bana teşekkür amaçlı bir şey yapmak istediğini söyledi. Ben ise çabalarımı boşa çıkarmamasını, sınavdan yüksek almasını ve bunun bana yeterli geleceğini söyledim. Sınavdan doksan beş aldı. Bana teşekkür etti ve içinin rahat olmadığını, bana bir şey yapmak istediğini söyledi."

Derin, titrek bir nefes çekti içine. Gözleri dolu doluydu artık.

"Bir şeye ihtiyacım olursa arayacağımı, borcunun da o zaman ödeneceğini söyledim. Fazla zorlamadı, kabul etti. O diyaloglarımız bile benim içimi ısıtmıştı zaten. Sonradan bana derslerle alakalı şeyler sormaya başladı, bu şekilde de ara sıra konuştuk."

Kahvesinden bir yudum daha aldı. Bu kez gözleri dışarıya değil, doğrudan bana bakıyordu.

"O zamanlarda da ben Esma denen bir kız ile çok yakın arkadaştım. Bir kız grubumuz vardı. Grupta da ben, Esma ve İdil vardı sadece. Onların hiçbirine Orçun'dan hoşlandığımı söyleyememiştim çünkü çekiniyordum."

Sadece gülümsedi. Anlattıkları garip bir çıkmaza girecekmiş gibi geliyordu ama emin değildim.

"Bir gün cesaretimi topladım, olayları en baştan kızlara anlatmaya ve Orçun'dan hoşlandığımı söylemeye karar verdim. Onlarla buluştuk, konuşmaya başladık. Orçun ile aramızın iyi olduğunu falan söyledim. Esma bir anda yanıma daha çok yaklaştı ve benden bir şey rica edeceğini söyledi."

Gözünden bir damla yaş aktığında hızlıca sildi ve gülümsedi.

"Ne rica edeceğini asla tahmin edememiştim. Bana Orçun'dan hoşlandığını, aramızı yapıp yapamayacağını sordu. Hiçbir şey söyleyemedim. Kızın da hakkı vardı aslında, çünkü daha Orçun'dan hoşlandığımı söylememiştim."

Kahveden bir yudum daha aldı. Anlattığı olayları şok içerisinde dinliyordum. Cidden bütün bunların gerçek olması şaka gibiydi ama işte, her şey gerçekti.

"Sadece kabul ettim. Bir ara konuşurum dedim ama aslında konuşmayı düşünmüyordum. Geçiştirmek amaçlı söylemiştim."

Bitmiş kahve bardağını masanın üzerine koyduktan sonra tekrardan bana döndü.

"Orçun bir ara benim yanıma geldi. Esma ile arkadaş olup olmadığımı sordu, ben de tedirgince onayladım. Aslında o an hissetmiştim. Orçun biraz kem küm etti ve aslında benimle konuşma sebebinin tam olarak derslerle alakalı olmadığını, biraz da Esma ile alakalı olduğunu söyledi. Ondan hoşlandığını itiraf etti."

Sevdiği çocuk onun arkadaşından hoşlandığını söylemişti. İnanamıyordum.

Gerçekten de inanamıyordum. Bütün bunlar kitaplarda olmaz mıydı?

Ama hayır, bunlar gerçeklerde de vardı. İşte tam olarak şu anda şahit olmuştum buna.

"Diyecek hiçbir söz bulamadım. En sonunda da gülümsedim, o da senden hoşlanıyor aslında dedim. Seninle konuşmamı istemişti diyerek de ekledim. Orçun'un gerçekten sevindiğine şahit oldum. Gözleri parlıyordu ve biliyor musun, bunun sebebinin ben olmadığımı görmek canımı acıttı."

Bu sefer gözyaşları gerçekten de sicim gibi aktı. Aradan iki yıl geçse de unutamamıştı işte.

"Sonra İdil'e de, Esma'ya da bir haller oldu. Esma bir anda benimle iletişimini kesti. Aslında beni test etmeye çalışmışlar. Orçun'dan gerçekten hoşlanıp hoşlanmadığımı merak ettikleri için tepkimi ölçerek söylemişler bu sözü. Öğrendiğimde canım yandı. Esma de sonradan Orçun ile sevgili oldu ama Esma beni hep tehdit ediyordu."

Duyduklarım beni dehşete düşürürken kaşlarım benden bağımsız bir şekilde çatıldı. Sude konuştukça daha da hayretler içerisinde kalıyordum.

"Esma beni tehdit ettikçe ben de onu tehdit etmeye başladım. İdil ile aramızı da bozdu, sınıftaki herkese de bütün dedikodularımı yaydı. Daha da kötüsü, babamın bana şiddet uyguladığını ve bu yüzden de cezaevinde olduğunu da yaydı."

Nefesim kesildi. Duyduklarım o kadar şoka sokuyordu ki artık beni.

"Sırf bu yüzden herkes benden uzak durdu. Olaylar ciddileşmesin diye Esma okul değiştirdi, Orçun ise yurtdışında okumaya karar verdi. Onlar gittiler ama İdil gitmedi. Zaten bütün bu olaylardan sonra yanımda bana destek olan da İdil ile Esin'di."

İdil gerçekten de böyle bir insan mıydı? Öyleyse neden kötü davranıyordu ya da neden Sude İdil'e sert bir tepki veriyordu?

"Esin Merih ile sevgiliydi zaten. Belirli bir zaman geçtikten sonra Merih'in arkadaşı Atlas da bize katıldı, kendiliğinden bir grup oluşturduk. Beraber gezmesek de konuşuyorduk."

Bir kez daha nefes aldıktan sonra bana gülümseyerek baktı.

"Şimdi neden İdil'e sert davrandığımı merak ediyorsundur. Her ne kadar İdil yanımda dursa da aslında en başında dedikodularımın yayılmasına dolaylı yoldan etki etti, ayrıca Esma'yı engellemedi. İdil özür diledikten sonra bir daha hiçbir şey yapmadığı için Esinler 'herkes hata yapabilir, önemli olan pişman olmak' dediler. Zaten sonra da buzlar eridi, daha doğrusu öyle zannedildi. Ben hâlâ İdil'e karşı eskisi gibi değilim, olamam da zaten."

Sude'nin masanın üzerindeki elini ellerim arasına aldım.

"Sen çok iyi bir insan ve bir arkadaşsın, ciddiyim."

Bölüm : 07.02.2025 15:41 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...