

goncaozdmr: Ne kırgın, ne de kızgınım. Mükemmelim de ondan ehehehe
392.282 beğeni, 3.292 yorum
senmisinbanakiyan: İlk defa doğru bi şey söyledin vaoc
>>goncaozdmr: SEN BANA OÇ MU DEMEYE ÇALIŞIYOSUN LAN OÇ
>>senmisinbanakiyan: UANLİS ANLADUN SUKTANİO
askiskerlb: Ask isleri sezdim tilililii
alyamismis: BU KIZA BI LIUAFET BU KADAR YAKISMAMSLITDI
oykulys: Afetsin afeettt
>>goncaozdmr: Göbek adım zaten Afet DĞCÖDOMDXMDMKDM
ardaozdmr: 💅🙂↔️🤭😼🙈😍🤤🤪😜😝😎😽😻❤️🔥💖💘💝🫀🫦👄👀💮🌸🏵️🪷🌷🌺🌹💐🪻🌻🌼🍁🍄🌾🌱🌿🪹☘️🍀🪴🌵🌴🌳🌲🪵🪹🪺🪨⛰️☃️🏔️⛄🌡️🔥🏝️🌋⚡🌊⚡🌙⭐🌖🌒🐱🐨🌖🦖🐍🐈🐍🦮🦔🦏🪶🦔🪶🐣🪶🐒🪶🐣🥭🍎🌶️🦠🫒🌶️🫒🫒🌶️🍖🥘🍚🥛🧁🍰🍿🥧☕🚌🚂🚞🚘🛶🚂🚌🚞🚘🚞🚘🚞🚌
>>cagatayozdmr: Bu ne oğlum
terlialni: 👁️👅👁️
>>senmisinbanakiyan: SENİN ANANI BACINI YEDİ CEDDİNİ TERLİ ALNINI KUNDAKTAKİ BEBENİ ASKIDAKİ KIYAFETİNİ ÜSTÜNE ÖRTTÜĞÜN BATTANİYEN İLE YORGANINI AKILSIZ BAŞINI TASASIZ SENİ YÜZÜNDEKI BENİNŞ EVİNİN YAKININDAKİ ÇÖP KOVASINI SIKICI SÖZLERİNİ EVİNDEKİ KOMBİYİ VE DOĞALGAZI APARTMANINI VEYA EVİNİ AJANDANI KALEMİNİ KITABINI DEFTERİNİ ÇANTANI YAPAMADIĞIN MATEMATİK SORUSUNU ATTIĞIN RANDOMU GÜNDELIK HAYATINI ÇÖP KUTUNU KIRIK LAMBANI ÇALIŞMAYAN AKLINI MARKET POŞETİNİ GEREKSİZ EŞYALARINI RENKLİ GİYSİLERİNIN FAKİR FİYATLARINI SANA SAHİP OLDUĞU İÇİN EFKARLANAN EŞYALARINI SANAHTAN AKŞAMA KADAR BAKTIĞIN TELEFONUNU TABLETİNİ BİLGİSAYARINI KAKBİNİN HIZINI GÖSTEREN SAATINİ HER GÜN KAHVE İÇIN BAKTIĞIN FALINI OKULUNU HOCALARINI ARKADAŞLARINI AKRABALARINI EVİNDE KULLANDIĞIN TELEVİZYONU DONANIMSIZ GÖTÜNÜ AKILSIZ BAŞINI PARMAĞINDAKİ OJEYİ KULLANDIĞIN MALZEMELERİ TUVALET KÂĞIDINI PERDENLE TÜLÜNÜ TÜKENMEZ KAFEMİNİ ÇALIŞMA MASANI GİYİNME ODANI DİNLEDİĞİN ŞARKIYI FAVORİ FİLMİNİ HAYVANAT BAHÇENDE BIRAKTIĞIN BEYNİNİ ÇALAR SAATİNİ HALINI MALINI CANINI seveyim kardeşiiimmm 🥰😍🥰🤗
>>ardaozdmr: DLÖDDLÖDLDMXKDKD
>>humadal: 🤣🤣🤣🤣
>>elvanblys: ANNE SEN NE ALAKA
>>oykulys: SPÖSOSMDLMXDLCMDKXKDKXMKDXLSKSMSLSKSK
>>terlialni: 👁️👅👁️

kubrasakays: Sadece veda et bana.
38.281 beğeni, 1.282
neidonakso: Bu da mı şarkı yazıyo
>>ortsyolbbul: Yoo bu şarkı değil ki
cagatayozdmr: Vedalar yakışmaz ki buna.
>>kubrasakays: Kalp dayanır mı peki karşılıksız aşka?
>>cagatayozdmr: Karşılığı alsan susar mı sızlayan kalbin?
>>kubrasakays: Belki de.
>>cagatayozdmr: Öyleyse kalbin, dört yıldır sızlamıyor demektir.
Derin bir nefes alıp karşımdaki kişiye baktım. Elvan'ın yanındaydı.
O. Elvan'ın. Yanındaydı.
Elim yanımdaki en yakın nesneye, yani Arda'nın kıyafetine gitti. Giysisini sıkıca tutup sarkak adımlarla geri geri gittim, Arda ise hızlıca elini belime yerleştirdi.
İnanamıyordum. Bu gördüklerime inanamıyordum.
Aras'ın kardeşi, Elvan'ın belini tutuyordu.
Arda elimi hızlıca tutup bana döndü. "İyi misin?" diye sorduğunda, sadece başımı salladım.
"İyiyim, biraz kötü oldum sadece."
Arda bana inanmazca bakıp üzerimi süzdü.
O herif nasıl Elvan'ın yanında olabilirdi? İnanamıyordum.
"Elvan?" diye mırıldandım sadece. O herifin Aras'ın kardeşi olduğunu bilmiyor muydu?
"Elvan hiçbir şeyi bilmiyor."
Aras sırıtarak yanımıza geldiğinde, Arda'nın giysisini bırakıp elimi yumruk yaptım.
"Defol git şuradan, Aras."
Resmen tıslayarak konuşuyordum ama Aras bunu takmıyordu bile.
"Biliyorum, garip duruyor oradan ama engel olamazsınız."
Kaşlarım çatıldı. Neye engel olamazdık? Ne diyordu bu?
"Elvan Mert'i seviyor."
Bir dakika, ne?
"Ne demek Mert'i seviyor? Salak mısın sen!" dedim bu kez, Aras'ın üstüne yürüyerek.
Gülümsedi. "Âşıklara engel olamazsın, güzelim."
Ben tam bir hamle yapacakken Arda hızla öne atılıp Aras'ın bileğini sertçe tuttu, Aras ve Arda dışarıya doğru ilerlerken ne yapacağımı bilemeden öylece duruyordum.
Elvan ile konuşmam lazımdı.
Kalabalığı yardıktan sonra hızla Elvanların olduğu yere doğru ilerledim. Elvan ve Mert oradaydı.
"Elvan? Biraz konuşabilir miyiz?" dedim Elvan'a hitaben. Yanındaki Mert denen çocuk güler yüzlüydü ama arkada bir işler çeviriyor olabilirdi.
"Abla?" dedi Elvan, şaşırmıştı. "Sadece konuşalım."
Elvan Mert'e bir şeyler söyledi, ardındansa yüzünü bana çevirerek başını salladı ve koluma girdi.
Biz Elvan ile birlikte çıkışa doğru yürürken, Elvan'ın meraklı hallerinin birazdan devreye gireceğini biliyordum.
"Neler oluyor abla?"
Derin bir nefes aldım.
"Mert'in kim olduğunu biliyor musun?"
Kaşları çatıldı. "Bu nasıl bir soru? Elbette ki biliyorum."
Biliyordu, ha? Biliyordu.
Cidden dalga geçiyorlardı. Hatta bu kamera şakası falan olmalıydı.
"Biliyorsun, öyle mi? Peki ya Mert'in Aras'ın kardeşi olduğunu biliyor musun, Elvan?"
Sorduğum soru üzerine Elvan'ın kaşları çatıldı, eli girdiği kolumdan yavaşça sıyrılırken derin ve titrek bir nefes alıp Elvan'a baktım.
"Sen Mert'i böyle mi yargılıyorsun, abla? Aynı sınıftayız, ayrıca oldukça anlaşıyoruz. Doğum günü partim olduğunu öğrendiğinde nezaketen onu da davet ettim, ayrıca bir kavalyeye ihtiyacım vardı, o kadar."
İnanamazca başımı sağa sola salladım, duyduklarıma inanmak istemiyordum.
"Zaten benim bir sevgilim var, sadece o İstanbul'da değil Antalya'da yaşıyor, o kadar. Bu yüzden de gelemedi."
İnternetten tanıştığı ve sonrasındaysa sevgili olduğu çocuktan mı bahsediyordu?
O çocuğu değil görmek, sesini bile duymamıştım ama Elvan onun varlığını savunuyordu. Ben ise bu işi irdelememeye karar vermiştim ama şimdi sinirlerim tavan yapmıştı.
"Mert senin kavalyen olmamalı, Elvan!"
Biliyorum, fazla kötü bir yaklaşım sunuyorum ama abisi yüzünden Mert'e de güvenemiyorum. Mert ile olan geçmişimiz her ne kadar tatlı da olsa -tatlıdan kastım küçükken hep evcilikte benim çocuğum olurdu ve çok güzel rol yapardı- bu sefer de rol yapma ihtimali oldukça yüksekti.
Bunca şeye rağmen Elvan'ı ne Aras'a, ne de bir başkasına emanet edebilirdim.
Elvan'ın sevgilisi mi?
Bir dakika, ne?
Elvan'ın az önceki söylediklerine göre düşünürsem eğer, Elvan ile Çağatay bir konuda konuşmuşlardı; Elvan'ın sevgilisi onu okul grubunda alaşağı etmişti.
O sevgilisi, bu sevgilisi miydi?
Elimle durması için işaret ettim ve sertçe, boğazımı yakıp geçen bir yutkunuş sergiledim. Kafam allak bullak olmuştu, ne diyeceğimi veya ne yapacağımı bilmiyordum.
"Gerçekten ne diyeceğimi bilmiyorum, Elvan. Şu saçmalığı atlatıp defolup gitmem gerekiyor."
Elvan'dan uzaklaştıktan sonra derin nefesler eşliğinde çantamı da alıp çıktım mekândan. Kafam bir milyondu zaten, az da olsa düşünmem gerekiyordu bazı şeyleri.
Mekândan uzaklaşırken gözlerim soğuktan ötürü yanıyordu, yanıma hiç kalın bir şeyler almamıştım. Üzerimdeki elbise zaten kısa ve inceydi, bir de üstüne dışarısının soğuğu hiç iyi gelmiyordu.
Mekâna geri dönemeyeceğimi bildiğimden hızlı adımlarla sahile doğru ilerledim. Sahilde oturup düşünmek daha güzeldi, en azından orası daha sakindi.
"Sevgilin olmadan öylece mekânları terk etmek mi? Kalsın. Ya birlikte, ya hiç. Var mısın?"
-*-
Kestiiikkk! Bölümü nasıl buldunuz?
Şimdiden söyleyeyim, sonraki bölüm bomba. İki tane alıntı attım Instagram kanalına, orada olanlar veya gelmek isteyenler bakabilir.
Açıkçası bu bölümü düzenlerken canım çıktı... Sevgili farem (mouse) pek de çalışmadığı için ve piller de etki etmediği için kafasına göre çalışıp kafasına göre çalışmamazlık yapıyor, ben de bu yüzden zor düzenleyebildim.
Bir-iki haftadır bölüm gelmiyordu. Umarım kitabı unutmamışsınızdır. Belki kitabın varlığını unutanlar vardır diye sınırı biraz düşürme kararı aldım.
Oy Sınırı: 75
Yorum Sınırı: 100
Yorum sınırına çok demeyin çünkü zaten hepiniz yorum yapsanız bi' 500 yorum olur, ama çoğunluk yorum yapmıyor. Bu yüzden de sınırı yükselttim.
İyi günler dilerim, meleklerim.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |