19. Bölüm

•19•

Zei
thvrely

 

ardaozdmr: Aşkı anlatamam belki ama gösterebilirim.

 

 

987.383 beğeni, 23.493 yorum

 

 

goncaozdmr: KVGFOEOLDFKVGOFRE

 

 

oykulys: Yaa askiiimmmm

 

 

humadal: IGOFREOLDKFVGOFR

 

 

>>senmisinbanakiyan: Anne sen ne ara random atmayı ogrendin

 

 

>>elvanblys: Ben ogrettim gecen

 

 

>>senmisinbanakiyan: Ailecek salaklık diz boyu amk

 

 

>>oykulys: Yalnız abi, annem amk ne demek onu da biliyo Elvan öğretti

 

 

>>senmisinbanakiyan: HASSSS

 

 

oyuncakciadam: ŞAKA GİBİ AŞIRI KOMİK BUNLAR KGFOLDÖFVBOLGFRDOFCPV

 

 

gizemlibikiz: YA SİZ SAKA MİSİNİZ GULMEKTEN YERE YİGİLİCAM

 

 

thvrely: Nah çekmek, bir hakarettir. TCK 125. maddeye göre 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası ile karşı karşıya kalabilirsiniz.

 

 

>>senmisinbanakiyan: Of Arya bi sus be kızım

 

 

turkcebiliom: BUNLAR ASİRİ SAFE PLACE HİSSETTİRİYO

 

 

>>orasibanauzak: Safe place ne demek ki

 

 

>>turkcebiliom: Güvenli bir yer demek askim

 

 

okulagittimgeldim: YA BUNLAR SAKA Mİ odfgkmrkeodpclvgf

 

 

olduhocambaska: PUHAAHAHAHAHAHA

 

 

 

 

goncaozdmr: Kendime yeni koca buldum

 

 

876.234 beğeni, 12.493

 

 

amaolsun: YA BEN SENİ BARLASLA SHİPLİYODUM

 

 

senmisinbanakiyan: YA AMA HAKSIZLIK BU

 

 

>>goncaozdmr: ARYAYLA KALP YAPIP FOTO ATMICAKTIN O ZAMAN GOT

 

 

(Bu kısmı anlamayanlar, Bubble Tea adlı kitabımın ikinci bölümüne bakıp olayı kavrayabilirler çünkü orada Gonca ile Barlas başrol.)

 

 

aldimverdimbenseniyendim: NE NE NE HANİMİS BARLAS

 

 

yerlermiyemezler: E hani cocugun surati yok

 

 

sormadurumleyla: BENCE YAKİSİRLAARR

 

 

 

 

oykulys: Gonca'nın kediyi çaldım MVFDOSKDCMVKFD

 

 

987.234 beğeni, 4.292 yorum

 

 

goncaozdmr: FOTOĞRAFI BEN CEKTİM AMA VKFLVFOFÖKEP

 

 

yoksunsenkizim: KEDİ COK DATLUUU

 

 

thvrely: Her fotoğrafta somurtmak nedir?

 

 

>>oykulys: SANA NE YA KİMSİN SEN SANKİ

 

 

>>thvrely: Arda seni terk etsin de gör 😘

 

 

>>fuertelindo: Zei'm yapar mı yapar 😼😼

 

 

amaolmazki: AY COK TATLİLAR

 

 

senmisinbanakiyan: O KEDİYİ BEN ALDİM AMK SURME ELİNİ ONA

 

 

>>humadal: Kardesine saygili davran oglum

 

 

>>senmisinbanakiyan: Tamam anne

 

 

Olayların karıştığının farkındaydım. Zaten buraya gelirken bilerek o ortamı terk etmiştim çünkü biliyordum ki birileri yerinde rahat duramayacak, Mert'e saldıracaktı.

 

 

Mert suçsuz muydu, yoksa suçlu muydu bilmiyordum ama birazdan ya Arda, ya da ben bir suç veya günah işleyecektik, buna emindim.

 

 

Derin, titrek bir nefes alarak Arda'nın söylediği sözler üzerine gözlerine baktım. Ne diyeceğimi bilemediğimden susmayı tercih etmiştim.

 

 

Arda bana doğru yaklaştı. Nefesini yüzümde hissedene kadar bana yaklaştığı esnada, gözkapaklarımın ağırlaşmasını umursamadım ve gözlerimi kapattım.

 

 

Bu benim ilkimdi ve ben ilkimi ona verecek olmaktan gayet mutluydum. Eskiden başkalarına hissettiğim duygular bununla yarışamaz gibiydi, yarışamazdı da zaten.

 

 

Arda'yla tanışma hikâyemiz pek de hoş olmasa da şöyle bir bakıldığında güzel olarak adlandırılabilecek gibiydi.

 

 

Arda farklıydı. Etrafa yaydığı o auranın farkındaydı. Uzun boyunun ve ününün altında yatan şefkati görmüştüm ama bunun abi versiyonu dışında hiçbirini görememiştim.

 

 

Biz eskiden sevgiliyken de öyleydi aslında, Arda. Her zaman öyleydi. Bir abi gibi davranıyordu bana.

 

 

Bu şey hiçbir zaman kafamı kurcalamamıştı çünkü Arda hep böyleydi.

 

 

O belki benim öz abim değildi ama ona basit bir abi demek yetersiz kalırdı. Gonca'yı nasıl seviyorsa, beni de öyle sevmişti.

 

 

Şu âna kadar.

 

 

Arda'nın dudaklarının yumuşak baskısını dudaklarımın üzerinde hissettiğimde, kalbimin atış hızını ve delicesine öten saatimi umursamadım ve kendimi anın büyüsüne kaptırdım.

 

 

Kitaplarda okuduğumdan da güzeldi aslında bu duygu. Farklı bir evrene kucak açmış gibiydim.

 

 

Eskiden yolun ortasında öpüşen insanları gördüğümde şoka uğrar, neden yolun ortasında bunu yaptıklarını sorgulardım ama şimdi bunu çok daha iyi anlıyordum.

 

 

O kişiyle olduğunuz zaman etrafınızda kim olursa olsun, etraftan soyutlanıyordunuz. Ben de şu an öyle hissediyordum.

 

 

Arda'nın eli belimi kavradı ve beni kendine doğru çekti.

 

 

Hava karanlıktı ama benim dünyam, bu dünyayı aydınlatabilecek derecedeydi.

 

 

Kalbimin hızını kontrol edemiyordum.

 

 

Arda istemeyerek de olsa yavaşça geri çekilip dudaklarını alnıma bastırdı. Bu bir nevi söz gibiydi, senden asla ayrılmayacağım sözü gibi.

 

 

Biraz soluklanmaya başladım. Bu duygu gerçekten de çok farklıydı, bambaşka hissettiriyordu.

 

 

Arda'yla gözlerimiz buluştu. Az önceki sarhoşluğun izlerini taşısam da artık kendimdeydim, utanma zamanlarıma geçiş yapmıştım resmen.

 

 

"Daha önceden hep geri çekiliyordun," dedim, güldü. Eskiden emin mi olamıyordu? Bilmiyordum.

 

 

"Evet. Gözlerindeki kararsızlığı hissedince geri çekiliyordum."

 

 

Kim kararsızmış? Ben mi?

 

 

"Atma, Arda," diye mırıldandım ama haksız da sayılmazdı. Bu tarz anlara hiç alışık olmadığımdan garipsiyordum ve bu bir kararsızlık gibi duruyordu.

 

 

Derin bir nefes alıp onun hoş kokusunu çektim içime. Saatlerce böyle durup onu seyredebilirdim sanırım.

 

 

Gözlerimiz buluştu. Arda bana gülümsediğinde, ben de güldüm. Saçlarına ne olmuştu? Dağılmış mıydı?

 

 

Vay canına. Selam, parmaklarım.

 

 

Arda yanağıma ufak bir öpücük kondurup geri çekildiğinde dudağımı büzmemek için kendimi zor tuttum. Arda ayağa kalktığında, ben de mecburen ayağa kalkıp Arda'nın yanına doğru adımladım.

 

 

Arda'nın elini tutmak konusunda kararsızdım. Sahte sevgiliydik. Beni öpmüş olması sevgili olduğumuz gibi bir şeyi bana düşündüremezdi.

 

 

Onunla bu konu hakkında konuşmak istiyordum ama şu anda konuşacak gibi değildim. Hem utangaçtım, hem de Arda'nın suratına bakacak cesaretim bile yoktu.

 

 

En basitinden Arda'nın koluna girdikten sonra derin bir nefes alarak sadece önüme döndüm. Arda da çıtını çıkartmayıp bana uyum sağlayarak benimle birlikte yürümeye başladı.

 

 

Nihayet bizim evin önüne geldiğimizde, derin bir nefes alarak Arda'ya döndüm ve kolumu kolundan çektim. Yanağına ufak bir buse kondurup geri çekildikten sonra gülümseyerek, "Görüşürüz," dedim.

 

 

Arda da gülümsedi ve bana el salladı. "Üşüme hadi, gir içeri."

 

 

Gülerek başımı salladıktan sonra içeri girip kapıyı kapattım. Kapıya yaslanıp içime derin nefesler çektiğim esnada sonradan üzerimdeki ceketi fark ettim.

 

 

Hay aksi, ceketi vermeyi unutmuştum.

 

 

Boş vererek ceketi sonra ona geri vereceğimi kafamda bir yerlere not edip salona doğru baktım, daha kimsecikler yoktu evde.

 

 

Bunu fırsat bilerek hızlıca üst kata çıktıktan sonra Arda'nın ceketini katlayıp dolabıma özenle yerleştirdim. Ardındansa aynaya takıldı gözüm.

 

 

Vay be. Arda ve ben, biz mi olmuştuk şimdi?

 

 

Sanırım, evet.

 

 

Düşüncelerden hızlıca kurtulup üzerimdeki rahatsız elbiseyi çıkarttıktan sonra sıcak bir banyoya girerek kendimi küvetin kollarına attım. Sıcak su içimi ısıtırken gözlerim on-on beş dakika önce yaşanmış anlara gidip geliyordu.

 

 

Arda beni öpmüştü.

 

 

Arda'dan.

 

 

İçimdeki sıkıntıyla birlikte hızlıca eve girip üst kata çıktım. Kafam karman çormandı.

 

 

Öykü'nün evde oldukça mutlu olduğunu biliyordum. Bu öpücükten sonra mutlu olmamak imkânsızdı ama ben, Öykü'yü öptükten sonra pişman olmuştum.

 

 

Onu öptükten sonra anlatacaklarım iyice zorlaşacaktı, bunu ben de biliyordum ama iş işten geçmişti bile.

 

 

-*-

 

 

Kestiikkk! Bölümü nasıl buldunuz?

 

 

Salak Arda GREODKMVGKFREDLDÖCVLF

 

 

Öpücükten sonra we don't talk anymore gelecek demiştim size.

 

 

Sizce Arda, Öykü'den ne gizliyor?

 

 

Tahminlerinizi bekliyorum. Bu sefer de sınır yok, zaten bölümleri kafama göre yolluyorum.

 

 

Öyleyse, geçen bölüm bilerek yapmasam da bu kez diyeceğim.

 

 

İyi günler dilerim, meleklerim.

Bölüm : 10.02.2025 16:07 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...