30. Bölüm

•30•

Zei
thvrely

 

 

oykulys: Sonlara yaklaştık.

 

 

980.202 beğeni, 34.930 yorum.

 

 

begeniatalim: bu kizla arda ayrilmis mi oha

 

 

arasseverlerdernegi: ARAS İLE NE ZMAAN BARİSCAKSİNİZZ

 

 

thvrely: senin sonuna yaklaştık gibi ama

 

 

askmezarindakaybolduk: NE NE NE OYKUYLE ARDA AYRİLMİS Mİ

 

 

 

 

kubrasakays: flaş patlayınca dedim noluyo

 

 

765.393 beğeni, 4.490 yorum.

 

 

cagatayozdmr: DGGJKFODKFGO

 

 

elvanblys: o flaşları ben patlatmış olabilirim ODKFMBKGOF

 

 

terlialni: oha cok yakisiyolar

 

 

>>barlasalcm: ilk defa bir dişiye yavşamadın vaov

 

 

>>terlialni: oo beni hatirladin mi kocumm

 

 

 

 

elvanblys: 📷

 

 

876.494 beğeni, 44.590 yorum.

 

 

barlasalcm: AY MERTİN O GÖZLERİNİ OYUCAM DUDAĞINA BAKIYO

 

 

>>thvrely: MERT MASUM DİYORUM GERİ ZEKALI MA-SUM

 

 

timelimay: ASİRİ DERECE YAKİSİYOLAR

 

 

reyyan_25: MERTİN BAKİSLARRİİİ >>>>>>>>

 

 

okulcigisi: ELVAN COK GUZELL

 

 

hellbious: HELELELELELE

 

 

yazmakicinyaz: SU İCMEYİ UNUTMAYİNN

 

 

>>orucluimanboy: ORUCLUYUZ ORUCLU

 

 

kelimeleryetmedi: elvan nedense cok itici geliyo bana

 

 

ardaozdmr: BIRAKSANA ŞUNU YA

 

 

imkansizgibi: bu aşk imkansızdı ama oldu

 

 

Yıllar öncesi.

 

 

İlahi Bakış Açısı.

 

 

"Bir kadın gelir, değiştirir seni."

 

 

"Alıştığın o sert, kararlı şeklini."

 

 

Genç kadın, açtığı şarkının kulaklarına dolmasını bekledi. Bu şarkı favori şarkısıydı. Hamileyken hep dinlerdi.

 

 

Sonra, bir gün bir şey yaşanmıştı. O gün, bebeğini kaybetmesine sebep olmuştu. Artık, o minik bebek yoktu.

 

 

Kadın, açtığı şarkıyla birlikte gözyaşlarını tutamadı. Bu şarkı, onun gözlerinin dolmasını sağlıyordu şimdi. Hatta, ağlamasına sebep veriyordu.

 

 

Normalde eskiden dinlerken gülümserdi. En sevdiği şarkıydı. Şimdi ise açarken de, duyduğunda da bir titreme esiri oluyordu kadın.

 

 

Adı Hüma'ydı. Cennet kuşu, talih kuşu anlamlarına gelirdi ismi. İsmi talihlerle bağlantılı olsa da, yaşadıkları acıydı kadının.

 

 

İsmini yansıtamadığını düşünüyordu.

 

 

"Anne!" Oğlu Barlas, elindeki papatyayla birlikte mutfağa girdi ve annesini görünce yüzü düştü. Annesi neden ağlıyordu? Bir şey mi olmuştu yoksa?

 

 

Kadın, hızlıca gözyaşlarını silip oğluna gülümsedi. Barlas, bir şeyler olduğunu sezmişti ama sustu. Henüz beş yaşındaydı, birçok şeyi anlayabiliyordu fakat.

 

 

Annesinin de bir şeye üzüldüğünü anlamıştı.

 

 

Bozuntuya vermedi. Yine gülümsedi ve elindeki çiçekle birlikte annesine doğru adımladı. Bakışları, annesinin karnına düştü ve gülüşü büyüdü. "Kardeşime papatya getirdim."

 

 

Hüma, gülümsemeye çalıştı ama ağlayacağını biliyordu. Bu yüzden oğluna baktı. "Papatya mı?"

 

 

Barlas, annesini başıyla onayladı. "Papatya. Anne, bebek kız olursa adını Papatya koyalım mı?"

 

 

Hüma, ağlayışını daha fazla tutamadı ve ağlamaya başladı. Barlas anlamıyordu annesinin bu tavrını ama üzülmesin diye papatyayı bir kenara bırakıp sarılabildiği kadar annesine sarıldı. Kolları, annesinin vücudunu sarmalayamıyordu tabii ki.

 

 

"Ne oldu," diye sormadı Barlas. Sadece annesine sarıldı.

 

 

Hüma, o gün daha da hüzünlendi. O günü bir daha asla unutamayacaktı, bunu biliyordu.

 

 

/*/*/*

 

 

Bundan altı ay sonra...

 

 

Hüma, kucağındaki bebeğe baktı ve gülümsedi. Belki öz kızı değildi bu bebek ama yine de bir candı.

 

 

Hamileliğinde bebeği düşürmesinin üzerine, çocukların haberi olmadan yetimhaneden bir çocuk sahiplenmişlerdi. Bunu kimse bilmiyordu. Söylemeyeceklerdi de kimseye.

 

 

Aradan çok zaman geçmemişti aslında. Kucaklarındaki üç yaşındaki Elvan, onlara göre dünya tatlısı bir bebekti. Elbette ki öyleydi.

 

 

Bebek denmeye bir şahit istenirdi ama bebekti ona göre. Onun bebeğiydi.

 

 

Hüma'nın kocası İshak, sabırsız bir ifadeyle içeriye girdi ve Hüma'ya baktı. "Bizden kimse sarışın değil ve bu bebek sarışın. Herkes şüpheleniyor artık. Ne diyeceğiz?"

 

 

Hüma omuz silkti. "Babaannem sarışındı. Ona çekmiş deriz."

 

 

İshak, oflayarak karısının yanına oturdu ve bebeği sevdi.

 

 

Onlar bu konuşmayı yaparken, Öykü de koltuğun altına kaçırdığı oyuncağını almaya çalışıyordu. O salondaydı, annesiyle babası da teras benzeri yerdeydi. Bu yüzden de Öykü'yü görmemişlerdi fakat Öykü hem onları görebiliyor, hem de duyuyordu.

 

 

"Onu da geçtim, bu ileride anlaşılacak. O zaman ne diyeceğiz çocuklara?"

 

 

Öykü, ondan ve abisinden söz edildiğini anladığı gibi oyuncağını sıkı sıkı tutup annesiyle babasına baktı. Konuşmayı merak ettiğinden sustu ve babasının devam etmesini bekledi.

 

 

"Kardeşlerinin aslında üvey kardeşleri olduğunu öğrendiklerinde çok üzülecekler."

 

 

Öykü, bundan hiçbir şey anlamamıştı ama biraz daha dinlemeye karar verdi. Anlayana kadar burada dururdu.

 

 

"Öğreneceklerini sanmıyorum." Hüma, omuz silkerek konuştuğunda İshak homurdandı.

 

 

"Öykü Elvan'a çok bağlı. Sonuçta o bir kardeş istiyordu, Elvan doğunca da onun dibinden ayrılmadı. Ona karşı çok korumacı. Bu gerçeği öğrendiğinde ne kadar çok sarsılacak, bilmiyor musun?"

 

 

Bu sorular Hüma'nın da içini kemiriyordu ama bir şey demedi. Rahatmış gibi bir izlenim vermeye çalışıyordu, çünkü bu konu canını sıkıyordu.

 

 

Öykü, bütün bunları o gün anlamadı.

 

 

Ama ileriki zamanlarda bu konuşmalar aklına çok takıldı.

 

 

Nihayetinde, "üvey" kelimesinin anlamını öğrendi ve aynı babasının dediği gibi; öyle denli sarsıldı ki, sebebini kimse anlayamadı.

 

 

-*-

 

 

Kestiikk! Bölümü nasıl buldunuz?

 

 

Sonraki bölüm tam olarak 31. bölüm. Sizce, sonraki bölümde neler olacak?

 

 

Kitap sizce nasıl bitecek? Mutlu mu, mutsuz mu?

 

 

Öyleyse,

 

 

İyi günler dilerim, meleklerim.

Bölüm : 10.03.2025 17:03 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...