8. Bölüm

•8•

Zei
thvrely

 

 

oykulys: Güne su içerek başlayın -soğuk olsun mis mis

 

 

34.373 beğeni, 1.229 yorum

 

 

cicilisis: Cadı tırnaklarıııı

 

 

kubrasakys: Gonca'nın attığı diss peki ddpslxokdo

 

 

sscici: AY SEN ŞAKA MUSUN COK GUZELSİN

 

 

askimlsv: ÇOK guzle tirnaklarin var askm

 

 

ciceblohastaolmusagliyo: Hocam Elif ağlıyor (tırnakları kısa ve kötü)

 

 

elvanblys: Ablam yine mantıklı konuştu

 

 

ardaozdmr: Benim yıldızımsın, ciddiyim.

 

 

askoloolo: Oha * bu şeye uzun basınca ★ bu cikiyomus

 

 

>>vivivilfodod: Yeni mi öğrendin cidden fşelpdldp

 

 

askikimdk: Bu kızın bu kadar güzel olması saka mı

 

 

oykufanii: YAA LÜTFEN OKULDA BİR GECE GECİRİİNNN

 

 

>> oykulys: YAPICAMM DEDİM YAAA

 

 

 

 

goncaozdmr: Ben su içmek yerine kafamı suya sokuyorum, olur mu?

 

72.382 beğeni, 1.028 yorum

 

 

oykulys: SEN VAR YA SEN PDLSODDKSOSK

 

 

ohacokguzel: OHA COK GUZELSİN MUCK MUCK

 

 

senmisinbanakiyan: Kafanı suya sokacağına kollarıma sokul güzelim ;)

 

 

sisisikuj: OHA OHA BARLASİN GONCAYA DEDİGİNİ GORDUNUZ MUU??!!!

 

 

>>tarihsevmez: GORDUM SAKA GİBİYDİ COK DATLULAARRR

 

 

askimkims: YİNE YAKIYORSUN KIZIM

 

 

kubrasakys: Ya sen, ben, Ceren, Öykü, Elvan falan cok iyi arkadas olurduk

 

 

>>cerenlendiniizz: Arkadaşız zaten yaaa

 

 

>>goncaozdmr: Birlikte gezmiyoruz ama arkadaşız değil mii

 

 

>>oykulys: Niye bugün herkes kelimeleri uzatıyoo

 

 

cagatayozdmr: Canım kardeşim yine aklınca komiklik yapıyor pdslxoskxo

 

 

 

 

elvanblys: Biri kafasını suya sokar, diğeri de soğuk su içer... aralarında en akıllıları benim cidden şdeldldod

 

 

43.127 beğeni, 329 yorum

 

 

cagatayozdmr: Cidden dpksosodı

 

 

ardaozdmr: Şimdi sen benim baldızım oluyorsun değil mi?

 

 

oykulys: Ayıp ablaya öyle denir mi?

 

 

"Sen iyi misin?" Arda'nın sıcak parmakları bileğime sarılırken, titrek bir nefes çektim içime. "İyiyim. Sadece aklıma bir şey takıldı."

 


Yemekler yenmişti. Çağatay ile Elvan mevzusu aklımdan çıkmıyordu ama bir şeyi de belli etmiyordum. Sadece dalgındım. Dalgınlığımdan da bir sonuca varamazlardı zaten.

 


Annemler terasta oturup konuşurlarken, biz ise salondaydık. Ben, abim, kardeşim, Çağatay abi, Gonca, Arda... Hepimiz buradaydık. Benim dışımda herkes de neşeli görünüyordu.

 


Tabii kardeşim de benim gibi dalgındı ama bunu dışarıya asla göstermiyordu. Ben ise fark etmeden dışarıya dalgın olduğumu fazlasıyla belli ediyordum.

 


Abim Çağatay abiye bir şeyler söyledi ve hemen ardından bizim olduğumuz yere dönüp el çırptı. "Evet, gençler! Şimdi sizlerle oldukça klişe ama bir o kadar da heyecanlı olan bir oyunu oynayacağız. Kesin tahmin ediyorsunuzdur."

 


Gonca gülerek başını salladı. "Kesinlikle. Muhtemelen bu doğruluk mu cesaret mi oyunudur. Artık her yerde göre göre fenalık geçirme raddesine geldim ama oynaması güzel oluyor."

 


Abim çapkınca sırıttı. Gonca ile aralarındaki çekimi inkar etmek imkansızdı ama onlar inkar ediyorlardı. Muhtemelen ikisi de farkındalardı.

 


"Evet, Gonca doğru tahmin etti. Oyunumuz doğruluk mu cesaret mi oyunu. Bence gayet eğlenceli olacak."

 


Abim yarısı dolu pet şişeyi ortamıza koydu. Fark etmeden yerde bir daire oluşturmuştuk aslında. Muhtemelen oyunun abimin aklına gelmesinin sebebi de buydu.

 


"Şimdi, gelelim asıl heyecana. Çiftler niye yan yana oturuyor? Biriniz şu ikiliyi ayırın."

 


Çağatay abi gülerek bana ve Arda'ya baktı. "Size söylüyor." Arda da güldü ama o da en az benim kadar keyifsizdi. Ne olmuştu bu çocuğa?

 


"Nereye geçeceğiz o zaman?" diye sordum dalgınlığımdan biraz olsun sıyrılarak. Abim homurdandı. "Onu da ben mi bulacağım Öykü? Geç işte bir yere."

 


Abim de bugünlerde deliriyordu herhalde.

 


Arda bana döndü. "Karşının hemen yan tarafına geçeceğim. Muhtemelen anlamadın ama her neyse. Abinin yanındayım, tamam mı güzelim?"

 


Bismillahirrahmanirrahim. O güzelim mi dedi bana az önce?

 

"Tamam," diye mırıldandım. Gözlerim gözlerine kilitlenmişti resmen. Salak mıydım ben? Önüme dönmeliydim artık.

 


Arda bu bakışma işini ayağa kalkarak sonlandırdı. Ben de hızlıca toparlanıp önüme döndüm.

 


Nihayet herkes kurulduğunda, abim elindeki pet şişeyi döndürdü. Şişenin kapağı Gonca'ya, şişenin alt kısmı da abime gelmişti.

 


Abim kafasını arkaya atıp büyük bir kahkaha patlattı. "Aha! Şişenin götü bana geldi!" Abimin "şişenin götü" deyişine gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Abim cidden iyi değildi ama aynı zamanda da komikti de.

 


Gonca somurtarak, "Doğruluk mu cesaret mi?" diye o dillere destan soruyu sordu. Abim göğsünü kabarttı, duruşunu düzeltti ve Gonca'nın sorusunu "Cesaret," diye cevapladı.

 


Gonca'nın suratını sinsi bir gülümseme kapladığında, abimin nanay olacağını anladım. Gonca'nın hayal gücü fenaydı.

 


"Telefonunu vereceksin, sonra da Instagram dm kutuna bakacağım." Gözlerim faltaşı gibi olurken, herkesin dudaklarından bir "Ooo," sesi çıktı. Gonca yine yapmıştı yapacağını.

 


Abim çapkınca göz kırptı Gonca'ya. "Tabii. Sonuçta sonraki senelerde bu kontrolleri sık sık yapacaksın, şimdiden bir antreman olur ikimiz için."

 


Abim deliydi. Gerçekten deliydi. Gonca ile evlenmeyi mi düşünüyordu bilmiyordum ama kesinlikle bir şeyler vardı bunlarda.

 


Abim gayet rahat bir tavırla telefonunu çıkarttı ve Gonca'ya uzattı. Gonca abimin telefonunu alıp cebine koyduktan sonra rahatça arkasına yaslanıp bize göz attı.

 


"Buna sonra bakacağım. Şimdi de devam edelim oynamaya yoksa iki saat dm kutusunu kurcalamam gerekir." Hepimizden onaylayan mırıltılar çıkınca, abim bir kez daha çevirdi pet şişeyi.

 


Şişenin kapağı Çağatay abide, şişenin alt kısmı ise Arda'da durmuştu. Vay. Abi-kardeş döküleceklerdi desenize.

 


Yani, Arda dökülecekti.

 


"Doğruluk mu cesaret mi?" Arda bana baktı ve göz kırptı. Ardındansa, "Cesaret." dedi.

 


Çağatay abi keyifle arkasındaki koltuğa yaslanırken, ben tedirgindim. Ne olacaktı şimdi? Çağatay abi de abuk subuk şeyler buluyordu.

 


"Hmm. Öpücük saçmalıklarına girmeyeceğim. Arda, şimdi senden isteyeceğim şeye hazır ol."

 


Çağatay abi gizem yaratırcasına sırıttı ve birkaç saniye bekledi. Sonra o saniyeler uzadıkça uzadı.

 


O süre zarfında da gözüm halıya takıldı. Halı desensizdi. Ayrıca beyazdı. Bir şeyler dökersek ne olacaktı? Doğru ya! Abim vişne suyu hayranıydı. Şimdi salak gibi gidip sakarlığı tutsa ne olacaktı?

 


Muhtemelen halı batacaktı ve annem de elinde terlikle abimi koşturtacaktı. Elbette annemin topuklu terlikleri meşhurdu. Elindeki terlik sağlam topuklu bir terlik olacaktı.

 


Sonra da terlik abimin kafasına gelecekti ve bom! Abim hastanede olacaktı. Sonra da Gonca koşarak hastaneye, abimin yanına gelecekti ve başında ağlayacaktı. Sonrasında da abim uyanacaktı ve birbirlerine ilan-ı aşk edeceklerdi.

 


Zaten Gonca reşitti. Abim de reşitti. İlişkileri büyüyecekti, bir yıl geçecekti ve nişanlanacaklardı. Sonra da bir bakacaktık Gonca ile abim evlenmiş olacaklardı!

 


Oha. Biz şu anda Arda ile sevgili rolü yapıyoruz. Böyle olunca da akraba olacağız. Ay, bittim ben! Sonraki senelerde nasıl suratımıza bakacağız biz? Rezillik!

 


Suratımı acıyla buruşturdum. Gerçekten inanılmazdı ama cidden, konu nereden nereye gelmişti? En son Çağatay abinin konuşmasını bekliyorduk. Suyu çıkmıştı bu işin.

 


O değil de... halıdaki vişne suyu nasıl çıkacaktı harbi? Halı Allah bilir kaç bin dolarlıktı. Boşa gitmişti halı.

 


"Bulamadım hiçbir şey. O zaman git su iç, Arda." Çağatay abinin sözleriyle birlikte herkes ona döndü ve kısa süre sonra herkes kahkaha attı. Gerçekten de şaka gibiydi! Ben burada saçma sapan bir şeyler uydurmuştum!

 


Arda oflayarak ayağa kalktıktan sonra mutfak bölümüne gitti. İki su bardağı alıp içine su doldurduğunda, kaşlarım çatıldı. O ikinci su niyeydi?

 


Arda elindeki su bardaklarıyla yanımıza geldi ve bir su bardağını da bana verdi. Şaşkındım. Niye bana vermişti bu su bardağını?

 


"Sana da getirdim. Sanırım birazdan oldukça susayacaksın."

 

 

-*-

 

 

Kestiikkk! Bölüm nasıldı? Her ne kadar doğruluk mu cesaret mi klişe bir oyun olsa da, bence her kitapta olmalı.

 

 

Bu bölümün devamını da sınırlar dolunca atacağım. Sonuçta sınavlarım bitti, rahatım sdfghjk

 

 

Her neyse. Kitap hakkında caps, alıntı gibi içerikler için Instagram hesabım: cherry_luluws

 

 

Bunun yanı sıra, oldukça aktif olduğum ve oradan da gelişmeleri paylaştığım WhatsApp kanalımın linkine biyografimden ulaşabilirsiniz. Linki bir kağıda yazdıktan sonra WhatsApp'tan mesaj olarak kendinize atabilirsiniz, böylece de hesabı bulursunuz.

 

 

Tabii onun yanı sıra bana Instagram'dan yazarsanız size linki atabilirim, öyle doğrudan girilebiliyor hesaba. Eğer gelirseniz çok mutlu olurum çünkü orada 22 (benimle birlikte 23) kişi olmamıza rağmen doğru düzgün kimse emoji atmıyor attıklarımaaa

 

 

Kanala ulaşamayanlarınız oluyormuş, o neden oluyor bilmiyorum maalesef. Ama yine de şansınızı deneyin derim.

 

 

Şimdi ise gelelim sınırlarımıza.

 

 

Oy Sınırı: 45

Yorum Sınırı: 50

 

 

Eveett, inanıyorum size, dolacak bu sınırlar. Şimdi ise kaçıyorum.

 

 

İyi akşamlar dilerim, meleklerim.

 

 

Bölüm : 08.01.2025 18:34 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...