6. Bölüm

''Senin burada ne işin var?'' dedi Otçu fakat adının Sakusa olduğunu bildiğim Kıvırcık velet (Evet aynı yaşta olsak bile ona velet dememe bir engel yok) onu susturdu. ''Çık dışarı'' dedi sert bir tonda. ''Nedenmiş? Burası bir tek senin odan mı?'' dedi. Üzerime geldi ''Ben istersem evet. Hadi oyalama bizi'' daha ağızımı bile açmamışken kolumdan tutuğu gibi dışarı çıkarttı ve kapıyı yüzüme kapattı. Ne olduğunu anlamamıştım. Aman sanki yicez.

Söylene söylene kapıda bekledim. Yarım saatin ardından kapı açıldı ve otçuyla Sakusa dışarı çıktı. Otçu sırıtarak elini bana doğru uzattı ''İkizine benden selam söyle. Ayrıca adım Suna Rintarou'' dedi ve gitti. Hiç bir şey demeden odaya girdim ve pijamalarımı(Aklınıza saçma sapan şeyler gelmesin, uzun pijama) alıp banyoya gittim. Üzerimi değiştirdikten üzerimdekileri kirliye atıp odaya girdim. Sakusa yatağında oturmuş, 'Suç ve Ceza' okuyordu. Onu umursamadan yatağıma girdim ve uykuya daldım.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Saat 6'da çanlar çalmaya başladığında uyanmam gerektiğini anladım. Yatağımdan topladıktan sonra okul kıyafetlerini alıp tualete girdim. Üzerimi değiştirip bakımımıda yaptıktan sonra odadan çıktım. Kızlar ile buluşup kahvaltıya gittik. Dün zorla kaldırıldığımız masanın yanına oturduk ve yemeklerimizi yemeye başladık.

Oikawa ''Ay kızlar dün ki çocuk vardı ya?'' dedi. Osamu ''Hangisi? Otçu olan mı?'' dediğinde Suna'nın dün akşam bana dediği şey aklıma geldi ''He o otçu denen çocuk sana selam söyledi'' dedim soğuk bir sesle ''Seni nerden tanıyor?''

''Nerden bileyim ben?''

''Tamam sabah sabah tartışmayın '' dedi Yamaguchi. Bir şey demelerini beklemeden masadan kalktım ''Size afiyet olsun ben biraz okulu gezeceğim'' dedim gülümseyerek.

Umarım kardeşime bulaşmaz. Sıkıyorsa bulaşsın benim bir şey yapmama gerek kalmadan bizimkiler halleder.

''ATSUMU?'' Bir dakika? BU SES! ''Yaguçhi? Senin ne işin var burada?'' kollarını belime doladı ve bir süre böyle kaldık ''Sana bir şey olacak diye çok korktum'' dedi yüzümü elleri arasına aldı ''Her şey düzelecek merak etme. Ben bir şekilde her şeyi düzelteceğim'' dedi

''Demek öyle Kenji? Bunu bana da söylemiştin'' dedi arkamdan gelen bir ses. Ah hayır ''Senin ne işin var burada Sakusa. Git başkalarını zorbala'' dedim. ''Sana gelmedim zaten'' dedi yüzünü buruşturarak. Yaguçi korkmuş bir ses tonuyla ''Sen nereden çıktın?'' diyerek belimi daha çok sıktı.

''Eski arkadaşını özlemedin mi?'' dedi maskesinin altından sırıtarak. ''Miya'' ona döndüm ''Git biz kenji ile bir şey konuşacağız'' dedi.

Bir kaç adım öne çıktım ''Nedenmiş? Belki ben gittikten sonra ona zarar vereceksin.'' dedim ''Emin ol bunu yapmak isteseydim zaten şimdiye kadar yapardım '' beni süzdü ''Hadi Atsumu. Sen git ben geri gelirim'' dedi.

İstemeyerek de olsa oradan uzaklaştım ama gitmedim gizlice onları dinlemeye başladım ve cebimdeki ses dinleme cihazını açtım.

''Görüşmeyeli nasılsın? Bakıyorum da hala hedefine ulaşamamışsın'' dedi Sakusa

''Bu seni ilgilendirmez Sakusa!''

''Neden? Eskiden bir birimizden hiç bir şey saklamayacağımıza söz vermiştik. Unuttun mu?''

''Unutmadım tabii ki de. Ayrıca hedefime ulaşmama az kaldı bana çok güveniyor.'' dedi sesi gittikçe bana doğru yaklaşıyordu. ''Peki'' dedi ve arkasını döndü ''Babana selam söyle'' dedi ve gitti.

Hemen ayağa kalkıp koşmaya başladım. Aklım çok karışmıştı. Hedefleri kimdi ? Kim Yaguçi'ye güveniyor? En önemlisi bu işin içinde ailesi de var ve bu Sakusa denen kişiyle ne alakaları var?

Zilin çaldığını duydum ve sınıfıma doğru gittim. Cam kenarına oturdum. Bu sınıfta olan herkes kızdı bildiğim kadarıyla başka sınıflardan bazen ortka derslerimiz olacakmış.

Sınıfa öğretmen girdi ve herkes sustu ''Merhabalar çocuklar yeni okul yılında sizinle beraber nezaket derslerini işleyeceğiz. Benim adım Aoi'' dedi ''Sorusu olan var mı?'' dedi kadın büyük bir şefkatle. Elimi kaldırdım ''Neden bizi yaka paça bu okula getirdiler?'' dedim. Kadının yüzündeki gülümseme durdu ''Bunun cevabını size veremem fakat ailenizin haberi var'' dedi. ''Başka sorunuz yoksa hepiniz kendinizi tanıtın'' dedi ve sandalyesine oturdu.

Herkesle tanıştıktan sonra derse geçti Aoi-sensei. Klasik toplum içinde ne yapmalıyız, ne yapmamalıyız vb. şeyler en sonu da ders bitmişti.

Osamu'nun sınıfına girdiğimde gördüğüm şeyle şok oldum. Otçu ikizime bulaşıyordu.

''Bana bak prens falan dinlemem dalarım.'' dedi Osamu

''Hımm dalarsan ne olur biliyor musun?'' dedi ve kulağına eğilip bir şeyler fısıldadı. Ne dediyse Osamu'nun gözleri dolmaya başladı. Daha fazla dayanamadım ve otçunun saçlarından tuttum ve yere düşmesine sebep oldum.

''BANA BAK BİR DAHA KARDEŞİME YAKLAŞIRSAN SENİ TANINMAZ HALE GETİRİRİM!!'' yere yatırarak yüzünü yumruklamaya başladım. Üçüncü yumrukta elimi tuttu ve sırıttı ''Bizde boş değiliz.'' dedi ve beni üzerinden attı. Osamu beni tuttu fakat ben çırpınıyordum ''BIRAK BENİ SAMU! BU HERİF DERSİNİ ALMALI''

Benim bir şey dememe kalmadan Suna yüzüme bir yumruk geçirdi. Sinirle geriye çekildim e bende tekem attım. Koluma dokunan elle irkildim ''Tsumu hadi gidelim. Bu otçu için değmez'' dedi ve beni oradan uzaklaştırdı.

Osamu Miya Pov:

Teneffüs zili çaldığı zaman Tsumu'nun yanına gitmek için ayaklandım. ''Nereye prenses?'' dedi otçu beni sırama geri koydu. ''Ne istiyorsun?''

''Seni.'' dedi yüzüme yaklaşırken , elimle onu ittirdim ''Dalga geçiyorum prenses. Benim için çalışacaksın'' kaşlarımı hilal şeklini aldı ''Nedenmiş''

''çünkü ben öyle istiyorum'' dedi sırıtarak ''Bana bak prens falan dinlemem dalarım'' dedim. ''Hımm dalarsan ne olur biliyor musun?'' dedi ve kulağıma ''Aileni özellikle ikizine eziyet ederim. Unutma ben istediğim her şeyi yapabilirim, ben bir prensim . Onlar ölene kadar eziyetlerime devam ederim'' dediği gibi gözlerim doldu.

Hayır böyle bir şey yapamaz . Sonra Tsumu gelip Suna'ya saldırmaya başladı bağırıyordu fakat ne dediğini bile duymuyordum tek odaklandığım şey Suna'nın ela gözleriydi. Tsumu onu yumruklarken Suna, onu durdurmamı istedi . Hem kendi kardeşim için hemde kendim için onu durdurdum ve onları ayırdım.

Atsumu Miya Pov:

''Erkeklerden nefret ediyorum hepsi kendini bir bok sanıyor'' dedim sinirle. Samu kolunu omzuma attı ''Tsumu. Ben sanırım işimize yarayacak bir şey öğrendim.'' dediğinde full fokus Samu'ya odaklandım.

''Ne öğrendin''

''Buradaki erkeklerin hepsi ya prens, ya soylu aileden yada yakuza ailelerinden geliyorlarmış. Bu yüzden çok el üstünde tutuyorlarmış'' dedi

''Nasıl yani burası özel bir okul gibi bir şey o zaman. Bizim ne işimiz var o zaman?''

''Bizi...'' dedi ve sustu canını sıkan bir şey vardı

''Söyle ne oldu 'Bizi' ne?'' dedim

''Kızların hepsini buradaki erkeklere eş veya hizmetçi olarak eğiteceklermiş.'' dedi üzgünlükle

''Ne hakla böyle bir şey yapabilirler!'' Diyerek yerimde durdum ''Tamam sakin ol. Kızlarla bunu konuşacağız zaten'' dedi ve önden gitmeye başladı.