
MERHABA CANLAR! BÖLÜM HAZIR OLDUĞU İÇİN ATMAK İSTEDİM 😊😊
OKULLARIN İKİNCİ DÖNEMİ BAŞLIYOR. OKULA GİDENLER İÇİN BAŞARI DOLU BİR DÖNEM DİLİYORUM. HER ŞEY GÖNLÜNÜZCE OLSUN 😊😊
BU BÖLÜMÜ YÜZÜMDE SIRITIŞLA YAZDIM DİYEBİLİRİM. NEDEN BİLMİYORUM AMA ÖYLE.
ARTIK SINIR KOYACAĞIM DEDİĞİM GİBİ. 21. BÖLÜMÜN GELMESİ İÇİN,
OKUNMA SINIRI: 40
OY SINIRI: 15
YORUM SINIRI:15
DOLDUĞU ZAMAN BÖLÜMÜ ATMIŞ OLACAĞIM. ÇOK YORMADAN SİZİ BÖLÜME ALAYIM EFENİM.
BOL BOL YORUM YAPMAYI UNUTMAYINNN❣️❣️❣️
…
Sert adımlarla bahçeye gidiyordu Safir. Gelen yeni erleri karşılama emri geldiğinden beri sıkıntı çekiyordu. Yaş ortalaması yirmi, yirmi beş bandında olunca bir de üstüne üstlük biraz bilgisiz olunca bazıları hiç çekilmez oluyordu.
Dışarıya çıktığında timden Atilla, Kuzey, Kaya ve Aykan’ı gelenlerin başında bulmuştu. İçinden ‘Ben bunlara satarım görevi.’ diye geçirdi o an. Yanlarına gittiğinde Aykan ve Kaya hariç diğer ikisi selam durdular.
“Rahat asker!” Eliyle çenesini sıvazlarken kısık gözlerle inceliyordu erleri. Aralarında yapılı olanlar da sıska olanlar da vardı. Fakat görünüşlerine göre değil de çevikliklerine göre gruplandırma yapacaktı.
“Asker! Boy sırasında dur!” Hepsi telaşla sıralanmaya çalışıyorlardı. Kuzey ve Atilla bıyık altından gülüyorlardı. Aykan ve Safir sert çehrelerini bozmamış olsalar da Kaya’nın yüzünde küçük bir tebessüm belirmişti.
İçinden ‘Bir dönem biz de böyleydik.’ diye geçirerek eskiyi yad etmişti. Hepsi az biraz sıralanınca beşi de ciddi hale geçip inceledi erleri.
“Hoş geldiniz asker!” Safir’in sert sesine karşılık hepsinden “Sağ ol!” cevabı geldi. “Otuz tur koşuya başla!” Askerlerin ilk antrenmanının başlangıcını yaptıktan sonra Kaya ve Aykan’a döndü.
“Gökhan albay bizim ilgilenmemizi istediğinde nedenini başta anlayamamıştım. Ama şimdi bir şeyler oturdu kafamda. “
“Nedir o oturan?”
“Nitelikli askerler yetişmesini istiyor. Biz de en iyi askerlerden oluşan bir tim olduğumuz için. Bu aslanları da bizim yetiştirmemizi istiyor, Kaya. “ sükunetle kafa salladı Kaya.
“Sen mi ilgileneceksin yoksa bölüşecek miyiz?” Kafa salladı Safir.
“Biz yetiştirecek olabiliriz. Fakat günümüzün çoğunu veremeyiz erlere. Bizim de çalışmamız ve hamlamamamız gerekiyor. O yüzden her gün birer ikişer saat birimiz eğitim verecek. “ biraz durduktan sonra Kuzey’e döndü.
“İlk gün sende Kuzey. Sonraki günleri aranızda halledin.” Aykan kaşlarını çattı
“Sen?”
“Ne ben?”
“Sen vermeyecek misin eğitim?”
“Cık! Vermeyeceğim. “
“Nedenmiş o?” Kollarını önünde bağlamıştı bu soruyu sorarken.
“Keyfim ve kahyası böyle istiyor Aykan. O yüzden ben eğitim vermeyeceğim. Ara sıra sizler çalıştırırken ben izleyip değerlendirme yaparım. “
“Lütfettin sağ ol!”
Kaya gülerek omzuna vurdu Aykan’ın “Birileri erlerden kaçmanın yolunu bulmuş. Diğeri de görevden caymaya çalışıyor. Yanlış mıyım?” Aykan tek kaşını kaldırarak baktı Kaya’ya “Biri yanlış biri doğru devrem. Ben görevden caymam. Ama bu denyo cayıyor.”
“Komutanınım ben senin. Düzgün konuş benimle Aykan Gümüş. “ sinirle güldü Aykan “Pabucumun komutanı.”
Atilla ve Kuzey komutanlarının atışmalarına bayıldığı için hiç kesmeden izliyorlardı ikisini. Kaya da hala alışmaya çalışıyordu.
“Aykan!”
“Heh söyle gülüm.” Kafasını sabır çekercesine eğdi Safir. Aykan ile her atışmasında sinirleri geriliyordu. Normalde olan sabrı sıfırlanıyordu sanki. Onu kendi silahıyla vurmaktan başka çaresi kalmamıştı.
“Sen Aylin’e ne zaman açıklayacaksın kendini?” Anında ciddileşti Aykan “Ne alaka şimdi bu Safir? Zamanı mıydı?”
“Neden? Böyle şeyin zamanı mı olurmuş? Gideceksin konuşacaksın. Bizi de germeyeceksin. “ Safir’in vurduğu silahla Aykan da Safir’i vurdu bu sefer.
“Aynı senin yaptığın gibi mi devrem? Sevip de konuşmamak. Oğlum kızın abisiyle aynı timdesin lan!” Son dediği şeyle gözleri büyüdü Safir’in. Geçen gün az biraz attırmıştı Delfin’e olan hislerini Aykan’a.
Şimdi Kaya’nın yanında konusunu açması beklediği bir şey değildi. “Ne diyorsun sen Aykan. Salak salak konuşup asabımı bozma benim. “
Kuzey ve Atilla da beklemiyordu bu çıkışını Aykan’ın. Kuzey de biliyordu abisinin Delfin’e olan sevdasını. Atilla ise Delfin’e olan bakışından anlamıştı Safir’in sevgisini. Kaya, Aykan cevap vermeden söze girdi.
“Kızma Aykan’a. Senin Delfin’e bakışlarının hepimiz farkındayız. “ Safir Kaya’nın bu sözü ile istemsizce gerilmişti. Kardeşine yan gözle baktığını düşünmesini istemiyordu.
“Kaya-“ Safir’in sözümü elini kaldırarak kesti Kaya. Kendini kötü hissetsin istemezdi. Uzun zamandır farkında olduğu için inceleme şansı olmuştu Safir’i. Gerçekten kırmadan ve incitmeden sevdiğini görmüştü. O yüzden kızmıyordu ona.
“Seni ilk gördüğümde kardeşime olan bakışını fark etmiştim Safir. Emin olmak ve biraz incelemek istediğim için hemen sorma gereği duymamıştım. Ama şimdi konuşmanın zamanı geldi de çattı. Sen de istersen tabi?”
Safir Kaya’nın sakin tavrından çekinse de kabul etti isteğini. Beraber yakın ama bir o kadar da oraya uzak bir çardağa geçtiler. Bir müddet sustu ikisi de. Kaya, Pars ile konuştuğunda hissettiği duyguları hissetmiyordu. İçi o zamanki gibi sıkıntı ile dolu değildi.
Safir, sükunetle bekliyordu gelecek olan tepkiyi. Her ne kadar Kaya’nın komutanı durumunda da olsa fark etmiyordu. Şu anda asker komutan değil de abi kardeş gibilerdi. Sevdiği kadının abisiyle sevdiği kadın hakkında konuşacak olması midesinin kasılmasını sağlıyordu.
Dirseklerini masanın üzerine yaslayıp öne eğildi Kaya. Safir’in yüzüne bakamıyor olması istemsizce hoşuna gitmişti. Hiçbir şeyden çekinmeyen Yüzbaşı Safir Viran, şu anda ondan çekiniyordu. “Anlat bakalım, devrem. Ne zamandan beri vurgunsun benim kardeşime?”
Devrem lafını bastırarak söylemişti Kaya. Safir’den iki yaş büyük olsa da rütbesi aynıydı. O yüzden mantıken devresiydi Safir’in. Yavaşça başını kaldırdı Safir. Kaya’nın kendisine bakan meraklı gözleri ile karşılaşınca büyükçe yutkundu.
“İnan ben de bilmiyorum Kaya.” Kaşlarını çattı duyduklarıyla Kaya. Dudağının kenarı belli belirsiz yukarıya kalktı.
“İnsan ne zaman sevdalandığını bilmez mi Yüzbaşım? Mesela ben bile senin kardeşime olan ilgini on metre öteden anlayabildim.” Dudağını büktü “Gerçi herkes farkında ama bir benim kardeşim kör!”
Son cümle ile meraklı gözlere bürünen kişi bu sefer Safir’di. O kadar belli ettiğine inanamıyordu. Kendi bile daha yeni yeni anlıyorken.
“İnan bana bilmiyorum Kaya. Kendim bile daha yeni fark ettim.” kafa salladı bu sefer Kaya.
“Maalesef bunun da farkındayım Safir. Dert etme. Seninle konuşmak istedim çünkü kardeşimin zarar görüp görmeyeceğinden emin olmalıyım.” anlamdıramadı dediğini Safir “Zarar görüp görmeyeceği derken? Benim Delfin’e zarar vereceğimi mi düşündün ya da düşünüyorsun? Eğer öyleys-“
Sözünü tamamlamadan lafını kesti Kaya. Asla Safir hakkında böyle düşünmemişti. Aksine anladığından beri içindeki huzuru dile bile dökemezdi. Fakat bunu Safir’in bilmesine gerek yoktu. Neticesinde o kardeşini seviyordu ve aralarına girmek istemezdi onayladığını göstererek.
“Seni az biraz tanıdım Safir. Komutanım olarak da bir kardeş olarak da.” nefes alıp verdi birkaç kere “Biliyorsun ben yeni kavuştum kardeşime. Şimdi de Ejder sıkıntısı dört dönecek etrafımızda. Ne kadar engellemeye çalışsak da bir şekilde zarar gelirse ona bir de onu seven adam yakmasın canını diye endişeleniyorum. Her abinin yaptığı gibi seninle konuşmak istedim. Çünkü buna hakkım var. Var, değil mi?”
Sessizce onayladı dediğini Safir. Delfin’e zarar gelmesine canı pahasına izin vermezdi. Tek korktuğu kendi düşmanları yüzünden canının yanmasıydı. Diğer ihtimal, ihtimal dahilinde bile değildi çünkü. O bile isteye asla zarar verecek hiçbir harekette bulunmazdı Delfin’e karşı.
“Benden yana gönlünü ferah tut. Sevgim ona zarar vermeyecek. Beni sevsin beklentisinde de değilim. Beni severse gönlümün ve hayatımın tam ortasına koyar bir daha da gitmesine izin vermem. Ama eğer ki o naif kalbi başkası için atmaya başlarsa işte o zaman…”
İstemese de böyle bir şeyin olmasını. Gönüldü bu, ferman dinlemezdi.
“O zaman da sevdamı kalbime gömer, mutluluğunu tebessüm ile izlerim Kaya. Bu da sana vatanım ve canım üzerine Yüzbaşı Safir Viran sözü olsun!” Gururla baktı canını siper ettiği, sırtını dayadığı can yoldaşına.
“Sen böyle sevmeye devam et! Kardeşimi böyle sevdiğin sürece benden yana da içinde sıkıntı kalmasın.” Derin bir tebessüm edip çardaktan çıktı Kaya. Silah arkadaşına dönüp kollarını açtı. Safir de hiç beklemeden kalkıp tam karşısına geçti.
Huzurla baktı o da, hem can yoldaşına, aynı zamanda hem de sevdasının abisine. Çok beklemeden kollarının arasına girip sıkıca sardı bedenini. İkisi de birbirine ilk kez ama bir o kadar da yıllardır görüşmeyip özlem giderirmişçesine sarıldı.
“O zaman etrafımızdaki sarı torbaya girmek için hak kazanmış olan kancıkları yakalamayı düşünmez miyiz?” Kaşlarını kaldırıp kocaman güldü Kaya. Kafasını salladı “Ne zaman bırakıyorum ki düşünmeyi? Hep aklımda şerefsizler. Onlar yüzünden…” elini sol tarafına götürdü “Şu organıma bir kişiyi dahi sokamıyorum.”
Kaya’nın dediğiyle ikisi de kahkaha atmaya başladı. Çok içli dışlılardı malum. Ama az kalmıştı. Vatanlarından sonsuza dek kazınmalarına çok az kalmıştı!
🗡️🩺🗡️
Elinde kahvelerle ameliyathane bekleme salonuna doğru ilerliyordu, Uraz. Delfin ve Açelya beraber acil vaka olarak adlandırdıkları hastanın ameliyatına girmişlerdi. Uraz ve Aycan da boşa çıkmalarıyla kahve içmeye karar vermişlerdi.
Aycan, her an çıkma ihtimallerine karşı beklemiş gitmemişti kahve almaya. Birden önüne uzatılan kahve ile gözlerini ameliyathane kapısından kahveyi uzatan kişiye döndürdü.
Yüzünde çokta samimi olmayan bir gülümseme ile kafasını sallayıp kahveyi aldı Uraz’ın elinden. Uraz samimi yaklaşmaya çalışsa da Aycan görev önceliğinden dolayı yüz vermiyordu. Bunun farkında olduğu için de istemsizce kırılıyordu Uraz.
“Var mı hareketlilik?” Gözleri ameliyathane kapısına dönük sormuştu sorusunu Uraz.
“Sınırda mıyız?” Kaşlarını çattı gözlerini baktığı yerden çekmeyerek “Sana böyle düşündüren nedir? Normal bir şey sormuştum?”
Omuz silkip dudağını büktü Aycan.
“Siz böyle soruları yalnızca sınırda mı kullanıyorsunuz? Ben günlük hayatta da kullanılır sanıyordum.”
“Cık. Normalde de kullanılır ama şu anda da görevdeyiz ya. Genel olarak sormuştum. “
Ağırca kafasını salladı kahvesinden bir yudum alarak Aycan. “Hareketlilikten kastın içeri girip çıkansa, yalnızca hemşireler… Ama canına susayanlarsa, henüz o şansa nail olamadım Yüzbaşım.”
Değişik hissediyordu Uraz onunla konuşurken. Sanki her söylediğini yanlış anlıyormuş daha sonra da kendisine silah olarak kullanıyormuş gibi hissediyordu.
Bu sefer onun gibi cevap verdi ona “Umarım olursunuz o zaman Üsteğmenim. Sabırla o günü bekleyeceğim.” Kulağına yaklaştı yandan “Ama merminiz her daim hazırda bulunsun. Mazallah sizin alacağınız canı başkaları almasın. “
Kaşlarını çatarak göz teması kurdu Aycan. Açıkça hodri meydan diyordu Uraz. Dudağının sol tarafı ağırca havalandı. Uzun zaman oluyordu biri ile yarışmayalı. Bu teklifi geri çeviremezdi.
Kendinden emin bir şekilde kaldırdı çenesini. “Emin olun kimseye bırakmam avımı. O başkaları, dikkat etsin de avıma çökmeye çalışırken av olmasın. “
Açıkça düellosunu kabul etmişti Aycan, Uraz’ın. Karşısında Aylin harici kendinden emin bir asker görmemişti hiç. Aycan ikincisiydi. Ve emindi ki Aycan ve Aylin’in arkasında daha ne asenalar vardı.
Aralarındaki konuşma ameliyathane kapısının açılmasıyla son buldu. İkisi de dikleşip o yöne döndürdüler gözlerini. Delfin ve Açelya’nın yorgun halde çıktığını görmeleriyle ayaklanmıştı ikili aynı anda.
O sırada hastanın yakınları da güzel haber için gitmişlerdi kızların yanına. Uraz Aycan’a baktı o anda. Aycan da ona bakınca bir kafa hareketi ile kızları gösterdi Uraz. Bu ‘Yanlarına gidelim. ‘ demekti. Komutu algılayıp ayağa kalktı hemen Aycan. Peşinden de Uraz…
Delfin ve Açelya’nın yanına geldiklerinde dışarıdan gelecek herhangi bir tehdide karşı tetikte beklemeye başladılar.
“Kızınızın durumu geldiğinde çok kritikti. “ Delfin’in başladığı konuşmayı Açelya devraldı “Kalp karıncığını yırtan camı dikkatli bir şekilde çıkartıp karıncıktaki zedelenmeyi onardık. “ Açelya’nın sözü bitince hastanın ailesi derin bir nefes vermişti.
“Ama…” Delfin’in şüphe barındıran sesi ile korku içinde ona döndü aile “Kafasındaki kanama oldukça geniş bir bölgeye yayılmıştı. Şimdilik kontrol altında tutulacak. Önümüzdeki kırk sekiz saat çok önemli. Kızınızın bu durumu en az hasarda atlatması için elimizden geleni yapacağız. “ dudaklarını birbirine yaslayarak devam etti konuşmasına “Yoğun bakıma kimseyi alamayacağız maalesef. Ama odanın camından görebilirsiniz kızınızı. Geçmiş olsun. “
Açelya ve Delfin önde, Uraz ve Aycan arkalarında sürü halinde ilerlediler. Açelya bugün nöbeti olduğu için biraz uyuması gerektiğini söyleyip Aycan ile birlikte dinlenme odasına çıkmış, Uraz ve Delfin de baş başa kafeteryada oturuyorlardı.
Delfin’in gözünün dalması ile elini havada salladı Uraz. Birkaç denemeden sonra kendine gelen Delfin mahcupça gülümsedi. “Kusura bakma dalmışım. Çok seslendin mi?”
Tebessüm ederek kafa salladı Uraz “Yok yok. Daldığın yerden uyandırmak istedim yalnızca. “
Delfin’in gözlerindeki burukluğu görebiliyordu Uraz. Sevdiği birini kaybetmiş gibi bir yorgunluk vardı gözünde. Daha doğrusu her şeyiyle hissedebiliyordu bunu. Kendisi de çok yakından bilirdi bu hissi çünkü.
Sorup sormamak arasında gidip geliyordu. Fakat hem merakına hem de yüreğine engel olamıyordu. Çekingence seslendi Delfin’e.
“Delfin!”
“Hıh, efendim?” Derin bir nefes verdi Uraz.
“Sana bir şey sormak istiyorum… Ama çekiniyorum biraz. “ meraklı ve kırılgan gözlerle baktı Uraz’a. Kafasını omuzuna eğdi “Aşk olsun Uraz. Ben çekinmen gereken biri miyim? Her şeyi sorabilirsin. Devlet sırrı olmadığı sürece anlatırım. “
Rahatlayarak gülümsemesini gösterdi Uraz. Delfin’in kendisini yanlış anlamasını istemezdi. Gördüğünden beri kanı ısınmıştı çünkü ona. Onu kendisine çeken bir şey olduğuna emindi. Ama bunun ne olduğu hakkında bir fikri de yoktu.
“Gözlerinde bir şey var.”
“Ne var?”
“Acı. Acı ve özlem.“ aldığı cevapla gözleri büyüdü Delfin’in. Kendine kızdı içten içe. Acısını içine atmayı başaramıyordu. Etrafındaki herkes anlıyordu onda bir şeyler olduğunu.
“Annemi kaybettim. Evet. O dediklerinin nedeni bu. “
Delfin’in açıklaması ile yanlış bir şey dediğini fark etti Uraz. Telaş yaptı ister istemez “Ben… Ben bilemedim Delfin. Kusura bakma. Sormadım say. Acının olduğunu göre göre sordum. Ama bil ki canını yakmak iç-“
“Sorun yok Uraz.” Zorla tebessüm etmeye çalıştı “Tahmin ettiğin gibi. İçimdeki acı çok büyük. Dışıma atsam etrafımdakileri içime atsam ruhumu ele geçiriyor sanki. Benim savunmasızlığımmış gibi geliyor. Beni bu hayata karşı yenilgiye sürüklüyor gibi geliyor. “
Yerinden kalkıp Delfin’in yanına geçti Uraz. Masanın üzerinde olan koluma koydu elini. Diğerini de Delfin’in elinin içine. Delfin başta kasılsa da sonradan çekmedi elini.
“Hayatta hiçbir acı yenilgi getirmez Delfin. Kendimden biliyorum. Evet, bazen savunmasız hissedersin dışarıdaki engellere karşı kendini. Ama sonra o engeller bir şekilde kalkar yolundan. Acıyla başa çıkmayı öğrenirsin.”
Derin bir nefes verdi Delfin. Ardından acı bir tebessüm etti “Sen de mi büyük bir acı yaşadın Uraz? “ kafa sallamakla yetindi Uraz. “Evet. Hem de çok büyük bir kayıp oldu benim için. Ailem için…”
Merakına yenik düşerek aklındakileri diline döktü Delfin.
“Kim? Kimi kaybettin?” Başta deyip dememek arasında kaldı Uraz. Ama daha sonra onunla olan ortak bir özelliği olduğunu fark edince söyleme gereği duydu. Acı da olsa Delfin ile ortak bir özelliğinin olması hoşuna gitmişti.
“Ablam… Ablamı kaybettim Delfin. “ duyduklarıyla gözleri sızladı Delfin’in. Varlıklarından yeni haberi olduğu abilerini ve kardeşini… ‘Onları kaybetsem ne yaparım?’ diye düşündü.
Bu bile nefesini kesmeye yetmişken Uraz’ın bu acıyı yaşamış olması derinden etkilemişti Delfin’i. Hiç düşünmeden boşta kalan kolu ile sarıldı ona.
‘Acılarımız paylaştıkta azalır. ‘ demişti ablası Uraz’a. Aynı sözü Delfin de annesinden duymuştu. İkisi de yaşaması için canlarını bile verecekleri, toprağın altında yatan bedenlere olan özlemini dindirdi bir süre. Cidden de Delfin’in annesi ve Uraz’ın ablasının dediği gibi acılarını birbirleriyle paylaşmaları hafifletmişti yaralarını.
……
20. BÖLÜM SONUU!!!
NASILDI BÖLÜMÜMÜZ?
KAYA VE SAFİR KONUŞMASI?
AYCAN VE URAZ İLETİŞİMİ?
DELFİN VE URAZ?
URAZ’IN HİKAYESİ DE AÇILACAK YAVAŞ YAVAŞ. YAVAŞTAN BAŞLADIK ESAS OLAYLARA.
GELECEK BÖLÜMDE GÖRÜŞÜRÜZ DEDİĞİM GİBİ SINIR DOLAR DOLMAZ BURADIYIM!🥰🥰🥰
SEVİLİYORSUNUZZZZZ❤️
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 52.59k Okunma |
5.78k Oy |
0 Takip |
69 Bölümlü Kitap |