23. Bölüm

23. Bölüm

🌸🤍Tıp 🤍🌸
tipsevdali

HELLO CANLARR BEN GELDİMM!

O KADAR GÜZEL BİR BÖLÜM GELDİ Kİİİ…

ÖNCEKİ BÖLÜMÜN SINIRI DOLMAMIŞTI AMA ÇOK BEKLETMEYEYİM DEDİM. MAĞLUM HAFTA SONU TATİLİ GİRDİ. GENİŞ GENİŞ OKURSUNUZ DİYE DÜŞÜNDÜM🤭🤭

24.BÖLÜM İÇİN;

OKUNMA SINIRI: 50

OY SINIRI: 20

YORUM SINIRI:50

KEYİFLİ OKUMALAR CANLAR❣️❣️❣️

 

……

 

Özgür önümde ben arkasında arabaya gidiyorduk. Gerçi ben gitmiyor, sürükleniyordum. Oflayarak Özgür’e baktığımda burnundan soluduğunu gördüm. Acaba olanları anlatsam yer yerinde kalır mıydı?

 

Orasını bilemeyeceğiz, dedi soldaki melek.

Aynen sen hele bi anlat da, dedi sağdaki de.

Anlatmasam?

Nasıl anlatmayacakmışsın acaba? İki dakikaya ötersin sen Özgür’e. Hatta sormasına bile gerek kalmaz, dedi soldaki bu sefer.

Haklısınız. Öterdim.

 

Elimi sertçe kurtardım elinden “Ay Özgür! Yeter ya! Kolum esnedi senin yüzünden. Gel desen gelirdik. Bir yere mi kaçıyorum sanki?” Büyükçe bir adım atıp dibimde durdu.

 

Tabancası yanında mı acaba? Dedi sağdaki melek.

Yok! Asker adam olduğu için yanında silah ne arasın? Tövbe yarabbim ya bana sabır ver, dedi soldaki melek de.

 

“Kaçmıyor musun?”

 

“Kaçıyor muyum?” Çenesini dikip yüzümün hizasına eğildi “Yok kaçmıyorsun.”

 

Şaşkınca kalakaldım “Ney?” Geri adımladım “E o zaman ne diye bir hışım getirdin beni buraya sürükleye sürükleye?”

 

“Kızım sen salak mısın? Kaçıyorsun işte basbayağı. Kaçmasan ne diye sürükleyecem seni buraya? Hayır aramızdaki en akıllı sensin sanarken geçmiş bir de aklın sıra benden bir şey saklıyorsun?”

 

Dudağımın kenarını havalandırıp önüme eğdim kafamı. Az önce açtığım mesafeyi kapatıp eliyle çenemi tuttu ve başımı kaldırdı. Göz teması sağlayınca sabahtan beri tuttuğum yaşlarım dolmaya başlamıştı gözlerime.

 

Hah demiştim. Kız daha Özgür bir şey demeden başladı, dedi soldaki.

Görünen köy kılavuz istemiyor, dedi sağdaki de.

 

Kaşlarını çattı. İçinde anlamdıramadığına dair bir savaş vardı. Haklıydı da. Ben bir şeyler söylemediğim sürece de bitmeyecekti.

 

“Ne saklıyorsun benden Delfin? Pars ile içeriye girene kadar çok mutluydun. Sonra bir geldin ölü gibisin. Ne oldu içeride?”

 

Sormaması için yalvarıyordu gözlerim ama ‘Hayır! Soracağım. Seni üzen şeyi bulup yok edeceğim!’ diyordu onun gözleri de.

 

“Konuş Delfin! Yalvarırım susma! Ne oldu içeride?”

 

Cevap vermedim. Kollarımı boynuna doladım aniden. Şaşırsa da başta, karşılık verdi sarılmama. Onun kollarındayken çok güvende hissediyordum. “Teşekkür ederim!”

 

Ayrılıp ellerimi tuttu kaşları kalkıktı “Rica ederim de neden teşekkür ettin?”

 

“Beni o gece kurtarıp hayatımı bana geri verdiğin için…” kaşlarını çattı. Göz bebekleri büyüdü. O geceyi hatırladığı için öfkelenmişti yine.

 

Harbiden gerizekalı bu kız ya, dedi soldaki.

Ben yorum yapmayı kestim komşum. Sen de öyle yap, dedi sağdaki de.

 

“Nereden geldi aklına o gece?” Sustum kaldım öylece. Durduk yere hatırlamazdım birisi hatırlatmadığı sürece. Bir şeyleri anlamıştı.

 

“Delfin! Sana soruyorum, nereden çıktı bu?” Dişlerini sıkarak konuşuyordu. Kendini zaptetmeye çalışıyordu.

 

“H- hiç bir yerden çıkmadı. Öylece aklıma düştü. Teşekkür edeyim dedim ben de.”

 

Sinirle gülmeye başladı “Kafa mı buluyorsun benimle güzelim? Seni bilmiyor muyum ben ha? Bir şey olmuş içeride. Ne oldu? Konuş Delfin!”

 

Bir şey demeyeyim, sustum dedim de…Söyle artık Delfin. Pars sana bunu travmanı bile bile yaptı. Bilmeye hakkı var Özgür’ün, dedi sağdaki melek.

Evet. Söyle de cezasını kessin o herifin, dedi soldaki de.

 

“Kim sıkıştırdı seni içeride?” Gözlerimi sonuna kadar açıp bir adım geriye gittim. Anlamıştı birinin beni sıkıştırdığını.

 

Çünkü sen sözle olan bir şeyde bu kadar etkilenmezdin akıllım, dedi sol melek.

O seni senden daha iyi tanıyor Del! O yüzden tabi ki anlayacaktı, dedi sağdaki bu sefer.

 

“K- kimse. Kimse bir şey yapmadı.” Gözlerini kapatıp dudağını dişleyerek nefes verdi.

 

“Beni yeme Delfin. Söyle artık. Kim sana dokunmaya kalktı? KONUŞ!!”

 

“PARS!”

 

Gözlerini kıstı duyduğu isimle. Pars en son bekleyeceği kişiydi eminim ki. Ama bir sorun vardı ki o da Özgür’ün birazdan ortalığı yıkacağıydı.

 

“Özgür bak-“ elini kaldırdı hışımla “Pars? Pars sana dokundu mu Sana? Benim kardeşime?” Kafamı iki yana salladım. Bir yandan da kolunu tuttum “Hayır! Dokunma yok! Sadece sıkıştırdı o kadar! Temas yok!”

 

Gülmeye başladı birden “Ha sıkıştırdıysa sorun yok! Bak o zaman işler değişir!” Beş saniye kadar durduktan sonra devam etti “Kızım sen aklını mı karıştırdın? Bu normal mi? Sıkıştırmışmış da dokunmamışmış! Hay götüm!”

 

“Özgür bak sakin ol. Zaten bir daha yaklaşamaz bana!”

 

“Hele bir yaklaşsın zaten. Bak gör ben neler yapıyorum! Hatta şimdi bak gör neler yapıyorum!” Aniden kalktığımız yere yönelince koluna sarıldım “Sakın Özgür! Burada olmaz, sakın!”

 

“Bırak Delfin! Ona bakılırsa askeriyede de böyle bir şey olmazdı. Hakim ol eline koluna sinirim seni de yakmasın!” Dudağımı yalayıp bir daha asıldım koluna “Yalvarırım Özgür. Savcı o, askeriyedeyiz! Mesleğin-“

 

“Sıçtırma mesleğine Delfin! Sen benim kardeşimsin! Sence şu anda mesleğim mi önemli benim?” Titriyordum artık stresten. Fark edince ellerini beline koyup başını salladı iki yana.

 

Ardından başım göğsüne gelecek şekilde sardı bedenimi. “Sen benim en değerlimsin kızım, canımsın. Senin saçının teline zarar gelmesin, o gülüşünü bir daha göreyim diye yaşıyorum. Yıllarca kardeş bildiğimiz o herif canım dediğime el uzattıysa ben affetmem! O yüzden geleceksen gel arkamdan gelmeyeceksen bekle burada!”

 

Kafamı salladım iki yana. Karşılığını alnıma öpücük kondurarak verdi. Elini tuttum “Özgür…” gülümsedi “Konuşacağım Delfin. Ama benden sakinlik bekleme.”

 

Sert adımlarla benden uzaklaşırken arkasından öylece bakakaldım. Kendinden emin adımlarla giden kardeşime, dostuma, canıma…

 

 

🗡️🩺🗡️

 

 

Birdenbire Delfin’i götürdükten sonra Özgür, diğerleri anlamaz gözlerle birbirlerine bakıyorlardı. Pars ve Açelya hariç herkes rahattı. Çünkü Pars yaptığı şeyin altında eziliyordu. Açelya da olacaklardan korkuyordu.

 

Çünkü Delfin’in Özgür’den bir şey saklayamayacağını biliyordu. Özgür ne yapar eder konuştururdu onu. Kaçak bir şekilde abisine baktı. Dalgınca ellerine bakıyordu. Derinlerde büyük bir acısı vardı abisinin ve bunu biliyor olmak onun da canını yakıyordu.

 

“PARS!” Özgür’ün ateş barındıran sesiyle ayağa kalktı telaşla. Herkes çatık kaşlara bakarken ayağa kalkan Açelya’ya odaklanmıştı tüm gözler. Kuzey de Açelya’nın yüzündeki telaşı görüp bir şey olduğunu anlamış, ayağa kalkmıştı.

 

Bir hışım Pars’ın önüne geldi Özgür. En son o lanet gecede zarar görmüştü Delfin. Onun haricinde hiçbir şekilde kötülük yaklaştırmamıştı Delfin’in yanına. Şimdi en yakını dediklerinden birinin ona o geceyi hatırlatması ve yaşatması Özgür için kabul edilebilir bir şey hiç değildi.

 

“Özgür!” Kolundan tuttu Özgür’ün Açelya. Hiç bakmadı Açelya’ya. Hedefi Pars’tı. “Kalk ayağa! KALK!” Diğerleri de ayaklanmıştı artık.

 

Kaya ve Ulu yanına adımlamıştı ikisinin. Pars hala oturduğu için yakalarından tutup kaldırdı Özgür. Bakamıyordu Pars,yüzüne. Ne onun ne de abilerinin…

 

“Bak gözlerime bak! Bak ki gözlerindeki korkuyu ve utancı göreyim!” Elini koluna attı Özgür’ün, Ulu “Ne oluyor Özgür? Neye bu kadar kızdın? Hem Delfin nerede?” Sinirle güldü Özgür. Kız kendine olan utancından gelemiyordu ki buraya.

 

Biliyordu arkasından bakakaldığını. Halbuki onun utanması veya çekinmesi gereken bir durum değildi. Asıl suçlu olan Pars’ın ta kendisiydi.

 

“Gelemiyor. Çünkü gelirse ben katil olurum!” Kaşlarını çattı Kaya. Safir de gelmişti yanlarına “Ne diyorsun oğlum? Niye katil oluyorsun?”

 

“Bunu öldürürüm çünkü.” Kaya düşündüğü şeyin olmaması için dua ediyordu fakat Özgür’ün haline bakılacak olursa doğruydu. Sinirine hakim olmaya çalıştı.

 

“Ulan sen… Sen Delfin’in travmasını bilmiyor musun? Ne diye üstüne gittin?”

 

Pars hala konuşmuyordu. Bu da daha da harlıyordu ateşi. “KONUŞ PARS! BİR ŞEY DE! NİYE LAN NİYE?” Kaya biliyordu niyesini ama Pars’ın söylemesini istiyordu. Konuşmadı. Beklemeye devam etti sabırla.

 

“Ne yapmış ne? Pars? Neyden bahsediyor Özgür? Konuşsana!” İlk defa meslektaşının sorusuyla ona döndü Pars.

 

“Hiçbir şey… Hiçbir şey yapmadım.” Silkeledi Özgür yakalarından “Emin misin savcı? Düşün bakayım, zorla şu hafızanı!” Açelya korkuyla izliyordu olanları. Özgür o kadar sinirliydi ki Pars’a, askeriyede olduklarını bile bile burada parçalayabilirdi.

 

Delfin de gelmişti yanlarına. Duyuyordu konuşmalarını. Ama yaklaşmıyordu yanlarına. Diğer askerler gibi izliyordu sadece olanları.

 

“Devrem sakin ol biraz! Askeriyedeyiz. Gökhan albay duyacak bak!”

 

“Duysun Barlas! Cümle alem duysun! Umrumda değil. Bu herifi buraya gömmediğime dua etsinler.” Ellerini çekti yakasından. İşaret parmağını kaldırdı yüzüne Pars’ın “Dua et Delfin’e. Ona söz verdim, dokunmayacağım sana. Ama senin Delfin’in bir metre yakınında görürsem o zaman kimse tutamaz beni! DUYDUN MU LAN!” Uzaklaştı iki adım.

 

Arkasını dönüp sakinleşmek için yüzünü avuçladı.

 

Kafasını salladı hızlıca Pars “Yapamam! Benden Delfin’den uzak durmamı isteme! İstesem de yapamam!”

 

Geri dönüp bir adım attı Özgür sakince konuştu “Duracaksın! Yaklaşmayacaksın ona!”

 

“Durmayacağım!”

 

“Duracaksın! Hatta def olup gideceksin hayatından!”

 

“Gidemem Özgür yapamam!”

 

“NİYE LAN NİYE!” Kaya, Safir, Aykan ve Açelya hariç herkesi dumura uğratacak şeyi söyledi Pars “ÇÜNKÜ AŞIĞIM LAN DELFİN’E!”

 

“Ney?”

 

“Oha!”

 

“İşte şimdi sıçtı!”

 

“Biliyordum lan ben!”

 

Delfin de duymuştu Pars’ın itirafını. Yıllarca kardeş yerine koyduğu adamın ona aşık olduğunu öğrenmişti. Kendine bu kadar aptal olduğu için kızdı. Yıllarca anlamamıştı.

 

Yavaşça yürüdü yanlarına. Gözlerindeki yaşlar süzülmeye başladı yanağından. Onu ilk fark eden Aylin olmuştu “Delfin?” Pars, Delfin’in adını duymasıyla dikleşip ona döndü.

 

Böyle öğrenmesini istemiyordu. Üzgün gözlerle baktı Delfin’e. Herkes Delfin’in ne yapacağına bakıyordu.

 

Yavaş adımları tam Pars’ın önünde durdu. Ayaklarına bakan gözlerini Pars’ın gözlerine çıkarttı. Çok sakin duruyordu. Ama gözündeki yaşlar da akmaya devam ediyordu.

 

Özgür ve Açelya gelecek tepkiyi biliyordu. Açelya bu durumdan çok memnun olmasa da Özgür gayet memnun ve rahattı. Az önce kollarında titreyen kardeşi şimdi karşısındakini titretecekti.

 

“Delf-“Pars’ın konuşmasını yanağına indirdiği sert tokat ile susturdu,başını omuzuna eğdi.

 

Gururla güldü Özgür, Kaya, Ulu ve Pars. Diğerleri şaşkındı bu çıkışa.

 

“Demek bu yüzdendi beni kıskanman.” Delfin’in tokatı ile eğilen kafasın sallayarak kaldırdı Pars.

 

Kesikçe güldü Delfin “Bu yüzden mi beni o kitaplıkta sıkıştırdın Savcı?” Biraz durup devam etti “Aşık olduğun için mi? İnsan aşık olduğu kişinin korkularını tetikler mi? Eğer aşk böyle bir şeyse uğramasın bana hiç. “

 

Kaya’nın duyduklarıyla kan beynine sıçramıştı. Kardeşine zarar vermesi konusunda uyarmıştı. Uyarısını dinlemediyse çekecekti cezasını. Tek adımla yaklaşıp yapıştrdı yumruğunu Pars’a.

 

“Ben seni uyarmadım mı lan? Demedim mi ‘Kardeşime zarar verecek bir hareketini görürsem içimdeki abiyi çıkartırsın.’ diye?”

 

Açelya hariç herkes sırıtıyordu. Safir sert suratıyla duruyordu tek. Onun da avuçları kaşınmaya başlamıştı.

 

Askeriye dışına sakladı bu isteğini. Yalnız bulduğu bir vakitte kozunu paylaşacaktı Pars ile. Böylece elinden kimse alamazdı onu.

 

“Abi!”

 

Açelya tam öne atıldığında Aylin kolundan yakaladı. Çatık kaşlarla bakıyordu “Hak etmiş abin! Sakın karışma! Sen de yanarsın, benden söylemesi!”

 

Mecburiyetten sindi tekrardan dikildiği yere. Pars ayaklandığında bir de diğer tarafına vurdu Kaya. Ulu sakince abisinin işini bitirmesini bekliyordu. Kavgadan nefret etse bile bir kere kardeşi için atacaktı o yumruğu meslektaşına.

 

 

Aykan gidip tuttu Kaya’yı. Dövmesi hoşuna gidiyordu fakat öldürsün de istemezdi. Arkadan kollarını bağlayıp kulağına yaklaştı “Sakin ol devre! Askeriyedeyiz! Uygun bir vakitte bitirirsin işini inşallah. “

 

Sinirle nefes alıp veriyordu Kaya. Etrafına baktı, haklıydı Aykan. Herkes onlara bakıyordu ve emrindeki askerlere örnek olmak zorundaydı.

 

Aycan ve Uraz da sinirle bakıyordu Pars’a. Uraz adımladı yanlarına. Kollarını yana açtı. Hançer’in hepsine baktı tek tek. En son Delfin’de durdu gözleri. Boynunu büktü. Dalgınca bakıyordu Delfin. Sıkıntıyla nefes verip konuştu.

 

“Ee burada tek caza almayacak olan benim arkadaşlar.” Aycan sırıttı bu dediğine. Neden öyle dediğini anlamıştı.

 

“Bakmayın öyle. Benim görevim Delfin’i korumak değil mi? O zaman koruyalım. “

 

Pars’ı yerden kaldırmadan üstüne çıktı. Rahat bir şekilde birkaç defa da o vurdu yumruklarını.

 

En sonki yumruğunu da attıktan sonra “Şerefsiz herif!” deyip kalktı üstünden.

 

Delfin hala donuk bir şekilde bakıyordu Pars’a. Bakışlarını Safir’e çevirdi. İlk defa bakışını yumuşattı Safir. Yavaşça göz kapaklarını kapatıp açtı. Bu güven vermişti Delfin’e. Gülümsedi hafifçe. Safir bunu görmüştü. O anda tüm siniri uçup gitmişti.

 

O şu anda iyiyse gerisi önemli değildi. Yanına adımladı Delfin, Safir’in. Herkes merakla bakıyordu ikisine. Göz temasını kesmeden konuştu Delfin.

 

“Kaldırır mısın?” Kaşlarını çattı Safir. Sorgularcasına eğdi başını.

 

“Pars’ı kaldırır mısın? Son bir şey demek istiyorum.” Geri çevirmedi Safir. Sertçe Pars’ın yanına geçip yakalarından tutup kaldırdı.

 

Pars’ın hali kalmamıştı artık. Gözü şişmiş elmacık kemiği morarmıştı. Delfin iki adımda geçti Pars’ın karşısına.

 

Ayakta duramadığı için Safir tutmaya devam ediyordu. İlk önce Safir’e bakıp ardından Pars’a dikti gözlerini, Delfin. Ona baktıkça çocukluğu aklına geliyordu. Bunu Delfin’e yapmamalıydı. Yakıp yıkmamalıydı anılarını.

 

Pars yorgunca açtı gözlerini. Delfin’in ona böyle bakması canını yakmıştı. İstemezdi böyle olmasını ama gönül ferman dinlemiyordu.

 

“Mutlu musun Pars? Cidden soruyorum. Güzel oldu mu böyle?”

Bekledi bir süre sonra devam etti konuşmaya.

 

“Verilen tepkilerin nedeni bana aşık olman değildi.” Aşık olması da canını yakıyordu ama bunu dile getirmeyecekti.

 

“Benim en derine gömmek istediğim o günü hatırlattığın içindi. Beni taciz ettiğin içindi. “ korkuyla kafasını salladı iki yana “Ben sana dokunmadım Delfin. Biliyorsun. Sen istemeden sana dokunmam. “

 

Safir hakim olamıyordu daha fazla kendine. Bir an önce bu sohbetin bitmesini umdu.

 

“Dokundun demedim Pars. Taciz etmek dokunmak değildir. Ama bu bile o kadar çirkin bir şey ki.”

 

Nefesi kesiliyordu “Özü- özür dilerim Delfin. Hepsi kıskançlığımdan olan bir şeydi. Bir anda öyle oldu. “

 

Öne atıldı Özgür “Bir anlık bir şeymiş. Sik kafalı. Bunun bir anlığı mı olur? Kafanda kurmasaydın yapar mıydın? “ Aykan zor tutuyordu. Elinden bir kaçırsa sonu olurdu Pars’ın.

 

Dudaklarını yaladı Delfin. Çenesini dikti.

 

“Artık bir önemi yok. Bir daha karşıma çıkmayacağı için düşünmeyeceğim daha.”

 

“Delf-“

 

“Kes sesini! Ne bekliyordun? Boynuna sarılıp ‘Sorun değil Pars; taciz ettin ama aşıkmışsın, kıskanmışsın o yüzden yapmışsın.’ mı diyecektim?”

 

Açelya çekingence geldi Delfin’in yanına “Delfin?” Ona döndürdü yeşillerini. Deniz gözleri kıpkırmızı olmuştu Açelya’nın. Abisi ve dostu birbirine girmişti. Delfin ile Pars’ın arası bir daha düzelmeyecek şekilde bozulmuştu.

 

“Açelya, senlik bir şey yok arkadaşım. Aksine sen gelmeseydin belki de daha da ilerisi olurdu. “ telaşla baktı Delfin’e, Açelya “Ben gelmesem de dokunmazdı abim sana Del! Bunu biliyorsun!”

 

‘Emin misin?’ der gibi baktı yüzüne. Bunu yapan onu da yapabilirdi. Konuşma gereği duymadı daha fazla. Zaten istese de konuşamazdı.

 

Bir kişinin kan donduran bağırışya herkes bugünkü kösteğini yemeye hazırlanmıştı.

 

“HANÇER! HEMEN ODAMA!”

 

……

 

BÖLÜM SONU EFENİM 🫣🫣

NASILDI? BOL BOL OH OLSUN ÇEKTİNİZ DEMİİİ? VALLAHİ NE YALAN SÖYLEYEYİM BEN DE DEDİM 😁😁

ÖZGÜR VE DELFİN SAHNESİ NASILDI?

URAZ’IN BAHANESİ NASILDI?

VALLAHİ BEN ÇOK GÜLDÜM 😆😆

NEYSE BİR SONRAKİ BÖLÜM GÖRÜŞÜRÜZ ESENLE KALIN SİZİ ÇOOK SEVİYORUM❣️❣️❣️

HA BİR DE YORUMLARINIZI VE OYLARINIZI EKSİK ETMEYİN OLUR MUU??🥹🥹

Bölüm : 07.02.2025 18:44 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...