
VE İŞTE BU DA 30.BÖLÜMÜMÜZZZZ💥💥💥
OY VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN CANLARRR🥹🥹
31.BÖLÜM İÇİN;
OKUNMA SINIRI:80
OY SINIRI:25
YORUM SINIRI:60
KEYİFLE OKUMANIZ DİLEĞİYLEEEE❣️❣️❣️🤗
……
30.BÖLÜM
Hastanedeydim. Sabah kalktığımda evde yalnızca Açelya, Aycan ve Güney vardı. Güney’in sabahın körümde bizde neden olduğunu başta anlamasam da sonrasında Uraz’ın annesi rahatsızlandığı için Mersin’e gittiğini öğrenmiştim.
Annesinin durumu hakkında kimsenin bilgisi olmadığı için Uraz beni arayana kadar diken üstünde gezmiştim. Aradıktan sonra da annesinin iyi olduğunu hatta iyi olduğu için geri geldiğini söylemişti. O kadar yolu gidip dinlenmeden geri gelmesine başta delilik desem de sonrasında etrafımızdaki herkesin, buna Uraz da dahil, robot gibi yetiştiğini hatırlayarak bu düşüncemi geri plana atmıştım.
Normalde bugün nöbetim yoktu fakat yoğun bakımdaki bir hastam rahatsızlanınca acilen beni çağırmışlardı. Ben de el mahkum paşa paşa gitmiştim. Allahtan çok kısa sürmüş, öğleden sonra üç gibi eve dönmüştüm.
Safir çıkışıma gelmek, sevgililiğimizin ilk gününde beni almak istese de ben reddetmiş herkesi eve davet etmiştim. Uzun zamandır eskisi gibi toplanmıyorduk. Ayrıca ufak da bir sürpriz vardı.
Çalan telefonum ile elimdeki poşeti kenara bıraktım. Akşam için Güney ile çıkıp marketten atıştırmalık bir şeyler almaya çıkmıştık.
“Efendimm!” Neşeli bir şekilde açtım telefonu “Efendin kimmm?” Aynı şekilde cevap verince telefonun diğer ucundaki Safir, kesikçe güldüm “Frodo, Safir. Bilmiyor musun?!”
Bu sefer kahkaha atan taraf oydu “Özür dilerim benim efendim daha dikkatli olacağım bundan sonra.” Derince nefes verip tebessüm ettim.
Güney de durmuş bana bakıyordu gülümseyerek. Telaşla gülümsememi sildim “Sakın bana geldik deme!”
“Yok iki saate anca geliriz. Araz’ın sorgusuna gireceğiz birazdan. “ kaşlarımı çattım “E madem onun sorgusu vardı ne diye beni almak istediğini söylüyorsun?”
“Çünkü Aykan ve Kaya girecekti sorguya. “
“Ee sen niye gireceğiz dedin şimdi?” sıkıntıyla nefes verdi “Gökhan albay üçümüzün gitmesini istedi. O yüzden. “ dudaklarımı birbirine bastırdım “Anladım. O zaman kolay gelsin size. Vakitli gelin ama bak!”
Güldü yeniden “Peki. Çalışacağım. “ telefonu kapattıktan sonra Güney’e baktım. Omuzlarımı silktim “Sanırım yoğunlar. “ kafa salladı.
“Araz’ın yardım ve yataklık yaptığını biliyorsun. Şimdi de gelini vurdurması son damla oldu bardağı taşıran. “ göğsümdeki sıkıntıyla yere bıraktığım poşetleri alıp yola devam ettim.
“O dışarıda yardım ettikleri? Onlar Araz’ı aldınız diye tepki gösterir saldırırlarsa.” Güldü derince “Saldırırlarsa, cevabını misliyle vereceğimizi bilirler. Biz tabi ki de tedbirimizi alacağız. “
Önüme döndüm ve yola devam ettim. Eğer Güney’in dediği gibi Türkleri biliyorlarsa saldırmayacak olabilirler fakat bu saldırmalarına bir engel de değil. Geçmişte de şimdi de bunu bile bile saldırıp bu vatana şehit verdirmiyorlar mı?
🗡️🩺🗡️
Kaya, Safir ve Aykan sorgu odasının önünde dikiliyorlardı. Gökhan albay, kendisini beklemelerini söylemiş, içeri kesinlikle girmemelerine dair emir vermişti. Üçü de emirin karşısında boynu bükük şekilde duruyordu.
“Ne güzel Gökhan komutanım olmayacaktı biz de ağzı ile anüsünü yer değiştirecektik. Oldu mu böyle şimdi?” Yandan hiçte yumuşak olmayan bir bakış attı Kaya. Aykan normalde küfürbaz görünmese bile timin en ağzı bozuklarındandı.
“Düzgün konuş Aykan!” Kaya’nın uyarısıyla ona döndü “Gayet düzgün konuştum.”
“Düzgün konuştuğuna emin misin? Anüs ne oğlum?” Tek kaşını kaldırdı “Şimdi anatomi mi anlatayım devre? Anüs işte bildiğin!”
“Ya sabır ya selamet!” Aykan ne kadar ağzı bozuksa Kaya da o kadar ağzı düzgündü. Saçma sapan konuştuklarında tüm enerjisi sömürülüyordu.
“Didişmeyi bırakın Allah aşkına ya! İki dakika normal durun!” Sırıtarak Safir’e baktı Aykan “Kayınçon burada diye mi ağzını bozmuyorsun sen yoksa. Ha Viran komutan?”
En ters bakışını kuşandı Safir. Tamam; Kaya, Delfin’in abisi olabilirdi fakat Safir de abisinin komutanıydı. O yüzden çekinmezdi. Safir’in bakışıyla susma gereği duydu Aykan. Ölmek için çok gençti vesselam.
“Bu Araz ya kabul etmezse?” Dedi Kaya.
“Etmek zorunda. Ha! Eğer etmezse de yine girecek o hücreye. Kaçış yolu yok.” diye yanıtladı onu Safir. Ama Kaya’nın içinde bir his vardı. Latif’in önceki gün, onu burada bırakmazlar, demesi içine kurt düşürmüştü.
“Nereye gönderilecek peki?” Eli çenesinde yanıtladı Safir “ Mardin’de olmayacak. Muhtemelen Şırnak’ta bir cezaevine nakledilir. Gökhan albay öyle bir ihtimal var diyordu. Kesinleşince bilgilendirecektir. “ kafa salladı Kaya.
“Dikkat!” Gelen ikaz ile hepsi hazır ola geçip selam durdular Gökhan albaya.
“Rahat çocuklar!” Rahat pozisyona geçip kafa selamı verdiler.
“Araz, sizin sorgunuzdan sonra Şırnak’tan gelen bir birlik ile cezaevine gönderilecek çocuklar. Muhtemelen yarım saate burada olur, götürecek olan birlik. Elinizi çabuk tutun ve öğrenebildiğiniz kadar çok şey öğrenin içerideki itten. “
“Emredersiniz komutanım! “ Gökhan albay teknik ekibin olduğu odaya girerken üçü de sorgu odasını girdi sırayla. Araz, eli kelepçeyle masanın ortasındaki demire bağlı bir şekilde oturuyordu.
Safir, karşısındaki sandalyeyi çekip oturdu. Kaya ve Aykan da arkasında iki yanda dikilmeye başladı.
“Ooo muhteşem üçlü. Çok havalısınız bakıyorum da. Gözlerim kamaştı ışığınızdan.”
“KES!” Safir bu gevşek konuşmayı elini sertçe masaya vurarak engelledi.
Kaşlarını kaldırıp sandalyede geriye yaslandı Araz. Pişkin pişkin sırıtıyordu. Safir’den oldum olası hazzetmiyordu. Birkaç kez planlarının bozulmasını sağlamıştı.
Kaya masanın sol tarafına geçip eki elini de üzerine koyup Araz’a doğru eğildi “Çokta saf salak görünüyorsun. Ha Araz?” Geriye kalktı, kollarını göğsünde birleştirdi “Gerçi hoş! Saf salak olmasan ne diye o şerefsizlerle iş birliği yapasın değil mi?”
Kahkaha atmaya başladı Araz. Birkaç saniye sonra yavaş yavaş soluklandı “Şu zamanda beni güldürdün ya! Allah ne muradın varsa versin. Ama ben senin bu şakalarını yemem! Dikkat et de o şakaların senin sevdiklerinin üzerinde patlamasın olur mu?”
Alttan alta tehdit ediyordu Kaya’yı. Aykan arkasına geçip dikkatle incelemeye başladı Araz’ı “Arkasında kuyruğu da yok! Kahvaltıda yürek de vermedik. Nereden geliyor bu cesaret acaba?” Kulağına eğildi “Sen çok mu dizi izliyorsun küççük ağa?” Küçük kelimesini vurgulamıştı.
Safir ne kadar sakin görünse de birazdan içindeki Türk damarı tutacaktı.
“Düğündeki olayın neydi Araz?” Anlamamazlıktan geldi “Hangi olay yüzbaşı?” Sabır çekerek gözünü kapatıp nefes verdi Safir.
“Elmas’ı neden öldürttün?” Dudağının kenarı havalandı Araz’ın “Ölmüş mü? Çok yazık olmuş. Ama benim haberim yoktu Elmas’a olacak olan suikasttan. “ Aykan arkasından çok yavaş olmayan bir şekilde kafasına vurdu.
“O zaman senin sağ kolun niye sıktı kıza?”
“Onun piçliği. Benim haberim yoktu. “ ayağa kalktı bir hışım Safir “Nasıl haberin olmaz lan senin itinden?” Omzunu silkti “Arkamdan iş çevirmiş. Cezasını da siz verirsiniz. “
Yavaş adımlarla Araz’ın arkasına geçti Kaya. Aykan da kapının oraya geçip olacakları sırıtarak izlemeye başladı. İlk kez Kaya’nın sorgusuna giriyordu. Ve emindi ki en az Safir ve kendisi kadar sertti.
“Arkandan çevirdiğine emin misin?” Gözünü Safir’den çekmeden cevap verdi Kaya’ya “Eminim.”
Ellerini Araz’ın iki omzuna koyup sıktı Kaya “Ama Latif öyle demiyor, sevgili patronu.” telaşlı bir şekilde güldü Araz “Yalan söylemiştir ne dediyse. Aklı sıra beni öne sürüp kurtulacak. “
“Yoo gayet de itiraf etti. Biz yem attık o da ‘Beni öldürür!’ diyerek yemi afiyetle yedi. Yani Araz bey, sana mahpus damları göründü. Ne dersin?” Rahatsızca yerinde kıpırdandı Araz.
Safir bu hareketine sinsice sırıttı. Karşılarında gerim gerim gerilince böyle insanlar, kahkaha atası geliyordu fakat askeriyede olduğu için tutuyordu kendini.
“Siz de aklınız sıra beni böyle yemleyeceksiniz öyle değil mi?”
“Yoo biz direkt söylüyoruz sana! Suçsuz bir insanı öldürdüğün için yargılandın ve birazdan cezaevine nakledileceksin. “ Safir’in dediği şeyle iyice sıkışmıştı Araz.
“Kanıtınız yok. Siz kanıt olmadan kimseyi içeriye attıramazsınız. Önceden de kanıtınız olmadığı için tıpış tıpış saldınız beni. Şimdi de öyle olacak. “ Aykan kesikçe gülüp Safir’e yaklaştı “Bu da kendini ne sanıyorsa? Biz adama yargılandın, hüküm verildi diyoruz bu bize kanıt yok diyor. “
Elini daha neler der gibi salladı “ Hey yavrum, evladım hey! “
Ayağa kalkmaya çalıştı Araz fakat omuzlarındaki Kaya’nın elini stresten unutmuştu bile. Kaya anında omuzlarından bastırınca geri oturmak zorunda kalmıştı mecburen “Kanıtınız yok. Önceden de yoktu. Şimdi de yok. “
Safir gözlerini kısıp dik dik bakmaya başladı Araz’a. Başını yana eğdi “Sen önceden kanıtımızın olmadığını nereden biliyorsun paşam. Müneccim misin?”
“Siz dediniz. Kanıt yok dediniz. “ güldü yarım ağız Safir “Tüh! Yalan söylemişiz sana.” işaret parmağını Araz’a çevirdi “Sen hiç mi merak etmedin ‘Onca şey yapıyorum bu Hançer timi veya başka bir tim bana neden dokunmadı veya dokunmuyor?’ diye. AYAKTA UYUDUN ARAZ BEY!”
Araz şimdi düşündükçe anlıyordu bazı şeyleri. Kaç kez sınırdan kaçak silah ve uyuşturucu geçirmiş, örgütten kişilerle görüşmüştü. Fakat Safir’in de dediği gibi kimse bir şey dememiş, müdahale etmemişti. Sinirlendi bu kadar dikkatsiz olmasına.
Bir şey diyemiyordu. Diyecek sözleri tükenmişti. Örgütün bir an önce bunların ellerinden kurtarması gerekiyordu Araz’ı. Tek bir seçenekleri vardı o da cezaevine giderken onu almalarıydı. Aksi halde ölse kurtulamazdı ellerinden.
“Ee… Nush ile uslanmayanın etmeli tekdir; tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir, derler Araz Ağa! Sen şimdi yemedin mi köteği?” Aykan çok mutluydu şu anda. Araz’ın yüzünün morardığını gördüğü an tarif edilemezdi.
Ayağa kalktı Safir iki elini de masaya vurup “Son dakikaların Mardin’de. Güzel güzel otur, olur mu burada?” Kaya ellerini Araz’ın omuzundan çekmeden önce iki kez vurdu.
“Allah kurtarsın kardeş!” Sırıtarak Aykan’ın açtığı kapıdan çıktı. Ardından Aykan çıkmıştı. Safir de çıkacakken Araz’ın sözüyle kaldı.
“Delfin de güzel hatun! Öyle değil mi yüzbaşı? Takılmak, tadına bakmak isterdim. En büyük hayalimdi.” Kapı kolundaki el boğumları, sıkmaktan bembeyaz olmuştu Safir’in.
“Yazık oldu. Kim bilir belki karşı karşıya-“ Araz’ın sözlerini bölen şey Safir’in sert yumruğuydu. Gelen yumruk ile sol tarafında gitmişti bedeni.
“SENİ GEBERTİRİM.” yakasından tutup yatan bedenini kaldırdı. Bir tane daha vurdu yumruğunu. Bu sefer çenesinden gelen sesler hiç iç açıcı değildi. Ayrıca ağzından çıkan kanlar yandaki duvara sıçramıştı.
“ SENİN DELFİN’İN ADINI SÖYLEYEN DİLİNİ KESER İTLERE YEDİRİRİM.” bu sefer iki eliyle yakasından tutup sandalyeyle birlikte geriye yasladı bedenini. Ani hareketi ile masada kelepçe ile bağlı olan eli bileklerinden yarılmıştı.
“O HAYAL KURDUĞUN AKLINI SİKER ATARIM DUYDUN MU LAN BENİ?” ne kadar canı acısa da yavşakça sırıtıyordu Araz.
“Sen gelmeseydin belki de çok güzel bir gece geçirirdik Delfin ile Safir.” Bunu duyunca tüm kasları gerildi Safir’in. Kesinlikle buradan sağ çıkarmayacaktı. Birkaç kez hiç durmadan suratına geçirdi yumruğunu.
“DELFİN’İN-“ bir yumruk.
“ADINI-“ bir yumruk.
“AĞZINA-“ bir yumruk.
“ALMAYACAKSIN LAN!!” iki yumruk daha.
En son Kaya ve Aykan gelmiş iki kolundan da tutup Araz’dan ayırmışlardı.
“Oğlum adamda surat kalmadı dur artık!” Kaya’ya döndü koyulaşan mavi gözleri “Gebersin orospunun evladı.” Yeniden Araz’a döndü “Senin evveliyatını gelmişini geçmişini sikerim. Piç herif!”
“Ya devrem ne dedi de delirdin bu kadar? Sakince çıkıyorduk işte. “ sinirden nefes nefese kalmıştı Safir. Kaya’ya baktı. Kaya da sorgular bir vaziyette bakıyordu Safir’e. Derince bir nefes verip gözü kapalı dudağını yaladı.
“Delfin ile ilgili şeyler söyledi. O yüzden.” Kaya’nın kaşları çatılmıştı “Ne dedi?”
Ne kadar dile getirmek istemese de basit yoldan anlattı “Delfin ile ilgili fantezileri işte Kaya. Konuşturma beni şimdi. “
Bunu duyunca Kaya boynunu iki yana eğip kütletti.
“Demek fantezi ha? Fantezi…” Aykan alt dudağını dişlemiş olacakları bekliyordu.
“Araz bey ben çok sakin bir adamım. Ama. Benim. Kardeşime. Bir. Laf. Eden. Olunca…” Tam diyaframına sert bir yumruk indirdi “Çok acımasız bir adam oluyorum. “ Araz nefessiz bir şekilde iki büklüm kaldı.
Kaya’nın yaptığı, Safir’in yaptıklarıma göre azdı fakat Gökhan albay; Safir’in yanına göndermeden önce ‘Bize canlı lazım durdurun şunu!’ dediği için durmak zorundaydı.
Sinirle nefes verip Safir’in kolunu tuttu “Yürüyün gidelim. Yoksa ben burada durursam emir çiğnemek zorunda kalacağım. “
Bu sefer hepsi çıkmış arkalarından da kapıyı kapatmışlardı.
“Şerefsiz herif. Haysiyetsiz köpek. Dediği şeye bak. “
“Yüzbaşı!” Gökhan albayın otoriter sesini duyup hazır ola geçtiler.
Safir’in önüne geçti. Sağ elini kaldırıp, Safir’in göğsüne vurdu birkaç kez Gökhan albay “Şimdiye kadar hiç hata yapmadın evlat. Çünkü buran boştu. Fakat şu anda buran dolu ve bu senin aklını karıştırmasın. “ biraz durup Kaya’ya baktı.
“Zaafınız olmasın evlatlarım. Zaafınız olursa bizi yıkarlar. Elbet seveceksiniz ama etrafınızın düşman kaynadığını da unutmayın olur mu?”
Sessizce onayladılar komutanlarını. Zaaflık en keskin hançer gibidir fakat yeri gelir o hançeri; namertin boğazına sarıp, gırtlaklarını kesmeyi de bilirlerdi.
……
30.BÖLÜM SONUUU💥💥
AYKAN’IN ANATOMİ BİLGİSİNE ME DİYORSUNUZ???
SORGU SAHNESİ?
SAFİR İLE ARAZ KONUŞMASI(ŞÜPHELİ)?
BİR SONRAKİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZEREEE!, SEVİLİYORSUNUZ❣️❣️❣️
OYLARINIZI VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUMMM🤍🤍
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 52.59k Okunma |
5.78k Oy |
0 Takip |
69 Bölümlü Kitap |