45. Bölüm

35. Bölüm

🌸🤍Tıp 🤍🌸
tipsevdali

HELLO CANIMLARRR BEN GELDİMMMM🤭

HEYECAN DOLU BİR BÖLÜMLE GELDİM EMİNİM DÖRT GÖZLE BEKLİYORDUNUZZZZ🥹

36. BÖLÜM İÇİN;

OKUNMA SINIRI:100

OY SINIRI: 28

YORUM SINIRI:50

LÜTFEN OY VE YORUM SINIRINI GEÇİRİN OLUR MUUU??

OYLARINIZI GÖRDÜKÇE MOTİVE OLUYOR YORUMLARINIZI GÖRDÜKÇE ÇOK SEVİNİYORUM 🙃 O YÜZDEN YILDIZA BASMADAN GEÇMEYİN OLUR MU CANLARIM🥹

SİZİ BÖLÜME UĞURLUYORUM EFENDİM KEYİFLİ OKUMALARRR❣️❣️❣️

 

……

 

35.BÖLÜM

 

Fazıl Bey’in odasındaydı tüm Hançer timi. Kuzey sabah Uraz’ı aramış, Gökhan albayın şüphelerini anlatmıştı. Uraz da anında babasına anlatmıştı. Fazıl bey kapıdaki koruma sayısını hemen arttırmıştı.

 

Delfin dışarıda yalnız kaldığı için Uraz dışarı çıkmıştı. Fazıl bey hepsine gözlerini gezdirdi. Safir’de durdu en son. Sıkıntıyla nefes verdi.

 

“Uraz, torunumun peşindekileri anlattı bana. Nedir bu iş? Kim bu adamlar?” Kaya dudağını yalayıp söze girdi “Detaylı bilgi veremeyiz, Fazıl bey. Ama bilmeniz gerken bir şey varsa o da bu adamların çok tehlikeli olduğu.”

 

“Torunumdan ne istiyorlar peki? O sadece bir doktor değil mi?” Aykan söze girdi “Elbette öyle Fazıl bey. Ama peşinde oldukları kişi Delfin değil.”

 

“Kim o zaman?”

 

“Bizi istiyorlar. Hepimizi…” kaşlarını çattı Fazıl “O zaman Delfin’in ne diye peşindeler? Sizin peşinize düşsünler. “

 

“Biz tim olarak Delfin’e çok değer veriyoruz Fazıl bey. İster istemez dışarıdan da anlaşılıyor bu durum. Ayrıca…” biraz durup devam etti Atilla “Delfin’in peşinde olan kişilerle kızınız, Delfin’in annesi, Tülin hanımın şehit olmasına neden olan kişiler aynı kişiler.”

 

Fazıl’ın yüreği sıkıştı duyduklarıyla. Yıllar önce bu gün kızını ondan koparmışlardı, şimdi de torununu mu istiyorlardı? Ölürdü ama izin vermezdi bu sefer böyle bir şeyin olmasına.

 

“Yani bizim yanımızda olmasını geçtik, Delfin’i annesi için istiyor olabilirler. “ diye ekledi Aylin.

 

“Kızımı aldılar zaten. Torunum ile dertleri ney? İntikam mı alacak sanıyorlar?” Dakikalardır konuşmayan Safir konuştu. İçi daralıyordu. Konudan bağımsızdı fakat bu hissiyat. Gökhan albay anlattığında bile bu kadar kötü olmamıştı. Bir an önce Delfin’in yanına gitmeliydi. Uraz olsa da yanında onu görmeden rahatlamayacaktı.

 

“Böyle şerefsizler kadın erkek, çocuk yaşlı dinlemezler. O saldırıda ben de ailemi kaybettim biliyorsun. Evet ben onların peşindeyim onlar da iyi biliyorlar o yüzden bana düşmanlar. Fakat Delfin’e olan düşmanlıkları, bizimkiler gibi değil.” Yutkundu büyükçe.

 

“Atilla’nın da dediği gibi. Bu tim için Delfin çok önemli. Bunu öğrendikleri için bizi yıkmanın en kolay yolunu aradılar ve karşılarına Delfin çıktı. Onu Hançer’i bitirmek için istiyorlar anlayacağın. “

 

Sıkıntıyla yüzünü sıvazladı Fazıl. Torununu yeni bulmuşken kaybedemezdi.

 

“Delfin burada kalacak o zaman!” Kafa salladı Safir “Burada kalamaz! Burası açık adres Fazıl amca. Burada olursa kolay alırlar Delfin’i. “

 

“Peki önerin ney Safir?! Neresi güvenli? Sizin yanınız mı?” Göz temasını kesmedi Safir “Ne kadar biz hedef olmasına neden olsak da onu yine bizden başkası koruyamaz. Bu nedenle, konu tartışmaya kapalı!”

 

Ayağa kalktı bir hışım Fazıl “O benim torunum! Onu ben de çok iyi korurum. Ben burada kalacak diyorsam kalacak. Aksini kimse söyleyemez. “ sakin bir şekilde ayağa kalktı Kaya.

 

“Ben dururken sizin yanınızda kalmayacak kardeşim. Eminim o da böyle düşünüyordur. Ben abisi olarak burada kalmasını istemiyorum. Gün bitmeden geri döneceğiz Mardin’e.” Ellerini masaya vurup öne eğildi Fazıl. Kaya torununun abisi olabilirdi ama onun torunu değildi. Nazik olmayacaktı.

 

“O sınıra, eceline kendi ellerimle göndermem torunumu!” Aylin de uzlaşmak için ayağa kalkıp yaklaştı Fazıl’a.

 

“Fazıl bey, endişenizi anlıyorum. Çokta haklısınız. Fakat Kaya ve Safir komutanım haklı. Delfin ne kadar orada güvensiz görünse de onun için en güvenli yer orası. “

 

“Göndermem.” Özgür ağzını açmak istemezdi fakat çok ileri gidiyordu Fazıl “Delfin’in burada durup sizi tercih edeceğini sanmam Fazıl bey çok üzgünüm.” Fazıl samimiyetsiz bir şekilde gülümsedi.

 

“Ben bir tercih sunmadım evlat. Gitmeyecek dedim. “ Özgür de aynı Fazıl gibi gülümsedi “Zorla mı tutacaksınız? Ben kardeşimi tanıyorsam o tünel kazar yine de durmak istemediği yerde durmaz. “

 

Fazıl tek başına üstesinden gelemeyeceğini anladı. Tam masanın arkasından çıkacakken aniden açılan kapı ile herkes oraya baktı. Göktuğ ve Savaş gelmişti.

 

“Uraz nerede baba?” Kaşlarını çattı hepsi. Uraz Delfin’in yanına gitmek için çıkmıştı odadan.

 

“Delfin’in yanına gitmişti. Ne oldu Göktuğ? Yoklar mı?” Telaşla kafa salladı Göktuğ “Her yere baktık. Korumalar koşarak Delfin’in peşine gittiğini, sonra da dönmediğini söyledi. “

 

Safir anında ayağa kalkıp Göktuğ’nun yanına adımladı “Nereye gitmiş Delfin?”

 

“Bir çoc-“ dinlemeden odadan çıktı.

 

“Lütfen düşündüğüm şey olmasın Allahım!” Diyerek dışarıdaki korumaların yanına koştu Safir. Peşinden de diğerleri gelmişti.

 

“Uraz nereye gitti?” Sesi beton gibiydi. Koruma çekingen bir ifadeyle yanıtladı “Delfin hanımın peşinden gitti.”

 

“Delfin nereye gitti?” Yine çekingence yanıtladı Safir’in sorusunu “Bir çocuk çarptı Delfin hanıma. Yüzü gözü mosmordu. Delfin hanım da çocuk kaçınca peşinden koştu. Sonrası yok.”

 

Kaya ile göz göze geldiler anında. Akıllarına aynı şey gelmişti. Onların düşündüğünü tüm tim düşünüyordu. Çünkü bu taktik teröristlerin doktor ve öğretmenleri kendilerine çekme yöntemiydi.

 

Sinirle dönüp korumanın yakasını tuttu “Uraz bir şey dedi bi Delfin’e?” Biraz düşündü koruma “Peşinden bağırdı!” Salladı bir kez Safir “Ne diye bağırdı diye soruyorum lan? Tam ne dedi?” Uraz’ın sözü çok önemliydi. Uraz’ı tanıyorsa direkt tuzak olduğunu anlayacağını da bilirdi.

 

Koruma titrek sesle cevap verdi “‘Delfin! Dur! Tuzak!’ Dedi Uraz bey!” Safir duyduğu şey ile gözünü yumdu sımsıkı.

 

“Allah kahretsin!” Özgür korumanın yanına adımladı sinirle “Ne tarafa gittiler?” Sağ tarafı işaret etti koruma anında. Tüm Hançer üyeleri gösterilen yere doğru koştular. Safir ve Aykan kalmıştı bir tek. Bir de Gündoğdu erkekleri.

 

“Safir! Kendine gel!” Safir sinirine hakim olamayarak korumaya yumruğunu indirdi “SİZ DE ‘TUZAK’ DEDİĞİ HALDE GİTMEDİNİZ Mİ PEŞİNDEN? NE BİÇİM KORUMASINIZ LAN SİZ? SİZİ BURAYA BOSTAN KORKULUĞU OLARAK Mİ DİKTİLER? GÖT HERİFLER!” Sarsarak bıraktı geriye korumayı. Aykan’ı ardında bırakarak timin peşinden koştu. Nefesini bulmadan rahat nefes alamazdı.

 

Aykan da gitmeden önce Fazıl’a döndü “Daha ‘Tuzak’ kelimesini bile algılayamayan adamlarla mı koruyacaksınız Delfin’i? Kendinizi kandırmayın Fazıl bey!” Bir adım attı Fazıl’a “Siz dua edin Uraz, Delfin’e zarar gelmeden yakalamış olsun ya da o çocuk cidden birinden kaçıyor olsun. Aksi halde Safir’in yapacaklarını ben bile düşünemiyorum. “

 

Aykan yanlarından ayrılınca Savaş ve Göktuğ da gitmişti peşinden. Yeğenleri ve kardeşleri yoktu ortada çünkü. Başlarına bir şey gelme ihtimali dahi geriyordu onları.

 

Özgür tam sokağa girecekken gördüğü kişiyle kalakaldı. Uraz yerde baygın bir şekilde yatıyordu. Koştu anında yanına “Hayır, hayır, hayır! Uraz komutanım!”

 

Uraz’ın yanına diz çöktü hemen. Diğerleri de gelmişti yanlarına. Nabzını kontrol etti. Yaşıyordu. Fakat Delfin neredeydi?

 

Savaş ve Göktuğ anında çöktüler kardeşlerinin yanına “Uraz, duyuyor musun beni? Aç gözünü abiciğim haydi!” Savaş yanaklarına vurarak ayıltmaya çalışıyordu.

 

Safir metanetli kalmaya çalışsa da zorlanıyordu. Uraz’ı Delfin bayıltmış olamazdı. Delfin bayıltmadığına göre üçüncü bir kişi ya da kişiler vardı. Üstelik silahı da elindeydi. Eğilip Uraz’ın elindeki silahı aldı. Emniyeti açıktı silahın. Bu da demek oluyor ki ateşlemek üzereyken bayıltmışlardı Uraz’ı.

 

Kaya anında o sokağı incelemeye başladı. Bir kamera ya da ipucu Delfin’e götürecekti onları. Yerde parlayan bir şey gördü. Eğilip aldı hemen. Ucunda zümrüdüanka kuşu olan bir bileklikti bu.

 

Bilekliği havaya kaldırıp timine döndü “Burada bir şey var ama Delfin’in değil! Kaçan çocuğunsa ipucu olabilir“ Safir elindeki silahı aldığı yere atı iki adımda gelmişti Kaya’nın yanına. Gördüğü şeyle beyninden vurulmuşa döndü. Yaklaşık on dakika önce Delfin’e hediye ettiği bileklikti o çünkü.

 

Kaya’nın elinden aldı. Avucunun içinde sıktı. Sert gözlerle sadece karşıya bakıyordu. Nefesi hızlanmıştı.

 

“Delfin’in bu Kaya.”

 

“Nasıl yani? Hiç görmedim bileğinde.” Göz teması kurdu Kaya ile Safir “Ben verdim bu bilekliği Delfin’e. Sizin yanınıza gelmeden önce…” Kaya elini saçına geçirdi “Allahım ne olur sadece düşürmüş olsun! Ne olur düşündüğüm şey olmuş olmasın ne olur!”

 

“Komutanım!” Barlas’ın seslenmesi ile ona döndü ikili. Uraz kendine geliyordu. Koşup yanına gittiler hemen. Uraz ensesini tutarak oturur pozisyona geçmişti.

 

“Uraz! Ne oldu burada?” Uraz ensesinin acısıyla Safir’e baktı “Aldılar..” biraz soluklanıp devam etti “Delfin’i… aldılar Safir.” Bir adım geriye sendeledi duyduklarıyla.

 

“Kim aldı Uraz?” Abisinin yüzüne bakamıyordu Uraz. Koruyamamıştı Delfin’i çünkü “Araz aldı.” Özgür ile Aykan küfür savurarak ayağa kalktılar. Kaya Safir’e baktı hemen. Safir şu anda patlamaya hazır bir bomba gibiydi.

 

“Silahı ateşleyecekken esneme vurdular. Vurduklarında hemen bayılmadım ama tüm kaslarım kitlenmişti. Bir şey yapamadım. “ dudağını yalayıp yutkundu. Abilerine ardından Safir’e baktı.

 

“Çok direndi. Kurtuldu da ellerinden. Silahımı tam alacakken diğer adam yakalayıp bayılttı. “ Burukça güldü “Eter olduğunu anladı hatta. Yarı ayıktım ama fark ettim. Normalde hemen bayılması gerekirken bir dakika dayandı. Çok direndi ama üç kişiye karşı gelemedi. “

 

Safir arkasındaki duvara sert bir şekilde yumruğunu geçirip alnını dayadı. O anki korkusu ile direnmiş olması yüreğini yaktı.

 

Aylin sokağa gelir gelmez gördüğü güvenlik kamerası görüntülerini istemek için gitmişti. Koşarak geldi Safir’in yanına “Komutanım kamera görüntülerini aldım.” Hepsi anında Safir’in etrafına doluştu.

 

Uraz’ın da dediği gibi ensesine vurulduktan sonra Delfin, Araz’ı çok rahat bir şekilde alt etmişti fakat tam o anda bir adam ağzına pamuk dayamışken diğer adam da ellerini kullanamasın diye tutmuştu. Bileklik de o arada düşmüş olmalıydı.

 

Görüntüde Delfin’in bayılmadan önce gözünden düşen bir damla yaşı bir tek Safir fark etmişti. Yumruklarını ve dişini sıkmaktan boynundaki tüm damarlar gerilmişti. Bunun hesabını çok ağır bir şekilde ödeyeceklerdi.

 

Hemen telefonu Aylin’e verip Gökhan albayı aradı. Haberdar etmesi ve bir an önce aramaya başlamaları gerekiyordu. Delfin onların elinde bir gün bile kalmamalıydı.

 

Gökhan albay ikinci çalışta hemen açtı telefonu.

 

“Safir?”

 

“Komutanım, Delfin’i aldılar! Dibimizdeyken aldılar!” Gökhan albay derin bir nefes verdi “Haberim var evlat! “ kaşları çatıldı anında “Nasıl haberiniz var?”

 

“Bir mesaj göndermişler!”

 

“Ne mesajı komutanım? Görüntülü mü?”

 

“Evet, evlat!” Görüntülü mesaj olduğunu duyunca kalbi göğüs kafesine hiç vurmadığı kadar sert vurmuştu.

 

“Birazdan atacağım beklemede kalın!”

 

“Emredersiniz komutanım!” Aramayı kapattıktan sonra pür dikkat onu izleyen kişilere döndü “Ne diyor Gökhan komutan?” Kaya sakin ama bir o kadar telaşlı şekilde konuşuyordu.

 

“Görüntülü mesaj göndermişler. Atacak birazdan.” Savaş ayağa kalktı hemen “Bu Delfin’e zarar vermemişler mi demek oluyor?”

 

Keşke diye geçirdi içinden. Keşke zarar vermemiş olsalar dedi sayısız defa. Uraz ayağa kalkıp abisinin omzuna dokundu “Umarım hala baygındır. Uyanıksa eğer görmek istemeyeceğimiz bir şey yaparken çekmiş olabilirler. “

 

Göktuğ da bir hışım kalktı yerinden “Nasıl istemediğimiz bir şey? Ne yapacaklar yeğenime?” Özgür kaçırılma anını izlediğinden beri bir duvarın önüne çökmüş eli başında yeri izliyordu.

 

Şimdiye kadar canı pahasına korumuş olduğu kardeşi şimdi en büyük düşmanlarının elindeydi. Göktuğ’nun sorusuyla kaldırdı kafasını “ Şiddet uygulayabilirler, işkence edebilirler, ilaç verebilirler…” Aylin hemen gidip susturmaya çalıştı Özgür’ü.

 

“Sırası değil Özgür. Kes sesini!” Burukça gülüp göz temasını kesmedi Göktuğ ile “En kötüsü de ney biliyor musun? Dokunabilirler ona. İsteyip istememesi umurlarında bile olmaz. Tecav-“ konuşmasını bölen şey Safir’in yumruğu olmuştu.

 

“O dilini sikerim senin Özgür! Bir daha anmayacaksın o kelimeyi. Duydun mu?” Başı yanda ağlamaya başladı Özgür. Tüm tim duygusal olduğunu biliyordu ama Delfin için ilk defa ağlıyordu.

 

“Ona bir şey olursa ben yaşayamam. Yıllar sonra ailem oldu benim. Onun gülüşü solarsa işte o zaman Özgür’ün özgürlüğü son bulur. “ Barlas devresinin yanına çöküp başını göğsüne yasladı “Bir şey yapamayacaklar bizim Delfinimize lan! İzin verir miyiz biz böyle bir şeye?”

 

Kuzey çalan telefonla elini cebine attı. Arayan Açelya’ydı ve bu telefonu açarsa Delfin’in başına gelenleri öğrenirdi. Sessize alıp geri cebine attı. Atilla devresinin omzunu sıkarak desteğini belli etti.

 

“Gökhan albay attı videoyu.” Aykan elinde telefon ile Safir ve Kaya’nın yanına geldi videoda Delfin vardı. Üstelik baygındı. Elleri ve bacakları da bağlıydı.

 

Araz kadraja girdiğinde Safir’in elleri yumruk oldu anında. Delfin arabanın koltuğunda başı camda yaslıyken Araz da yanına geçip Delfin’in omzuna koymuştu başını. Yandan Delfin’e baktı.

 

“Ne güzel uyuyor değil mi Hançer timi? Bir melek gibi.” Melek kelimesini vurgulamıştı. Anında gerildi hepsi bu tonlamayla.

 

Derin bir nefes verdi Delfin’in boynuna doğru “Şimdi siz bu güzelliği neden aldığımı merak ediyorsunuzdur. Gerçi hoş, nedenini bilecek kadar tanıyorsunuz da beni.” Delfin’in bağlı olan elini okşadı.

 

“Orospunun evladı! Seni elime bir geçirirsem ebeni sikeceğim!” Özgür sinirine hakim olmaya çalıştıkça daha da çok öfkeleniyordu.

 

“Delfin çok masum ve saf bir kız gibi görünse de haşat etti beni vallahi! Karnımdaki ağrı hala sürüyor. Ama yanlış kayaya çarptığını çok acı bir şekilde öğrenecek. Emin olabilirsiniz. “

 

Savaş ve Göktuğ üzgün bir şekilde bakarken başta Safir olmak üzere tüm tim Araz’ı parçalama planlarını düşünmeye başlamıştı bile.

 

“Kardeşime hele bir dokun, hele bir canını yak! Ölümlerden ölüm beğeneceksin Araz!” Araz Kaya’yı duymuş gibi kahkaha atmaya başladı.

 

“Siz şimdi beni öldürmek için plan kurmaya da başlamışsınızdır. Ama size söyleyeyim, ben ölürsem…” Delfin’in yanağını okşadı “Bu güzellik de ölür. O yüzden bir saçmalık yapayım demeyin olur mu?”

 

Biraz durup devam etti konuşmasına “Şimdi esas meselemize devam edelim. Beni gökte ararken hop, Delfin’in yanında buldunuz. Anlıyorum, çok mutlusunuz şu anda ama size bir sır vereyim mi? Ben mutlu insanlardan nefret ederim. “ Yanında duran silahı aldı.

 

“Size bir konum göndereceğim. Biriniz bir orduya bedel olduğunuz için çok korunaklı olacak. Benim açımdan yani… Delfin’i orada size teslim edeceğim.” Kaşlarını çattı hepsi. Bu işte bir iş vardı. Madem teslim edecekti niye kaçırmıştı o zaman?

 

“Nasıl yani? Bu herif sizden bir şey istemek için kaçırmadı mı yeğenimi?” Çenesini sıvazladı Aykan. Onları tuzağa çekmek istiyorlardı belli ki.

 

“Delfin’i bırakmayacak pislik herif!” Dedi anında.

 

“Nasıl bırakmayacak?” Göktuğ’ya döndü Aykan “Basbayağı bırakmayacak. Bizi tuzağa çekecek. Delfin’i gözümüzün önünde öldürecek!”

 

“Hiçbir şey yapamaz o it! Böyle bir şeye izin vermem Aykan!” devresine bir adım attı. Canının ne kadar yandığını tahmin edebiliyordu. Aylin de esir düştüğünde böyle hissetmişti. Fakat arada kocaman bir fark vardı: Delfin bir asker kadar dayanıklı değildi.

 

“Gidecek misiniz peki?” Abisine döndü Uraz “Tabi ki gideceğiz abi! Orada bırakmayız Delfin’i.”

 

“Ama tuzak diyorsunuz.” Yerdeki silahını alırken konuştu Uraz “Tuzak muzak bize işlemez. Gidip Delfin’i alacağız o kadar.” Hızlıca konağa adımlamaya başladı.

 

“Yeri gönderecektir birazdan Safir. “ Kaya’ya döndü Safir “Nasıl bu kadar sakinsin?” Omuz silkti Kaya “Sakin değilim. Mantıklı düşünüyorum sadece. Sinirle hareket edersek kardeşim zarar görebilir. O yüzden her ihtimali, yolu deneyecek düşüneceğiz. “

 

“Haydi komutanım bir an önce dönmemiz gerekiyor Mardin’e. “ sert adımları yeri dövüyordu Safir’in. Delfin’in gözünden akan yaşı hatırladıkça yüreği ağrıyordu. Hiç ayrılmamalıydı yanından. En azından gitmesine izin vermezdi.

 

 

🗡️🩺🗡️

 

 

Hızlı adımlarla konağa giren Uraz’ı annesi Nurdan hanım görmüştü. Anında bir sorun olduğunu anlamıştı. Önünden geçecekken durdurdu oğlunu “Oğlum ne bu halin? Bir şey mi oldu?”

 

Annesinin yüzüne bakamıyordu Uraz. Dün getirdiği torunu bugün bir teröristin eline düşmüştü. Üstelik kendi oğlu koruyamamıştı torununu. Abileri de yanlarına gelince Savaş ve Göktuğ’a döndü.

 

“Ne bu haliniz çocuklar? Uraz da konuşmuyor. Delfin de yok ortalıkta.” SIkıntıyla alt dudağını ağzının içinde döndürdü Savaş. Annesine gerçeği söylerlerse bu sefer daha büyük sorunlar çıkabilirdi.

 

“Delfin’in acil bir hastası çıkmış. Mardin’e gitmeleri gerekiyor. Uraz da odasına gidiyordu eşyalarını toplamak için zaten. “

 

“E ama yeni gelmişlerdi?” Gülümsedi zorla Göktuğ “Validem… O kız doktor ya hani. Acil hastası çıkınca mecbur gitmesi gerekir. Hem bir daha gelirler merak etme sen.” Burukça kafa salladı Nurdan. Torununun mesleğinin kutsallığını bildiği için daha fazla üstelemedi.

 

Savaş, omzundan itekledi kardeşini “Hadi abiciğim git, hemen al da eşyalarını Delfin daha fazla gecikmesin. “

Kafa sallayıp odasına geçti Uraz. Zaten birden gelmeye karar verdiği için yanına almamıştı pek fazla kıyafet. Hızlıca bireysel eşyalarını alıp çıktı odasından. Aşağıda Hançer timi babasıyla konuşuyordu. Sıkıntıyla ofladı. Havaya dikti gözlerini.

 

“Allahım yardım et! Sağ sağlim bulalım Delfin’i. Doğum günü yine kötü bitmesin ya rabbim!” Dudağını yalayarak indi aşağıya. Babası misafirler duymasın diye kısık sesli konuşuyordu fakat dışarıdan gören birisi telaşlı olduğunu anlayabilirdi rahatça.

 

“Sizin suçunuz hepsi. O adamı siz bulaştırmışsınız torunuma!” Yüzünde hiçbir ifade olmadan babasına baktı Uraz “Kimsenin suçu yok baba. Birisini suçlamayı bırak. O kansızlar hiçbir sebep yokken de gelip bulaşabilirdi birilerine. Bu kişi Delfin ya da bir başkası fark etmezdi. “

 

Safir’e döndü gözleri. Kaç yıllık dostluğu geçmiş olan arkadaşı bitik bir vaziyetteydi “Kimsenin suçu yok! O herifin bahanesi oldu Hançer timi. Delfin’i onlarla takılmasaydı da alabilirdi. O yüzden önünü arkasını düşün olur mu?”

 

Kolunu tuttu Uraz’ın “Onu sağlam bir şekilde istiyorum Uraz. Bulup bana getireceksin torunumu. Anneni daha fazla oyalayamam. Bana getireceksin Delfin’i. “

 

Kaya bıkkınlıkla nefes verdi “Önceden de söyledim şimdi de söylüyorum. Delfin’in yeri bizim yanımız. Kimse buraya getirmeyecek Delfin’i. Uraz’ın da anlayışla karşılayacağını tahmin ediyorum. “ sorgularcasına baktı Uraz’a. Uraz da kabullenmiş bir edayla kafa salladı. Haklıydı Kaya. Abisinin yanı daha güvenliydi.

 

Buraya gelir gelmez almışlardı Delfin’i. Günlerdir Mardin’de bir şey olmamışken direkt burada olmuştu.

 

“Tartışmaya kapalı bir konuyu tartışmaktan bıkmadınız mı? Benim şu anda sizin tartışmanızı dinlemek yerine Delfin’i arayıp bulmam gerekiyor.” Fazıl’a bir adım attı Safir. İşaret parmağını uzattı yüzüne.

 

“Korumalarınızın hali ortada, sizin haliniz ortada. İlk ve son kez söylüyorum. Delfin bizimle kalacak Fazıl amca. Dayısı da zaten korumasıydı önceden. Delfin’in yanında senden bir parça da var. Oğlun yanında dediğim gibi. Ama eğer ki Delfin buraya gelmek ister, o zaman başımla beraber gönderirim. “ derin bir nefes verdi sıkıntıyla. Delfin’i düşünmekten alıkoyamıyordu kendini.

 

“Şimdi ben nefesimi bulmaya gideceğim. Engelleme ve oyalama bizi daha fazla. “

 

Time döndü. Mavilikleri koyulaşmış, avına kitlenen bir avcı gibi bakıyordu.

 

“Gidip Delfin’i alıyoruz Hançer! Hata istemiyorum! Tüm benliğinizi bu göreve adayın anlaşıldı mı?” Tek bir söze verilebilecek tek bir cevap vardı.

 

“Emredersiniz komutanım!”

 

……

VE VE VE BÖLÜM SONİİİİİ!!

NASILDI CANLARIM?

FAZIL SİZCE HAKLI MI?

URAZ?

SAFİR?

KAYA?

ÖZGÜR?

AYKAN?

BAKALIM BULABİLECEKLER Mİ HEMEN🤔

BİR SONRAKİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZEREEE OY VERMEYİ UNUTMAYASUNUZ HAA🤗

SİZİ ÇOK SEVİYORUMMMM🤍♥️

 

Bölüm : 13.03.2025 13:25 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...