
6. BÖLÜM SİZLERLE. KEYİFLİ OKUMALARRR❣️
……
Sabah olmuş kahvaltımızı yapmış şimdi de gezeceğimiz yerlere gidiyorduk. İlk durağımız Ayasofya Klisesiydi. Her ne kadar Özgür’ü ikna etmak zor olsa da başarmıştık. ‘Oraya gidip ne yapacağız. Tövbe haşa Hristiyan mıyız biz?’ diye diye dellendirince beni en sonunda patlamıştım. ‘Gerizekalı kliseye girince Hristiyan olmuyorsun ayrıca orası artık cami olarak kullanılıyor.’ diyince kabullenmişti.
Tam içeriye girerken Özgür beni durdurdu.
“Sağ ayakla besmele çekerek gir Delfin. “ büyükçe bir göz devirerek içeriye girmiştim. Buranın mimarisini oldum olası sevdiğim için hızlıca gezmiş daha sonra dışarıdaki bir banka oturmuştum. Diğerleri hala içerideydi. Girmekten korkan Özgür bile…
“Bakıyorum içerisi boğmuş seni.” Safir’in sesiyle ona döndüm. Söylediği şeye cevap vermeyerek yeni soru yönelttim. “Sen niye içeride değilsin? Sevmedin mi ?”
Yarım bir gülüş sergileyerek sigarasını ağzına aldı ve yaktı.
“Bilmiyorsun ama benim annem de Trabzonluydu. Yani buraları çok gezdim. “ açıkçası şaşırmıştım,hiç Trabzonlu bir görüntüsü yoktu, bir yandan da üzülmüştüm. Tüm timi az da olsa tanıyordum ama Safir hakkında hiç bilgi sahibi değildim hâlâ.
Sanki senin var Trabzonlu görüntün Delfin, dedi soldaki melek.
Evet evet gayet haklı komşum. Sen maşallah hiç Trabzonlu gibi değilsin, diye ekledi sağdaki de.
Nasıl oluyordu ki Trabzonlular?
Soru mu bu Delfin? Burunlarından anlaşılıyor ya hani, diye sorumu cevapladı soldaki meleğim.
Hiçte bile alakası yok. Benim burnum çok güzel. Ayrıca herkesin burnu da kötü değil.
“Ne güzel. Buralı olmana ve buraları bilmene sevindim. Ne yalan söyleyeyim memleketim benim için çok başka. Bana huzur veriyor; denizi,yaylaları,insanları… Kötü günlerim olmadı mı burada? Oldu. Ama bir süreden sonra acıların eskisi kadar yakmamaya başlıyor canını. “
“Doğru. Beyin çok değişik bir organ. Her şeyi hafifletmenin, alışılmasını sağlamanın bir yolunu buluyor. Sen, beyin cerrahıydın değil mi?”
Bu bilgiyi nereden biliyor ki, dedi sağdaki melek.
Yahu adam asker, ayrıca illaki timdekiler konuşurken duymuştur, diye ekledi soldaki melek.
“Evet alanımı beyine yönelttim. Dediğin gibi çok ilginç bir organ. Benim de dikkatimi çektiği için onu seçmek istedim. “
“Ee Delfin dedikleri gibi erkeklerin beyni yok muymuş, baktın mı?” Aykan’ın yanımıza geldiğini fark etmemiştim. Ona döndüm ve en suratsız yüz ifademi büründüm. “Kim dedi bunu sana?”
Omuz silkti “Hep sosyal medyada yazıyorlar ya erkeklerin kalbi de beyni de yok diye. Merak ettim gerçekten yok muymuş diye.”
Benim cevabımı beklemeden Aylin arkadan gelip Aykan’a cevap verdi. “İşte bu sorun bile beyninizin olmadığını gösteriyor Aykan.” Kıkırdayınca yüzü bana döndü ikisinin de. Daha sonra Aykan, çatık kaşlarla Aylin’e döndü “Bence kadınların kalbi yok. Erkeklerin ne hissettiğini bile anlamıyorlar. “
Bu noktada artık sen girmelisin Delfin, Diyince sağdaki melek hak verdim.
“Arkadaşlar arkadaşlar! Sakin mi olsak. Herkesin kalbi de beyni de var. Bunu siz de çok iyi biliyorsunuz. Ayrıca şu konuya açıklık getirmek gerekirse. Kadınlar duyguları erkeklerden daha iyi anlar ve hissederler. Ama duyguları işin içine girince akıllıca davranmazlar. Mantıklarını kenara atarlar. Fakat erkekler genellikle mantığıyla hareket ederler. Bu durumda da karşılarındaki kadının duygu ve düşüncelerini anlayamazlar. Yani velhasıl kelam hayatta kadına da erkeğe de iş düşüyor. Kadınlar erkeklere duyguyu anlamayı , erkekler de kadınlara mantıklı davranmayı öğretirse her şey çok güzel olabilir. “ sözlerimle üçü de bana değişik bakışlar atıyordu. Artık anladılar mı bilemem.
“Haydi gel Aylin biz seninle arabaya geçelim diğerleri de gelir birazdan.”
Aylin’in koluna girmiş arabaya yürüyorduk. İçimde Aylin ve Aykan’la ilgili olan düşüncelerim artmaya başlamıştı. Birbirlerine fazlasıyla laf sokuyorlardı ve bu benim entrika duygumu açığa çıkartıyordu.
E sorsana Delfin artık. Ağaç olduk burada, diye girdi konuya soldaki meleğim.
Vallahi ne yalan söyleyeyim aralarında bir şey var mı, yok mu, olacak mı düşünmekten geceleri gözüme uyku girmiyor, diye ekleyince sağdaki melek; soldaki meleğim de çok güzel ve makul bir cevap verdi.
Hay gerizekalı biz normalde de uyumuyoruz ki.
İçimden onlara gülüp ciddi konumuma geri döndüm.
“Sor Delfin içindekileri. Kaç gündür kıvranıyorsun zaten.” Aylin benim içimi okuyordu artık emindim. Şayet bu kadar çabuk anlayamazdı. Ya da anlar mıydı?
Aylin bordo bereli ya akıllım, diye açıklık getirdi soldaki melek. Haklı.
“Ne sorayım Aylin arabaya gidiyoruz işte normal bir şekilde?” derin nefes alıp verdi.
“Aykan ile harp okulundan beri tanışıyoruz. Tabi kuzey ve Safir ile de. Kuzey ile ben birinci, Aykan ve Safir de son sınıftı.Aykan o zamanlar sadece işindeydi. Gerçi herkesin ilk önceliği işiydi çünkü ucunda vatan vardı. Ama nasıl olduysa biz bir şekilde sevgili olmuştuk. İki ay geçti o sırada. İki ay boyunca sevgiliydik biz , her ne kadar az görüşebilsek de bir şekilde sürdürüyorduk ilişkimizi. Bir ara Aykan hiç gelmedi okula. Aradık, sorduk, soruşturduk. Ne iz ne not hiçbir şey bulamadık. Artık telaşlanmaya başlamıştık üçümüz de haber yoktu çünkü. Sonra bir mayıs günüydü çok iyi hatırlıyorum Kuzey geldi yanıma ‘ Aykan abi, abimi aradı Aylin!‘ diye”
Gözleri artık dolu doluydu Aylin’in devamında hiç iyi şeyler söylemeyecekmiş gibi hissediyordum açıkçası. Güç vermek için kolunu sıvazladım.
“Sonra da ‘Yurt dışına gitmiş artık orada yaşayacakmış.’ demesin mi Delfin. Başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. Numarasını ver dediğimde de istemediğini söyledi. Kaç ay kaç gece sayamadım Delfin. Ben mi bir şey yaptım diye kendi kendimi yedim. Safir abi de kuzey de çok destek oldular bana ama ben onları istemiyordum ki ben sadece Aykanı ve ondan gelen tek bir açıklamayı istiyordum.”
İnanamıyordum artık duyduklarıma, Aykan’ın Ayline bakışlarını çok net gördüğüme emindim oysaki. Baya baya aşıktı Aylin’e ama niye gitmişti ki madem bu kadar seviyordu da.
“Sonra o şehir bana dar gelmeye başladı. Ben de okulun Ankara’daki kampüsüme yatay geçiş yaparak tamamladım okulumu. Hayatımda geçirdiğin en zor üç yıldı Delfin. Sonrası çorap söküğü gibi geçti gitti. Fakat yeni tim kurulunca Safir de beni isteyince, timde Aykan da olunca yeniden bir araya geldik işte. Ama benim ne içimdeki aşk bitti ne de nefretim. “
Aylin gerçekten çok güçlü bir kızdı. Onun yerinde kim olursa aynı tepkiyi verirdi ama Aykan’a karşı da böyle davranmazdı eminim ki. Aylin’in Aykan’a olan aşkı, onu ondan uzak tutamıyordu. Normal zamanlarda da iki birey gibi konuşuyorlardı. Hiçbir şey yaşanmamış gibi.
“Ya süperdi içerisi kızlar değil mi?” Açelya’nın sesi ile gözümüzde birken yaşları sildik. Sildik silmesine ama Açelya gözlerimizin dolduğunu görmüştü.
“Noldu size niye dokunsalar ağlayacakmışsınız gibi duruyorsunuz? Del, Aylin!” Haklı olarak Açelya da şüphelenmişti.
“Bana bakın biri bir şey mi yapmaya kalktı hemen haber verelim bizimkilere!” timin yanına giderken tuttum kolunu “Açi kim bize bir şey yapsın? Ayrıca yanımdaki kadın bordo bereli biliyorsun değil mi?” bu noktada kafasına jeton düşmüştü.
“E o zaman ne bu haliniz?”
“Bir şey yok be Açi, Delfin ile eskiler hakkında konuşunca duygusallaştık o kadar.”
“Sen ve duygulanmak? Hiç bağdaştıramadım ama neyse.”
O sohbetten beş altı dakika sonra herkes gelmişti. Kiliseden sonra çok gitmek istediğim ama bir türlü vakit bulamadığım Uzungöl’e gitmiştik. Bol bol fotoğraf çekip paylaşmıştım. Gerçekten çok güzel bir doğa harikasıydı. Orada da yarım saat kalıp Hamsiköy’e gelmiştik. Şimdi de bir restorana oturmuş yemek yiyorduk. Şayet yanınızda obur bir Hançer timi varsa iki saatte bir yemek yemeye alışkın olmak gerekiyordu.
“Ya Delfin burası o kadar güzelmiş ki resmen aşık oldum.”
“Lan Kurt sen de ne ayran gönüllü çıktın devrem. En son Uzungöl’e aşık olmuştun.”
“Kuzey seni şu masaya bir gömerim görürsün ayranı. Ayrıca vatan benim vatanım, gönül benim gönlüm sana ne devrem.” Atillanın sözüyle Kuzey yüzünü buruşturup önündeki yemeğe gömülmüştü.
“Atilla aklıma ne geldi? Sen hiç aşık falan olmadın mı?” sorumu sorunca gözünden geçen hüzün ile içindeki yarayı kanattığımı anlamıştım ama iş işten geçmişti.
“Şu yürek tek bir kişiyi sevdi Delfin. Ama bu aşk mıdır hoşlantı mı bilemem. Ha o kişiden sonra da hâlâ karşıma ‘hah işte bu kadın benim ömür yoldaşım ‘diyebileceğim kimse de çıkmadı.” Atilla çok merhametli ve sevdiğine çok düşkün bir adamdı. Bunu vatanına olan aşkından anlayabiliyordum.
“Yaw komutanım burası size çok iyi geldi anlaşılan. Geldiğimizden beri birimize bile bulaşmadınız.” Özgür yanında konuşan Barlas’ın ensesine vurup “Lan oğlum şurada iki keyfimiz vardı yeri miydi bunu hatırlatmanın?” Diyince Safirden tehtit barındıran bir gülüş geldi.
“Niye hatırlatmıyormuş asteğmenim. Ayrıca Barlas sen de çok iyi bilirsin ki dönüşe saklıyorum koçum. Özgür ve seni ekstra güzel günler bekliyor.” Açıkçası çok üzülüyordum onlara. Timin iki goygoycusu onlar olunca ve açmamaları gereken yerde ağızlarını açınca pek tabi ki Safir de kaçırmıyordu.
Çok acımasız bu adam demek ki Delfin. Biz aşık olmayalım buna.
Sağ meleğimin sözüyle içimden büyükçe bir kaş çattım. O ne demek be?
Sol meleğim de sağ meleğime yandan yapıştırıp sen onu boşver Delfin saçmalıyor o şu anda, Diyince sabır çekerek önümdeki sohbete geri döndüm.
Yemeğimizi peşine de Hamsiköy sütlacını yemiştik. Şu anda bütün herkes toktu. İki saate görürdük vesselam.
“Bu sütlacın övüldüğü kadar olmasını beklemiyordum ya. Gidip paket mi yaptırsak eve?” Barlas,Özgür ve Atilla da onaylayınca Açim duruma el attı sağ olsun.
“Saçmalamayın arkadaşlar içeride sütlaç kalmadı ya, hâlâ paket yaptıralım diyorsunuz. ”
“Harbiden Size inanamıyorum gerçekten. Tüm her şeyi yediniz baya baya. Ayrıca siz merak etmeyin ben çok iyi yaparım Hamsiköy sütlacını. Siz ne zaman isterseniz dersiniz bana.”
“Ayy Delfin cidden yapar mısın? Devrem yapar cidden demi?” Barlas beni bir gün delirtecekti.
“Yapar devrem yapar. Bana kaç kez yaptı sayamadım bile. Ayrıca parmaklarınızı bile yersiniz.” Özgür’ün dediğine Açelya da amin Diyince toplu bir gülme aldı hepimizi.
“Alemsiniz vallahi!”
“Hadi bakalım kaptan!” Diyerek Barlas’ın omzuna vurdum. “Bas gaza da bu günün kapanışını yapalım!”
Şimdi son bir yer kalmıştı gitmemiz gereken: Sümela Manastırı.
……
VEE SON. BÖLÜMÜ BEĞENDİNİZ Mİ CANLAR? OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM. ❣️
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 52.59k Okunma |
5.78k Oy |
0 Takip |
69 Bölümlü Kitap |