Gözlerimi açamıyorum ,vücudumu hareket ettiremiyorum
Sanki üstümde bir ağırlık var ve kurtulamıyorum "Gözleri açılıyor" derinden gelen sesler de ne böyle.
Gözlerimi yavaşça açtım ,göerime dolan ışıkla Gözlerimi kıstım,ayağa kalkmaya çalıştım izleyerek yüzümü buruşturduğumda biri girdi görüş açıma Zehra
o beni tuttu
"Kalkma Açelya"niye ağlıyor ki
Kuruyan dudaklarımı hareket ettirdim "neler oluyor"
Görüntü netleşti odaya göz attım burası slopi değil nerden baksan anlarsın,bu oda slopiye göre lüks bile kalır.
Sonra bakışlarım koltukta iki büklüm yatan Hediye yi gördü.niye herkes bu kadar yıpranmış
Odaya aniden Alim geldi ve sessiz bana baktı göz göze geldiğimizde geriye bie adım attı ve arkasını dönüp "komutanım!"diye bağırarak dışarıya çıktı
neler oluyor ne diye abartılıyor
O oda
Dün neler yaşamıştım ve Alkan şuan yanımda değil
azıcık sevdiğini düşünmüştüm oysa
Gözlerim doldu ve hıçkırıklarla ağlamaya başladım
Benimle beraber Zehrada ağlamaya başladı ve Hediye uyandı .Fırlayarak yanıma geldi birşeylee söyledi ama onu duymadım,duyamadım kelimeleri toparlayamıyorum
Odaya doktor girdi bana anlamsız sorular sordu ,hepsini cervaplayınca birşeyden emin olmuş gibi başını salladı ve odadan çıktı.
eeee
mal
Keremi görünce daha fazla ağlamaya başladım.O benim şu timde tek sırdaşım abim
Koşarak beni kendine çekti ve sarıldı inlediğimde hemen beni bıraktı
Içine Tim doldu Alkan dışında beklemiyordum zaten o pisliği
Doktor onlara dönüp" hala o günde olduğunu sanıyor birkaç gündür uyutulduğunun farkında değil zaten beklediğimizde buydu"
"Bir dakka siz zaten beni dün getirmediniz mi buraya" titrek bir şekilde sorduğum soruyla Tuğrul Kaşlarını çatarken doktor kafasını salladı .
Kimse umursamadan üstündeki hastane kıyafetini çıkarttım zaten sütyenim de yoktu Üstüm komple çırılçıplaktı.
Bunu gören tim bir hışım arkasını döndü.
İşin garip tarafı çıplak bedenimde gördüklerim benim şoka uğratmıştı istemsiz ise yüksek bir şekilde çığlık attım
Zehra'ya döndüm Hala Ağlıyordu o konuşamayacağını anladım hediye baktım o ağzını kapamış vücuduma bakıyordu
"Kaç gündür yatıyorum Kaç gündür uyutuluyorum!"
Hediye burnunu çekti ve yanıma oturdu
"4 gündür uyutuluyorsun ama 7.günün sonunda uyandın"
O sırada hastane kıyafetini üzerime geçirdi.
"Al-alkan" titrek bir sesle sordum
Tuğrul bana doğru dönmeden o şu an burada değil
o ne demek burada değil her şey sorumlusu zaten o değil mi
ama onun ismini bildiğim için işkence çekmedim mi zaten
Tim kapının köşesinde bekliyorlardı ve arkası dönüktü Çünkü hala Üstüm çıplak sanıyorlardı. Bir hışımla hediye üstünden ittim o koltuğa doğru düştü Bense çarşafımı kenara ittim serumu canım acıyacak acımayacak umursamadan çıkarttım yalın ayak koşmaya başladım
delirmiş gibiyim,nereye koştuğumu bile bilmiyorum
Kapıdan çıkmadan önce Tuğrul ile Göz Göze Geldim ve bir hışımla koştum koridorda deli gibi koşuyordum Belki de delirdim bilmiyorum arkamdan sesler geliyordu Açelya bekle, kaçtı ,yakalayın tutun gibi
Koridor ikiye ayrılıyordu ben en kalabalık olanı seçtim insanlara çarpa çarpa gidiyorum ki birine tosladım tipine bile bakmadan "dikkat etsene be abi" diyerek azarladım karşımdaki kişiyi ve yine koşmaya devam ettim.
Canım yanıyor galiba saygılarım yavaş yavaş çözülmeye başladı.
Ve tam puanla küçük bir çıkıntı gördüm çalışma masası ile duvar arasında kimsenin fark edemeyeceği Anca bir çocuğun gireceği o yer
Zaten zayıf bedenimde Oraya girmek uzun sürmedi
Poponun üstüne oturup bacaklarımı Karnıma çektim ve Kollarımı bacaklarıma sardım
Madem o bana gelmiyor,benden bilgi de alamaz .
önümden tim hızlıca geçince rahat bir nefes aldım
Tuğrul'un haber vermesini koşarak üst kata çıktım.
Tam üskata çıktım ki onu gördüm neden yalın ayak deli gibi koşuyor
bir adama çarptı ve bağırıp yine koşmaya başladı Daha ne olduğunu anlamadan arkadan timi gördüm hastanede resmen kovalamaca oynuyorlardı.
Sadece Tuğrul koşmuyordu Çünkü beni görmüş ve koşmaya bırakmıştı
"Ne oluyor bu aq hastanesinde"
Oflandı puflandı yine galiba konuşmak istemiyor.
"Açelya hala o gündeyiz sanıyor yani Bizim onu kurtardığımız o harabe gibi yerdeyiz sanıyor"
"Ben ne diyorum aw evet seni sordu kitap da yazayım mı"
Tamam ilk önce Açelyayı bulmalıyız,ben hızlıca oradan ayrılınca Tuğrul ne yapmaya çalıştığımı anlıyormuş gibi o da ters yöne gitti
Uyanır uyanmaz başımıza yine dert oldu.
tam muhasebe masasının oradan geçiyordum gibi hıçkırık duydum,biri ağlıyordu o tarafa baktığımda kimse yoktu saçma bir dürtüyle yere baktım ve orada bacaklarını karnına çekmiş kollarını bacaklarını dolamış kafasını diz kapaklarında gömmüş küçülmüş de küçülmüş bembeyaz kız.
O da beni hissetmiş gibi yavaşça başına kaldırdı Gözlerine baktı sonra hışımla Kaşlarını çattı.
"Senin yüzünden "diye haykırdı "senin ismini bilmez olaydım canım çok yandı biliyor musun peki ilk gözümü açtığımda neden seni göremedim" Ne yana beni görmek mi istiyordu.
"Sizi ilk görseydim belki şu acım birazcık da olsa dinlerdi ama sen yoktun Ne yani yaralayıp kaçmak mı Bu mu senin olayın"
Beni suçluyor,evet bir nevi suçlu benim
Kendimi tutamayıp "sen kim oluyorsun ki senin için endişelenip senin başında bekleyeyim"
Doğru ben kim oluyordum ki, daha yüzünü bile görmediğim bilmediğim bir adama güveniyorum
Ama bu kelimeleri duymayı hiç beklemiyordum.
Istemeden olsa da omzum düştü ayaklarım bir sürü yere kaldığım odaya gitmeye başladım
Odaya girdim ve yatağa yatıpçarşafı kafama kadar çektim ve ağlamaya başladım
İkinci bir ruhsal çöküşü mü geliyor dersin,bence öyle
şu iki gün içinde pek bir şey değişmemişti yaralarım hala sızlıyordu ama ilk günkü gibi değildi tabii, Güliz ile bayağı konuştum
Kerem Ümit Alim Akif Neredeyse her gün yanıma geliyorlardı Güliz işten izin almış benim yanımda kalıyordu tekrar bir kaçırılma bir darbe söz konusu olmasın diye ben ise slopideki hastaneye yerleştirilmiştir,böylesi onlar için kolay oluyordu zaten askeriye ile hastane arasında pek de bir mesafe yoktu.
Tuğrul sadece slopideki hastaneye taşıdığım zaman gelmişti.
Sağ olsun kızlar yardım ediyor pansuman yapıyorlardı .
zihnimde dönüp duran şu kelimeler beni kahrediyor,ama doğru ben onun neyiydim ki benim için endişelensin
Kapı çalındı ve zihnimdekilerden kurtulup kapıya doğru baktım
şu zamanlarda hiç kendime bakmıyorum ,saçımı bile taramıyorum neden ki
Gelen kişiyi Kerem diye bekledim
Içeri sessizce görüyor bana baktı neden sadece bakıyor
Ona ne der gibi baktım ama benim de kafam karıştı.
Ardından tam "Açelya-"diyecekti ki gürültüyle kapı açıldı içeri giren Keremdi
Alkan'ı görünce ilk yutkundu elindeki sarı papatyalara baktı
Sonra bana baktı mahcup bir şekilde
O kızlardan sonra en uğraşan kişiydi
Ruh gibiyim ,farkındayım ama ne yapabilirim ki
Ardından Alim ile Akif te girdi ama galiba bir konu hakkında tartışıyorlar.
Alim bana baktı yanıma geldi ve "tekrardan geçmiş olsun Açelya Ama yanlış anlamazsan şu deli halinden kurtulamaz mısın" kibarca sordu
Kerem başını hızla sallayarak "haklısın Alimcim"' diyerek bana baktı.
"Çok pardon ama burada ki deli ben mi oluyorum acaba?"' diye sordum. Kerem işaret parmağı ile beni göstererek "şu halinizle bir deliye benziyorsunuz" dediğinde Alkan'ın ağızından küçük bir kıkırtı çıktı
Muşmula suratlı adam az önce güldü mü?
Allah'ım bir dakika, az önce yarattığın kullardan bir tanesi güldü..Şu anın hemen tarihi atılması lazım!
Tribimi ve kırgınlıgımı unutarak
Alkan'a bakarak "sizin gülmeniz için benim deli mi ilan edilmem gerekiyordu?" diye sorduğum da Kerem yüksek bir kahkaha patlattı. Onun ardından ise Alim ve Akif gülmeye başladı. Onlar ne ara tartışmaya son vermişlerdi ya?
Ayrıca komik bir sey mi sordum ben?
Alkan bana ümitle bakınca kaşlarımı çatarak ona olan bakışlarımı zorla da olsa çektim.
Hastaneden dün taburcu oldum hala yanıklarım geçmese de iyi durumdayım,artık hendi pansumanımı da hendim yapıyorum
Her neyse zaten saat 22.48 en iyisi uyumak.
bir ses geliyor tanıdık gözlerimi açtım neredeyim, yok artık bu Beton...başımı üstüme eğdiğim zaman gördüğüm şeyler beni daha çok hayrete uğratmıştı yaralıydım karşıma baktığımda o pisliği gördüm hala kim olduğunu bilmediğim bana habire kızım diyen soysuzu
nasıl yani ben hiç kurtarılmadım mı
Saçımdan tuttu gibi beni sürüklemeye başladı daha kendime yeni geliyordum
sanki sesim içime kaçmıştı ya da onlar beni duymuyordu ya da duymazdan geliyordu.
"Alkan ! Yardım et Demir !!"bağırıyordum
arkadan gürültülü bir ses geldi parçalanma sesi
kızgın ateşi tekrardan Karnıma bastırdı pislik çığlık attım tüm gücümle "Demirrrrr!"
"Eveet söyle adını güzel kızımmm"
gözlerimi bir hışımda açtım odamdaydım vücuduma baktım bana bir şey olmamıştı ama karşımda gördüğüm yüz umduğum kişinin yüzü değildi
Oydu ,beni bulmuştu ,ve bu rüya imge miydi
Çığlık atarak kendimi yataktan aşağı attım
"Açelya!!"sesi ona ait değil sanki Alkanın sesi
Zihnimin oyunu, o pislik Alkan olamaz
Hızlıca ayağa kalktım ve tam kaçmaya yelteniyordum ki kolumdan tuttu,
Bedenim ayakta kalacak gücü bulamıyor Her yerim zangır zangır titriyor
Onun yüzüne bakamazken o Kollarımı tutup hızlı sarstı beni,Açelya bana bak
"L -lütfen bırak beni a- acıyor"
Bütün direncim kırılmış geriye güçsüzlüğüm kalmıştı gururumu yerin altına alarak "Ne istersen yaparım ama lütfen bırak beni "diye hıçkırarak ağlamaya başladım.
"Sen kimsin" diye bağırdım ağlayarak ve kendimi yere bıraktım
Yere düşmeme izin vermeden beni belimden ve Dizlerimin oradan tutarak kucağına aldı
Anladığım kadarıyla bedeni kaskatı kesilmişti.
Gözlerimi araladığımda onu gördüm Alkan en başından beri o muydu
sesi titremişti
ona olan tüm kırgınlığı arka planı atarak zaten kucağındayken Kollarımı boynuna sardım ve bağıra bağıra hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım "geldi sandım çok korktum" ağlarken birçok kelime yutuyordum. Ama o anlamıştı hissediyorum.
Ne kadar sürer beni kucağında öyle kolunu tuttu bilmiyorum ne kadar süre ağladığını bilmiyorum ama bir müddet sonra bedenim ağlamaktan uyuştu.
"Beni yanlız bırakmasan olur mu"diye mırıldandım
"Biliyorum beni sevmiyorsun senin hiçbir şeyin değilim ama çok yalnızım çok korkuyorum"
Elleri belimi sıkıca kavradı ve beni kendine çekti zaten kucağında yatar pozisyonda yarı baygınım,beni evimden çıkardı ve karşı eve girdi
Içerden Kapıyı kapatıp kitledi Nereye gittiğimizi bilmiyordum sorgulamıyordum da gözümü kapatıp omzuna yasladım kafamı anladığım kadarıyla üstünde sweet i vardı.
Yüzüne baktığımda hala maskesinin olduğunu gördüm.
Bu Maske farklıydı sadece gözleri değil ağzı da açıktı
Her ne kadar beni kırsa da lanet olsun ki Ona güveniyorum
Bir odaya girdik İçerisi full o okuyordu
Barut ile ona has bir koku ne gibi
Şey
Tuhaf
Ağlamalarım kesik kesik iç çekişlerine döndü.
Beni yumuşak bir zeminin üstüne bıraktı muhtemelen yataktı Üstümü de örttü ben mıyışırken o da yan tarafıma yattı
Ona doğru döndüm ve bana baktığını gördüm
"Maskeyle uyumak zor olmaz mı "diye sordum ağzıma yaya yaya
"Bana sarılarak"evet bunu dedim ama uyku sersemiyim off
"Evet öyle çok rahat oluyor Ben küçükken hep peluş ayıma sarılıyordum, Anneme sarılsam daha iyi olurdu ama annem Tabii ki de yoktu.
kime çok güvenirsen onun yanında huzurlu bir uyku uyumuşsun Ben seninle huzurlu bir uyku uyuyabilirim "
E ben böyle herşeyi yumurtaların ki
Güldüğünü işittim ama gözlerim kapalıyken onu göremiyorum
Yıldız bırakmayı ve etrafınıza önermeyi unutmayın🙃🙃🫠🎀
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
3.74k Okunma |
398 Oy |
0 Takip |
28 Bölümlü Kitap |