Biri beni ayakta tutmaya çalışıyo ,biri komutlar veriyordu.Kulaklarım uğulduyo sanki ölüyordum.
Gözüm kararmış hiçbir şey görmüyordum ambulans diye bağırdı birileri. SES geliyordu çok uzaktan Ama o an hissettiğim tek şey acıydı.
Kasıklarımdaki acı katlanılacak gibi değildi ,En sonunda kulaklarımın uğuldaması durdu .
O an bacak aramda hissettiğim tekrar ıslaklık,yanma ve kramplar ile güçlü bir çığlık attım. Bacaklarım artık kendini taşıyamamış ve kendini bırakmıştı ki birinin beni tekrar ,sıkıca ,tuttuğunu hissettim yavaşça yere yatırdıq , yerde uzanıyordum.Bacaklarımı karnıma çekmeye çalıştım ama Alim tutuyordu.
Anlıma değen ıslak bez ile bakışlarımı o kişiye döndürdüm, Hürü idi.
bir çığlık daha attım"Ölüyoruumm!Aaaahhh"
Hürü kafasını hızlıca iki yana salladım
"Dayanamayacağım"diye fısıldadım.
Hızla görüş açıma Güliz girdi .:
"Dayan Açelya bayılırsan,bilincini kaybedersen bebeği de kaybedersin!"
Başımı hızlıca iki yana salladım ,anlımda bile damarlar atıyordu.
"Siktir çok kanaması var bu normal mi" diye titrek bir ses duydum Kerem di .Ağlıyordu.
"Hayır hiç normal değil, azcık tıp bilgilerimie dayanarak söylüyorum ki biraz daha müdehale edilmezse bebek ölücek ve anne tehlikeye girecek."diyen Güliz'e yalvarırcasına baktım.
O sırada tutunduğum hatta yer yer cırmaladığım. Ele baktım.El kanıyordu.Kafamı kaldırdım Tuğrulla göz geze geldik.
Gözlerim dolu dolu aynı zamanda çırpınırken ona yalvarır gibi baktım o ise dişlerini sıktı.
elini yırtmıştım ve gık dememişti.
Bir daha sancıyla derince inledim,ambulans diye bağırıyorlardı,yada hayal görüyordum bir sancı daha kasıklarıma girdi ve O an elim ayağım boşaldı.Çırpınan bedenim sanki yerçekimi azalmışcasına bedenim ağırlaştı ve bir anda titremelerim durdu İşte o an anladım sona yaklaşmıştım. dudaklarımdan son bir inleme çıktı .Gücümü toparlamaya çalıştım ve parmaklarım son kez kendini belli etmiş karnımda gezdirdim Gözlerim yavaş yavaş kayıyor ve kapanıyordu.
Son anda Kerem'in yanıma çöktüğünü ve "kardeşim Açelya dayan!" diye veryansın ettiğini duydum ne yazık ki geçti ,Gözlerim kapandı titremelerim yavaşladı sancım arttı Uzaktan bir siren sesi duyuldu.
(...)
ağlamayı lisedeyken bırakmıştım ablamı kaybettikten sonra,ah Açelya ah,hep ilktin ,herkes için, ama şuan o iyi değildi ,hastane koridordan bekliyorduk.
Yeterince hızlı bir şekilde hastaneye gelmiş ve beklemeden Açelyanın ameliyathaneye girmesini seyretmişik işte bu kadar.
Komutanımızın emanetine sahip çıkamamıştık,şimdi tek yaptığımız dua edip ,Allaha sığınmaktı, aramızda bir sessizlik vardı ve sessizliği bozan beklenmedik bir kişiydi
"Lan ben böyle hayatın amına koyarım,kızın çekmediği şey kalmadı lan kalmadı,bu kız bu acılarla teğmen olmuştu"Tuğrul'du bu kişi ,koridor çınladı ama o durmadı.
"Lan o adam kardeşim,benim kan bağım olmasada tek kardeşim.! bize,bana hem canınını ,hem cananını emanet etti de gitti.! Canı dediğim Açelya ,Cananı da bebeği .Ve ikisi de gidiyor!" Yumruğunu duvara geçirdi parmak boğumları patlamıştı Açelya'nın kanıyla beraber kendi kanı da vardı artık elinde, herkesin eline baktım herkesin eli kıyafetleri kandı gözlerim bir kez daha doldu.
Sonra yanımıza ağlayarak gelen iki kızı gördük.
"Lan bu kız ne çekti böyle" diye konuştuğu hediye aynı zamanda ağlıyordu.
Zehra ise ağlamaktan konuşamıyordu.
"O-o gün ona gel dediğim güne lanet olsun ,b-ben çağırmasaydım o ,bunlara katlanmayacaktı "güçlükle kurduğu cümle herkeste derin bir etki bırakmıştı.
Tuğrul hızlı adımlarla Zehranın yanına gelip onu tuttu ,sanki bu anı bekliyormuşcasına bağıra bağıra ağlamaya başladı kızcağız.
Hediyenin dermanı kalmamıştı farkındaydım bir adım atayım derken hızlıca Ümit Hediyeyi tutup köşeye oturttu.
Ya sırası değil ama ya... Bu shipler...
Hızlıca kendime kızdım.Ne diyordum ki ben .
şu saate kadar ameliyattan çıkması gerekirdi ama onun yerine ikinci bir doktor daha girmişti ameliyata .Bunu gören timin omuzlarına daha da büyük ağırlık çöktü .Akif ile Alime döndürdüm bakışlarımı İkisi de yere odaklanmış gözleri kızarıktı .Hürüye baktım hala Ağlıyordu. Güliz de öyle, Hediye ve Zehra bir 10 dakika önce ağlamaktan Yorgun Düşmüş ve uyuyakalmışlardı. Ben harap olmuştum, Ümit de benimle aynıydı. Ama Tuğrul ...
Tuğrul komutanım O çok kötüydü omuzları iyice çökmüştü 1.95'lik adam 1. 80'e düşmüştü sanki. gözümün önünde yaşlanıyordu çok garip bir durum Hem kardeşine hem de kız kardeşi saydığı kadına hem de yeğenine sahip çıkamamıştı kendini suçluyordu.
Artık dayanamıyorum bu-bu iğrenç bir duygu Allahım.
4.saat:(Yazardan)
Ameliyathane kapısı açılınca yorgunluktan bitkin düşmüş Yarı uyur vaziyette bulunan kızlar bile hızlıca fırladı ayağa.
Belli etmemeye çalışsa da Tuğrul'un ödü kopuyordu.En önde o koştu.
Doktor maskesini aşağı indirdi yüzü stabildi, herkes sabırla doktorun diyeceklerini Beklerken Zehra tekrardan ağlamaya başlayarak doktorun dibine girdi."Lütfen güzel bir haber verin "diye ağlarken doktora o an ne yapacağını bilmediğinden sarılarak ağlamaya başladı doktor 30'lu yaşlardaydı. Bunu gören Tuğrul içindeki dürtülere engel olamadan Zehra'nın kolunu nazikçe tutarak kendine çekti Zehra doktorun gövdesinden ayrılıp Tuğrul'un gövdesine sarıldı ama aynı zamanda şaşkınlığı üzerindeydi.
Doktor: Hastanın bu duruma gelebilmesi için ne yaşattınız!
Diye tepki koymasıyla herkes şoka girdi, Nasıl yani Doktor bunlarlaa nasıl böyle konuşurdu hepsinin üstünde asker üniforması ve maskesi vardı ,doktorun ise korkması ya da çekilmesi lazımdı.
Aslında demek istediği hesap sorma gibi bir şeydi ama doktor Ümit'i umursamadan en önünde duran Tuğrula bakarak konuşmaya başladı.
Doktor:En Rütbeli sen görünüyorsun komutan. Kız günlerdir Ağrı çekiyormuş zaten ,en az 2 haftadır düşük tehlikesi varmış. Ve fetüs yani yeni oluşmaya başlamış bebek ki bu çok nadir olur rahime, kibar tabirle kapıya dayanmış Bu kızın Ağrı çekmemesi ya da belli etmemesi normal bir durum değil,zor dayanmış olmalı. Ya kimse dikkat etmedi ya da çok iyi gizlemeyi başardı ve önceki kontrollerine baktığımda asla hastaneye gelmemiş hamile kaldığından beri kontrol ettirmemiş. Sorun dayanması değil Sorun kimse tarafından kontrol edilmemesi Onu boş verin,çok zor ve nadir bir düşük tehlikesi geçirdi.Ölebilirdi!"
Derin bir sessizlik oldu ,Keremin nutku tutulmuştu.Herkes aynı şeyi geçirdi kafasından
Doktor: "Bebeğe gelirsek ,o iyi ,annesiyle beraber yoğunbakımda bebek sandığımızdan daha güçlü çıktı tabii annesi de fazlasıyla güçlüydü. Bayağı bir işlem gerekti uzun süre dinlenmesi gerekiyor ayağa bile uzun süre kalkmaması gerek karnı fazlası ile küçüldü yani 3,5 değil de yeni hamileymiş gibi görünüyor karnı çünkü bu işlemi yaparken iç karnı küçültüldü bundan dolayı birkaç ay sonra normalden büyük bir göbeğe sahip olacak çok hızlı karnı büyüyecek diyeceklerim bu kadar kontrollere sık sık gelsin vitamin takviyesi yazacağım" dedi ve arkasını döndü o an Tuğrul doktorum kolunu tuttu, Doktor garipseyerek Tuğrul'a baktı.
"Cinsiyeti ne "Tuğrul'un bu sorusu herkesin Aklındaki soruya cevaptı
Doktor hafif küçümseyerek baktı önce elini karşısındaki komutandan çekti Sonra "kız bebek" dedi ve arkasını dönüp gitti
Tuğrul doktorun arkasından Baka kaldı içinden geçen cümlelere engel olamadı "Alp'in hayaliydi kız çocuğu"
Şu an uyanıktım ama gözlerimi hala açamadım, uğultular duyuyorum hiçbirini etkileyemiyorum, alnıma değen eli hissettim ama tepki yine veremedim.Bana ne oldu.
O an aklıma gelen deminki olayları hatırladım bunu hatırlamak bile yetmiştir hızlıca Gözlerimi açtım ve bana bakan Tuğrul'la karşılaştım sanki gözyaşım akmaya hazırmış gibi gözlerimden hızlı hızlı yaşlar akmaya başladı. Sonra hızlıca bana yardım etti ve hafiften oturmamı sağladı doğruldum biraz. O an kapıdan içeriye Zehra girdi Onunla beraber Alim beni uyanık görünce Zehra hızlıca yanıma koşarken Alim arkasını döndü ve "Kerem Komutanım uyandı" diye bağırdı.
Saniyesinde herkes odama doldu hala idrak etmeye çalışıyordum ve hala Sessizce gözyaşıma akıtıyordum.
Herkes bir oh çekti ama anlamıyorum?
Aklıma gelen şey ile hızlıca elimi Karnıma attım
hızlıca kafamı sağa sola sallayarak ağlamaya başladım.Bağırarak ilk cümleydilemi kurdum"Hayır! Lütfen, Lütfen gitme!!" Aynı şeyleri tekrar edip duruyordum.
Herkes bana bir şey diyordu adımı haykırıyorlardı ya da beni dinle diyorlardı ama umurunda mıydı, Hayır. En son Ellerimle yüzümü kapatarak bağıra bağıra ağlamaya başladım.
O an Tuğrul bileklerimden tutup elimi yüzümden ayırdı gözlerime keskince baktı "yaşıyor"
Sevinsem mi ağlasam mı üzülsem mi bilemedim.
" tehlikeli bir ameliyat geçirdin uzun süre yürümemen gerekiyor iç karnının küçültüldüğü için. Bebeğin biraz daha iç kısımda ama bir aya kalmadan göbeğin Normalden daha büyük olacak Normal hamilelerden daha büyük karna sahip olacaksın"
"Peki cinsiyeti belli mi?" Çok aciz çıkmıştı sesim.
"Bir prenses yengesi oluyorum"diye ılımlı bir şekilde konuştu Hürü.
Hiçbir şey idrak edemiyorum "ama Alp?" artık Alkan falan demiyordum demem lazımdı Ama diyemiyordum o Alp'ti.
Akif ne olacağını anlamış gibi hızlıca onlara koluna tutup çıkardı Muhtemelen açıklama yapacaktı.
"Komutanım..."dedi ve sustu Ümit.
Biliyordum bir daha dönmeyecekti.
Gözlerim tekrar doldu Ve ağlamaya başladım.
"Ölüsünü istiyorum!"haykırırcasına ağladım, bağırdım.
Kerem hızlıca yanıma geldi "Açelya doğru düşünemiyorsun güzelim Sakin Ol"
Hızlıca ayağa kalkmayı yeltendim ama kerem üzerime abanarak "tamam çıkıyoruz yeter ki ayağa kalkma bak bebeğe bir şey yapacaksın" diye tepki koydu hatta bu sitemli bir şekilde bağırdı.
Onlar sırayla çıkarken en son Tuğrul çıkıyordu ki "ben ona veda bile edemedim" diye fısıldadım. "Aptal Hormonlara yenildim keşke ölseydim"devam ettim.
Bir şey demedi arkasını döndü ve çıktı.
Günün sonunda yine yanlız kaldım.
O an aklıma gelen şeyler hızlıca elimi boynuma attım.
Kolye
Bu sefer elimi kulağıma götürdüm küpeler de duruyordu ama yüzük yoktu hızlıca odayı gözlerimle taradım,yerdeydi.Çırpınırken düşmüş olmalıydı.
Hafiften zorlanarak doğruldum yere eğildiğimde Karnıma Dehşet bir ağrı saplandı ama vazgeçmedim hızlıca yerden yüzüğü alıp eski konumuma geçtim nefes almam zorlaşsa da yüzüğü de elime takmıştım
ot gibi yaşıyorum. Tek diyebileceğim şey bu.
Onsuz Kalbim daha çok acıyor. Bebeğim hala yok Daha doğrusu kendini belli etmedi.
Bir haftadır günlük rutinim şu: arada bir gelip beni kontrol ediyorlar .Bu an İçin de hiçbir şekilde onlarla hiçbir şekilde göz teması kurmuyorum ya da konuşmuyorum onlar benimle konuşup bir şeyler anlatıyorlar ama ben umurumda olmuyor.Tuğrul bile konuşma çabasında,çoğunlukla dinlemiyorum ...hemşireler geliyor kontrol yapıyor bazı yerlere bakıyorlar yemek getiriyorlar, bu kadar.
O an masadaki makas gözüme takıldı. Hafiften kıpırdandım eskisi gibi çok ağrım yoktu ama yine ayağa kalkmam yasaktı .
birazcık daha doğruldum, elimi oraya uzatmaya çalıştım azıcık kalmıştı ,hızlıca makasa doğru bir hamle yapıp makası elime aldım.Tamamdır.Şimdi ne mi yapacağım
Hafiften makası elime sürdüm kanamadı ama derim soyuldu.
Korkuyorum.Hemde deliler gibi. Her gün Açelya pastane odasında daha da yok oluyor.
Keremle beraber kasvetli koridorun orada yürürken koridorda tok bir ses yayıldı. Sanki bir şey düşmüş gibi. AÇELYA'nın odasından geldi!
Kerem'le ikimiz korku ile birbirimize baktıktan sonra öne atıldık hızlıca Kapıyı açtığında gördüğümüz manzara şok etkisi yarattı Kerem hızlıca Açelya'nın yanına koştu.
"Naptın sen!"diye sesine kontrol veremeden bağırdı.
Makas yere düşmüş ve önünde bir sürü beyaz saç vardı.
Kerem korkmuş kıza bakarak sarıldı."Off" Sadece söylendi.
Açelya ağlamaya başladı ağlarken bizi Sadece birbirimize sessiz bakışmalar gönderiyorduk.
İkimizin aynı şeyi düşündüğüne kalıbımı basarım
Yarım saat boyunca ağladıktan sonra bedeni yorgun düştü ve Kerem'in göğsüne Yaslı bir şekilde uyuya kaldı. Buraya ben girdim ve yamuk olan kısımlarda ben kestim artık kalçasının bayağı altında olan saçlar kalçasının üstündeydi.
Bazen saçında bile oturduğu oluyordu ki artık saçına değil oturmak ,poposunun hizasına bile zor geliyordu saçı.
Normal bir kişiye göre azıcık kesilmiş olabilir ama asla azıcık değil.
Güliz Açelya'nın saçına birazcık daha şekil verirken, yerdeki saçları topladım ve bir mendilin içine koydum o mendilide askeriye kıyafetimi iç cebine koydum...
Ah benim Açelyam ,ablam,kız kardeşim...
Alp..
Açelya içeride hala uyurken Biz koridor daha bütün tim Zehra, Hediye, önümüzdeki saça bakıyorduk.
"Bu iş çığırından çıktı"diye sert bir sesle konuşan Tuğrul Komutanım baktım.
Peki bundan sonra ne olacaktı.
Lütfen bana kızgın olmayın sonraki bölümler daha iyi olacak🔥
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
3.81k Okunma |
399 Oy |
0 Takip |
28 Bölümlü Kitap |