10. Bölüm

10. Bölüm: Hoş Geldin

Tubanur Peker
tubanurpeker1006

Peki ya bu masalın sonu yoksa. Bu masalın başı olupta sonu olmazsa.

Annemin kelimeleri beni öldürüyordu. Hayata bu kadar sert konuşması beni deli etmişti. Her şeyi boş verip yanımdaki arabamın anahtarını ve telefonumu aldım. Espiri yapmak saçmaydı ama olay şu ki babam sayesinde BMW i8 ve iPhone 12 pro ya sahiptim. Evden çıktığımda Hayat taksiye biniyordu yetişmem imkansızdı. Hemen arabama binip Hayatın peşinden gittim. Aklımdaki düşüncelerle telefonumun Bluetooth'u otomatik olarak bağlanmış ve bir şarkı açmıştı. Öldüm göremedi gözleri belkide kördü. Şarkının sözleri bana bugünü hatırlatıyordu. Geceleri deliye mi döndü. Kendimi kaybetmiştim en son duyduğum şey bunlardı.

Bir kaç dakika sonra şarkının değiştiğini bile fark etmemiştim. Beynimde sadece bir cümle dönüp duruyordu.

Öldüm görmedi gözleri belkide körü

Görmedi gözleri belkide kördü...

Gözleri belkide kördü...

Belkide kördü...

Kördü...

Binlerce şarkı geçmişti ben hayla o cümlede kalmıştım. Beynimi fethetmiş ve yok etmişti. Aniden telefonumun çalma sesini duydum.

''Efendim!" Belki Murat'a sert davranmam gerekiyordu ama yapmadım, yapamadım.

''Nerdesin sen?" Ben sert değildim ama, Murat çok sertti.

''Arabamda, Hayatın peşinde." Benim sesimde sertleşmişti aniden.

''Annen çok sinirli eve geri dönmeni istiyor. Ben ise bu halde dışarı çıkmanı istemiyorum." Hayla sevgilim gibi davranıyor.

''Ben, bekar sevgilisi olmayan bir kadınım ne yapacağımı size soramam!" Biliyorum şu an benden nefret ediyorsunuz, hatta benden tiksiniyorsunuz ama benle sert konuştuğu sürece bende onla sert konuşacağım.

''Bu kadar kolay mı?" İlk başta neden bahsettiğini anlamadım ama sonra ışıklar yandı.

''Değil!" Gülümsediğine eminim. Ve bir an onu gülümserken hayal etmek beni öldürdü.

''Yani beni hayla seviyorsun?" Evet hemde deliler gibi.

''Yani şey, sevmek değilde aşık olmak." Bir kahkaha, iki kahkaha, üç kahkaha ve dört kahkaha. Murat'ın can çeliştiğine emindim.

''Aşık olmak sevmek değil mi?" Bende olsam bana gülerdim. Murat ise nefes almadan kahkahalar atıyordu. Evet, bir kahkaha iki kahkaha...

''Aşık olmak, insanın birine bağlanıp onu asla bırakmamasıdır. Sevmek, bir insana sevgini göstermektir." Ne saçmalıyorum ben?

"Yani sen bana sevgini göstermiyor musun?" Utandığını çok ama çok iyi biliyor zaten beni utandırmak için yapıyor her şeyi.

"Murat tamam işine bak!" Sert ve uyarıcı sesim ile Murat'ın evden çıkma sesini duydum. "Sen nereye gidiyorsun?" Her zaman ki gibi, bir kahkaha iki kahkaha... kahkaha atması beni eğlendiriyordu çünkü onun mutlu olması benim kalbimi iyileştiriyordu.

"Aşık olduğum bir kadın var onun peşine." Kıskançlık beni yakalamış ve beni tutuyordu.

"Kim o aşık olduğun kadın?" Kıskançlığımı belli etmeden sormuştum oysa ki. Ama Murat yine, bir kahkaha iki kahkaha atmaya başladı...

"Sevda iyimisin?"

İç ses: Bence iyi değil.

Sevda: Kapa çeneni.

İç ses: Kendini kıskanan tek insansın.

Sevda: Erkekler hakkında bir şey bilmiyorsun.

İç ses: Sanki sen çok iyi biliyorsun.

Sevda: Sesini kes yoksa ben kesmek zorunda kalacağım salak.

İç ses: Korktum.

Bende olsam benden korkardım. İç sesimin bu kadar kolay korkup gideceğine inanmazdım. Belki bu dünyada en son inanacağım şey bu olabilir.

"Sen daha demin... kendini mi kıskandın?" Ve yine bir kahkaha iki kahkaha üç kahkaha... rezil oldum ve yine kahkahalarını sayıyorum. Salak mıyım ben?

"Evet olabilir kadınlık hali." Kadınlık hali mi? Ah salak. Ve yine bir kahkaha iki kahkaha üç kahkaha dört kahkaha..., evet haklısınız ben tam bir salağım.

"Kadınlık hali mi?" Ölmek üzereydi ve ben hayla saçmalamaya devam ediyordum.

"Evet her kadının bir kadınlık duygusu ve hali vardır." Kadınlık duygusu mu? Ah salak.

"K-kadınlık d-duygusu mu?" Bunu söylerken nefes alamıyordu. Ve düşünün yine ne diyeceğimi. Bir kahkaha iki kahkaha üç kahkaha...

"Kadınlık duygusu nefes almaktır." Neeee? Çıldıracağım ya ne saçmalıyorum ben? Sanki erkekler nefes almıyor. Bir kahkaha iki kahkaha üç kahkaha...

"Biz nefes almıyormuyuz?" Muratcığım kusura bakma ama şu an nefes aldığın söylenemez.

"Evet şu an nefes almıyorsun." Dedim kendimi tutamayarak.

"Nefesimi kesecek kadar güzelsinde o yüzden." Aşık oldum şu an.

"Nefesini kesmek için değil nefesin olmak için yaşıyorum." Hayat hayla gideceği yere varmamıştı.

"Romantizminize hayran kaldım." Beni mutlu etmeyi nasıl beceriyor bilmiyorum, ama beni mutlu ediyor.

"Teşekkür ederim." Bir kahkaha, iki kahkaha, üç kahkaha... Biliyorum böyle dediğim an çok sinirlenmiyorsunuz.

"Her cümlen beni kendine aşık ediyor." Yüzümdeki aptal bu gülümseme beni sinirden delirtmek üzereydi.

"Bana aşık olmayan yok Murat Sever!" Yüzünde acayip bir şekilde sinir ifadesi olduğuna eminim. "Beni bekleyen bir kardeşim var özür dilerim." Şimdide yüzünde bir gülümseme oluştuğuna ve gülememek için zor durduğuna emindim.

"Tamam diyelim bakalım prenses." Murat benim gözümde hırsızdı, benim kalbimi çalan bir hırsız.

"Görüşürüz," bana karşılık vermedi, çünkü biliyor ki ona geri döneceğim. Telefonu kapatıp arabamdan aşağı indim. Oradaydı bir kadının evine gelmişti. Ve bu kadının kim olduğunu bile bilmiyordum.

"Fatma anne," sesinde duyduğum heyecan ile gözümden bir damla yaş aktı. Aklımdaki tek soru: BU KADIN KİM? Oluyor.

"Hayatım gel bebeğim gel." Hayat kadının evine girerken anneme olan öfkem bin kat arttı. Çalan telefonumu umursamadan o eve doğru ilerledim. Arkamda bıraktığım zenginlik, şöhret ve ailemi bıraktım. Kapıya gittim ve bir kere vurdum.

Bir daha vurdum,

Bir daha,

Son kez,

Kapı açıldığında o kadın karşımda şaşkın bakışlarla duruyordu. Ve onu daha fazla şaşırtacak bir şey yapıp yavaşça sağ tarafa yönelttim, ve içeri girdim.

"Hey ne oluyor?" Kadın şaşkındı hemde çok şaşkındı.

"Benim olan bir şeyi alıyorum!" Diye bağırdım. Kadın 50-60 yaşlarında duruyordu.

"Burda senin hiç bir şeyin yok hemen çık evimden yoksa polis aramak zorunda kalacağım, bu genç yaşında hapishaneye girmek istemezsin." Saygısızlık yapmak gibi algılamayın ama bu kadın çok konuşmadı mı?

"Fatma anne?" Bağırarak aşağı inen Hayata baktım. "Abla?" Bir bana bakıyor bir kadına bakıyor.

"Hayat odana çık kızım!" Kadın Hayatı benden kurtarmaya çalışıyordu, ama ben onun ablasıyım ona zarar veremem.

"Anne, sorun yok Sevda Canlı ile tanış." Kadın gözlerimin içine baktı. Sanki gözlerimin içinde bir şey gördü. GEÇMİŞİNİ GÖRDÜ.

"Sevda mı?" Galiba bu kadın beni çok ama çok iyi tanıyordu.

"Evet, o senin öldüğünü sandığın bebek şimdi karşında duruyor. Sevda Canlı, senin senelerdir aradığın o bebeğin. Eyla ve Sedat Canlının sana yüzünü göstermediği o kız." Kadın öğrendikleri ile yıkıldı. Ne olduğundan haberim yok ama bu ailenin bir sırrı olduğunu çok iyi biliyordum.

"O-o ölmüştü gözlerim önünde ölmüştü!" Kadın ağlamaktan başka bir şey yapmıyordu.

"Eyla sayesinde yaşıyor ve sana yaşadığını söylemek istemediler. Çünkü biliyorlardı ki Sevda'nın seni seçeceğini. Nasıl yaptılarsa artık Sevda'nın hafızasından seni çıkardılar. Sana, 'Sevda artık yok, o öldü' dediler.

Senin onu unutacağını düşündüler ama asla unutmayacağını bilmiyorlardı. Unuttukları bir şey vardı sen Sevda'nın öz babaannesi, babamın ise öz annesiydin. Ta ki dedem seni aldatana kadar. Bir yalanla büyüdü babam, aslında o kadın babaannemiz değildi. Bizim öz babaannemiz yanımızdaydı.

Onların tek isteği Sevdayı prensesler gibi büyütüp herkesin ortasına sunmaktı. Eyla yani annem çok korktu, Sevda değilde ben şirketin yönelteceğim diye çok korktu. Bir gün karşısına çıkıp 'ben ölmedim' diyeceğim diye çok korktu."

Bazen gerçekler can yakar, bazen ise gerçekler mutluluk yapar. Bazı aileler sadece yalandan oluşur bazı aileler ise bir yalan olmadan büyür. Sadece bir yalan bir kişinin ölümüne neden ola bilir.

- - -

Gecenin 1.21' i ve ben yine ama yine bölüm yazmakla meşgulüm.

Bu bölüm halkında çok konuşmam gerekecek o yüzden sıkı tutunun sizi konuşkan Tuba ile tanıştırıyorum.

İlk önce, bu kadar fazla yalan olan bir bölüm oldu. Belki en fazla yalana sahip olan kitabım Eyfel olabilir. Biliyorum bu bölümde fazla Murat'ı okuyamadık ama bu geçmişi, bu yalanı öğrenmemiz Murat'ın fazla veya az olması umurunuzda olmaz. Hatta bazılarınızın Murat'ı unuttuğuna eminim. Bazılarınız ise, Murat nerde? Murat acaba öldü mü? Gibi gibi sorular geçti aklınızdan. Ama ölmedi daha çok yaşayacakları var bu ikilinin.

İkinci olarak, Eyla kötü bir karakter değil sadece bu ailenin bozulmasını istemiyor. Evet Hayatı fazlalık sayıyor ve onu hiç bir zaman kızı olarak görmemiş olabilir ama asla kötü bir karakter değil.

Ben biraz fazla konuştum gidiyorum şu an. Final bölümünde çok fazla konuşacağız zaten.

Ve bildiğiniz üzerine 'özel bölümler' adlı bir kitap oluşturdum. O kitapta bütün kitaplarımın (yazılmamış olan kitaplar değil) özel bölümleri gelecek. Yazılmamış kitaplarımın ilk bölümlerinin özetleri o kitaptan gelecek ve isimleri orda öğreneceksiniz. İnstagramdan kitapların isimlerini zaten yazıyorum. Şimdi instagram bahsettiğim kitapların isimlerini buraya yazıyorum:

İMKANSIZ

ÇADIR

YERALTI

Bunlar bilinenler daha bilinmeyenler var. İmkansız Eyfel bittiği zaman başlayacak.

Sizleri seviyorum :)

Bölümden soracağınız sorular:

Bu kadın kim?- Hayat ve Sevda'nın öz babaannesi.

Hayat ve Sevda öz kardeş mi?- Evet.

Sevda ve Murat barıştı mı?- Diğer bölümde netleşecek.

Eyla kötü bir karakter mi?- Asla.

Sedat neden bu kadar sakin her şeye karşı?- Sedat belki benim en sinirli karakterlerimden biri ama şu an o siniri göremiyoruz.

Bölüm : 27.11.2024 00:12 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...