8. Bölüm: Doğum Günü

Bedenim ona sarılınca kendine gelmiş ve yorgunluğumu unutmuştum. Ona sarılmak geceye sarılmak gibiydi. Gözlerimi hangi ara kapatmıştım bilmiyordum ama açtığımı hissetmiştim.

"Ben de seni çok özledim." Dedi. Onun kokusunu içime çekmek beni deli gibi heyecanlandırıyordu.

"Gidelim mi artık Emir?" Diye sordum.

"Gidelim güzelim." Dedi ve elimi tutu. ilk defa elimi tutuyordu. "Yeni yılın kutlu olsun." Dedi elimi tutarak. Efsaneyi bilirsiniz ya yeni yıla nasıl girerseniz tüm yıl öyle geçer diye. Ben Emirin elini tutarak girdim 2021'e ve bu yıl Emirin elini hep tutarak mı girecektim?

"Senin de yeni yılın kutlu olsun Emir." Dedim. İçimde ki o ses 'iyi ki doğdun Gezegen.' Dedi.

"Sende iyi ki doğdun iç ses." Bunu ne kadar sessiz söylersem söyleyeyim Emirin duyduğuna ama belli etmediğine emindim.

En sonunda eve gelmiştim ve duş almıştım. Şimdi ise Emir ile konuşuyorduk.

Hayvan oğlu hayvan: Nasılsın?

Minnağım: İyiyim, sen?

Hayvan oğlu hayvan: Sen iyiysen bende iyiyim

Minnağım: Hayatını bana bağlı yaşamazsan sevinirim

Hayvan oğlu hayvan: Neden?

Minnağım: Bir gün bana zarar gelirse bana bağlı yaşadığın için çok üzüleceksin

Hayvan oğlu hayvan: Ben senle mutluyum

Hayvan oğlu hayvan: Bir daha zarar gelir diye düşünmezsen sevinirim

Hayvan oğlu hayvan: Çünkü sana zarar gelmesine asla izin vermem

Minnağım: Teşekkür ederim

Minnağım: Var olduğun için benimle olduğun için teşekkür ederim

Hayvan oğlu hayvan: İyi ki doğdun

Hayvan oğlu hayvan: İyi geceler artık uyu

Minnağım: Teşekkür ederim, sende uyu

Telefonu kapattım hemen sonra ise gözlerimi kapattım ve kendimi korkulu kabusların arasına attım.

Gözlerimi açtığımda terlemiştim ve Emirden milyonlarca mesaj vardı.

Hayvan oğlu hayvan: Günaydın

Mesajlarıma neden bakmıyorsun

Gezegen

İyi misin

Cevap veriri misin

Endişeleniyorum artık

GEZEGEN!

CEVAP VER ARTIK!

Minnağım: Uyuyordum, biraz yorulmuşum

Hayvan oğlu hayvan: Akşama plan yapma benlesin

Minnağım: Tamam

Baya bir konuştuktan sonra banyoya girip duş aldım. Rahat bir şeyler giyip kahvaltı yaptım ki saat 16.24 olmuştu. Ben ise 15.00' da uyanmıştım. Biraz vakit geçirmiştim. Heyecanlıydım. Emir ne yapacaktı? Kalın bir şeyler giymem gerektiğini söylemişti bana. Soğuk bir yere gideceğimize emindim. Kıyafetlerimi hazırlamaya başlamıştım bile. Siyah aylı bir kazak ve kalın bir tayt hazırlamıştım. Rahat giyinmemi üstüne basa basa demişti. Bende çoktan hazırlamıştım. Siyah bir çanta ve spor ayakkabı almıştım. Ben ve spor ayakkabı, ölümüm yakın galiba. Heyecandan dört köşe olmuştum ki bir ses duydum. Her şeyi bırakıp evden çıktım. Bir yavru kedi vardı kapının önünde. "Annen nerede senin bakim?" Dedim ve onu içeri aldım. Korkmuştu tir tir titriyordu. Simsiyahtı ama çok tatlıydı. Gözleri masmaviydi. o miyavlarken bende onun annesini arıyordum ama görünürde anne kedi yoktu. Hatta kedi yoktu. Evden mi kaçmıştı? Onu eve koydum ve hemen evin yanında ki pet shop'a gittim. Yavru olduğu için bana bir biberon ve kedi maması verdi ama bu garipti.

"Bundan koyacaksın, bir kereliktir bunlar iki kere kullanma. Bu tozu biberona koy ve suyla çalkala. Ne çok sıcak ne de çok soğuk olsun orta derece onun için iyidir." Dedi. Ben ise parasını ödeyip eve gittim. Adamın dediklerini yaptım ve kediye yedirdim. Çok acıkmıştı. Saatlerimi ona harcamıştım ve o uyudu. Ben ise hemen hazırlandım çünkü yarım saatim kalmıştı.

Emir ile buluşmuş ve yemek yemeye gelmiştik.

"İlk önce yemek yememiz iyi olmadı ama aksiyonlu olur demiştim." Dedi. Neyden bahsettiğini anlamamıştım. Elimi tutu ve kasaya gidip parayı ödedi. Beni bir yere götürdü, lunapark. Küçükken hep burayı merak etmiştim ve büyüyünce de gidememiştim. Yani bu benim İLK DEFA LUNAPARKA GELİŞİMDİ. İlk önce çarpışan arabalara binmiştik. O durmadan bana çarptığı için ben o sarsılma ile ona çarpamıyordum. Baya bir sinirlendim ve en sonunda ona öyle bir çarptım ki çok kötü bir şekilde sarsıldı. Çarpışan arabalardan sonra o büyük hız trenine binmiştik.

"Kusarsam senin yüzünden." Dedim. Birazcık korkmuştum.

"Tüm sorumluluğu alıyorum." Dedi.

"Tamam o zaman." Dedim ve aniden ilerlemeye başladı. Ben mutluluk çığlığı atarken Emir korku çığlığı atıyordu. Bide girmeden önce 'korkarsan bana sarıl' demişti. Bunu hatırlamak gülmeme neden oldu.

"Korktuysan sarılabilirsin." Diye bağırdım. O ise bunu beklermiş gibi kalbimin üstüne yattı. Oysa oranın sahibi olduğunun farkında değildi.

"Kalbin çok hızlı." Dedi sakinleşerek.

"Çok hızlı tren biraz heyecanlandım o yüzden." Ne kadar yakın olsak bile bağırarak konuşmamız gerekiyordu yoksa seslerimiz duyulmuyordu.

Tüm hepsine bindikten sonra dönme dolaba bindik. Heyecanlıydım ilk defa lunaparktaydım sadece bir kaçının ismini biliyordum, onları da sadece duymuştum. Aniden dönme dolap durdu. Sakin kalmam gerekiyordu ama sormadan edemedim.

"Emir noluyor?" Korkum biraz olsun artmaya başlamıştı.

"Bilmiyorum sen sakin ol ineriz birazdan." Dedi. Oyuncakların hepsinin ışıkları rengarenkti. Bir an bunun da ışığı olduğu aklıma geldi kalkıp baktım. Çalışmıyordu. Panik yapmıştım.

"Emir bunun ışıkları yanmıyor Emir!" Panikle dediğim için Emir ayağa kalktı.

"Tamam sakin ol sakin ol." Dedi ama hiç bir şey olmadı. Nefesim yavaş yavaş kesilmeye başladı. Hemen sonra dudağımda bir şey hissettim. Bu Emirin dudağıydı. Kalbim çok hızlı atıyordu. Normalinden hızlı. İlk defa dudakları dudaklarıma değmişti. EMİR BENİ ÖPMÜŞTÜ.

Her acının sonu mutluluğa gider. Mutluluk sadece ona aşık olursan yana gelir. Benim mutluluğum beni öpmüştü.

- - -

Veeeee ilk öpücüüüüüüüüüüüüük. Kalbim duracak gibi ve bunu gece gece paylaşacağım için konuşmayı bitiriyorum hemen bölümü yayınlıyorum.

Sizleri Çok Seviyorum

Görüşürüz

-Tubanur Peker