
Kalp ritmini değiştirmek lazım oluyor. Herkesin kalp ritmini başka birisi veya başka bir şey değiştirebilir. Benim kalp ritmimi bu öpücük değiştir. Tüm benliğimi her şeyi değiştirdi. Duygularımı darma duman etti. Ona olan sevgim daha çok artırmıştı bu öpücük.
"Özür dilerim yanlışlıkla oldu." Şoka girmiştim. Bedenim bu şok yüzünden ayakta duramıyordu. Bir öpücük nasıl yanlışlıkla olabilir ki?
"Önemli değil." Dedim. Başımı dışarı çevirdim, aynı şeyi Emir de yapmıştı. "Emir."
"Gezegen." İkimizde aynı anda birbirimizin ismini söylemiştik. "Söyleye bilirsin." Dedi.
"Yok, yok sen de ilk." Çok fazla gerilmişti.
"Gezegen, seni ilk gördüğüm günden beri kafam o kadar dolu ki anlatamam. Her yerde seni görüyorum, her yerde gülüşün var, her yerde senin sesin var. Ben... sana aşık oldum galiba." Gözlerim şokla büyüdü. Ayaklarımın titriyordu. Aniden tüm ışıklar yandı, bedenim ışıklarla aydınlandı.
"Emir, inanmayacaksın ama bende sana..." Aniden sözümü kesti.
"Biliyorum bana aşıksın. Telefonda dediğini duydu." Diyerek itiraf etti.
"Biz şimdi olduk mu?" Gözlerinde korku vardı.
"Olamayız." Dedi.
(Emir'in Anlatımı)
Ondan sakladığım büyük bir sır vardı ve ona bunu demeden bizim olmamız imkansızdı. "Olamayız." Diye bilmiştim sadece.
"Ama neden?" Dedi titreyen sesi ile.
"Çünkü... ben hamileyim." Ne! Ben hamile miyim?
"Ne? Emir sen hamile misin?" Bunu kahkaha atarak söylemişti.
"8 aylık." Lan ben ne saçmalıyorum?
"8 aylık bebeğin var? Allah babalı babalı büyütsün." Dalga geçmek için bir sebep bulmuştu artık. "Emir beklemeyelim. Bekledikçe daha kötü olacak." Dedi ama maalesef ondan sakladığım çok ama çok büyük bir sır vardı.
"Güzelim, bende beklemek istemiyorum ama nedenlerim var." Gözlerim dolmuştu. Evet, erkeklerinde duyguları, hisleri, umutları, hayalleri, geçmişi, sevdikleri var. Bazı kadınlar sadece bunu anlamak istemiyor, anlamak istese de herkes onu bu durumdan vazgeçirmeye çabalıyor.
"Denesek mi?" Dedi. Belki deneye bilirdik ama büyük bir sır vardı ortada.
"Deneyelim." Dedim. Duygularımı tutamıyordum, tutmak istemiyordum.
"O zaman biz artık sevgili mi olduk?" Gülerek yüzüne baktım.
"Evet sevgilim." Mantığımı değil duygularımı dinlemiştim. buna şu an çok ama çok pişman oldum, ondan sakladığım bir sır vardı ve ben onu demeden içim asla rahat etmeyecekti.
"O zaman sabah kahvaltıya gel." Dedi.
"O zaman iyi ki doğdun." Yüzünde şok yoktu, anlamıştı. Ben onun zekasına hayranım.
"Biliyordum." Dedi sadece. Elimi uzattım ve elini tutum. Eli elime değdiğinde kendimi uçurumdan düşmek üzere olan, ama düşmeyen biri gibi hissettim.
"Bilmesen şaşarım zaten." Dedim. Ters bakışlarına maruz kalmıştım. "Şaka yapıyorum hayatımın anlamı." Diyerek kaçmaya çalıştım.
"Hadi inanalım." Ona söylediğim bir yalan vardı ve bu yalan ortaya çıkarsa benden uzaklaşacaktı.
"Yani benden başka kime inanacaksın ki?" Her gülüşün altında büyük bir göz yaşı saklı oluyordu hep.
"Avukat olduğuma göre." Dedim ona göz kırparak.
"Ay ay çen büyüdün de avukat mı oldun he? Çen büyüdün mü?" Benle dalga geçmesi iyice sinirlerimi bozmaya başlamıştı.
"Bebeğim, böyle dalga geçmen güzel mi?"
"Yani... evet." Dedi ve gülerek yürümeye başladı.
"Tamam o zaman." Dedim ve küsmüş bir çocuk gibi rol yaptım.
"Ah şu erkeklerin çocukça küsmüş rolleri. Sıkıldım artık bundan." Dedi ve yürümeye devam etti. Kafamda ki soru işaretlerinin cevabını ararken yürümeye başlamıştım. Acaba benden başka kim ona bu rolü yapmıştı? Acaba benden başka sevgilisi olmuş muydu? Kafamda ki soru işaretlerini kenara çekmeye çalışıyordum ama onlar bana daha fazla geliyordu.
(Gezegen'in Anlatımı)
Emir hanımdan daha hızlı ilerlediğim için bana yetişemiyordu.
"Gezegen az yavaş yavaş. Seni ne ile beslediler ya?" Gülerek durdum.
"Ay kusura bakma 14 yaşında ailemi terk ettiğim için hızlı yürümek benim için bebek oyuncağı." Yani küçücük minicik hatta minnacık egom yükselmiş olabilir.
"O zaman seni öpebilirim." Dedi ve beni yakalayıp öptü. Onun o öpüşü kalbimin var olduğuna inandırıyordu. Gözlerim kendiliğinden kapandı, onun bu öpüşüne karşılık verdim. Anlamadığım bir şekilde kendimi ona bırakıyordum, oysa kendimi kendime bile bırakamazdım. İkimiz de aynı anda kendimizi geri çektik. "Hoşuna gitti bakıyorum da." Yani baya bir hoşuma gitmişti ama bunu Emire demek beni utançtan öldürmek gibi bir şeydi.
"Kendimi geri çekmek istedim ama seni kırmamak için çekmedim." Diye yalan uydurdum.
"Kesin öyledir." Diye imada bulundu.
"Sen kendini ben mi sanıyorsun? Aklımı filan mı okumaya çalışıyorsun?" Diye sorular sordum.
"Sen ben, ben senim tamam mı sevgilim? Aklını okumaya çalışmıyorum, zaten okuyorum." Dedi ve göz kırptı. Bir an gerildim ama bu gerilimi anlaması imkansızdı. "Sakin ol gerilmene gerek yok sevgilim." Elimi tutu ve yürümeye başladık.
"Emir." Dedim ve konuşmaya devam ettim. "Yani biz şimdi şey olduk ya." Sözümü kesti.
"Şey olmadık sevgili olduk." Dedi.
"Ya ben öyle kelimeler diyemem." Dedim ve bunu es geçip diyeceğimi demeye koyuldum. "Ya bu ilişki ilerlemezse?" Diye sordum bir anda.
"İlerlemezse diye bir şey yok güzelim. İlerlemezse de ilerletiriz sen kafanı bunlar ile yorma tamam mı?" Gözlerimi tamam der gibi kapattım. Yanağıma bir öpücük kondurdu ve kokumu doyasıya içine çekti. "Ben şu an burada ölmek istiyorum, mezarımın da sen olmasını istiyorum." Sadece istiyordu.
"Sen benden önce ölmeyeceksin sevgilim." Dedim ve ona sarıldım.
"Bunu kimse bilemez güzelim." Dedi. Ondan önce ölmek için kendimi mermilerin önüne bile atabilirdim.
Eve gelmiştik. Emiri bugün bende kalması için zar zor ikna etmiştim.
"Aç mısın?" Diye sorduğumda büyük bir çığlık yükseldi.
"Fare var!" Gözlerim baktığı yere kaydı. Kedi uyumuştu bile.
"Fare değil o, kedi." Şok içinde baktı.
"Senin kedin mi var?" Diye sordu.
"Bu sabaha kadar yoktu." Dedim. "Sokağa bırakmışlardı bende kıyamadım ve yanıma aldım." iye açıkladım. Onların yanından gidip üzerimi değiştirdim.
"Uyuyacak mısın?" Diye sordu.
"Yoruldum uykum var, sabah işe gitmem lazım." Dedim.
"Uyuyalım o zaman." Dedi. Onun için bir kaç pijama çıkardım ama maalesef Emir bunlar için baya büyüktü. "Şey alt iyi de üstte bir sorun var." Gülmemek için zor duruyordum. Kolları hafifçe iki yana açılmıştı ve sadece göğsünü kapatıyordu. Pembe robot gibiydi ve yeterince komikti.
"İstersen üstünü çıkart." Dedim.
"Yani benim için sorun yokta, sen?" Yani benim için hiç ama hiç sorun olmazdı.
"Sorun yok." Dedim ve yatağa girip Emire arkamı döndüm. Sonra bir el hissetim arkamdan sarılmıştı. Kalbim deli gibi çarpıyordu nefesim ise daha fazla hızlanıyordu. Gözlerim yavaş yavaş kapandı ve derin bir uykuya daldım.
Sabah uyandığımda Emir yanımda yoktu. Aniden yanıma geldi ve yatağa oturdu. "Gezegen sana bir şey söyleyeceğim sevgilim." Dedi.
"Söyle sevgilim." Dedim şok içinde bakarak.
"Özür dilerim." Dedi. Hiç bir şey anlamamıştım neden özür dilemişti?
"Emir neden özür diledin sevgilim?" Diye sordum endişeli bakışlarımla.
"Gezegen biz yapamayız engeller var. Sana söylemem gereken ama söyleyemediğim çok şey var ve bu bizim hayatımızın sonu olacak. Sen bu sırrı bilirsen beni görmek istemeyeceksin. Özür dilerim ama biz olamayız." Gözlerim dolmuştu ve Emir arkasına bakmadan gitmeye başladı. Ayaklarım bedenimi tutamıyordu, bedenim yere düştü saniyeler içinde. Hayat en sevdiğiniz kişileri sizden alıp size acı çektirmek için
- - -
Ağlamıyorum ki sadece duygulandım bu kadar. Ya da ağlıyorum ya. Neyse zaten öğrenmesi gerekiyordu ki öğrenişi daha kötü olacak gibi geliyor bana. İlk başta özür dilerim size bunları yaşattığım için, bunların olması lazımdı ama. Gelecek bölümde artık her şey yavaş yavaş başlayacak.
Sizleri Seviyorum
Görüşürüz
-Tubanur Peker
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |