

Doruk'tan
Hayatım zirveleri yaşayarak geçti tek bir zaman o zirveyi yaşayamadım içimde bir insan olduğunu anladığım an o zirveden yukarısı olduğunu öğrendim.
Şimdi neredeydim? Bütün sesler susmuştu kollarımda kanlar içinde yatan Yaren o an bir vampirin bile ağlayabildiğini anladım. Gözlerimden yaşlar akıyordu, kollarımda gözleri kapanmış bir kadın vardı gözlerinin kapanmasını hiç bir zaman istemediğim o kadın vardı kollarımın arasında.
Duyduğum ambulans sesleri oldu ilk sonra boğuk bir ses daha duydum.
“Doruk, Yaren’i almaya geldiler bırak artık.”
2 Ay Sonra Ayaz’dan
Hayatımız’ın öyle bir yerindeydik ki okuyamadığım okulu okumuş ve sonunda mezun oluyorduk. Hayatımız nasıl mı gidiyordu? Yaren, Asu’yu da alıp mirasına gitti. Evet yaşıyor bu arada, vampir yarısı ölümüne izin vermediği için hayata geri döndü ve bizde artık sadece okulda karşılaşıyorduk merhaba, merhaba dışında konuşmamız bile kalmamıştı. Bugün ise okulda ki son gündü, okul dışında bir mezuniyet daha yapacaklardı Yaren en başta gelmek istememişti ama sonra Doğa’nın ısrarı üzerine gelmişti. Sizin haberiniz yok dimi, Doruk ve Mira’da artık okulumuza gelmişti hatta sınıfımıza. Düşüncelerimden çıkıp hazırlanmaya başladım. Siyah gömlek ve siyah bir pantolon giyip cübbemi de giymiştim elimde kepim ve koca evden tek başıma çıkıyordum.
Yaren’den
Doğa elbisemin fermuarını çektikten sonra saçlarıma maşa yapmaya başladım o sırada Doğa ise makyajını yapıyordu.
“Ayaz iyi.” Dedi bir anda, aynadan yüzüne şok içinde baktım.
“Ne?” Diye sordum tam o an saçım yanmak üzereydi ki maşayı saçımdan çektim.
“Ayaz’ı merak ediyorsun, belli etmemeye çalışıyorsun ama içinde ki merak… artıyor işte.” O an anladım ki kelimelerim tükenmişti, içimden onu düşünmeden edemeyen bir yanım vardı ama diğer yanım ise umursamak istemiyordu.
“Şarkı açsana ya.” Dedim ve o an Doğa’nın acı dolu bakışlarını gördüm ve eline telefonunu alıp şarkı açtı.
“Şarkılar bile sana onu hatırlatacak Yaren.” Dediği an duruldum. O sırada şarkıyı dinlemeye başladım gerçekten de sanki ona yazılan bir şarkıydı.
Gözlerinin arkasını
Sözlerinin alt yazısını
Kalp diline çevirdim çoktan
Okudum öztürkçe acısını
Bak yaldızlarımı döktüm
Açtım kapılarımı gir içeri
Gör parklarımı bahçelerimi anla
Ben büyük harflerden ürktüm
Sezen Aksu açmıştı deli, duygulanmam için. Saçım bittikten sonra makyajımı yapmaya başladım. 2 ay içinde iyileşmiş ve ehliyetimi bile almıştım, Asu ise dün gece teyzemde kalmıştı aklım hep ondaydı gözüme uyku bile girmemişti, tek bir an yorgunlukla uyuya kalmıştım.
İkimizde hazırlandıktan sonra gri bir ayakkabı giymiştim elbisenin içinde kendimi prenses gibi hissediyordum.
“N’oldu?” Diye sordu bir anda Doğa.
“Elbisenin içinde prenses gibi hissettim bir an.” Dedim gülerek, Doğa ise göz devirerek bana baktı.
“Kraliçe olduğunu unutuyorsun galiba.” Dediği an yeniden hatırladım kraliçe olduğumu. “Parti var yakında Ayaz’la giriş yapman gerekiyor biliyorsun dimi?” Diye sorduğunda derin bir nefes aldım ve nefesi geri verdim, yatağa oturdum ve Doğa’ya baktım.
“Zorunda mıyım?” Diye sorduğumda bana tekrardan göz devirdi.
“Doruk ile giriş yapmak istiyorsan buyur Dorukla giriş yap!” Dedi sinirle.
“Kimse olsun istemiyorum yalnız olmak istiyorum, hatta gelmek bile istemiyorum.” Dedim itiraf ederek.
“Kırmızı sana yakışıyor.” Dedi elbiseme bakarak. Uzun askılı ve yırtmacı olan bir elbise giymiştim.
“Konuyu değiştirme!” Diye uyardım onu.
“Kraliçe oldun çünkü soyunu kurtarmak istedin mirası kızına bırakacaksın Yaren ama şöyle bir gerçek var ki babasının vampir olması gerekiyor ve seni bunun için kabul ettiler Ayazla seni birlikte sandıkları için, yoksa çoktan soyun bitiyordu dedenin cesetini bulup canlandırma ihtimalimizi bile yok edebilirdi insan yanın.” Dediği an olayların ciddiyeti yeniden yüzüme vurulan sert bir rüzgâr gibi hissettirmişti.
“Soyum, ailem ve geleceğim Ayaz’la benim elimde yani.” Dedim acı içinde gülümseyerek.
“Hadi, hadi hazırsan çıkalım geç kalacağız bize uzak okul biliyorsun.” Dedi ve beraber ilk odadan çıktık. Sonra beni gören yardımcı bana baktı.
“Kimsenin gelmesine gerek yok, yanımda Ayaz olacak.” Dedim acı dolu başımı yere eğerek.
“Peki kraliçem.” Dedi ve Doğa ile merdivenlerden indik.
“Ayaz sadece orada olacak sen ona o sana bakışıp duracaksınız ama hiç biriniz adım atmayacak.” Dedi Doğa ve yüzüne baktım.
“Mira’ya hisleri o kadar fazla ki beni umursamaz.” Dedim ve bir diğer yardımcı çantamı ve arabanın anahtarını verdi. Ben şoför koltuğuna oturdum ve arabayı çalıştırdım, Doğa ise o sırada telefonumu almış şarkı seçiyordu.
Sonunda gülüp eğlenerek okula gelmiştik o an korku ile Doğa’ya baktım.
“N’oldu?” Diye sordu o da korkarak.
“Cübbe ve kepleri unuttuk!” Dedim ve Doğa gülmeye başladı.
“Hayatım, o kadar aşıksın ki unutuyorsun ama neyse ki benim gibi arkadaşın var ki unutmadan arabaya koymuştum.” Dedi ve bir çantadan cübbe ve kep çıkarttı.
“İyi ki varsıııın.” Diyerek Doğa’ya sarıldım.
“Ay tamam kız bak ısırırım!” Dedi ve güldüm. İstemediği her şeyi yaptığımda ısırırım diye beni tehdit ediyordu. Tam o ara Tarık ve Kuzey bize doğru geldi.
“Aman Allah’ım prensesler belli oldu.” Dedi Tarık ve sarıldık.
“Bu kadar güzel olacağını bilseydim burayı boşaltırdım.” Dedi Kuzey Doğa’ya aşk ile bakarken.
“Ayy geliyor dangalak.” Dedi ve gelen Doruk’a baktım.
“Bana kimse kraliçelerin taçsız olduğunu söylememişti.” Dedi ve elime narin bir öpücük kondurdu ve yanağımdan öptüğü an gözlerim Ayaz’ın gözlerine değdi. Doğa, Ayaz’ı görünce yanına gitti, ben ve Doruk beraber okula girdik ve tam o an dans müziği açıldı. Doruk beni dans’a davet edince kabul ettim elini belime, diğer eli ise elimi tutuyordu.
Ayaz’dan
Onlar orada dans ederken gözlerimi ondan alamıyordum. Giydiği elbise çok güzel olmuştu yakışmıştı da ama o yırtmaç ne! Biraz daha yırtmacı olsaydı beline kadar olacaktı. Ben sinirden ellerim yumruk yapmıştım, Doğa ise bunu anlayınca Tarık ve Kuzey’i gönderdi.
“Sakin ol ilk adımı atarsan senle konuşur Ayaz.” Dediği anda elimi uzattım ve Doğa bunu anlamıştı bize bakan Kuzey bile ne yapmak istediğimi anlamıştı. Doğa ile dans ederken Doruk ve Yaren’in yanına gittik Doruk’a baktım.
“Değişim?” Diye sordum ve ilk Yaren’e baktı Yaren gözleri ile onaylayınca iki elimi de beline koydum anlımı anlına yasladım.
“O çocuğun yanında böyle elbise ile durman bir de dans etmen beni sinir ediyor.” Dediğimde gülümsedi.
“İltifatın için teşekkür ederim.” Dedi gülümseyerek. Sanki dünyada yaptığı en iyi şeylerden biri gülümsemek gibiydi. Gülüşü güneşin ışığını bile solluyordu.
“Kırmızı yakışmış, gerçek kraliçe olmuşsun.” Dedim ve kulağına yaklaştım, “ben en çok sana yakışırım küssem yine barışırım.” Ona bir şarkının en sevdiğim kısmını söylediğimde gözlerimin içine baktı.
“Çok yakışıklı olmuş.” Diye iç çekti.
“Ne?” Diye sordum duymamış gibi yaparak.
“Duymadığını söyle!” Dedi utanarak.
“Neyi?” Diye sorduğumda bir iç çekti.
Ona daha fazla dayanamadığımı ve direnemediğimi fark ettim ve dudaklarına yapıştım. O an beni geri itmedi daha çok çekti kendine, ben ayrılmak hiç istemedim.
“Ben seni seviyorum Yaren.” Dedim dudaklarına fısıldayarak. O an bir şey daha fark ettim Yaren beni daha çok kendine çekip dudaklarımı daha çok öptü.
Aşk’a engel olan, bir insanlar olamazdı. Aşk’a kırıcı kelimeler engel olabilirdi. Birine dediğiniz her şey o insanın kaç gece beyninde dönüp, kaç gece uykusuz bıraktığını o kişi dışında hiç kimse bilemezdi.
- - -
Selaaaam,
Aslında bu bölümü sabah yayınlayacaktım ama çok sevdiğim birine sözüm olduğu için şimdi atmak istedim ve biraz da olsa onun için mutlu olacağı bir bölüm yazdım.
Şimdi kitaba gelirsek kitap 35 bölüm değilde 30 bölüm olacak ve ben artık tek tek atmayı değil biriktirip atmaya başlayacağım kitabı bitirip öyle atmaya başlayacağım ve diğer kitaplarıma devam edeceğim. Ruhun Kefeni bana engel oluyor mu? Evet, diğer kitapları yazma isteğimi alıyor çünkü o kadar güzel akıp gidiyor ki dayanamıyorum…
Sizi Seviyorum
~Tubanur

Yaren Su Yutar

Ayaz Kandemir
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 436 Okunma |
284 Oy |
0 Takip |
30 Bölümlü Kitap |