20. Bölüm
Tubanur Peker / Ruhun Kefeni (1 ve 2) / 20. Bölüm: Geri Dönüş

20. Bölüm: Geri Dönüş

Tubanur Peker
tubanurpeker1006

Bazen sorarız ya, neden böyle oldu böyle olmak zorunda mıydı? Zorundaydı, her şeye güçlü kalmak zorundaydık. Zorunda kaldıklarımız yakmaz mı zaten canımızı? Seversin, bu sefer belki olur dersin umutlanırsın ama bir taş çıkar yolun ortasına küçük bir taş her şeyi yok eder ve o yok oluş, senin çöküşün olur hayata dönemezsin.

Neredeydim ki? Hangi yerde nasıldım kimdi? Gerçi bunu herkes kendine soruyordur. Ben kimim?

Sabah gözlerimi açmıştım karşımda gördüğüm ilk kişi kalbimdeydi, beni izleyişi bile ruhumu iyileştiriyordu.

“Ne zaman uyandın?” Diye sordum. Gülerek bana baktı.

“Çok olmadı.” Dedi gözlerini kaçırarak.

“Yalancısın.” Dedim ve yastığı alıp tam kafasına attım.

“Bu bir savaş ilanıdır küçük hanım haberiniz olsun.” Dedi gülerek.

“Senden mi korkucam be!” Diye gülerek baktım gözlerine.

“Tabi korkacaksın kızım.” Dedi gülümsem biraz daha arttı.

“Senden nefret ediyorum.” Dedim gülerek.

“Bende seni seviyorum.” Dedi ve o an belimden tutup dudaklarımı öptü.

“Sen böyle öpüş kokuş çok alıştın galiba?” Dedim kaşlarımı çatarak.

“Asla, alışmadım asla!” Dedi ellerini havaya kaldırdı teslim olur gibi.

“Hadi bakalım in bize kahvaltı hazırla.” Dedim ve Ayaz bana korku dolu baktı.

“Ben mi?” Diye sordu.

“Evet sen, yoksa yemek yapmayı bilmiyor musun?” Diye sordum.

“Kızım ben 162 yaşındayım tabii biliyorum.” Dedi ama biliyorum kelimesini o kadar tereddüt içinde dedi ki inanamadım.

“O zaman ben Asu’yu uyandırıp geliyorum.” Dedim ve odadan çıktım. Asu’yu uyandırıp üstünü değiştirdim ve beraber aşağı inip karşımıza çıkan Ayaz’a baktık ama bakmasaydık iyiydi.

“Abla, Ayaz abi ne yapıyor?” Diye sordu.

“Galiba kahvaltı.” Dedim etrafın kirliliğine bakarak.

“Hoşgeldiniz bende tam yumurta kırıyordum.” Dedi ve o an yumurtayı tezgaha o kadar sert vurdu ki yumurtanın konuştuğunu bile duydum ‘ben gidiyorum aaa dostlar sağlıcakla kalın,’ der gibi tezgahtan aşağı aktı.

“Ben yaparım kalsın.” Dedim ama Ayaz kabul etmedi.

“Ben yaparım merak etme.” Dedi ve unu alıp döktü ama her taraf un olmuştu. “Eee bunda aldığı kadar un yazıyordu, niye böyle oldu?” Diye sorunca Asu gülmeye başladı.

“Ayaz abi kabın aldığı kadar değil, hamurun aldığın kadar un koyacaktın.” Dedi gülerek. Ayaz’a baktım ve o an bana çevirdi gözlerini.

“Utan be adam utan 7 yaşında ki çocuktan mutfak dersi alıyorsun.” Dedim ve gülmeye başladım.

Asu ve bende duruma el attık ilk mutfağı topladık kurtarabileceğimiz her şeyi kenara koyduk kurtaramayacağımız şeyleri de içim el vermese de atmak zorunda kaldık. Birlikte güzel bir kahvaltı hazırlamaya başladığımızda un savaşına girdik. Sonunda kahvaltımızı hazırlayıp masaya oturmuştuk. O an Ayaz’a baktım ve biraz şüphe ettim demeli miydim?

“Dinliyorum.” Dedi Ayaz sert ama emin bir sesle.

“Ayaz benim eski evime gidebilir miyiz?” Diye sordum. Ayaz bana baktı derin bir nefes aldı ve yemeğini bıraktı.

“Canın yanmayacaksa olur.” Dedi ve dolu gözlerle ona baktım.

“Teşekkür ederim.” Dedim ve gülümsedi.

“Her zaman.” Dedi sırıtarak.

Hep birlikte kahvaltımızı yapıp eşyalarımızı toplayıp evden çıkmamız 2 saatimizi almıştı ama sonunda gidecektim, acılarımın olduğu ve mutlu olduğum o eve. Bir ev var hayatımda orada mutlu oldum ama en çok ağladım duvarlarına vura vura ağladığım bir evdi. Yıkıldığımı gördü, aynı zamanda kalktığımı gördü, güçlülüğümü gördü ama asla vazgeçtiğimi görmedi o evin duvarları. Ama bir ev daha vardı hayalimde, sadece mutluluk ve kahkahalarla dolu bir evdi, hayalimde kalmasını istemediğim bir evdi.

Yola çıkalı baya bir zaman olmuştu. Bursa’ya yolumuz az kalmıştı ama Asu uzun yollara alışık değildi hemen uyuya kalmıştı. Ellerimizde kahvelerimiz vardı Ayaz’la yolu izliyorduk ama bir an uykusunun geldiğini anlamıştım gözleri kapanmak üzereydi.

“Sağ çeksene.” Dedim, anladığımı anlamıştı ve sağa çekip bana baktı.

“Teşekkür ederim.” Dedi ve gülerek sabah bana verdiği cevabı verdim.

“Her zaman.” Dedim ve güldüm.

“Sen bir hırsızsın.” Dedi ve ona baktım.

“Senin hırsızınım.” Dedim ve arabadan indim ve Ayaz’ın kapısını açtım. “Hadi geç arkaya prenses.” Dedim ve Ayaz kalkıp arkaya geçti ben şoför koltuğuna geçtim ve nasıl sığdılar bilmiyorum ama Ayaz ve Asu sarılıp uyuyordu. Ben kısık seste bir şarkı açtım ve arabayı kullanmaya başladım. Normal bir insan gibi yaşamaya başlamıştık artık ta ki yarım saat sonra Ayaz uyanıp benden kan isteyene kadar. Neyse ki kanları meyve suyu kutularına koymuştuk Asu meyve suyu içiyor sanıyordu hep ama bu sefer uyuyordu.

“Buyrun meyve suyunuz.” Dedim ve kanı ona uzattım.

“Sagolasın.” Dedi ve ona aynadan baktım.

“Sağolasın olmasın o?” Diye sordum.

“Yok Sagopa Kajmer’den esinlendim sagolasın.” Dedi ve güldüm

“Sezen demek.” Dedim o an aklımdan ilk gelen şeyi diyerek.

“Zor durumda kalınca dediklerin o kadar tatlı ve güzel oluyor ki.” Dedi ve o an direksiyonu bırakacak gibi hissettim.

“Sonra romantik anlar yaşarız.” Dedim ve önüme baktım Bursa’ya gelmiştik ama eve gitmemiz bir yarım saat daha alacaktı.

“Asu.” Dedim 500. Kez, sonunda uyanmıştı.

“Efendim abla.” Dedi ve tuttuğum nefesi sonunda verdim.

“Kız yola çıktığımızdan beri uyuyorsun gece hiç mi uyumadın ne yaptın?” Diye sordu Ayaz ve Asu’yu arabadan indirdi ama Asu’nun gözler gidiyordu. Ayaz buna dayanamadı ve Asu’yu kucağına aldı. “Sen hiç bir şey alma arabayı kitle Asu’yu yatıralım.” Dedi ve arabayı kitleyip eve doğru yürüdük. Kapıyı açtığımda ilk Asu’nun odasına gittik onu yatırdık. Evi gezdi kapıda ki camlar kırık sesler kulaklarımda çınlıyordu yıkık dökül bir evde büyümüştüm ama içimde iyilik vardı.

(2017- Yazar)

“Ah, Yaren kızım o kapıyı sakın açma!” Dedi Mine küçük kızına bakarak. Yaren 10 yaşındaydı çok meraklı ama bir o kadar da korkak bir kızdı.

“Neden anne?” Diye sordu.

“Orası bana özel bir yer, birinin özeline izin almadan giremezsin.” Dedi Mine ve kızına sarıldı. Kızı abisinin yanına gidince odaya girdi Mine ve bir mektup yazmaya başladı.

“Sevgili kızım Yaren’im

Bu mektubu bulduğunda umarım sadece yaramaz olduğun için bulmuşsundur. Eğer o yüzden değil de öldüğüm için bulduysan bilmeni isterim kızım…’

Mine göz yaşları içinde mektubunu yazmayı bitirdi ve sakladı. Kapının sesini duyunca Mert’in geldiğini anlamıştı.

“Mine, yemek hazır mı?” Diye seslendi Mert.

“Hemen olur.” Dedi Mine

“Ben sana ne dedim lan bu eve geldiğime bu yemek hazır olacak demedim mi?” Mert her zamanki gibi kavga etmeye başladı çocuklarının annesine şiddet göstermeye başladı.

(2025- Yaren)

Gözlerim o kapıya çarptı bir anda Ayaz ise bana soran gözlerle baktı.

“Annem yaşarken bu odaya girmeme kızardı.” Dedim ve kapıyı açtım. Oda bakımsızdı ama o kadar güzeldi ki annemle bizim fotoğraflarımız vardı duvarda asılı bir fotoğrafı elime aldım ama bir anahtar düştü yere anahtarı aldım ve gözüme kilitli bir dolap çarptı.

“Yaren ne yapıyorsun?” Diye sordu Ayaz.

“Annem biliyormuş, bana sanki bir iz bırakmış.” Dedim ve dolabı açtığım gibi bir kağıt düştü elime alıp okumaya başladım.

“Sevgili kızım Yaren’im,

Bu mektubu bulduğunda umarım sadece yaramaz olduğun için bulmuşsundur. Eğer o yüzden değil de öldüğüm için bulduysan bilmeni isterim kızım… Seni çok sevdim, bu hayatta en çok seni sevdim.

Yanında olamayacağım için içim yanıyor ama bilmeni istediğim bir sır var. Yalnız değilsin, hiçbir zaman da olmadın. Bizim ailemizin sandığından daha büyük bir geçmişi var. Ben sustum, anlatamadım… ama artık bilmen gerekiyor.

Deden yaşıyor, Yaren. O, sandığın gibi yıllar önce ölmedi. Onu bulmalısın. Çünkü seni bekleyen tehlikeler var ve bu yolda sana kimin rehberlik edebileceğini en iyi o biliyor. Sana söylemediğim gerçeklerin cevabı onda saklı.

İzini sür, kalbine güven. Yol zor olacak ama bu kan, seni doğru olana götürecek. Deden sana sadece geçmişimizi değil, geleceğini de gösterecek.

Unutma kızım; karanlıktan korkma. Çünkü senin ışığın, başkalarının karanlığından bile daha güçlü olacak.

Seni her şeyden çok seven,

Annen, Mine”

Hayat ne kadar mücadele etsem de bana bir taş koymak için durmadan çabalıyordu ben ne mi yapacaktım bu düzeni kırıp o tehlikeleri ezecektim. Ben Yaren Su soyadım bana sadece acı verdi ve bu benim hikayemin daha başı.

 

- - - 

Ay son bölümdü falan diyormuşum neyse şaka son 10 bölümümüz kaldı sonra ise 2. Kitaba hazırlık ve bölüm yazma aşamasına geçicem o sırada OBGG artık bitsin istiyorum RK geldikten sonra ben diğer kitaplarımın olduğunu unuttum galiba. Neyse gerçek Ruhun Kefeni şu an başlıyor bu bölümden sonrası çok şey barındırıyor.

Sizi Seviyorum

~Tubanur

 

Bölüm : 07.09.2025 14:16 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...