26. Bölüm
Tubanur Peker / Ruhun Kefeni (1 ve 2) / 26. Bölüm: Dede

26. Bölüm: Dede

Tubanur Peker
tubanurpeker1006

(1 Ay Sonra)

“Asu hadi biz bile hazırlandık güzelim, sen hazır değil misin?” Diye sordum o sırada Asu kırmızı elbisesi ile içeri girdi.

“Nasıl olmuşum abla?” Diye sordu heyecanlı ses tonuyla.

“Çok güzel olmuşsun ablacım ama geç kalacağız.” Dedim ve yanağına bir öpücük kondurdum. Hocamızın düğünü o gün iptal olmuştu hava şartları nedeniyle, o gün benim gözlerimden akamayan her damla yaş gökyüzünden dolu olarak yağdı. Şimdi ise o düğüne gidiyorduk, Ayaz’a yazmıştım o gece yaşadığımız şey için ne kadar pişman olduğumu söyleyip onu her yerden engellemiştim. Hayatım 1 ay boyunca çok huzurlu ilerlemişti. Kuzey ve Doğa ön koltuğa oturmuştu, ben Asu ve Tarık ise arka koltuktaydık.

“İyi misin?” Tarık 1 aydır her gün bu soruyu soruyordu bana ve hep aynı cevabı aynı hüzünle veriyordum.

“İyiyim.” Hayır, aslında hiç birimiz iyi değiliz sadece iyi olmak için yalan söyleyip iyi hissetmeye çalışıyoruz, zaten iyi değilim desem kimsenin umrunda olmaz ki diyip iyiyim diyorduk. İyi değiliz, iyi olacağız ama içimizde tuttuğumuz her şey daha da ağırlaşmıyor mu, biraz iyi değilim diye haykırsak ne olabilir ki?

Düşüncelerimden salonda kurtulmuştum. İçeri girmeden Eva ve Yiğit hocayı gördük, Eva hoca beni görünce çok mutlu olmuştu.

“Yaren gelmene o kadar sevindim ki.” Dedi ve sarıldık.

“Tabii gelicem hocam.” Dedim. Eva hoca şahidi olarak beni istemişti, Yiğit hoca ise Tarık’ı istemişti ne kadar iyi hocalar varmış. “Hocam üzgün gibi duruyorsunuz, bir şey mi oldu?” Diye sordum ve Eva hoca bana baktı.

“Bir arkadaşımın çalıştığı okuldan bilgi geldi, okul çok karanlıkmış.” Dedi ve dikkatli bir şekilde dinlemeye başladım.

“Nasıl hocam?” Diye sordum şaşırarak.

“Okul eski bir mezarlığın üzerine kurulmuş ve 4 öğrenci buna inanmayıp ruhlarla dalga geçmiş aynı zamanda arkadaşım ve eşi de, en son okula giderken görülmüşler ve sonra yok olmuşlar.” Dediği an korkarak geri çekildim.

“Ruhlar onları esir aldı.” Dedim korkarak.

“Maalesef.” Dediği an gözleri doldu.

“Hocam ya bizim okulda bir mezarlık üzerine kuruluysa?” Öyleydi zaten, bizim okulumuzun altında vampir mezarlığı vardı.

“Bütün okullar araştırmaya alındı.” Dediği an korku ile baka kaldım. “Bildiğini biliyorum Yaren, okulumuz vampir mezarlığının üstüne kurulu.” Dediği an korku ile baktım.

“Hocam nasıl?” Diye sordum.

“Baban, neyse deden söyler sana her şeyi merak etme.” Dedi ve bana sarıldı.

“Hocam siz nasıl biliyorsunuz?” Diye sordum endişeyle.

“O okula gelmen, Ayaz’la tanışman, Ayaz’ın geçmişini araştırması tesadüf değildi. Sen ailen yok sanarken ailen yeniden oluşuyor kızım.” Dedi ve omzuma dokundu.

“Nasıl hocam?” Diye sordum.

“Yakında öğreneceksin çok yakında.” Dedi ve Yiğit hocanın elini tutup yürümeye başladılar, o an alkışlar koptu biz ise arkasından yürüdük Tarık’la.

“Eva hoca ile öyle ciddi ne konuştunuz Yaren?” Diye sordu Tarık.

“Sonra anlatırım sana her şeyi.” Dedim ve gülümsedim.

“Her şeyi sonra anlatıyorsunuz bakalım neler çıkacak.” Dedi gülerek.

“Neler çıkmayacak ki hayal gücünü durduracağız.” Dedim gülerek ve nikah masasına geçtik, nikah memuru konuşmaya başladı.

“Merhaba sevgili konuklar, bugün bu iki genç ve güzel insanların mutluluklarını birleştirmeleri için burada toplandık. İlk öncelik gelin hanımın.” Dedi ve devam etti. “Adınız soyadınız?” Diye sordu.

“Eva Özer.” Dedi ve alkış sesleri çıktı.

“Damat bey adınız soyadınız?” Diye devam etti memur.

“Yiğit Ak.”

“Evet gelin hanım. Hayatınızı iyilikte, kötülükte, çocukta, yaşlılıkta, torunlarla, mutlulukla, üzüntüyle, sağlıkta ve iyilikte sayın Yiğit Ak’ı kendinize eş olarak kabul ediyor musunuz?” Diye sordu. Dizilerle bu kadar uzun söylemiyorlardı.

“Eveeeet!” Diye bağırdı Eva hoca ve herkes alkışladı.

“Damat bey, hamilelikte, aşermelerde, kıskançlıklarda, futbola gidememelerde, hastalıkta ve sağlıkta sayın Eva Özer’i eş olarak kabul ediyor musunuz?” Diye sormaya devam etti.

“Eveeet!” Dedi Yiğit hoca ve bir daha alkış koptu.

“Sayın şahitler duyduğunuz üzere her şeyi kabul ettiler, peki siz şahitlik ediyor musunuz?” Diye sordu.

“Evet.” Dedim ve Tarık devam etti.

“Evet.” Dedi, onlar aile cüzdanını alırken gözlerim Asu’ya kaydı koşarak geliyordu.

“Abla!” Diye geldi yanıma.

“N’oldu güzelim?” Diye sordum.

“Abla teyzem beni almaya çalışıyor!” Dedi ağlayarak. O an gözlerim doldu içimde kötü bir his oluştu. Asu’nun elini tutup koşmaya başladım ve Asu’yu Doğa’ya verdim.

“Ne olursa olsun sakın teyzeme verme Asu’yu, al ve kaç. Asu’yu benden almaya çalışıyor!” Dedim ve gidişlerini izledim.

“Yaren ne oluyor?” Diye sordu Tarık.

“Teyzem Asu’yu almaya çalışıyor!” Dedim sinirle.

“Ama neden?” Diye sorunda ona döndüm.

“Çünkü Asu onun kızı benim kardeşim, öz kardeşim değil!” Dedim sinirle ve teyzemi gördüm.

“Sen ne yapmaya çalışıyorsun?” Diye sordum sinirle.

“Asu’yu bu kadar tehlikenin içinde bırakmak istemiyorum!” Dedi sert bir şekilde.

“Asu gerçeği bilmiyor ve bilmeyecek ondan uzak dur! İrem ben ve Asu çok güzel bir hayatımız olacak!” Dedim sert bir şekilde.

“Asu’yu ver bana!” Dedi sert bir şekilde. O sırada Eva hoca geldi. “Eva?” Dedi teyzem şaşırarak.

“Derdin ne ya yine senin?” Diye sordu Eva hoca, bunlar nasıl birbirini tanıyor?

“Asu’yu vermiyor bana!” O an sinirle baktım.

“Asu gelmek istemiyor!” Diye bağırdım.

“Duydun Asu ablası ile kalıyor!” Dedi Eva hoca ve teyzem gitti. “Hadi git Yaren kardeşinin yanına.” Dedi ve Eva hoca bana sarıldı.

“Teşekkür ederim hocam.” Dedim ve telefonumu çıkarıp Doğa’yı aradım.

“Neredesiniz?” Diye sordum.

“Sizi almaya geliyoruz.” Dedi ve telefonu kapattık çünkü gelmişlerdi. Arabaya bindik Tarık ile ve Doğa’nın evine doğru yol aldık.

“Teyzen bilmiyor o yüzden güvende oluruz. Kuzey ve Tarık evde kalır senle bir yere gitmemiz lazım.” Dedi Doğa ve nereye gideceğimizi anlamıştım.

“Peki.” Dedim. 20 dakika sonra eve varmıştık, hep birlikte eve girdik Doğa bana tayt ve tişört verdi onları giyip saçımı at kuyruğu topladım. Ben bu hikayeye saçlarını hiç toplamayan kız olarak başlamıştım oysa. Spor ayakkabılarımı da giyip evden çıktık yolumuz 1 saat sürüyordu ve biz şarkılar dinleyerek yolu bitirdik.

“Bundan sonrası büyük tehlikeler dolu Yaren.” Dedi Doğa ve karşımızda tırmanmamız gereken dağa baktım. Doğa eldiven ve bir kaç güvenlik için malzeme vermişti ama gözüme çarpan el işaretine baktım. Elimi koydum ve bir kapı açıldı Doğa ise oraya baktı. “Dikkat et kendine!” Dedi ve haraket eden birini gördüm.

“Merhaba, ben vampirlerin kraliçesi Yaren Su Yutar!” Diye seslendiğimde hareket edenler durdu.

“Asaf bey sizi bekliyor Yaren hanım!” Dediler ve yürüdük Doğa ile. Sonra bir yere girdim ilk onu gördüm, İrem’i koşmaya başladı ve bana sarıldı.

“Geleceğini biliyordum abla.” Dedi ve onu Doğa’ya uzattım.

“Dedem nerede?” Diye sordum.

“Gelir şimdi.” Dedi ve onu gördüm.

“Hoş geldin sevgili kraliçe ben Asaf Yutar.” Dedi ve o an yüzüne baktım babamı ve garip bir şekilde Eva hocayı andırıyordu.

“Dede.” Dedim ve gözlerim doldu.

“Gel buraya kızım.” Dedi ve koşarak ona sarıldım. “Artık beni bulduğuna göre, geçmişin geleceğin, her şeyi öğrenmenin vakti geldi. Bu hikaye bitmiyor Yaren asıl yeni başlıyor hatta daha başlamadı bile.”

Hayat o kadar acıttıktan sonra bir yerde artık gülme ve öğrenme zamanı diyordu. Gülebilecek miydim bilmiyordum ama bildiğim bir şey vardı biz 3 kişi büyüyecektik.

- - -

Şimdi ise size güzel haberler ile geliyorum. Ruhun Kefeni için son ayarlamaları yapıyorum son kez okuyup düzenlemeler yapıyorum ve yakında yarın veya 18’inde kitabımı Yayınevi ile görüşücem eğer ki kabul edilirse 5-6 ay sonra RK’yı kitap olarak okuyacağız. Benden yazarlık süreci veya kitabım hakkında, yayınevi hakkında bilgi almak isterseniz ;

İnstagram: ruhunkefeni_1

Her zaman yazabilirsiniz.

Sizi Seviyorum

~Tubanur

Bölüm : 16.09.2025 14:32 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...