27. Bölüm
Tubanur Peker / Ruhun Kefeni (1 ve 2) / 27. Bölüm: Hoş Geldin

27. Bölüm: Hoş Geldin

Tubanur Peker
tubanurpeker1006

Kanadı kırık bir kuş gibiydim, çok çırpındım ama kadım çoktan kırılmıştı, kimse yardım etmedi ama ben hep tek iyileştim, iyileşmek zorunda kaldım.

“Asu, İrem hadi siz oyun oynayın ablacığım.” Dedim ve ikisi de beni öpüp oyun oynamaya gittiler.

“Yaren senin kaderin doğduğunda yazıldı kızım, ilk ruh ikizi olarak doğduğunda içinde ki vampir ruhunu veya ruh ikizliğini bitirmek zorundaydık, babaannen beni öldürmeye kalkana kadar her şey iyiydi ama bilmediği bir şey vardı beni öldürseydi tüm soyumu da öldürecekti. Sen seçimim olamazdın ve bende İrem’i seçmek zorunda kaldım planlar yaptık halanla.” Dediği an sözünü kestim.

“Halam mı?” Diye sordum şaşırarak, benim halam yoktu ki.

“Eva hoca dediğin kişi aslında senin halan Yaren.” Dediği an başımdan kaynar sular döküldü.

“Ama nasıl, babam bir kardeşi olduğundan hiç bahsetmedi?” Dedem gülerek bana baktı.

“Baban bizi reddettiğinden beri Eva ile konuşmayı da reddetti, Eva en çok karşı çıkan kişiydi. Sonra sen doğdun planlarımız başladı, planımızda annen ve babanın ölümü yoktu ama onların ölümü bize her şeyiyle daha kolay yol çizmemizi sağladı. Eva Ayaz’ın vampir olduğunu biliyordu Doğa’nın durmadan sakar ve geç kalan biri olduğunu da biliyordu. Böyle başladı planlı bir şekilde ilerlediniz, benim bile şaşıracağım derece iyi ilerlediniz. Geçmişine gelecek olursak Yaren, hiç temiz bir geçmişin yok iki düşman ailenin çocuklarısın. Annenin ailesi düşmanımızdı ama annen de kendi kimliğini, kendi vampirliğini reddetti babam için, düşmanlık anneannenin bana aşık olması yüzünden başladı yoksa iki aile de çok iyi dostlardı. Annen ve baban evlendi abin doğdu büyümeye başladı ama unuttukları bir şey vardı genlerinde reddetseler bile vampir kanı vardı ve bu sana ve İrem’e direkt vurdu. En çok sana geldi ama sen insanlığını kaybediyorsun Yaren.” Dedi dedem ve ona korkarak baktım.

“Bıçaklanmam, kan görünce canımın çekmesi bundan olabilir mi?” Diye sordum korkarak.

“Evet Yaren, sen birilerinin atası olmak için doğdun ve vampirliğini reddetmen gerçekten istemediğim bir şey. Kraliçeliğin senindir taç’ı geri istemiyorum ben daha çok yeni vampirlerin eğiticisi olmak için var olduğumu öğrendim.” Dediği an yüzüne baktım.

“Ama bir parti şart dede.” Dedim gülerek ve onu kolundan tutup yukarı odaya çıkardım. 1 aydır bu durumu planladığımız için dedeme oda ve parti için kıyafet hazırlamıştık.

“Senin kadar düşünceli bir kraliçe görmedim.” Dedi dedem gülerek ve ona sarıldım.

“Hadi istersen duşa falan gir dede ben İrem ve Asu ile ilgileneceğim.” Dedim ve odadan çıkıp Asu’nun odasına gittim.

“Küçük hanımlar duşa giriyorsunuz ve akşama parti var evimizde hazırlanacaksınız.” Dedim ve İrem’e baktım. “Duş için yardım ister misin?” Diye sordum, benden çekiniyordu.

“Hayır abla ben kendim girerim duşa.” Dedi ve onu öptüm.

“Tamam canım yan oda senin odan olacak hazır değil ama yakında hazırlayacağız bir kaç kıyafetin de var yarın alışverişe çıkar ikinize de güzel elbiseler kıyafetler alırız tamam mı?” Diye sordum ve heyecanlandı.

“Tamam ablacığım.” Dedi ve yanağıma öpücük kondurdu. O odasına giderken ben Asu’ya baktım.

“Duş aldırmamı ister misin, yardım edim mi?” Diye sordum ve gülerek cevap verdi.

“Köpük banyosu yapalııım.” Dedi heyecanla ve gülerek ona cevap verdim.

“Hemen çıkmamız lazım güzelim saçımı kurutup seni hazırlayacağım ve sonra İrem’e yardım edicem.” Dedim ve elini tutup odada ki banyoya götürdüm. Duş almasında yardım ederken bana baktı.

“Abla o kız kim?” Diye sorduğunda bunu hiç düşünmediğim aklıma geldi.

“O da bizim kardeşimiz güzelim.” Dedim ve saçını yıkamaya başladım. İrem hakkında bin tane soru sorduktan sonra sonunda çıkmıştık. Üstünü giydirip dolabından mavi bir elbise çıkardım, mavi ona çok yakışıyordu. Saçlarını kurutup topuz yaptım ve ayağına topuklu giymek istediği için beyaz topuklu ayakkabı giydirdim. “Eğer yorulursan söyle burada babetler var onlardan giydiririm tamam mı?” Diye sordum.

“Tamam ablacığım.” Dedi ve onu öptüm. O sırada Doğa geldi odaya ve Asu’yu ona bırakıp İrem’in odasına gittim kapıyı vurup içeri girdim. “Müsaitsin dimi ablacığım?” Dedim ve ona gülümsedim. Elbise giymişti ve saçlarını tarıyordu. “Gel saçlarını ben kurutup yaparım.” Dedim ve yanına gittim.

“Teşekkür ederim abla ama gerek yok ben kendim yapabilirim.” Dedi ama izin vermedim onun da saçlarını yaptım ve örüp maşaladım.

Sonunda odama gelip kendime siyah dar ve kısa bir elbise seçtim, onu giyerken saçımı ve makyajımı nasıl yapsam diye düşündüm ve sonunda buldum. Saçımı topuz yaptım ve saçlar bıraktım onları da maşalayıp makyajımı yaptım.

“Ay hazırlandın mı bende hazırlandım sonunda ya.” Diyerek içeri girdi Doğa, bende ayakkabılarımı giyiyordum.

“Dedem hazır dimi?” Diye sordum ve Doğa güldü.

“Herkes hazır, herkes geldi ve seni bekliyorlar.” Dedi koşarak odadan çıkıp dedemin yanına gittim.

“Hadi çıkalım.” Dedim dedeme. Asu ve İrem de aşağıdaydılar, onların anlaşması aşırı hoşuma gidiyordu artık.

“Hadi gidelim.” Dedi dedem ve merdivenlerden inerken sesler yükseldi ama benim gözüm yine o gölgedeydi, okulda gördüğüm o gölge buradaydı. O gün ciddiye almamıştım ama şu burada olması beni ürkütmüştü.

“Kralımız hoş geldiniz.” Sesleri yükselmeye başlamıştı. Merdivenlerden tamamen indik ve dedem tahta oturdu, herkes bana baktı, tacım yoktu çünkü bilerek takmamıştım.

“Kraliçem tacınız buyurun unutmuşsunuz.” Dedi ve tacım getirildi. Dedem elimi tuttu ve tacı alıp başıma koydu, bana sarıldı taht senindir.” Dedi ve ayağa kalkıp beni oturttu. “Kraliçem kokteyl ister misiniz?” Diye sorunca gülümsedim.

“Her zamanki gibi çilekli.” Dedim ve Doğa koşarak yanıma geldi.

“Tam bir kraliçesin.” Dedi mutlulukla.

“Kız Yaroş çok güzel olmuşsun.” Dedi Kuzey ben ayağa kalktım ilk Doğa’ya sarıldım sonra ise Kuzey’e sarıldım ve yine bir gölge gördüm.

“Kraliçem kokteyliniz.” Dedi ve kokteyli alıp içmeye başladım.

“Ben taht’a otursam ne olur ki?” Diye sordu ve taht’a oturunca bağırmaya başladı.

“Salak Kuzey kraliçeden izin alıp oturman lazım.” Dedi Doğa ama benim gözüm o gölgedeydi.

(Ayaz’dan)

“Ayaz sana bir şey demem lazım dinle artık!” Dedi Doruk ve sinirle ona baktım.

“Ne diyeceksen de artık çek git.” Dedim ve o an Mira geldi, gözlerinde korku gördüm.

“Bu kadın seni kandırıyor!” Dedi ve ona baktım.

“Ayaz sarhoş bu gerizekalı dinleme onu hadi canım çok acıyor zaten.” Dedi Mira ve Doruk’un yüzüne kapıyı kapattım ve telefonumu elime aldım. Yaren mesaj atmıştı 1 ay önce.

‘O gece yaşanan her şeyden o kadar pişmanım ki, seni siliyorum Ayaz hayatımdan, kalbimden ve ruhumdan siliyorum.’ Yazıyordu mesajda, bu mesajı her gün okuyordum çünkü ondan geriye sadece bu mesaj kalmıştı.

“Yaren’i mi düşünüyorsun?” Diye sordu Mira.

“Evet.” Dedim hüzünle.

“Parti veriyor bugün.” Dedi ve şaşırarak baktım.

“Ne partisi, bu kadar şeyden sonra parti mi veriyor?” Diye sordum sinirle.

“Sana veda partisi ve çok mutlu olduğunu duydum.” Dediği an hayat durdu gibi düşünmeye başladım. Sevgi neydi ki? Ben en son sevgiyi ondan aldım, Yaren’den şimdi nerede mi onu aldatmam yüzünden hayatına devam ediyordu, peki benim buna sinirlenip trip atmam ne kadar doğru olabilirdi ki? Çok saçma olurdu.

- - - 

Yarın bu satırlarda son günlerim ama bir anda her şey olabilir mesela ben 2. Kitabı yazmaya hemen başlayabilirim çünkü dün 2. Kitabı tamamen planladım ve 25 bölümlük bir kitap olacak neyse bu son bölümler biraz mutlu olalım.

Sizi Seviyorum

~Tubanur

Bölüm : 17.09.2025 19:33 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...