
Siz her şeyin değişeceğine emin olduğunda ne yapardınız? Değişimden kaçmaya çalışırdınız ama kaçan kovalanır kuralını hiç bir zaman unutmamalıyız.
“Sen bizim bildiğimiz kan içen vampirsin?” Çok merak ediyorum kan içmeyen vampir var mı, hatta gerçekten vampirlerin olduğunu bile yeni öğrendin Yaren salak olma kızım.
“Ben kan içmeyen vampir daha görmedim ama galiba ben öyleyim kan içiyorum.” Dedi gülümseyerek. Daha dün tanıştığım çocuğun insan dışında bir varlık olduğunu öğrenmiştim ve şimdi ne yapacağımı bilmiyordum.
“Kabul et, merak ediyorsun. Vampirlerin nasıl yaşadığını, nasıl avlandığını… Korkuyorsun ama gözlerini benden ayıramıyorsun.” Haklıydı dalgaya vuruyordum ama korkuyordum ama gözlerimi de ondan alamıyordum.
“Beni telkin ettin ısırdın ama bilemiyorum sanki doğru değil gibi inanamıyorum.” Dedim ve demez olsaydım. Ayaz bir an arkamdan belirdi.
“Korkmaaa.” Dedi gülerek.
“Tamam kabul vampirmişsin.” Dedim tedirgin bir şekilde gülerek.
“Kalp atışlarını duyuyorum çok güzel atıyor.” Dedi.
“Korkuyorum.” Dedim.
“Seni koruyacağım.” Dedi.
O sırada Ayaz’ın soğuk nefesini boynumda hissettim elini boynuma değdirdi. Benden ne istiyordu ki, kanımı mı, yoksa benimle oyun mu oynuyordu? Seni koruyacağım dedi ama kimden koruyacak daha bilmiyordum kafamda o kadar sorular vardı ama cevapları yoktu. İçimden bir ses kaçmam gerektiğini söylüyordu ama diğeri kal gitme diyordu.
“Benden kaçmaya çalılsan da, kaçamazsın!” Dedi. Korkuyor muydum? Evet ama aynı zamanda bu tuhaf çekime karşı koyamıyordum. Ayaz’ın gözlerinde tuhaf bir şey vardı, beni kendine çekiyordu. Ayaz tam karşıma geçti ve bana çok yakın durdu ve kulağıma fısıldadı “Kaçman gerekmiyor biliyorsun dimi, yanında durabilirim.” Dedi.
Kalbim hızlandı nefesim düzensizleşti. İçimde bir ürperti hissettim ama bu sadece korku değildi Daha farklı bir şeydi. Ne olduğunu bilmiyordum ama Ayaz’ın varlığı beni hem ürpertiyor hem de garip bir şekilde güvende hissettiriyordu. Ayaz yine kulağıma yaklaştı. Sesi öylesine alçak ve pürüzsüzdü ki, adeta bir şarkı gibi kulağıma yankılandı. Onun bu kadar yakın olması nefesimi kesmişti. “Sana zarar veremem, vermelerine izin vermeyeceğim ölümü göze alırım ama sana zarar gelmesini göze alamam insani ruhum bir kefenin içinde kaldı ama sen benim insani yanımsın.” Dedi
Sözleri içime işledi. Mantığım, bir vampirin insani bir yanının olamayacağını söyordu ama gözleri… Gözler bambaşka bir şey anlatıyordu. Bir katilin gözleri değil, kaybetmekten korkan birinin gözleriydi. O an bir şeyin farkına vardım sesi titremiyordu, sesi titremese de sesinde bir ağırlık vardı. Sanki yüzyıllardır sakladığı bir sırrı ilk kez itiraf ediyormuş gibi. Gerçekten böyle mi hissediyordu, yoksa bana söylediği her şey bir oyunun parçası mıydı?
“Bu kadar kaldığımız yeter her kalan her şeyi evde konuşalım Asu uyuduktan sonra, şimdi ders zamanı.” Dedi benden uzaklaşarak. “Şu an aklın çok karışık,” dedi, sesi artık daha soğuk geliyordu. “Ama her şeyi öğrenmenin zamanı gelecek. Sadece sabırlı ol.” Dedi, her şeyi öğrenmek istiyordum ama öğrendiklerimi kaldırabilecek miydim bilmiyordum.
“Derse geç kaldı hoca birazdan sınıfa girecek herkes sınıftadır Ayaz!” Dedim beni kucağına aldı.
“Gözlerini kapat,” dedi, itaat ettim. Ve gözlerimi açtığımda sınıfın kapısının önündeydim. Sınıfa girdik sırama oturdum ve Doğa bana baktı.
“İyi misin her şeyi anlattı mı?” Diye sordu.
“Evet, anlattı ne hissetmem gerektiğini bilmiyorum.” Dedim ve hoca içeri girdi herkes ayağa kalktı ve hoca oturun çocuklar dedi.
“Alışırsın zor biliyorum ama alışırsın.” Gülümsedim ve camdan dışarı bakarak düşündüm. Ayaz beni kucağına aldığında vücudum istemsizce gerilmişti. Kalbim, sanki göğüsümden fırlayacakmış gibi atmıştı. Ama onu durduramamıştım. Sanki içten içe, ona güveniyordum. Bu beni daha da korkutuyordu beni aslında. Neden korkuyordum ki, içten içe ona güvenirken neden korkuyordum? Gün o kadar hızlı geçmişti ki ne ara okul bitti bilmiyordum, kendimi Ayazla birlikte Asu’yu okuldan alırken buldum. Eve gelip üstümüzü değiştirmiş ben yemek yaparken Ayaz’da Asu ile oynuyordu. Ona dokunmuyordu bilekliğin onu öldüreceğini biliyordu.
“Asu ablacım bilekliği verir misin kaybolmasın daha rahat oynayın.” Dedim ve Asu’dan bilekliği aldım. Ayaz teşekkür eder şekilde bakmıştı. Galiba ona güveniyordum kardeşimi bile emanet edecek kadar koruyacaktı biliyordum.
Ayaz, yemek yemesi gerekmediği halde önündeki tabağa bakıyordu. Asu’nun gözleri ise onun üzerindeydi, bir çocuk merakıyla “Sen yemek yemiyor musun?” Diye sordu, Ayaz hafifçe gülümsedi.
“Ben çok aç değilim,” dedi, ama Asu tatmin olmamıştı.
“Hiç mi? Ama ablam hep aç olur.”
Ayaz bana kısa bir bakış atı ben de göz devirdim. “Asu, herkes aynı değildir,” dedim.
“Tamam Yaren sakin ol yerim birazcık yeter ki Asu kırılmasın.” Dedi ilgili bir şekilde.
“Zorunda değilsin o her şeye böyle merak etmese olmaz!” Dedim sinirlenerek.
“Abla neden kızıyorsun sadece Ayaz abi hasta mı onu merak ettim, bende hasta olunca aç olmuyorum ya.” O an bu kadar masum olması beni duygulandırdı.
“Ben doydum.” Dedim ve bulaşıkları alıp makinenin içine koydum, Asu’nun odasında ki ödevlere baktım o sırada ikisi de yanıma geldi. “Matematik ödevi varmış.” Dedim ve Ayaz kitabı aldı ve birlikte yere oturdular. “Hasta olacaksınız!” Dedim.
“Sakin ol bir şey olmaz.” Dedi Ayaz ve yanlarına oturup onları izledim. Asu matematik problemleri ile uğraşırken, Ayaz bir kaç saniyede soruları çözüp anlatıyordu. Asu hayranlıkla gözlerini açtı, “Sen dahi misin?” Diye sorduğunda Ayaz gülerek omuz silkti.
“Sadece çok uzun zamandır öğreniyorum,” dedi neyse ki Asu bunun anlamını anlamamıştı. Birlikte bütün ödevler bitirip Asu’yu uyutma kısmına geçmiştik.
Asu gözlerini ovuşturarak, “Ablacım, hikaye anlatır mısın?” Diye mırıldandı. Ben konuşmadan önce Ayaz alçak bir sesle konuştu.
“Ben anlatabilirim.” Şaşkınlıkla ona baktım, ama Asu heyecanla yatağında doğruldu.
“Evet anlat!” Ayaz eski bir efsane anlatırken, sesi ninni gibi huzurluydu. Asu bir kaç dakika içinde gözlerini kapadı. Asu uyuduktan sonra Ayazla birlikte onun odasına gittik artık her şeyin açığa çıkma zamanı gelmişti ve geçiyordu.
“Sor bakalım.” Dedi Ayaz.
“Beni neden önemsiyorsun?” Diye ilk aklıma geleni sordum.
“Ruhunda insan olduğum zaman ki ruhumu gördüm ölmeden, kefene koymadan önce ki ruhum.” Dedi.
“Sana nasıl güvenebilirim?”
“Seni öldürmek için o kadar şansım vardı ama öldürmedim bana güvenmek içinde olması gerekiyor Yaren, görmen gerekiyor.” Dedi
“Gerçekten şu an kaç yaşındasın?” Diye soru yönelttim.
“168 yaşındayım.” Dedi inanamadım.
“Ohaaa.” Ayaz güldü.
“Özelliklerin ne vampir olarak ne yapabiliyorsun.” Diye sordum
“Normal insanlardan fiziksel olarak daha güçlüyüm, insanların kalp atışını duyabiliyorum, hızlı hareket edebiliyorum, telkin edebiliyorum, karanlıkta görebiliyorum, sis olabiliyorum, güneşte durmam için yeşim taşı kullanmam gerekiyor, davet edilmeden bir eve giremiyorum ve gümüşü kalbime sokmadan veya kolyende ki çiçeğe dokunmadan ölmüyorum.” Dedi.
“Bu ne biçim lise bunları yaz ver bana aklımda tutamam.” Dedim ve güldü.
“Yazarım.” Dedi
“Vampirler tehlikeli mi?” Diye sordum.
“Bilmiyorum.” Dedi ve geçiştirdi. “Yaren ben çok yoruldum uyuyalım mı artık hadi.” Diye sordu.
“Sıktım mı seni?”
“Hayır uykum geldi sadece.” Dedi. Odama gittim uyumaya tam hazırdım ve camdan gelen tıkırtıyala irkildim. Perdeyi araladım ve karanlığın içinde bir gölge belirdi. Gözleri kırmızı mı parıldıyordu yoksa bu kadar şeyin psikolojik yansıması mı olmuştu? Ayaz bir anda yanımda belirdi ve pencerenin önüne geçerek beni arkasına aldı. “Yaren beni dinle, ne olursa olsun odadan çıkma Asu’nun yanına git ve odadan çıkma tamam mı?” Bu yabancı da kimdi kimin peşindeydi, benim mi yoksa Ayaz’ın mı? Ayaz neden bu kadar gerilmişti ki?
Hayat beni bir duvardan bir duvara atıyordu sonunda ne olacak bilmiyordum ama onun yanında ne kadar korksam da içimde bir güven hissi vardı şimdi yapmam gereken buydu kendimi ona bırakıp ona güvenmek.
- - -
Tekrar selam herkese nasılsınız bugün size soru sormayacağım Ruhun Kefeni hakkında bir sürpriz var İnstagram hesabımda olacak birazdan yazacağım. Bu bölüm çok güzel oldu okumanızı oylarınızı ve yorumlarınızı beklerim
Sizi Seviyorum
~Tubanur PEKER
instagram: ruhunkefeni_1
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 436 Okunma |
284 Oy |
0 Takip |
30 Bölümlü Kitap |