
İnsanlar asıl bir şeyleri kaybedince anlarmış değerini, evet kaybettim ama bu benim için çok değerliymiş der oysa önceden o değeri göremez.
Ayaz, Asu’nun saçlarını okşayarak onu uyuttu ve odadan sessizce çıkıp onu bekleyen arkadaşlarının yanına gitti.
“Ayaz olay ne? Bu kızın hayatı böyle değilmiş Asu’dan belli kız ilk defa böyle şeyler yaşadığı kesin noluyor?” Tarık’ın sorusuyla Ayaz Kuzey ve Tarık’a baktı. “Yarın ilk Asu’yu sonra sizi okula bırakacağım zaten son gün Doğa ve ben aramaya devam edeceğiz birilerinin durumu hocalara anlatması lazım. Asu’nun hocası da sorarsa rahatsızdı biz bıraktık dersiniz ağzınızdan sakın bir şey kaçırmayın, lütfen.” Tarık ve Kuzey ilk Ayaz’a sonra Doğaya baktı, yaşadıkları mantıklı gelmiyordu doğal olarak. Biliyorlardı ama Ayaz’ın dediklerini yapmazlarsa hiç bir zaman gerçeği öğrenemeyeceklerdi.
“Nasıl istersen Ayaz.” Dedi Tarık ve Kuzey’e baktı.
“Biz sizden değil miyiz niye her halt bizden saklanıyor Ayaz, cevap ver neden bizden saklama gereği duyuyorsunuz?” Ayaz’ın gözleri dolmuştu, bir vampir ağlayabilir miydi, bir vampirin nasıl duyguları vardı?
“Her şey çok yakında ortaya çıkacak sadece bekleyin bir şeyler yakında ortaya çıkacak, sadece bekleyin.” Ayaz hepsini bırakıp Asu’nun odasına gitti, korkuyordu bir daha gider diye Yaren’in emanetini koruyabilmek için her şeyi yapardı, sonunda can vermek zorunda kalsa bile olsa verirdi.
Ayaz ve Asu beraber uyumuştu ve saat 6’da Doğa odaya girdi ve Ayaz’ı uyandırdı. Ayaz uyku sersemi olarak Doğa’ya baktı.
“Ayaz acıktım.” Dedi Doğa. Ayaz sağına baktı Asu’yu uyurken görünce üstünü örtüp Doğa ile odadan çıktılar.
“Asu’nun yanında böyle konuşma, çok çabuk sorgulayan biri.” Dedi Ayaz ve birlikte evin en alt katına indiler. Doğa 2 tane kan içmişti bile Ayaz 1 taneyi zor bitiriyordu. Doğa’yı zorla geri çekti ve dolabı kapattı.
“Bırak Ayaz.” Diyerek dolaba saldırdı Doğa.
“Yeter Doğa kendine gel dayanman lazım.” Doğa kabul edemiyordu bu durumu kan içmeden duramıyordu çok acıkmıştı. Ayaz, Doğa'yı anlayabiliyordu ama en büyük korkusunu yaşamak Ayaz'ı daha derinden etkiliyordu.
"Ayaz ben doymuyorum." Doğa çaresiz bir şekilde yere çöktü ve ağlamaya başladı. Ayaz o kadarf çaresiz bir durumdaydı ki ne yapacağını bilemez bir hale gelmişti, bir taraftan hoşlandığı kadın bir tarafta çocukluğunu gördüğü bir arkadaşı vardı. Doğa kendine gelince yukarı çıktılar ama Asu'nun korku dolu bakışlarını gördü.
"Ayaz abi." Diyerek sarıldı Asu Ayaz'a. Ayaz yere çöktü ve Asu'ya sarıldı. Doğa ve Ayaz birbirine baktı anlam veremez halde.
"Güzelim n'oldu?" Asu, Ayaz'a baktı ve konuştu.
"Doruk abiyi gördüm odamda ama o Doruk abim değildi, çok korkunç bir yüzü vardı bu kağıt'ı sana vermemi söyledi ve camdan gitti." Asu kağıt'ı verip Ayaz'a yeniden sarıldığında Ayaz ve Doğa birbirne baktı.
"Yaren'in nerede olduğu belli oldu." Dedi Doğa.
"Sus Doğa!" Diye uyardı Ayaz.
"Ben kahvaltı hazırlıyorum yiyip okula gidersiniz tamam mı Asucum?" Diye sordu Doğa.
"Olur, ama beni Ayaz abim bıraksın." Diye Ayaz'dan ayrıldı Asu.
"Tamam o zaman sizi okula bırakıp abla'nın yanına gidicez tamam mı güzelim?" Hepsi birlikte kahvaltı yaptıktan sonra Ayaz, ilk Kerem ve Tarık'ı okula bıraktı sonra Asu'ya baktı.
"Eğer Doruk abin yeniden gelirse bilekliğini çıkarman gerektiğini söylerse ne olursa olsun sakın çıkarma seni bir yere götürmek isterse sakın sen gitmeyi isteme sana dokunmamasını tüm kalbinle iste tamam mı? Seni ablana götürücem bile dese sakın kabul etme tamam mı?" Dedi Ayaz.
"Tamam Ayaz abi." Dedi Asu, Ayaz'u ve Doğa'yı öpüp okuluna gitti.
"Sence okula bırakmak güvenli bir şey miydi?" Doğa'nın sousu ile Ayaz'ın içinde ki şüphe daha çok büyüdü.
"Ne olacak bilmiyorum ama umarım Asu için güzel bir şey olur bugün." Ayaz, Asuyu arkasında bırakıp gaza bastı. Her ne olursa olsun Doruk'u her yerde arayacak ve bulacaktı bu ayrılığın hesabını ona soracaktı.
"Onu koruyamadım." Dedi bir anda Ayaz. "Allah kahretsin ki onu koruyamadım." Direksyona vurmaya başladı ve Doğa araya girdi.
"Sağ'a çek arabayı Ayaz!" Ayaz arabayı sağ'a çekti gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı.
"Ayaz, sen ağlıyorsun?" Dedi Doğa.
"İçimde ki insanlığı ortaya çıkaran bir kadın uğruna ağlamamak saçmalık olurdu zaten." Dedi Ayaz.
"Vampirler nasıl ağlıyor?" Ayaz gözleri dolu bir şekilde Doğa'ya baktı.
"İnsanken nasıl ağladıysan bizde öyle ağlıyoruz Doğa." Dedi Ayaz. Sinirle arabayı çalıştırdı ama sonradan not geldi aklına. Kağıt'ı açtı ve okumaya başladı. "Benim evim bildiğin yerde değildir, benim evim sümbüllü geçmiştedir. Bırak bugünde aramayı, gel geçmişine." Doğa, Ayaz'a baktı.
"Notlar bence bizi bir yere çekmeye çalışıyor, aslında Yaren'de bu yüzden kaçırılan oldu arayacağımızı biliyorlardı ve en masum Yaren'i buldular ve amacı senin canını yakmak. Ayaz bu Doruk bizi bir yere çekmeye çalışıyor, bu Doruk biriyle çalışıyor bir düşmanla geçmişte acı çekmiş bir düşman ama bu. Notlarda hep sümbül kokusu diyor biliyor musun bu sümbül kokusunu?" Doğa'nın sorusu ile Ayaz'ın gözleri açıldı.
"Çok eskiden bir evimiz vardı Mira ile kalırdık ama Doruk'ta bazen gelir kalırdı eğlenirdik, bahçesi buram buram sümbül kokardı buradan baya uzak bir yer oraya gidelim hadi." Ayaz tam arabayı kullanacakken Doğa atladı.
"Hayır., yarın çıkıyoruz Asu ile vedalaş bende Kerem'le gidip dönememek var Ayaz, Asu anlayamaz ama son kez o çok sevdiğin küçük kızın kokusunu alırsın." Dedi Doğa ve Ayaz'la birlikte yola koyuldular.
(YAREN'DEN)
Neredeydim bilmiyordum ama buram buram sümbül kokularını alıyordum. En sonunda gözlerim ve ağzım açılmıştı. Günlerdir buradaydım ve sadece yemek yemek ve su içmek için ağzım açılıyordu, gözlerim ise hiç bir zaman açılmamıştı. Tam karşımda duran kişiyi görünce şok içinde baka kaldım.
"Sen nasıl adi biriymişsin ya." Dedim nefret içinde Doruk'un gözlerine bakarak.
"Merak etme güzelim sen sadece bir piyondun." Dedi bir kadın sesi, hareket ettiğini anlıyordum çünkü topluklu ayakkabısının sesi o kadar yüksek geliyordu ki. Tam arkamda durduğunu anladığımda ışıklar kapandı.
"Merak etme ben gittikten sonra ışıklar açılacak ama biraz sohbet etmekl istedim." Dedi güldüğünü anlıyordum. "Doruk küçük kardeşinin yanınmdan geldi, iyi olup olmadığını sormayacak mısın?" Dedi.
"Doruk, nolur cevap ver Asu iyi mi?" Doruk gülümsedi.
"Ayaz'ın yanında okuluna bıraktılar şimdi de seni arıyorlar." Dedi ve cebinden çıkardığı telefonla Asu'nun fotoğraflarını gösterdi bana. O an şükrettim ama kalbimde içimde ağlama hissi vardı sanki birinin canı yanıyor ve kalbimde bunuı çok derinden hissediyordu.
"Ayaz'la bağın var yani şu an içinde seni dürten hislere bakılırsa." Nasıl yani?
"Ne dedin sem ne anlama getirdin?"
"Ayaz ağlıyor tabii şaşırıyorum bir vampire insani bir duyguyu nasıl geçirdiğine." Şok içinde baktım aynen öyle ŞOK içinde karanlığa baktım.
"Ayaz'ı tanıyor musun?" Diye sordum.
"Ne sandın Yaren? Sence tanımasam seni neden kaçırırdık, bu kadar zevksiz ve güzel olmayan bir kızı, vampir bile değilsin." Dedi dalga geçer bir tavırla.
"Sen kimsin?" Diye sordum.
"Adımı Ayaz geldiğinde öğreneceksin ama şimdilik şunu bil Ayaz'ın istemediğim halde vampir yaptığı biriyim." O an şok içinde baktım Ayaz yani benim tanıdığım Ayaz birine zarar verdiğinde vicdan azabından yaşayamazdı. Hislerim neymiydi aldatılmış gibi, kandırılmış gibi hissediyorum. Ayaz'ın sırada ki vampir yapacağı kişi ben miydim diye düşünmeden yapamıyordum.
Ey güzel sümbül kokuları git sevdiğime onu sevdiğimi söyle anlarsa gel es bana, anlamazsa söyle bana beni tanımadığını.
- - -
Giderek bu gizemli kişinin kim olduğunu anlamya başladık galiba. Anlayanlar veya tahmini olanlar yorumlara tahminini iletebilir hepsini okuyup cevap vereceğim ama şunu da unutmayın bu kişi hiç okumadığımız adımnı bile bilmediğimiz biri olabilir neyse size iyi okumalar.
Sizi Seviyorum
~Tubanur PEKER
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 436 Okunma |
284 Oy |
0 Takip |
30 Bölümlü Kitap |